Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1028 E. 2022/551 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1028 Esas
KARAR NO : 2022/551
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/11/2015
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında gözetim hizmetleri sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin —-Maddesine göre gözetim denetim hizmetlerini yerine getirmesine rağmen davalı tarafından hizmet bedelinin ödenmediğini, alacağın tahsili için —– sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini, alacağın likit olduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan —- tarihli —- maddesine göre davacının çalıştırdığı personelin sözleşme ile kendilerine yüklenen görevlerini yerine getirirken müvekkilinin mallarına, çalışanlarına veya görevlerini ifa ederken üçüncü kişilere her türlü maddi zararlardan ve bunların telafisi için yapılacak masraflarda sorumlu olduğunu, davacı personelleri tarafından depo alanının gözetimi sağlanırken — tarihlerinde depoda hırsızlık olayının meydana geldiğini, bunun sonucunda depoda bulunan —- adet lastiğin çalındığını, davacı şirket personelinin görevlerini ağır surette ihlal ettiklerini, şüpheliler hakkında —– sayılı dosyası ile ceza davası açıldığını, ancak çalınan ürünlerin bulunamadığını, çalınan lastiklere ilişkin olarak davacı yana kısmı olarak — tarihli —- bedelli yansıtma faturası düzenlendiğini, —- yevmiye numaralı ihtarname ile tebliğ edildiğini, müvekkilinin taraflar arasındaki sözleşme gereği oluşan maddi zararın tazmini noktasında takas mahsup hakkını kullandığını savunarak; davanın reddine ve %40 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının —- meydana gelen hırsızlık olayında müvekkiline atfedilebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını, davalı ile yapılan sözleşmenin güvenlik hizmet sözleşmesi olmadığını, gözetim sözleşmesi olduğunu, müvekkilinin sözleşme gereği görevini ifa ettiğini, müvekkilinin sözleşmenin imzalandığı tarihte kapalı alan deposunun gözetim görevini yerine getirmekte olduğunu, davalının —— tarihinde ve sonraki dönemde açık alanda mal depolamaya başladığını, bunun riskli olduğunun ve alınması gereken tedbirlerin davalı yana bildirildiğini, bunlara ilişkin olarak hırsızlık olayı öncesinde tutanak ve yazışmalar olduğunu, davalı şirketin kendi kusuru ve ihmali sonucu hırsızlık olayının meydana geldiğini, müvekkili elemanlarının sadece kapı girişinde giren çıkanı gözetlediğini, lastiklerin kaç adet olduğunu bilmelerinin mümkün olmadığını, açık alanı gösteren kamera görüntülerinin davalı şirket elemanları tarafından izlendiğini, hırsızlık olayının ilk günden haber verilmediğini, lastik bedellerinin müvekkilinden talep edilmesinin haksız ve yersiz olduğunu, buna ilişkin olarak gönderilen faturaya süresi içinde itiraz edildiğini, faturanın iade edildiğini, davalının takas mahsup talebine muvafakatleri bulunmadığını belirterek; davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; iddianın genişletilmesi kapsamındaki beyanlara muvafakat etmediklerini, yapılan sözleşme ile —–deposunun güvenlik ve gözetiminin davacı şirkete verildiğini, davacının sözleşme konusu hizmetin ifasında kusurlu olduğunu, müvekkili şirketin deposundan —– sebep olduğunu, davacı vekili tarafından ileri sürülen, sadece kendi personelinin imzasını taşıyan ve hırsızlık olayından sonra düzenlenen tutanakları kabul etmediklerini, ceza dosyasındaki kamera kayıtlarından davacı personellerinin ihmali olduğunun açıkça görüldüğünü, oluşan zarardan davacı yanın sorumlu olduğunu, takas mahsup talebinde bulunduklarını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Dava, İİK’ nun 67/1 maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, sözleşme, ceza dosyası, tanık beyanları, —- sayılı dosyası, mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—- sayılı dosyasının incelenmesi neticesinde; davacı tarafından cari hesap alacağına istinaden davalı aleyhine, —- alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı yana — tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından —- tarihinde borca itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinin davacı yana tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
