Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1014 E. 2018/478 K. 17.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1014 Esas
KARAR NO : 2018/47
8DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 09/11/2015
KARAR TARİHİ : 17/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle, davalıya ait aracın şirketleri nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, 14/02/2014 tarihinde davalı sigortalıya ait aracın sürücüsünün alkollü ve %50 kusurlu olarak karıştığı trafik kazası nedeniyle, davacı şirketçe hasar tutarının ödendiği, sigorta genel şartları 4/D maddesine göre alacaklarının tahsili için dava açılması zorunluluğunun ortaya çıktığından bahisle davacı tarafça karşılanan tazminatın rücuen davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, kazanın alkol ekişiyle meydana gelmediği, kusur oranını kabul etmediklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyaya ekli poliçenin tetkikinde, karayolu motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi olduğu, sigortalısının davalı olduğu, sigorta konusu aracın kullanım şeklinin hususi otomobil olduğu anlaşılmıştır.
Dava, davacı şirkette sigortalı davalı adına kayıtlı aracın karıştığı kaza nedeniyle dava dışı 3. şahıslara poliçe gereğince ödenen bedelin davacıdan tahsili istemine ilişkindir.
HMK’nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiştir ve dava şartları Mahkemece resen dikkate alınmalıdır. Öncelikle görev bakımından değerlendirildiğinde; taraflar arasında sigorta sözleşmesi bulunduğu ve sözleşmeye göre davalı adına kayıtlı aracın kullanım biçiminin otomobil olduğu, bu hali ile davalının tüketici olduğu anlaşılmıştır. 6502 sayılı Kanun’un 3/1.madde ve fıkrasının ‘l’ bendinde tüketici işleminin “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” olarak tanımlandığı ve Kanun’un 73/1.madde ve fıkrasında “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” düzenlemesine ve 83.maddesinde de “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde genel hükümler uygulanır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Her ne kadar sigorta sözleşmesi TTK’da düzenlenmiş ise de, davalının tüketici olduğu ve taraflar arasındaki işlemin tüketici işlemi olduğu, 6502 sayılı Kanun’un 83/2.maddesi dikkate alındığında sigorta sözleşmesinin TTK’da yer almasının davanın tüketici mahkemesinde görülmesini engellemeyeceği, bu hali ile tüketici mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
Dosyanın kararının kesinleşmesi ve talep halinde İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 17/04/2018