Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1000 E. 2020/437 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1000 Esas
KARAR NO : 2020/437
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2015
KARAR TARİHİ : 17/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında ——- tarihinde ————– tarihine kadar yürürlükte kaldığını, davalının sözleşme gereğince mülkiyeti müvekkiline ait olan malların depolanması, kayıtlarının ———- sevkiyata hazırlanması, depolanan ürünlerin güvenliğinin sağlanması, depo envanterinin doğru şekilde tutulması ve zaman zaman sayım yapılması, tutulan stok kayıtlarının her ay müvekkili şirkete gönderilmesi ile yükümlü olduğunu, davalıya ait depolarda tutulan müvekkiline ait malların sorumluluğunun tamamen davalı yana ait olduğunu, malların kaybolması halinde davalının yerine koyma bedeli ödeyeceğini kabul ettiğini, imzalanan sözleşmenin —— tarihinde itibaren geçerli olmak üzere feshedildiğini, taraflar arasında ——— tarihli ————- imzalandığını, protokole göre davalının deposunda bulunan ve müvekkiline ait malların eksiksiz şekilde teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, malların taşınması sonrasında yapılan sayımlarda eksik mal olduğunun anlaşıldığını, davalı ile görüşülmesine rağmen malların halen bulunamadığını, müvekkilinin zararının da giderilmediğini, müvekkili tarafından ———– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya uğranılan zararın tazmini için ihtarname gönderildiğini, buna rağmen müvekkilinin zararının giderilmediğini belirterek; şimdilik ——– ihtarnamenin tebliğ tarihi olan ———– tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının söz konusu malların müvekkili elinde iken kaybolduğunu ispatla yükümlü olduğunu, müvekkili şirkete hurdaya ayrılacak ürünlerin listesinin talep edilmesine rağmen verilmediğini, bu sefer davacı çalışanı ——— tarafından fiziki adres gösterilerek hurda ürünlerin toplatıldığını, bu işlemin müvekkilinin bilgisi dışında ve izni alınmaksızın yapıldığını, ———- üzerinden hurdacıya teslim edilmiş malların listesinin davacı tarafından silindiğini, müvekkiline bildirilen ürünlerin tamamının hurdaya ayrılmış ürünler, maximo sistemine sanal kayıt olarak kayda alınmış ürünler, depoya girmemiş ancak davacı bayileri tarafından sisteme girişi yapılmış ürünlerden oluştuğunu, müvekkiline bildirilen listenin davacı tarafından — kez revize edildiğini, ———- adedinin —- tarafından kabul edilerek listeden silindiğini, dava dilekçesi ekinde bulunan listedeki ürünlerin hatalı olduğunu, listenin gayri ciddi olduğunu, kayıp olarak bildirilen listede geçen ürünlerin sahadan toplandığını ve 2. El olarak kullanılmayacak ürünler olmadığını, müvekkili şirketin tamamen kusursuz olduğunu, deposundaki tüm malları taşınması sırasında tam ve noksansız olarak ——— teslim edildiğini savunarak; haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; sözleşme gereği davalı tarafa teslim edilen ürünlerin sorumluluğunun davalı tarafa ait olduğunu, müvekkilinin davalıya teslim edilen ürünlerin kaybolma sebebini ispat zorunluğunun bulunmadığını, dava konusu ürünlerin tamamının davalı tarafa teslim edildiğinin her iki tarafında kabulünde olduğunu, ihtilaf konusu olmadığını, herhangi bir müvekkili şirket çalışanının davalı taraftan habersiz ürünleri hurdaya vermesinin söz konusu olmadığını, bu durumda bile sorumluluğun davalı şirkette olduğunu, dava konusu ürünlerin hurdaya verilen ürünler arasında herhangi bir ilişki bulunmadığını, taşıma sırasında envanterin eksik tutulmasından meydana gelen zarardan davalı tarafın sorumlu olduğunu, sözleşme hükmü gereğince davalı tarafın kayıp ürünlerin yerine kayma bedelini ödeyeceğini peşinen kabul ve taahhüt ettiğini, bu nedenle davalı tarafın savunmalarının gerek sözleşme hükümlerine gerekse somut olayın özelliklerini aykırı olup haksız itirazlarının reddinini gerektiğini beyan etmiştir.