—– sayılı dosyasının incelenmesi neticesinde; davalı şirketin deposunda meydana gelen hırsızlık olayına ilişkin olarak başlatılan soruşturma ve kovuşturma neticesinde, dava dışı şüpheli sanıkların üzerine atılı suçu işlediklerinin sabit olmaması nedeniyle beraatlerine karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizin — tarihli celsesinde dinlenilen davacı tanığı —– danışmanlık gözetim hizmeti verdik, — personelimiz davalı şirkette görevli idi, — saatlik vardiyalar halinde her seferinde—-personel çalışırdı, giriş çıkış kontrolü yapar, sahayı gözetirdi, kamera gözetimi filo lojistik şirketinin kendi depo müdürünün odasında idi, biz sadece kapalı alan gözetimi ile sorumlu idik, sonra açık alana depolama yapıldı davalı tarafça, gelişi güzel merdiven gibi duvar dibine lastikler istiflendi, bu şekilde hırsızlığa davetiye çıkarıldı, biz davalı şirketi uyardık,—- bu şekilde açık alana istiflendi, aydınlatmanın yetersiz olduğunu bildirdik, depolama yapılan açık alan karanlıktı, kot farkı nedeniyle yürüyerek merdiven gibi dışarıdan içeri girmek mümkündü, güvenlik amirimiz riskleri raporladı, davalı şirketin ilgili idari işler personeline sundu, geceleyin belirli belirsiz saatlerde denetim yapıp fotoğraflı mail attık, risk oluşturduğunu bildirdik, söz konusu alana kamera takılması davalı şirketin yetkisinde idi, şirketimizin çalışanı ana giriş kapısında alana giren tüm araçların kaydını yapar, içeri haber verir, ayrıca bulunduğu yerden sahayı gözetler, hırsızlık olayı gerçekleştikten sonra davalı şirket bizden ekstra personel talebinde bulundu” beyanında bulunmuş ve iş bu beyanını imzası ile tesvik etmiştir.
Mahkememizin —- tarihli celsesinde dinlenilen davacı tanığı —- Var; “Ben daha önce davacı şirkette güvenlik işinde çalıştım, kapalı alanda ki depo ile ilgili gözetim sözleşmemiz vardı, —- çalışanımızı görevlendirdik, bir gündüz saatinde, bir gece saatinde, bir de izinli olmak şeklinde her seferinde tek personel çalışacak şekilde hizmet verdik, söz konusu saha—– bir alandır, açık ve kapalı alanın tamamıdır, tek bir girişi vardır, bizim personelimiz girişte bekler, giren çıkan araçların kontrolünü yapar, yabancı araç girmesine müsaade etmez, akşam depo hizmeti bitince açık alanda saat başı devriye atarak deponunun dış gözetimini yapar, yani kapalı alan dışındaki alanın gözetimini yapar, ilk etapta —–açık alana dizildi, bizim işimiz kapalı alandaki depoda yer alan malzemenin gözetimi idi, — açık alana depo edildi, —-gündüz yada gece bir kişinin gözetiminde muhafazası çok zordur, burası —– bir deposudur, giren çıkan malzemeden bizim bir sorumluluğumuz yoktur, burayı gözetlemek için —– tane kamera vardır, yeterli aydınlatma yoktur, kamera kapalı alandaki davalı şirketin depo şefinin odasındaki bir bilgisayarda gözetlenir, bizim personelimiz herhangi bir şekilde göremez, biz davalı şirketi yazılı olarak maillerle emniyet tedbirlerinin yeterli olmadığını, hırsızlığa açık olduğunu, yeterli aydınlatmanın olmadığını, ek kamera konulmasını gerektiğini, ayrıca kameranın bizim personelimiz tarafından da izlenmesini istedik, bir tedbir alınmadı, lastikler çalınmaya başlandıktan sonra bizden ek personel istediler, akşam—- arası ek — personel tahsis ettik” beyanında bulunmuş ve iş bu beyanını imzası ile tesvik etmiştir.
