Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/10 E. 2019/899 K. 24.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/10 Esas
KARAR NO: 2019/899
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/01/2015
KARAR TARİHİ: 24/09/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ——– çerçevesinde —————– kapsayan yenileme alanının projesinin hazırlanması ve yapımı işinin alt yüklenici olarak üstlendiğini, bu kapsamda kullanılacak ahşap ürünlerin temini için davalı ile ——–tarihinde satın alma sözleşmesinin imzalandığını, davalının teslim ettiği ürünlerin bir bölümünün gecikmeli olarak teslim edildiğini ve sözleşmede belirtilen niteliklere uygun olmadığını, üst yüklenici —.———- malları kabul etmediğini, başka firmalardan malların temin edilmek zorunda kalındığını, bunun sonucunda maddi zarar uğradıklarını, davalıya sözlü ve yazılı uyarılarda bulunulduğunu, bu hususta davalıya ———- Noterliği’nin ——tarihli ihtarnamesinin gönderildiğini, buna rağmen sonuç alınamadığını, müvekkilinin zararının tespiti için İstanbul 14. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ———– D.İş dosyası ile tespit yapıldığını, tespit dosyasından eksik ve ayıplı işe bedellerinin ———— TL olarak tespit edildiğini, söz konusu ayıplı ve gecikmeli mallar nedeniyle asıl yüklenicinin sözleşmeyi feshettiğini, müvekkilinin hak edişlerini alamadığını, asıl yükleniciye karşı da İstanbul 18 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ———– Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, bu dosyaya ilişkin olarak müvekkilince İstanbul 7. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ———– D.İş dosyası ile tespit yapıldığını, asıl yüklenici tarafından da İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——— D.İş dosyası ile tespit yaptırıldığını belirterek, şimdilik —— TL alacağın ———— tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Banaz Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı ile ——— tarihinde satın alma sözleşmesi imzalandığını ve ticari ilişkinin başladığını, davacı tarafça gönderilen —-. Noterliği’nin ——— tarihli ihtarnamesinde kendilerine gönderilen malzemelerin -. Sınıf yerine —— Sınıf olduğunu iddia ettiğini, davacıya kesilen fatura içeriğinde malın – Sınıf olduğunun açıkça yazılı olduğunu, buna rağmen söz konusu faturaya süresinde itiraz edilmediğini, -. Sınıf ürün teslimi konusunda herhangi bir anlama bulunmadığını, davacı tarafça süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, bunun yerine gelen malzemeleri kullanmaya devam ettiğini, müvekkili ile ticari ilişkiye devam ettiğini, davacının basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, davacının sözleşmeden kaynaklanan ————TL bakiye alacağını ödemediğini, ———- tarihli ve ——– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bu hususun davacıya ihtar edildiğini, Uşak 2. İcra Müdürlüğü’nün ———– Esas sayılı takip dosyası ile takip açıldığını, takibin itiraz sonucu durduğunu belirterek, asıl davanın reddini, karşı davanın kabulünü talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazının yerinde olmadığını, ayıpların davalı tarafa tek tek müvekkili şirket yetkililerince bildirildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğunu, davalı tarafça eksik ve ayıplı olarak yapılan işler nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, davalı tarafça yapılan eksik ve ayıplı işler nedeniyle davalının alacak iddiasının aksine müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu beyan etmiştir.
Asıl ve karşı dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat ve alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, İstanbul 14. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ——– D.İş sayılı dosyası, İstanbul 7. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —— D.İş sayılı dosyası, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——–Esas sayılı dosyası, tanık beyanları, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Mahkememizin —— tarihli celsesinde dinlenilen tanık ——-beyanında; “davacı şirkette sahada İnşaat Mühendisi olarak çalışırdım, davacı şirket ahşap tedarikçisi olarak davalı ile çalışır, karkas ve kaplama malzemelerini davalıdan alırdı, ancak malzeme temininde gecikme, evsaf ve ebatta sıkıntı yaşadık, belirlenen süre içerisinde malzeme çoğu kez teslim edilemedi, ayrıca kaplamaların evsafı -.sınıf istendiği halde malzemede budak, çatlak ve dönme şeklinde kusurlar olabiliyordur, yine teslim edilen ürünlerin kararlaştırılan ebatta olmaması sıkıntısı da yaşanmıştır, yapımını üstlendiğimiz —- binada doğramalar davacı tarafça yapıldı, sonrasında kapı ve pencerelerde ayrılma ve deformasyonlar oldu, iş yaptığımız şirkete karşı zaman yönünden sorumluluğumuz yönünden sıkıntılı malzemeyi söküp yeniden takmak zorunda kaldık, gecikme sebebi ile ben şahsen ve başka arkadaşlarımız gecikme yönünden davalı şirket ile görüşmeye gittik, davalı taraf ile yaşadığımız sıkıntılar dolayısı ile kalite ve süreyi tutturmak adına başka bir şirketten tedarik edip daha yüksek maliyetler ödedik, ürünler sahaya indikten sonra davacı şirketçe kontrolleri yapılır, siparişe uygun olanlar teslim alınır, diğerleri davalı tarafça iade alınmak üzere sahada bekletilir, yine uyuşmazlık konusu doğramalar da iade alınsın diye davalı tarafa bildirildi ancak alınmadı” beyanında bulunmuş ve iş bu beyanını imzası ile tevsik etmiştir.
