Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/872 E. 2019/193 K. 20.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/872 Esas
KARAR NO : 2019/193
DAVA : Tazminat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ: 29/07/2013
KARAR TARİHİ: 20/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle ; davalı ile müvekkil arasında ———geri dönüşümde kullanılacak 6.331 ton kullanılmış otomobil katalitik konvertörü alımı için anlaşmaya varıldığını, müvekkil şirketin bu anlaşmayla, satıma konu kullanılmış katalitik konvektörleri Japonya’da geri dönüşümde kullanmak ve içerisindeki ticari değerleri olan metalleri dönüştürerek kazanç elde etme amacı taşıdığını,
Davalı şirket tarafından kesilen —— tarih faturaya binaen 162.785 USD satım bedeli ve 14.11.2012 tarihli faturaya istinaden mahsuplaşmadan sonra 2.000 USD’yi nakliye ve sair masraf bedeli olarak müvekkil tarafından davalı şirkete ödendiğini,
Ancak satın alınan kullanılmış katalitik konvertörlerin —— iki farklı rafineride yaptırılan muayenesinde malın kesinlikle satıcı tarafından beyan ve taahhüt edilen özellikler taşımadığını, tehlikeli kimyasal kirliliği haiz olduğunu, geri dönüşümde kullanılmasının mümkün olmadığını, Müvekkilinin, gönderilen malların ayıplı olduğu, bunları iade ederek parasını geri almak istediği bilgi ve taleplerini davalı şirket yetkilisine yazılı olarak bildirdiğini, ancak malların ayıplı olduğunun davalı tarafça kabul olunmasına ve müteaddit kez yapılan yazışma ve görüşmelere rağmen davalının soruna çözüm bulmadığı gibi zararı da tazmin etmediğini, bu nedenle davalıya —- noterliğinden —- yevmiye sayılı ihtarname gönderilerek ayıplı malların iadesi ve satım bedelinin ve masrafların müvekkiline geri ödenmesinin bildirildiğini, ancak davalının bu bildiriye icabet etmediğini öne sürerek, satıma konu malların ayıplı olması nedeniyle sözleşmeden dönülerek malın davalıya iadesi ve 2 ayrı fatura karşılığı ödenerv—— USD bedelin —– tarihinden-itibaran en yüksek mevduat faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi özetle ; dava konusu ürünlerin tedarikçisi olmadığını, davacının talebi üzerine —– isimli firmadan tedarik edildiğini, bunu davacının da bildiğini, somut olayda müvekkilinin, alıcıymış gibi — —- firması ile ticari ilişki kurduğunu, ancak ürünleri davacının hesabına aldığını, teknik olarak müvekkil ile davacı arasındaki, ilişkisinin satım sözleşmesi olmadığını, müvekkil ile davacı arasındaki ilişkinin komisyon sözleşmesi olması nedeniyle ihbar olunan satıcı———– edimini gereği gibi yerine getiren müvekkilinin sorumlu bulunmadığını, müvekkilinin komisyoncu olarak ayıplı ürünlerden sorumlu olmaması durumunun, gerçek satıcı olan ——- satıcı olarak sorumluluğunu ortaya çıkardığını, müvekkilinin ürünlerin satıcı değil davacının aracısı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava ; davalı tarafından davacıya fatura karşılığı satılan ürünlerin ( kullanılmış katalitik konvertörlerin ) ayıplı çıkması nedeniyle ödenen 164.785 USD bedelin davalı taraftan tahsiline ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek, kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır.
Düzenlenen bilirkişi raporu ve ek raporları gerekçeli ve denetime elverişli bulunmakla kısmen hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu, ve ek raporları tarafların iddia ve savunmaları hep birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı vekili; davalı şirketten aldığı katalitik konvektörlerin ayıplı çıkması nedeniyle kullanılamadığını, mal bedeli olarak davalıya ödenen 164.785 USD’nin davalıdan tahsili gerektiğini öne sürmüş, davalı vekili ise, müvekkilinin gerçek bir mal satıcısı olmadığını, davacıya komisyoncu sıfatıyla ürün temin ettiğini, gerçek sorumlusunun, malı tedarik ettiği —— firması olduğunu savunmuştur.
Dosyada mübrez satış faturaları, davalı şirket tarafından davacı adına düzenlenmiş olup, dökümü aşağıda gösterilmiştir.
Fatura tarihi Fatura tutarı Fatura içeriği
24.10.2012 162.785 $ Araba katalitik konvektörü
14.11.2012 3.711 $ Nakliye
Toplam 166.496 USD faturanın, ürün bedeli ve nakliye bedeli olarak davacı şirket adına kesildiği görülmüş olup, davacı 164.785 USD nin tahsilini talep etmiştir.