Mahkememizin —- tarihli celsesinde dinlenilen davacı tanığı ——dava konusu antropoda davacı şirket adına güvenlik olarak çalıştım, sahanın girişinde ki nizamiyede genelde gündüz çalışırdım, gece çalışanlarda vardı, biz giriş çıkışı kontrol ediyorduk, belirli zamanlarda devriyeler ile içeriyide kontrol ediyorduk, lastikler geldiğinde dışarı konmayacağını, aydınlatmanın yetersiz olduğunu, duvarın alçak olduğunu, kameranın yetersiz olduğunu hem kendi müdüme, hemde— depo müdürü —- rapor halinde sundum, hırsızlıktan —-önce şüpheli araçlar tespit ettik, depo sorumlusu —– ve ayrıca polise bildirdik, polis gelip devriye attı ve gitti, ancak davalı şirket herhangi bir tedbir almadı, en son hırsızlıktan 1 hafta önce antroponun dış duvarının kamera ile görülmeyen kör noktasında bazı şahısların duvardan elini uzattığı yokladığı yan taraftaki iş yerinin kamera kaydında sonradan gördük, hırsızlıktan —kadar önce lastikler dış alana depolandıktan sonra ve biz riskleri bildirince — şirketi bizden ek personel istedi, bunun üzerine gece —- arasında çalışmak üzere — personel daha görevlendirildi, benim gibi o da girişte durur, yarım saatte bir devriye atardı” beyanında bulunmuş ve iş bu beyanını imzası ile tesvik etmiştir.
Mahkememizin — tarihli celsesinde dinlenilen davalı tanığı —-davacı şirket, davalı şirketin kiralık bir deposunda güvenlik hizmeti veriyordu, bildiğim kadarı ile davacı şirket bu depo için 3 güvenlik görevlisi görevlendirmişti, hırsızlık olayından önce çok sayıda lastik o depoya depalanacağı kararlaştırıldıktan sonra bir risk faktörü öngörülerek davacı şirkete ilave bir güvenlik görevlendirilmesi talebi davalı şirket tarafından iletildi, bu iletimin yazılı mı sözlü mü ne şekilde yapıldığını bilmiyorum ancak sonradan davacı şirketten bir güvenlik görevlisinin daha depoda görevlendirildiğini, sayının dörde çıktığını gördüm, önceki —- güvenlik görevlisi on ikişer saatlik vardiyalarla çalışırdı, sahada üç kişiden her seferinde tek bir kişi olurdu. Dördüncü görevlinin hususi olarak bu lastikler için görevlendirildiğini, geceden sabaha kadar, gözetmekle görevli olduğunu ve depo içinde devriye atma görevinin verildiği, şirket içinde yapılan konuşmalardan duydum, biz altıncı günün sonunda peyderpey hırsızlık yapıldığını tespit ettik, depolama alanı kaç metrekare net bir bilgim yoktur, depo sahasını görüntüleyen kameraların izlendiği ekran ——— odasındadır, davacı şirket güvenlik görevlilerinin de ayrıca bir ekrana sahip olup olmadıklarını, kamera görüntülerini izleme imkanı olup olmadığını bilmiyorum, lastikler depoya istiflendikten sonraki halini bilmiyorum, hırsızlıktan sonra da görmedim, depodaki aydınlatma ve kameranın pozisyonu ve kaç adet olduğu konusunda bilgim yoktur, bildiğim kadarıyla—– davacı şirket ile gözetim sözleşmesi imzaladı, —– —- farkını net bilmiyorum, imza aşamasında bulunmadığım için hangi tür sözleşmenin imzalandığını da bilmiyorum, amacımız depodaki malın güvenliğini sağlamaktı, davacı şirketten temin edilen dördüncü güvenlik görevlisinin ücretinin davacı şirket tarafından tahakkuk edilip edilmediği veya ödenip ödenmediği konusunda bir bilgim yoktur” beyanında bulunmuş ve iş bu beyanını imzası ile tesvik etmiştir.
