Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1069 E. 2018/163 K. 14.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1069 Esas
KARAR NO : 2018/163
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/11/2015
KARAR TARİHİ : 14/02/2018 (Tefhim Tarihi) – 02/03/2018 (Yazılma Tarihi)
Mahkememizde görülmekte olandavanın yapılan açık yargılama sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkili şirketin eski ortağı olduğunu, 15/01/2015 tarihinde ortaklıktan ayrıldığını, davalının şirket ortaklığı sırasında ………..com adlı bir internet sitesi kurduğunu, bu site üzerinden çeşitli ürünlerin online satışını gerçekleştirdiğini, davalının sattığı bu ürünlerin bir kısmının alımını, müvekkil şirket üzerinden gerçekleştirdiğini, müvekkili şirket ile hiçbir ilgisi bulunmayan söz konusu satın almalardan dolayı müvekkili olduğu şirketin üçüncü şahıs şirketlere toplam 8.246,56-TL. borçlandırıldığını, borçları şahsen ödeyeceğine dair tüm taahhütlerine rağmen, şirket ortaklığından ayrıldıktan sonra bu borçları ödemeye yanaşılmadığını, ayrıca müvekkili … ile davalının şirket ortaklığı döneminde şirketin bir kısım giderlerinin tarafların şahıs hesaplarından ödendiğini ve taraflar arasında ½ oranında karşılandığını, davalının kendi hissesine düşen bedeli karşılamaması nedeniyle şahsen müvekkili … nezdinde 2.160,30 TL alacağın doğduğunu, taahhütlerin yerine getirilmemesi nedeniyle ……Noterliği’nin …. tarih, ….yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek borcun ödenmesi bildirildiğini, 31/08/2015 tarihinde davalı borçluya karşı İstanbul 21.İcra Müdürlüğü’nün ….. E. sayılı dosyasında bir icra takibi başlatıldığını, ancak borçlu, bu takibe karşı yetki itirazında bulunması üzerine bu kez İstanbul Anadolu 1.İcra Müdürlüğü’nün…. E.sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve davalının söz konusu takibe de haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirketteki hisselerini tüm aktif, pasifleri ve tüm borç ve alacağı ile birlikte …… Noterliği’nin ….tarih ve …. yevmiye numaralı pay devir sözleşmesi ile davacı …’a devrettiğini, davacının da hisseleri aktif ve pasifleriyle birlikte devir aldığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında cevap dilekçesini tekrar etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlekte değerlendirildiğinde; talebin ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali olduğu, davacı tarafça, davalının eski ortağı olduğu şirketin masraflarının yarısından sorumlu olmasına rağmen ödemediği ayrıca davacı şirket ile ilgili olmayan davalı tarafça yapılan masrafların da şirket tarafından ödendiğinden bahisle başlatılan takibe itirazın iptalinin talep edildiği, davalı tarafça davacı şirket hisselerinin tüm aktif ve pasifi ile davalıya devredildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin talep edilidği anlaşılmıştır. İtirizan iptali davasının kabul edilebilmesi için öncelikle yetkili yer icra dairesinde başlatılmış, usulüne uygun takip bulunmalıdır. İtirazın iptali davaları ve icra takiplerinin yapılacağı icra daireleri bakımından özel yetkili mahkemeler düzenlenmemiştir. İİK’nın 50.maddesinde “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir” düzenlemesine yer verilmiştir. HMK’nın 14/2.madde ve fıkrasında da “Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. “düzenlemesine yer verilmiştir. Eldeki dava bakımından; davalının takibe konu olan alacakların doğum tarihinde davacı şirketin ortağı olduğu, talep edilen alacakların bir kısmının davacı şirketin harcamalarının ortakları arasında yapıladığı iddia edilen 1/2 oranında karşılama yönündeki anlaşmaya binaen davalının ortak olması nedeniyle istendiği, bir kısım alacağın ise davalı tarafça şahsen yapılmasına rağmen davacı şirketin ortağı olması nedeniyle davacı şirketten karşılandığından bahisle tahsiline ilişkin olduğu, bu hali ile taraflar arasındaki alacak iddiasının davacı ortak ve şirket ile alacakların doğam tarihinde ortak olan davalıdan ortaklığına binaen istendiği, davacı şirketin merkezinin de ticaret sicil kaydına göre Mecidiyeköy olduğu, HMK’nın 14/2.maddesi dikkate alındığında talep edilen alacaklar bakımından şirket merkezinin bulunduğu yer icra dairelerinin kesin yetkili olduğu, ancak eldeki davaya konu olan icra takibinin yetkisiz olan İstanbul Anadolu İcra Dairesi’nde başlatıldığı anlaşılmakla, kesin yetkili yer icra dairesinde yapılmış usulüne uygun takip bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın usulünce yapılmış takip bulunmadığından REDDİNE,
2- Alınması gereken karar ve ilam harcı 35,90 TL olduğundan peşin alınan 96,65 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 60,75 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadeine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı yan üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 2180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.14/02/2018