Mahkememizin ——- tarihli celsesinde dinlenilen tanık ——— beyanında ————Şirketinde restaratör olarak çalışırdım, ahşap malzeme tedariği davalı şirketten yapılıyordu, gelen ahşaplar genellikle anlaşmaya göre gelmiyordu, eksik geldiği oluyordu, kuru olması gereken ahşabın yaş olarak gönderildiği oluyordu, buna bağlı olarak montajdan sonra çekmeler yaşanıyordu, imalatlar davalı tarafça yapıldığı halde ve defalarca kendilerine ihtar yapışldığı halde aynı şekilde yaş ahşap gönderilmeye devam edildi, verilen projeye uygun imalat yapılmıyordu bunun düzeltilmesini kendi imalathanemizde yaptığımız oluyordu, bu zaman kaybı nedeniyle ——- şirketi ile sorun yaşadık, ürünler geldiğimde projeye uygun olmadığı için geri gönderildiği halde tekrar gönderilen ürünlerin de aynı şekilde projeye uygun düzeltilmeden gönderildiği oldu, dolayısı ile üst firma ile sorun yaşadık, 66-67 parseldeki binaların dış cephesi ahşap kaplama idi, çekme nedeni ile kaplamada açma meydana geldi,——– şirketi o hali ile kabul etmedi, söküldü yeniden yapıldı, ikinci kaplamada aynı sıkıntıyı verdi, onu da söktürüp başka bir firmaya yaptırmak zorunda kaldık, 7 nolu parselde de kapıların tamamı çekme yaptığından kapıların sökülmesi gerekti yanlış hatırlamıyorsam ———– kapıların sökülmesi ve gelip almaları konusunda ihtarat yapıldı, teslimatlarda gecikmeler yaşandı, 2 hafta – 1 ay kadar gecikme yaşanırdı, pencere doğramaları takıldıktan sonra çekme yaptığı için sökülüp yeniden montajı yapılması gerekti, ürünler sahay geldikten sonra kontrol ediyorduk, kontrolü bizzat ben yapardım, uygun olmayanın bazılarının değişmesi için davalı tarafa gönderiyorduk, nispeten düzeltilecek olanları kendimiz düzeltiyorduk, 15-20 cm çatlak ürünler geldiği oldu, onları iade ettik, yaş ahşabı da kendimiz sahada kurumaya bıraktık iade edilen ürünler ile ilgili iade faturası hususu muhasebenin baktığı iştir, ben bilemem bunu ” beyanında bulunmuş ve iş bu beyanını imzası ile tevsik etmiştir.