Mahkememizin —– tarihli celsesinde isticvap yolu ile dinlenilen davalı şirket yetkilisi —-hırsızlık şirketimize bildirildiğinde çalışanlarımız durumu bana ilettiğinde bizzat ilgilendim, geçmişe dönük kamera kayıtlarına baktım. Aynı tipteki bir araç araç —- gün üst üste davacının tesisinde açık alanında dolaşıyor parmaklığı kırıyor, vs şekilde hırsızlık olayı kameralardan tespit ediliyor, sanırım hatırladığım kadarıyla davalı iş yerinde —- çalışan istihdam ettik, hırszılıktan önce —- bilgilendirmesi üzerine açık alanda devriye atmak üzere bir görevli daha istihdam ettik, buna rağmen gün ışığında hırszlık olmuştur, bize yüklenebilecek sorumluluk yoktur, — kamerayla takip şeklinde bir hizmet almadık, kameralar bizim şirketimizce konuldu, kameralarıın ekrandan gözlenmesinide bizim şirketimiz çalışanları gerçekleştirir, bizim davacı taraftan talebimiz devriye atacak güvenlik elemanı şeklinde idi, —– gerekmez, hırsızlığa konu lastikler tesisin açık alanlarında özel yaptırdığmız kapalı bölmelerde muhafaza edilirdi, kapalı bölmeden kastım dört tarafı demir parlıklarla muhafaza edilmiş asma kilitli olan kapalı bir sahadır. Hırszılıktan sonra gittiğimizde lastiklerin muhafaza edildiği parmaklıkların kesilerek büküldüğünü, lastikler çıkarıldıktan sonra tekrar düzeltildiğini, farkedilmemesini sağladıklarını ertesi gün tekrar bükerek yeniden lastikler aldıklarını bu şekilde hırsızlığın üst üste —- sefer gerçekleştirildiğini, tesis içerisinede kullanılmayan kilitli demir kapıdaki kilidi kırarak taşıt girecek kadar da demir kapakları açarak sonrasın da tesis içerisinde——- kadar araçla yol alarak hırsızlığı gerçekleştirildiği görülmüştür.Biz lastiklerin istiflendiği yer itibariyle bunun bir güvenlik zaafı oluştuğu yönünde davacı taraftan uyarılmadık.Bahsettiğimiz saha — hırsızlığında meydana geldiği açık alan, —- kapalı alan da oluşur, —- civarında hasar vardır, —– adet kadar lastik eder dedi.” beyanında bulunmuş ve iş bu beyanını imzası ile tesvik etmiştir.
Mahkememizce uyuşmazlık konularına ilişkin olarak bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle; taraflar arasındaki gözetim hizmetleri sözleşmesi kapsamında davacının edimini yerine getirdiği, davalı tarafından verilen hizmete karşılık borcunu ödemediği, davalı tarafça düzenlenen yansıtma faturasının dayanağının davalı tarafından ispat edilemediği, davacı tarafından düzenlenen faturalara itiraz edildiği, bu nedenle takas mahsup koşullarının oluşmadığı, davacının icra takibine konu alacağının davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce — uzman bir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle; davalı şirketin işlettiği depoda meydana gelen hırsızlık olayında davalının %75 oranında kusurlu olduğu, davacı şirketin istihdam ettiği gözetim personelinin hizmet kusuru nedeniyle %25 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce tarafların itirazları doğrultusunda yeni bir heyetten rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle; davacının davalı yandan takip tarihi itibariyle —- cari hesap alacağının bulunduğu, davalı yana ait depoda meydana gelen hırsızlık olayları nedeniyle davacının %35 oranında kusurlu olduğu, davalı yanın zararının — olduğu, davacının sorumlu olduğu zarar tutarının —- olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce davalı yanın zarar miktarının tespiti için bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle; hırsızlık olayında kullanılan araç ile en fazla taşınabilecek —- tutarının – olduğu,— günde taşınabilecek —- miktarının —olduğu, davalının —– adına stoğunda lojistik hizmeti vermek için tutuyorsa bir adet ——-olduğu, buna göre toplam zararının — olduğu, kendi araçları için almışsa bir adet ——- olduğu, buna göre toplam zararının—- olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla – kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —- raporda özetle; meydana gelen hırsızlık olaylarında davacı yanın %50 oranında kusurlu olduğu, davalı yanın %50 oranında kusurlu olduğu, davalının zararının —- olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, cari hesap alacağına istinaden başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, takas mahsup talebinde bulunularak davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında, davalıya ait depoda davacı tarafından gözetim hizmeti verilmesi, davalı tarafından da işbu hizmet karşılığında ücret ödenmesi konusunda bir hizmet sözleşmesi kurulduğu sabittir. Davacı yanın açık hesap alacağını oluşturan faturaların davalı yanın ticari defter kayıtlarında da yer almaktadır. Davacı tarafından gözetim hizmetinin verilmediğine yönelik olarak davalı yanın herhangi bir itirazı da bulunmamaktadır. Tarafların ticari defter kayıtlarına göre de davacının hizmet faturalarına göre toplam —–alacağı olduğu tespit edilmiştir. Bu hali ile; davacı taraf, taraflar arasındaki açık hesap ilişkisine dayalı olarak, davalıdan alacaklı durumdadır.