Bu alacaktan; 162.785 USD’lik kısmının mal bedeline, 2.000 USD lik kısmının ise nakliye bedeline ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı şirketin 2012 yılı ticari defterlerin incelendiği, davalının ticari defterlerinde fatura ve davacının yaptığı ödeme kayıtlarının olduğu, davalı şirketin,——— adlı şirketten dava konusu katalitik konvektör alımına ilişkin herhangi bir kayıt olmadığı, davalının aracılık -komisyonculuk- faaliyeti nedeniyle davacıdan veya ——— şirketinden komisyon geliri elde ettiğine ilişkin bir kayıt da bulunmadığı,
Satım konusu malların davalı tarafından davacıya gönderildiği; satım bedeli faturasının davalı tarafından düzenlendiği ve satım bedelinin de davacı tarafından davalıya ödenmiş olması ve davalı ile davacı arasında acentelik ya da komisyon sözleşmesinin bulunduğunu açıkça gösteren bir delilin dosyada yer almaması nedeniyle taraflar arasındaki ilişkinin alım – satım sözleşmesine dayalı olduğu, davalının komisyoncu olduğu iddiasını ispatlayamadığı belirlenmiştir.
Davalıya ait kayıtlara göre davalı şirket, 2012 yılında davacı şirkete 602.475.38 TL (332.438.25 USD) tutarlı 3 adet satış faturası kesmiş, bunun karşılığında 621.541.91 TL ödeme almıştır.
Davalının, ticari ilişkisinden dolayı davacı şirkete (621.541.91 – 602.475.38) = 19.066.53 TL bakiye borcunun bulunduğu tespit edilmiştir.

Faturanın tarihi USD tutarı Fatura içeriği
28.08.2012 91.99 Elektronik kart hurdası
01.10.2012 15.100.00 Bilgisayar hurdası
12.10.2012 225.339.28 6331 kg hurda kataliştik konvektör

Davalının düzenlediği bu faturalardan sadece, 12.10.2012 tarih 225.339.28 USD tutarlı fatura içeriğinin, dava konusu ürüne ait olduğu ve bu bedel üzerinden, gümrük idaresine beyanname verildiği anlaşılmaktadır.
Davalının kayıtlarında; davalı şirketin, —— şirketinden 24.11.2012 tarihinde 149.750TL tutarında (1) adet fatura karşılığı mal aldığı ve aynı tutarda ödeme tespit edilmiştir. Ancak davalının defterinde, ———- şirketinden satın alınan bu malın, dava konusu ürüne ait olup olmadığı hususu, dosyaya sunulan fatura üzerinden incelendiğinde; faturanın, “14.600 adet fabrika söküntüsü/…aparatı” açıklaması taşıdığı, dolayısıyla da dava konusu ürün olmadığı anlaşılmıştır.
Teknik bilirkişi heyeti tarafından ” Dava konusu ürünlerin içeriğindeki —- element analizleri gümrük idaresinin isteği üzerine davalı tarafından——— yaptırılmıştır. Bu laboratuvarın 22.10.2012 tarihli raporunda; yapılan test tanımı olarak “Cevher numunede altın tayini” ve test edilen numune tanımı olarak ——— yazmaktadır. Yapılan testin tanımı için kullanılan ifade katalitik konvertör hurdasına uygun testtir.—–adı olarak kullanılan fatura numarası da Davalı tarafından davacıya kesilen 6331kg katalitik hurda faturasının numarasıdır. Bu rapordaki analizin dava konusu ürüne ait olduğuna dair bir şüphe bulunmamaktadır.
Söz konusu bu raporda——– elementlerinin oranları her bir element için 0,2 g/ton (tonda 0,2 g’dan az) olarak tespit edilmiştir. Bu oranlar normal bir katalitik konvertörde bulunması gereken değerlerden çok çok azdır.
—– tarihli ———— arasındaki elektronik posta yazışmalarından ———- “Aşağıdaki analizler Platin, Palİadyum ve Rhodium miktarları için,—– gümrükleri bunu neden bilmek istiyor…” ifadelerinden davalının alınan analiz raporundan ve kıymetli metallerin miktarından davacıyı da haberdar ettiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu hurdalara 19.02.2013 ve 09.04.2013 tarihlerinde —– yapılan laboratuvar testlerinde de Pt, Pd ve Rh elementlerinin bulunmadığı, numunelerde zararlı kimyasallar bulunduğu, numunelerin beyaz renkli olduğu raporlanmıştır. Bu bulgular davalının——– yaptırdığı test sonuçlarıyla uyumludur. Ancak bu ürünlerin dava konusu ürünler olduğunu ispatlamamıştır.