Talimat mahkemesince ———- tarihinde dinlenilen tanık … beyanında; “Ben davalı şirkette 2009-2015 yılları arasında satış pazarlama müdürü olarak çalıştım, o dönemde hisse ortaklığım da vardı, iki yıl önce şirketten ayrıldım, kendi şirketimi kurdum, oradana devam ediyorum, benim şirketim de aynı mahiyettedir, davacı şirketle davaya konu ürünlerin teslimine ilişkin görüşmeleri ben yaptım, tam hatırlayamamakla birlikte 2012-2013 yıllarında davacı şirketle sözleşme imzalandı, davacı şirket yetkilisi buraya banaza gelip ürünleri bizzat gördü ve beğendi, gösterdiğimiz ürünler üzerinden sözleşme yapıldı, ürünlerin kalite olarak sınıfı konuşulmadı, konuşulmuş olsaydı, bu faturalarda gösterilirdi, ürünlerdeki vasıflar üzerinden anlaşıldı, vasıflardan kastım, ağacın budaklı olup olmaması, ağacın lif kıvrıklığı gibi şeylerdir, onlar gösterdiğimiz vasıftaki ürünleri beğenip kabul ettiler, bunun üzerine 7-8 kamyon ürün davacı şirkete gönderildi, bir sıkıntı olmuş olsaydı, ilk kamyondan sonra bu bize söylenir ve satışlar iptal edilirdi, 7-8 kamyon ürün ortalama haftada bir kamyon şeklinde peyder pey gönderildi, şikayet anlamında ürünlerle ilgili bize bir dönüş olmadı, bize sadece uyarı mahiyetinde teslim süresi ile ilgili bir geri dönüş oldu, zaman kısıtlılığından bahsettiler, genelde sevkiyatlar zamanında yapıldı ancak bir kaç sevkiyatta üç beş gün süreyle aksama olmuş olabilir, bu sözleşmeden sonra aynı binanın dış kaplamalarına ilişkin kapı ve pencere işleri de bize verildi, bir sorun çıkmış olsa bu işlerin de verilmemesi gerekirdi, davacı şirkete teslim edilen ürünler sözleşmede kararlaştırılan ürünlere uygundu, davacının sözleşme yapmış olduğu dava dışı şirketler bizi bu anlamda bağlamaz bizim davacı şirketle yapmış olduğumuz iş de ve sözleşmelde hiçbir sıkıntı olmadı, davacı şirket kendi sözleşme yapmış olduğu şirket ile sorun yaşayınca suçu tedarikçi olarak bizim şirketimize yüklemiştir, yapılan sözleşme karşılığında ödemelerin bir kısmının çekle bir kısmının da nakit olarak ödenmesi kararlaştırılmıştı, ödemeleri muhasebe kısmı takip ederdi, bu sebeple davacı şirket tarafından şirketimize ödenmemiş bir borç olup olmadığını tam olarak bilemiyorum, şirket yetkilisinin———- geldiği ilk görüşmemizde biz ürünleri paketleyip davacılar tarafından kontrolü yapıldıktan sonra göndereceğimizi söyledik, bir sevkiyat bu şekilde oldu, daha sonraki sevkiyatlarda şirketimize de güvendikleri için ——— dahi gelip kontrol etmediler, kontrolü kendi şirketlerinde yaptılar, ürünlerin kötü olması ile ilgili bize bir geri dönüş yapılmadı,ben şirkette satış ve pazarlama bölümünde çalıştığım için ———— karşı davalı … inşaattan bir alacağının olup olmadığını bilmiyorum, bunu muhasebe kısmı bilmektedir, ürünlerimiz davacı şirketin istekleri doğrultusundaydı, ürünlerimiz kesinlikle ayıplı mal niteliğinde değildir,———- bir çok yerine aynı ürünlerden satış yapıyoruz, davacı şirketin montaj hatasından kaynaklanan hataları firmamızın ürününe yüklemek istiyorlar, ürünlerimizde sorun olmuş olsaydı, ilk sevkiyattan sonra tekrar ürün talebinde bulunulmazdı ve şirketimize ödeme yapılmazdı, farklı bir iş kolu üzerine de ikinci bir anlaşma yapılmazdı” beyanında bulunmuş ve iş bu beyanını imzası ile tevsik etmiştir.
Talimat mahkemesince 12/06/2017 tarihinde dinlenilen tanık … beyanında; “Ben davalı şirkette yaklaşık 5 yıl kadar çalıştım, 2 sene önce de şirketten ayrıldım, davalı şirkette şoför olarak çalışıyordum, davacı şirketle yapılan sözleşme gereğince kararlaştırılan ürünlerin teslimini şoför olarak ben yaptım, ürünlerin beğenilmemesi gibi bir durum söz konusu değildi, ben ürünleri davacı şirkete teslim ettiğimde kontrolünü orada yaptılar, herhangi bir sorun çıkmayınca da ürünleri teslim aldılar ben teslimden sonra bir gece orada kalıp daha sonra geri dönüyordum, teslim aldıkları gün montaja dahi başlıyorlardı, teslimatları ben her zaman zamanında yaptım, şirket bakımından kararlaştırılan zamandan sonra yapılması durumu olup olmadığını bilmiyorum, ancak ben teslim aldığım zaman İstanbul’ a 5-6 saatte teslim ediyordum, ürünlerin kötü olması ile ilgili tarafıma hiçbir söylemde bunulmadı, ürünleri teslim aldılar ve hatta aynı gün montaja dahi başladılar, karşı davacı şirketin davalı … inşaattan tahsil edemediği alacağı olup olmadığını bilmiyorum, benim bilgim bundan ibarettir” beyanında bulunmuş ve iş bu beyanını imzası ile tevsik etmiştir.