Ancak davalı tarafça, davacı şirket tarafından verilen hizmetin ayıplı olarak verildiği, ayıplı hizmet nedeniyle meydana gelen hırsızlık olayı sonucunda zarara uğranıldığı savunularak, takas mahsup isteminde bulunulmuştur. Bu durumda davalı yanın takas mahsup talebinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Dosya arasına celp olunan ceza dosyasındaki belgelerden anlaşıldığı üzere, davalıya ait depoda farklı tarihlerde hırsızlık olayının meydana geldiği ve davalı deposunda bulunan bir kısım lastiklerin çalındığı sabittir. Hırsızlık olayının meydana geldiği davacı yanın da kabulündedir. Ancak davacı tarafça, hırsızlık olayının meydana gelmesinde kendisinin herhangi bir kusurunun bulunmadığı savunulmuştur. Hırsızlık olayının meydana geldiği sabit olmakla birlikte, davalı deposundan çalınan lastiklerin adet ve bedeli noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Davalı taraf, toplamda — adet lastik çalındığı, bir adet lastik fiyatının —olduğu iddia edilmiştir. Bu kapsamda teknik bilirkişiden alınan—– tarihli rapor ile; hırsızlık olayında kullanılan araç ile çalınan lastiklerin boyutları birlikte değerlendirildiğinde hırsızlık olayı başına araca hacimsel olarak en fazla —- adet lastik sığdırılabileceği, aracın içindeki koltuk ve diğer mekanizmalar dikkate alındığında en fazla— adet lastik taşınabileceği, lastikler toptancı adına lojistik hizmeti vermek amacıyla saklanıyorsa bir adet lastik fiyatının — olduğu, kendi araçları için alınmışsa bir adet lastik fiyatının — olduğu tespit edilmiştir. Dosya kapsamında yer alan ceza dosyası ve kamera kayıtlarına göre; davalı deposunda— tarihinde —- tarihinde —sefer olmak üzere toplamda —sefer hırsızlık olayının meydana geldiği anlaşılmıştır. Bu durumda davalı deposundan çalınan lastiklerin —- adet olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı tarafça, çalınan lastiklerin kendi adlarına alındığı iddia edilmediği gibi, bunlara ilişkin herhangi bir satın alma faturası da dosyaya sunulmamıştır. Bu hali ile çalılan lastiklerin davalı tarafından toptancı adına —–hizmeti vermek amacıyla saklandığı kabul edilerek, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu ile tespit edilen– birim fiyata göre, davalının toplam zararının —– olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu aşamada, davacının işbu zarardan sorumlu olup olmadığının ve meydana gelen hırsızlık olayında davacı yana atfedilebilecek herhangi bir kusurun bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir. Taraflar arasında imzalanan —- Maddesinde; davacı şirketin, çalıştırdığı personelin kendilerine yüklenen edimleri yerine getirirken davalının mallarına, çalışanlarına veya görevlerini ifa ederken üçüncü kişilere verecekleri her türlü maddi zararlardan ve bunların telafisi için yapılacak her türlü masraflardan kusuru oranında sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Dosya kapsamında güvenlik konusu uzman—- kişilik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapor ile; meydana gelen hırsızlık olaylarında davacı şirketin %50 oranında, davalı şirketin %50 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Yapılan tespit; hırsızlık olayının sabah saatlerinde gündüz vakti gerçekleşmiş olması, davacı şirket personeli tarafından yapılan devriye hizmetinin yetersiz olması, devriyede lastiklerin çalındığının fark edilmemiş olması, hırsızlık olayında kullanılan aracın farklı günlerde giriş yapmış olması, aracın ve içinde bulunan şüpheli şahısların davacı şirket personelleri tarafından fark edilememesi, davalı şirketin davacı şirket personellerinin uyarılarına karşı kayıtsız kalması, mevcut kamera sisteminin mesai saatleri dışında devre dışı bırakılması hususları birlikte değerlendirildiğinde, mahkememizce de benimsenmiştir. Bu hali ile; davacının kusuru oranına göre, davacıya rücu edilebilecek zarar tutarı —– olarak tespit edilmiştir. Tespit edilen tutar, davacı alacağını aştığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafça, her ne kadar kötü niyet tazminatı isteminde bulunulmuş ise de, davacı yanın kötü niyeti sabit olmadığından, kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere —- gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın REDDİNE,
Davacı yanın kötü niyeti sabit olmadığından davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
2.Alınması gerekli 80,70.-TL karar ve ilam harcının, dava açılırken davacı tarafça yatırılan 311,95.-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 231,25.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı tarafından yapılan 1.750,00.-TL bilirkişi ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde —— nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 09/06/2022