Ayrıca; dava konusu katalitik konvertör hurdalarından olması beklenenden çok daha az, normalin altında Platin, Paladyum ve Rodyum bulunduğu görülmektedir. Bu sebeple davaya konu ürünlerin ” AYIPLI,, olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Davacının dava konusu katalitik konvertörleri içerisinde bulunan değerli elementler nedeniyle aldığı varsayımıyla anaIiz sonucuna göre konverterlerdeki değerli element miktarlarının davacı açısından kabul edilemez seviyede olduğu görülmektedir. Dava konusu malda olması gerekenden daha az ——–grubu metallerin bulunması bu malların bir kimyasal işlemden geçirilerek içerisindeki değerli elementlerin özellikle alındığını göstermektedir. Normalde siyah renkte olması gereken konvertörlerin renklerinin beyaz olması ve Japonya’da yapılan analizlerde hurdalarda tehlikeli kimyasalların bulunması bu hurdalara bir kimyasal ile muamele edildiğini açık olarak göstermektedir.
Ürünlerin ayıplı olduğunun kesin sonucuna varmak için her ne kadar ileri düzeyde analizler yapılması gerekse de, ürünlerin renginden ayıbın gözle açık bir şekilde görülebilmesi nedeniyle dava konusu ürünün AÇIK AYIPLI olduğu değerlendirilmektedir. ” şeklinde yapılan tespit mahkememizce gerekçeli bulunmakla dava konusu ürünlerdeki ayıbın açık ayıp olması, bu ayıbın davacıya bildirilmesi birlikte değerlendirildiğinde ;
Davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı 10.06.2013 tarihinde yaklaşık 8 ay sonra ayıp ihbarında bulunduğu,
Ayrıca ; İhracatçı konumundaki davalının bedelini peşin olarak alıp, gümrük formalitelerini ikmal etmek suretiyle ihraç ettiği ürünün bedelini sırf ayıplı olduğuna dair ithalatçının (olayımızda davacının) beyanına ya da ihracatı gerçekleştirdikten yaklaşık 8 ay sonra kendisine keşide edilen bir ihtarnameye dayanarak iade edebilmesi ya da ihracat bedeline tekabül eden bedelin bir kısmını veya tamamını ithalatçının aynı gerekçeyle ihracatçıdan geri isteyebilmesi ise; evvelemirde “serbest dolaşıma girmiş yani varış ülkesinde millileşmiş olan emtianın” sipariş evsafına uygun bulunmadığını belirten, “uluslararası gözetim şirketinden alınacak belge ile ürünlerin mahrece iade işlemlerinin sonuçlandırılmasını” gerektirir.
19.02.2013 ile 09.04.2013 de iki farklı tarihte yapılan analizin, davalının davacıya gönderdiği konvertör hurdalarına ait olup olmadığı teknik yönden irdelenememiş olmakla birlikte; 19.02.2013 ve 09.04.2013 tarihinde yapılan bu iki tahlilin varış ülkesinde millileşmiş olan dava konusu emtianın sipariş evsafına uygun bulunmadığını tevsik ettiği varsayılsa bile, bu raporlarda kayıtlı ürünlerin mahrece iadesi ile ilgili herhangi bir işlem başlatıldığına işaret eden bir bilgiye de dava dosyasında rastlanmamıştır.
Dava konusu ürünlerin sipariş edilene veya kararlaştırılana ya da taahhüt edilen değerli metal oranına göre ne oranda ayıplı olduğu teknik yönden yapılan inceleme ile belirlenemediği gibi dava konusu konvertör hurdalarının 19.02.2013 ile 09.04.2013 de iki farklı tarihte test edilen konvertörler olduğu var sayılsa bile, bunların istenilen evsafta olmadığı; “ihracatın gerçekleştirildiği ve taşımanın da tamamlandığı tarihten yaklaşık 8 ay gibi uzun bir süre geçtikten sonra” ihracatçıya ihbar edilmiş ise de kısmen ya da tümüyle mahrecine iade edilip, davalıya geri gönderilmediği, tamamının davacı tarafın uhdesine kaldığı dosya kapsamı itibariyle sabit olmakla, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KANITLANAMAYAN DAVANIN REDDİNE,
KARAR HARCI
2-Alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 6.093,30 TL harçtan mahsubu ile 6.048,90 TL’nin karar kesinleştikten sonra talep halinde davacı tarafa iadesine,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 27.358,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarfedilen 5.800 TL bilirkişi ücreti ve 470,70 TL’nin toplamda 6.270,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.20/02/2019