Mahkememizin —– tarihli celsesinde dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan ————havale tarihli rapor ile özetle; asıl dava bakımından, davacının davalından dava tarihi itibari ile ——- tutarında tazminat alacağına sahip olduğu, bu alacağın talebi gibi ———– tarihinden itibaren avans faizi ile tahsili gerektiği, karşı dava bakımından, davalının davacıdan karşı dava tarihi itibari ile ———— TL tutarında cari hesap alacağı olduğu, bu alacağa ihtarname tebliğ tarihinden 7 gün sonraki tarihten itibaren talebi gibi yasal faizi ile tahsili gerektiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizin ———– tarihli celsesinde davalı karşı davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi için dosya önceki bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan—- tarihli rapor ile özetle; asıl dava bakımından, davacının davalıdan ———— TL tazminat alacağı bulunduğu, karşı dava bakımından, davalının davacıdan ————– TL cari hesap alacağının bulunduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının incelenmesinde; asıl dava yönünden; davacı tarafça, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye konu malların geç teslim edildiği ve teslim edilen malların ayıplı olması nedeniyle uğranılan zararın tazmininin talep edildiği; davalı tarafça, davacı tarafça süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı, ayıp iddiasının yerinde olmadığı belirtilerek davanın reddinin savunulduğu; karşı dava yönünden; karşı davacı tarafça, sözleşme nedeniyle ödenmeyen cari hesap alacağının tahsilinin talep edildiği; karşı davalı tarafça, davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişlidir.
Asıl dava yönünden; davacının sözleşme konusu malların geç teslim edildiğine ilişkin olarak; öncelikle davacının, davalının satım konusu malların tesliminden gecikmiş olduğunu ve temerrüde düşürüldüğünü ispatlaması gerekmektedir. Ayrıca davacının temerrüt nedeniyle maddi zarara uğradığını da ispat etmesi gerekmektedir. Taraflar arasında imzalanan ———– tarihli sözlemede sözleşme konusu malların hangi tarihte teslim edileceği hususunda kesin veya belirli bir vade kararlaştırılmamıştır. Bu nedenle davalının sözleşme konusu malları teslimde gecikmesi nedeniyle, davacının davalı tarafı temerrüt ihtarnamesi ile temerrüde düşürmesi gerekmektedir. Ancak dosya kapsamında mevcut delillere göre davalının malları teslimde geciktiği hususu tespit olunamadığı gibi; geciken malların teslimi hususunda davalıya gönderilen bir ihtarname de bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı tarafın, davalının sözleşme konusu malların geç teslim edildiği iddiasını kanıtlayamadığı kanaatine varılmıştır.
Sözleşme konusu malların ayıplı olduğu iddiası yönünden ise; taraflar arasındaki sözleşme, tespit dosyaları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı ile yapılan teknik inceleme sonucunda; dış ahşap kaplama tahtalarında budaklar bulunduğu, tahta enlerinde çekmeler olduğu, dış cephe ahşap kaplama emprenye renklerinde farklılıklar bulunduğu, kapı ve pencere birleşim yerlerinde açılmalar olduğu, kapı, pencere, söve, pervaz ve kasaların birleşim noktalarının uygun şekilde yapılmadığı, dış cephe kaplama tahtalarında çok sayıda büyük budak bulunduğu, taban ve tavan döşemelerinde kullanılan tahtalarda çekmeler olduğu, bina dış cephesinde fırınlanmamış yaş tahta kullanıldığı, bu nedenle deformasyon meydana geldiği, kapı, pencere imalatlarının fen ve sanat kaidelerine uygun yapılmadığı, 5 nolu ahşap binada tavan ve zemin döşeme tahtalarının sökülerek yeniden yapılmakta olduğu, bazı tahtaların uç kısımlarında 40-60 cm civarında boy çatlakları mevcut olduğu tespit edilmiş ve tespit raporu ile tespit olunan iş bedelleri de kadri maruf bulunmuştur. Ancak ayıplı olarak tespit edilen işlerin bir kısmının davacının yaptığı imalat işindeki özensiz işçilikten kaynaklandığı belirlenmiş olup, belirlenen tazminattan %20 oranında nefaset indirimi yapılması uygun bulunmuştur.
