Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1043 E. 2021/1374 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/1043 Esas
KARAR NO: 2021/1374
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/11/2015
KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının ———- yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkili aleyhine —– dosyasından kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlattığını, takibin kesinleştiğini ve müvekkilinin adresine fiili hacze gidildiğini, hacizde durumun davalıya anlatıldığını, ilgili çek hakkında iptal kararı olduğunun söylendiğini ve istirdat davası açılacağı ihtirazı kaydıyla dosya miktarının icra baskısı altında müvekkilinden alındığını, işbu takip mesnedinin —- bedelli çek ve bazı çeklerin dava dışı—elindeyken çalındığını, ilgili şirket tarafından— sayılı dosya ile—- duyurusunda bulunduğunu ve ayrıca —– sayılı dosyasından iptalinin istendiğini, dava konusu çekin davalı tarafından bankaya ibraz edildiğini, çek hakkında ödeme yasağı olduğu belirtilerek bankacı işlem yapılmadığını, ödeme yasağından sonra takip tarihinden önce—— tarihinde de çek hakkında iptal kararı verildiğini, takip dayanağı çekin tahrif edildiğini, senet metninin incelenmesinde çekin düzenleme tarihinde değişiklik yapıldığının açıkça görüleceğini, davalının takip alacaklısı olarak kötü niyetli olduğunu, ciro silsilesi ve çekte yer alan cirolara bakıldığında mahkeme kararı ile işlem yapılmadığı çekin keşide tarihinin tahrif edilerek ileri tarihli günün atıldığının görülmesi karşısında basiretli olması gereken bir tacirin bu çekin hukuken sakatlığını fark etmemesinin mümkün olmadığını, müvekkili hakkında bu takipten sonra —–sayılı dosyası ile yine aynı savcılık dosyası ve mahkemenin iptali kararında yer alan —- bedelli çekle icra takibi yapıldığını, taraflarınca—– sayılı dosyası ile itiraz edilerek icranın durdurulması kararı alındığını, davalının çekin iptalinden haberinin olmasının, ciro zincirlerine bakıldığında bankaca çek hakkında mahkeme ismi ve numarası da verilerek ödeme yasağı olduğunun yazılması, —- unvanının kaşesiz yazılması, —- adlı, cirantanın adresinin dahi olmamasının çekin açıkça tahrif edildiğinin çıplak gözle görülmesi, bu takipten sonra iptal kararı alınmasının, başka çek hakkında müvekkili aleyhine tekrar icra takibi yapılması vs nedenlerin davalının kötü niyetle hareket ettiğinin ve ağır kusurlu olduğunun açık göstergesi olduğunu, tüm bu nedenlerle borçlu olmadığı halde müvekkili şirketten icra baskısı altında alınan ———–tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; müvekkilinin —– büyük tacirlerinden biri olduğunu, alacağı olmayan bir bedeli tahsil etme amacıyla ya da sırf davacıyı zor duruma sokmak amacıyla kötü niyetle hareket etmesinin söz konusu dahi olamayacağını, müvekkilinin —- yılındaki cirosunun yaklaşık —olduğunu, bu denli büyük bir firmanın takibe konu çeki kötü niyetle tahsil etmeye çalıştığı iddiasının abesle iştigal olduğunu, müvekkilinin dava dışı üçüncü şahıs ile olan ticaretinden dolayı dava konusu çeki aldığını, hatta dava dışı üçüncü şahıs ile arasındaki yıllardır süregelen ticaret nedeniyle pek çok çek alışverişi söz konusu olduğunu, davacının müvekkili tarafından—— dosyası ile açılan icra takibinde ödeme emrinin tarafına tebliğ edildikten ve yasal süreler içinde bizzat ya da vekili aracılığı ile herhangi bir itirazda bulunmamasının icra hukuk mahkemesinde tedbir talepli başvurmasının genel yetkili mahkemelerde menfi tespit davası açması gibi hukuki yollara başvurmaması sonucu