Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1019 E. 2018/553 K. 15.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1019 Esas
KARAR NO : 2018/553
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 10/11/2015
KARAR TARİHİ : 15/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı … kurumsal firmasından 01/07/2015 düzenleme tarihli………..nolu fatura ile KDV dahil toplamda 9.000,00 TL ticari işlerinde kullanmak üzere bilgisayar yazılımı alındığı, karşılığında davalı firmaya ,,,,,, Bankası …….Şubesine ait 07/01/2016 tarihve…… seri numaralı 4.500,00 TL ve yine aynı banka ve şubesine ait 14/07/2016 tarih ……..seri numaralı 4.500,00 TL tutarında iki adet çek verildiği, aralarında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, alınan ürünü kullanamadıklarını, sonrasında öğrendiklerine göre ürünün başka kullanıcı tarafından kullanıldığı ve bu yüzden çalışmadığı aynı ürünün iki kez satıldığından bahisle ürün bedeli olarak verilen çekler nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı firmaya yüklenen programın ,,,,,,, ve ……..lisanslı ürünler olduğu ve ikinci el olma durumunun olmadığı faturanın davacı adına düzenlendiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf delilleri toplanmış ve dosya kapsamına ilişkin olarak bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından sunulan asıl ve ek raporda; mikro programının 10/07/2015 tarihinde davacı bilgisayarına kurulduğu, 05/06/2017 tarihinde yapılan yerinde inceleme esnasında mikro programın çalışmadığı, fatura dizaynının program kurulumundan 2 aydan fazla süre geçtikten sonra oluşturulduğu, davalı firma tarafından 10/07/2015 ile 10/112015 tarihleri arasında davacı firmanın bilgisayarına kurulu olan programın başka bir firmaya ait olan lisans ile lisanslayıp kullanıma sunduğu için davacı firmaya mağdur ettiği kanaaitine varıldığını bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin sözleşmeye aykırılık ve ayıplı ürün nedeniyle sözleşmeden dönme olduğu, davacı tarafça davalı tarafından kurulan yazılımın kullanılamadığından bahisle yazılım bedeli olarak verilen çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği, davalı tarafça davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür. Taraflar arasında yazılım programının satıldığı ve davalıya kurulduğuna ilişkin olarak herhangi bir uyuşmazlık bulunmamakta, tarafların yazılımın sözleşmeye aykırı olarak ikinci kez kurulmak suretiyle ayıplı olup olmadığı hususunda anlaşamadıkları görülmüştür. Yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde; davalı tarafça davacıya satılan yazılımın 10/07/2015 tarihinde davacının bilgisayarına kurulduğu ve yazılımın lisanslanmaması nedeniyle programın kullanılamadığı anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 23.maddesinin 1. Fıkrasının (c) bendinde malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belirli değil ise alıcının teslimden itibaren 8 gün içerisinde malı incelemek veya incelettirmek zorunda olduğu ve malın ayıplı olması halinde satıcıya ihbar ile yükümlü olduğu düzenlemesine ve 6098 sayılı TBK’nın 223.maddesinde de alıcının, devraldığı satılanı imkan bulur bulmaz derhal gözden geçirmesi gerektiği ve satıcının sorumluluğunu doğuran bir ayıp görmesi halinde satıcıya bildirmek zorunda olduğu, gözden geçirme ile tespit edilemeyecek bir ayıp bulunması halinde de ayıp ortaya çıkar çıkmaz hemen satıcıya bildirmek zorunda olduğu, aksi halde satılanı ayıplı hali ile kabul etmiş sayılacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Davaya konu yazılım bakımından, davalı tarafça sadece yazılımın demosunun kurulduğu, lisanslamasının yapılmaması nedeniyle yazılımın kullanılamadığı bilirkişi beyanları ile sabit olmuştur. Malın ayıplı ifa edildiği sabit olmakla birlikte, davacı tarafça ayıbın bildirildiği iddia edilmiştir. Ancak TTK’nın 18/3.madde ve fıkrasında tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarların noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılacağı düzenlemesine yer verildiği, eldeki dava bakımından davacı tarafça davalıya yazılımın çalışmadığının bildirildiğinin iddia edildiği, ancak buna ilişkin herhangi bir yazılı ihtar veya belgenin Mahkememize sunulmadığı, ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının malı kabul etmiş sayılması gerektiği ve bedelini ödemesi gerektiği, bu hali ile davanın ispat olunamadığı ve reddi gerektiği, çekler hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi nedeniyle tazminata karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Dava değeri 9000,00 TL’nin %20 si oranında belirlenecek tazminatın davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
3- Alınması gereken karar ve ilam harcı 35,90 TL olduğundan peşin alınan 153,70 TL’nin mahsubu ile arta kalan 117,80 TL’nin karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
4- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.maddesine göre belirlenen 2180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına,
6- davacı tarafça yatırılan gider avansından kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 15/05/2018