Her ne kadar davalı tarafça süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı iddiasında bulunulmuş ise de; taraflar arasındaki uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı, bu nedenle Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, davacının tazminat isteminde bulunabilmesi için yasal süresi içerisinde ayıp ihbarının yapılması hususunun zorunlu olmadığı, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre ayıp ihbarı yapıldığı hususunun tanık ile ispat olunabileceği, tanık ifadelerinin değerlendirilmesinde de davacı tarafça yasal sürede ayıp ihbarında bulunulduğunun anlaşıldığı, kaldı davacı tarafça ———– Noterliği’nin ——————- tarihli ihtarnamesi ile de ayıp ihbarında bulunulduğu anlaşılmakla davalının bu itirazları yerinde görülmemiştir.
Davalı tarafça sözleşmenin 6.1 maddesi uyarınca davacının ayıp iddiasının dinlenilemeyeceği beyan edilmiş ise de; davalı tarafından davacıya teslim edilen malzemelerdeki ayıpların meslekten bir satıcı tarafından bilinmesi gereken nitelikte ayıplar olduğu, bu nedenle davalının ayıplı mal satımından TBK md. 225/f.2 uyarınca ağır kusurlu olduğu, TBK md. 221’e göre satıcı satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise sorumluluğu ortadan kaldıran anlaşmaların kesin olarak hükümsüz olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 6.1 maddesindeki hükmün satıcının sorumluluğunu ortadan kaldıran bir düzenleme olduğu, anılan hükme göre davalı satıcının ağır kusurlu olduğu, bu nedenle de anılı sözleşme hükmünün geçersiz olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının tespit olunan tazminat alacağına zararın meydana geldiği ———–tarihinden itibaren faiz yürütülebileceği, ancak davacı tarafça —— tarihinden itibaren faiz talep edildiği, tarafların tacir olması nedeniyle işleyecek faizin avans faizi olacağı dikkate alınarak; ——– TL tazminat alacağının ———- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karşı dava yönünden ise; tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, karşı davalının ticari defter ve kayıtlarına göre karşı davacıya ——–TL bakiye borcunun bulunduğunun tespit edildiği, karşı davacının ticari defter ve kayıtlarına göre karşı davalıdan ——– TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, aradaki farkın karşı davalı tarafından düzenlenen ————- tarihli ——– TL bedelli iade faturasının karşı davacının defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, yukarıda açılanan ve yapılan teknik incelemeye göre karşı davalı tarafından düzenlenen iade faturasının yerinde olduğu, ancak asıl davada talep edilen tazminat alacağı içerisinde iş bu fatura bedelinin de bulunduğu, iş bu fatura bedelinin cari hesap alacağından düşülmesi halinde karşı davalının sebepsiz zenginleşeceği, bu nedenle karşı davacının ——- TL tutarındaki cari hesap alacağının tamamını talep edebileceği, karşı davacı tarafından gönderilen ————— tarihli ihtarnamesi ile karşı davalının temerrüde düşürüldüğü, ihtarname ile karşı davalıya ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün süre verildiği, ihtarnamenin karşı davalıya ——— tarihinde tebliğ edildiği, tanınan 7 günlük sürenin ——— tarihi itibari ile dolduğu ve karşı davalının iş bu tarih itibari ile temerrüde düşürüldüğü, tarafların tacir olduğu dikkate alınarak; ——TL cari hesap alacağının ———– tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile karşı davalıdan tahsili ile karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
Sabit olan 161.324,47 TL nin 08/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Aşan istemin reddine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı 11.020,07 TL’den dava açılırken yatırılan 3.468,89 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 7.551,18 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafından yatırılan 3.468,89 TL peşin harç ve 27,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 3.496,59 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 201,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.201,50 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %79 oranında olmak üzere 1.739,19 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5.Davalı tarafından yapılan 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 454,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.454,00 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %21 oranında olmak üzere 515,34 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 15.629,47 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7. Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.948,17 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
B-KARŞI DAVA YÖNÜNDEN;
1.Davanın KABULÜ İLE;
Sabit olan 105.062,83 TL nin 23/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte karşı davalıdan alınarak karşı davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 7.176,84 TL’den dava açılırken yatırılan 1.794,21 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 5.382,63 TL karar ve ilam harcının davacı-karşı davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davalı-karşı davacı tarafından yatırılan 1.794,21 TL peşin harç ve 27,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.821,91 TL harcın davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
4.Davalı-karşı davacı tarafından karşı dava yönünden yapılan 2.000,00 TL bilirkişi ücreti yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5.Davalı-karşı davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 11.155,03 TL nispi vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya ödenmesine,
6.Yargılama giderleri yönünden asıl davada hüküm kurulduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
7.Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı-Karşı Davalı Vekilinin yüzüne karşı ve Davalı-Karşı Davacı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 24/09/2019