icra takibinin kesinleşmesi üzerine taraflarınca fiili haciz üzerine dosya konusu borcu ödediğini, davacının sonradan istirdat talebinde bulunmasında hukuki menfaatinin olmadığını, kambiyo senetlerinin kamu güvenine dayandığnıı ve senet üzerinden anlaşılamayan ilişkilerin cirantalara karşı ileri sürülemeyeceğini, zira TTK’nun ilgili maddelerinin hak sahipliği hususunda kambiyo evrakını elinde bulunduran şahsın kendi hakkının müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde salahiyetli hamil sayıldığını açıkça belirttiğini, müvekkilinin haklı hamil olduğunu, alacağını talep etme hakkının bulunduğunu, icra takibine konu çek hakkında mahkeme kararıyla zayi-iptal kararı verilmiş olsa ve davacının çek bedelini başka bir cirantaya ödememiş olsa dahi bu durumun müvekkilinin alacak hakkını ve kendisine ödeme yapılmasını engelleyen bir durum olmadığını, çek iptal davalarının hasımsız olarak açıldığını, icra hukuku bakımından bu çeklerin icraya konu edilmesinde hukuken engel bulunmadığını, müvekkilinin dava konusu çeki ticari ilişkisi olan dava dışı üçüncü şahıstan ciro yolu ile aldığını, davacının müvekkili huzurunda imza atmadığını, bu nedenle müvekkilinin imzanın sahte olup olmadığını bilmesinin mümkün olmadığı gibi çeke duyulan güven nedeniyle bu hususta araştırma yapma zorunluluğu da bulunmadığını, tüm bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; hukuki netiliği itibariyle 6102 sayılı TTK’nun 792.maddesi uyarınca çekin istirdadı istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış,—– dosyası ve —- dosyası fiziki olarak,——– sayılı dosyaları uyap üzerinden mahkememizce celp edilmekle incelenmiştir.
Davaya konu bedelinin istirdadı talep edilen çek incelendiğinde —– bedelli olduğu, çekin arka yüzünde ilk cirantanın lehdar dosyamız davacısı —-olduğu cironun kanuni unsurları taşıdığı, sonrasında —-cirosunun bulunduğu ve bu cironun da kanuni unsurları taşıdığı, sonrasında yazı ile——-şeklinde bir ciro olduğu ancak bu ciroda şirket ünvanının kaşe ile değil de yazı ile yazılarak oluşturulmuş olması eksiklik olmasa da ünvan altında şirket yetkilisinin imzasının bulunmaması sebebiyle cironun geçersiz olduğu, esasen davaya konu çekin de —elinde iken çalındığı ve —- tarafından çekin zayii nedeniyle iptal davası açıldığı, ve davanın kabul edilerek çekin —- sayılı ilamıyla çalınan diğer çeklerle beraber iptal edildiği ve iptal kararının —– tarihinde kesinleştiği, davaya konu çekin çalınması sonrasında devam eden ilk cironun — isimli kişi tarafından yapıldığı ve cironun şeklen geçerli olduğu, sonrasında—– tarafından cirolandığı, cironun şeklen geçerli olduğu, ve nihayetinde son cironun ise dosyamız davalısı —olduğu, davalı son cirantanın çekin ödenmesi için muhatap bankaya ibrazda bulunduğu ancak çekin—- sayılı dosyasından ödeme yasağı bulunmakla ödenmediği , akabinde davalının —-numaralı dosyası ile çek dayanak gösterilmekle örnek — takibe geçtiği ve davcının —– tarihinde dosyaya konu borcu ödediği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; açılan davanın hukuki netiliği itibariyle 6102 sayılı TTK’nun 792.maddesi uyarınca ödenen çekin bedelinin istirdadı istemine ilişkin olduğu, dosyaya kazandırılan —–sayılı ilamı incelendiğinde taraflarının dosyamız ile aynı olduğu , —- takibinde takibe konu edilen çekin aynı hırsızlık fiiline ilişkin çeklerden olup huzurdaki davaya konu olmayan —- numaralı çek için açılmış imzaya itiraz davası olduğu, davamıza konu olmayıp tarafları aynı olan ve aynı hırsızlık fiili ile birlikte hırsızlanmış olan —- bedelli