Dava, saklama sözleşmesinden kaynaklanan zararının tazminine ilişkindir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Mahkememizce uyuşmazlık konularına ilişkin olarak bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler tarafından sunulan kök ve ek rapor ile birlikte; davalı şirket nezdinde kaybolan ürünlerin rayiç değerinin ———- olduğu, ürünlerin sıfır piyasa değerinin ———- olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili —— tarihli ıslah dilekçesi ile; dosyada toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları neticesinde müvekkilinin uğramış olduğu zarararın ——- olduğunun anlaşılması sebebi ile dava değerini —- arttırarak davasının ——- ihtarname tebliğ tarihi olan ——– tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde; davacı tarafça, davalı ile imzalanan sözleşme gereği davalı deposunda saklanan ve davacıya ait olan ürünlerin kaybolması nedeniyle uğranılan zararın tazmininin talep edildiği; davalı tarafça, davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
TBK’nun 561. Ve devamı maddelerinde saklama ——— düzenlemiştir. Buna göre; saklama sözleşmesi, saklayanın, saklatanın kendisine bıraktığı bir taşınırı güvenli bir yerde koruma altına almayı üstlendiği sözleşmedir. Açıkça öngörüldüğü hallerde veya durum ve koşulların gerektirdiği takdirde, saklayan ücret isteyebilir. Sözleşmede bir süre belirlenmemiş olsa bile saklayan, saklatanın her zaman ileri sürebileceği istemi üzerine, saklayanı bütün çoğalmaları ile birlikte geri vermekle yükümlüdür. Taraflar arasında imzalanan ——- tarihli sözleşme de niteliği itibari ile bir saklama sözleşmesidir.
Sözleşmenin 29. Maddesine göre; taraflar, bu sözleşmeden doğabilecek ihtilaflarda davacı ———– ticari defter kayıtları ile microfilm, mikrogis ve bilgisayar kayıtlarının ve elektronik ortamdaki yazışmalar ve bildirimlerinin, HUMK md. 237 (HMK md. 193) anlamında muteber, bağlayıcı, kesin ve münhasır delil teşkil edeceğini ve bu maddenin delil sözleşmesi niteliğinde olduğu belirtilmiştir. Anılan madde ile ile taraflarca HMK md. 193 kapsamında delil sözleşmesi imzalanmıştır. Dolayısıyla davalı taraf, davacının kayıtlarının aksini kesin deliller ile ispat etmekle yükümlüdür.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin eki niteliğinde olan—— uyarınca; davalı, davacıya ait malları depolama, malların kayıtlarını ———– girme, depolanan ürünleri özenli şekilde saklama, depo envanterini doğru şekilde tutma yükümlülüğü altındadır. Bu yükümlülüğe aykırı hareket edildiği takdirde, davacının uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür. Yapılan delil sözleşmesine göre hangi ürünün davalıya ait depoya girdiği ———- kayıtlarına göre tespit olunması gerekir.
Dosya kapsamında alınan ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporuna göre; mülkiyeti davacıya ait olan ve davalı tarafından saklanan ——- adet ürünün, davalı şirket nezdinde iken kaybolduğu, yapılan delil sözleşmesine göre ——— kesin ve münhasır delil olduğu, davalı tarafça anılan ürünlerin kendi elinde iken kaybolmadığına ilişkin herhangi kesin delilin dosyaya ibraz edilmediği, kaybolduğu belirlenen ürünlerin ikinci el rayiç değerinin ———— olarak tespit edildiği, davacının zararının edimini gereği gibi yerine getirmeyen davalı şirket tarafından tazmin edilmesi gerekiği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalı yanın ıslaha karşı zaman aşımı itirazı bakımından; ıslah tarihi itibari ile —— yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından, davalının zamanaşımına yönelik itiraz dikkate alınmamıştır.
Davacı tarafça, davalı yana ————-yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, kaybolunan ürünler sebebiyle uğranılan zararın, ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren— gün içerisinde tazmininin talep edildiği, ihtarnamenin davalı yana ——– tarihinde tebliğ edildiği, verilen sürenin bitimi olan —— tarihinde davalı yanın temerrüde düştüğü anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere —————-gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ ile
—— temerrüt tarihi olan ———- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 9.798,30.-TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 170,78.- TL peşin harç ve 2.278,81.-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.449,59.-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 7.348,71.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça 170,78.-TL peşin harç, 27,70.-TL başvuru harcı ve 2.278,81.-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.477,29‬.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 4.800,00 TL bilirkişi ücreti, 153,00,-TL posta gideri olmak üzere toplam 4.953,00.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 17.576,68.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6.Davalı tarafından yapılmış yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7.Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde———— nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 17/09/2020