çekin üzerinde grafolojik inceleme yaptırıldığı ve davacının kaşesi üzerindeki imzaların davacı şirket yetkililerine ait olmadıkları tesbit edilmekle davacının imzaya itirazının kabul edilerek takibin durdurulduğu ve kararın — tarihinde kesinleştiği ,—-sayılı ilamı incelendiğinde ise davacısının davamıza konu çekin cirantası olan — davalısının ise dosyamız davalısı olduğu talebin ise takibin taliki olduğu ,bu dosyayla birleşen yine ———sayılı dosyasında ise davacının davamıza konu çekin keşidecisi olan —– olduğu , bu dosyada davamıza konu bedelinin istirdadı talep olunan çekin bilirkişi incelemesine tabii tutulduğu ve keşide tarihinin esasen —olmakla tahrifatla —- şeklinde değiştirildiği, ve değiştirilen keşide tarihi altındaki imzaların da keşideci şirketin yetkililerine ait olmadığının bilirkişi raporuyla isbat edilmekle, takibin iptal edildiği, esasen icra dosyasından getirtilip mahkememiz kasasında muhafaza edilen davaya konu çek incelendiğinde keşide tarihinde tahrifat yapıldığının çıplak gözle dahi anlaşıldığı, kaldı ki bu hususun——– sayılı ilamı ile de bilirkişi raporuyla da sabit olduğu, her ne kadar 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı,  ister  ciro yoluyla devredilebilen  bir çek  söz konusu  olup da  hamil  hakkını  790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde hüküm bulunup bu madde hükmüne göre, davalının çeki edinme nedenini kanıtlama yükümlülüğü olmasa da davalının çekin rıza dışında elden çıktığını bilmesi veya bilebilecek durumda olmasının gerekeceği , somut olayımızda davalının çalıntı olan başkaca çekler sebebiyle de davaya konu takipten sonra da davacıya karşı başkaca takiplerde bulunmasının davaya konu çekin rıza dışı elden çıktığını bildiği sonucunu doğuracağı, bu durumda davalının çek giriş bordrosu ve bir takım fatura sunmasının da mahkememizce muteber sayılmadığı, çekin rıza dışı elden çıkması halinde ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olacağı, davacının iddiasını kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerekeceği ve somut olayımızda davacının bu hususu kanıtladığı, kaldı ki çek üzerindeki ciro silsilesinin de tam olmadığı , tüm bunlardan başka keşide tarihinin çekin asli unsuru olduğu, keşide tarihinin tahrif edildiğinin çıplak gözle dahi anlaşılabildiği, ayrıca bu hususta bilirikişi raporu da bulunup mahkeme hükmüyle keşide tarihindeki tahrifatın isbatlandığı, keşide tarihindeki tahrifatın herkese karşı ileri sürülebilecek mutlak defi niteliğinde olduğu ve bu sebeple davacının tüm dosya kapsamında davalıya ödemiş olduğu bedeli ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle talep edebileceği anlaşılmış ve açılan davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KABULÜ ile;
— ödeme tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- KARAR HARCI;
Alınması gerekli 975,09 TL harçtan davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 243,78 TL peşin harcın mahsubu ile eksik bakiye 731,31 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-AVUKATLIK ÜCRETLERİ
Davacı kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacılar vekili için takdir olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
A-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 243,78 TL peşin harç, 4,10 TL vekalet harcı, 27,70 TL başvurma harcı toplamı 275,58 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-Davacı tarafından sarfedilen 76,50 posta ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ———– nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/12/2021