Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/838 E. 2019/105 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/838
KARAR NO : 2019/105

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 07/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin——— Bankası Şubesi ———- nolu çek 22.000,00 Tutarlı çeki davalıya 15/12/2013 vade tarihi ile keşide ederek verdiğini, müvekkilinin düzenlediği keşide tarihini tahrif ederek 18/09/2014 tarihi olarak davalının düzenlediğini, davalı iş bu çeki ——— tahsil cirosu ile kredi karşılığında sunduğunu, çek bu bankadan iade alındığında tahrifatın yapıldığını ve ——— teminat olarak sunulduğunu, çekte yer alan paraf ve düzeltmelerin müvekkilinin eli ürünü olmadığını, bu ve diğer 2 çekle ilgili İstanbul Anadolu C.Başsavcılığı’nda ——- soruşturma devam ettiğini, tüm bu nedenlerle —- tutarlı 15/12/2013 vade——- nolu ———– Şubesi tahrifat yapılan çek nedeni ile davalıya 22.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine, dava sonuçlanıncaya kadar 3.kişilere ciro, ibraz ve ödemenin menni için HMK’nun 209 gereği teminatsız ya da sayın mahkemenin aksi kanaati hasıl olması halinde İİK’nun 72’e uygun görülecek teminat dahilinde durdurulması konusunda tahrif edilerek oluşturulan 18/09/2014 tarihinden önce ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacının müvekkiline 3 adet çek verdiğini, müvekkilinin de çekleri teminat olarak bankaya verdiğini, davacının çekleri vadesinde ödeyemeyeceğini bildirdiğini, yeni vade tarihli çek vermeyi ya da mevcut çeklerin ödeme günlerini değiştirilmesini talep ettiğini, müvekkil şirket ortağı ve yetkilisince bu teklifin kabul edildiğini, davacının dava konusu çekle birlikte iki adet çekin keşide tarihini düzelterek müvekkiline verdiğini, üçüncü çek için ise yeni tarihli çek vereceğini beyan ettiğini ancak herhangi bir ödeme olmadığını, çek bedellerinin ödenmediğini belirterek; öncelikle ihtiyati tedbir kararının kaldırılarak dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller ve dosya arasına alınan tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ———- Soruşturma sayılı dosyasından imza incelemesine yönelik alınan bilirkişi raporunda; dava konusu çek üzerindeki keşideci imzasının ve keşide tarihi altında yer alan parafın davacı———— eli olduğu, çek üzerindeki keşide tarihinin orijinal halinde yer alan 15/11/2013 tarihinin 18/09/2014 olarak değiştirildiğinin ifade edildiği görüldü.
———- yazılan müzekkere cevabında; dava konusu çekin davalı şirket tarafından 16/12/2013 tarihinde takas yolu ile ibraz edildiğinin ve çekin şirket yetkilisi ———— iade edildiğinin, söz konusu çekle ilgili olarak herhangi bir bedelin ödenmediğinin bildirildiği, ibraz tarihinde bankaya sunulan çekin suretinde keşide tarihinin 15/12/2013 tarihi olduğu görüldü.
Mahkememizce imza incelemesine esas olmak üzere davacının imza asıllarının toplanılmasına başlanılmış, davacının imza örnekleri alınmıştır. Ancak davacı vekilince 05/07/2018 tarihli celsede keşideci imzasının ve keşide tarihi altında yer alan parafın müvekkiline ait olduğu kabul edilmiş, ancak keşide tarihindeki değişikliğin müvekkilince müvekkilinin iradesi dışında gerçekleştirildiğini beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin dava konusu çek nedeniyle borçlu olunmadığı tespiti istemi ile açılan menfi tespit davası olduğu, davacı tarafça takibe dayanak çekin keşide tarihinde yapılan düzeltmenin ve altındaki parafın müvekkiline ait olmadığını ve bu sebeple borcu olmadığının tespitini talep ettiği, davalı taraf ise cevap dilekçesi ile keşide tarihinde yapılan düzeltmenin davacının bilgisi dahilinde yapıldığı ve altındaki parafın davacıya ait olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir. Her ne kadar dava dilekçesi ile çek üzerindeki parafın davacıya ait olmadığı ileri sürülmüş ise de 05/07/2018 tarihli celsede parafın davacı eli ürünü olduğunun ikrar edilmiştir. Bu sefer davacı tarafça keşide tarihinin bilgisi dışında değiştirildiği iddia olunmuş ise de keşide tarihinin altında davacının parafı bulunduğu gözetilerek bu hususun yazılı delil ile ispat edilmesi gerektiği, dosyada mevcut borç tasfiye sözleşmesi başlıklı evrakın davalı şirket yetkilisince imzalanmadığı, bunun dışında bu hususu ispata yönelik dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, her ne kadar davacı vekilince 07/02/2019 tarihli duruşmada dava konusu çek üzerinde keşide tarihinin paraf atıldıktan sonra ikinci kez davalı tarafça değiştirildiği beyan edildiği, ancak dava dilekçesinde 15/12/2013 keşide tarihli olan çekin keşide tarihinin 18/09/2014 tarihi olarak değiştirildiğinin belirtildiği, soruşturma dosyasından alınan raporda da keşide tarihinin 15/12/2013 tarihinin 18/09/2014 tarihi olarak değiştirildiğinin belirtildiği, üçüncü bir değişiklikten söz edilmediği, bu hususu ispata yönelik de herhangi bir delil sunulmadığı görülmekle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce 18/09/2014 tarihinde İİK’nun 72/2 maddesi uyarınca tedbir kararı verildiği, davacı vekilince vazgeçilmesi üzerine 25/12/2014 tarihinde tedbir kararının kaldırıldığı, İİK’nun 72/4 gereğince tedbir kararının verilmesinin ve uygulanmasının tazminata hükmedilmesi için yeterli olduğu gözetilerek davacı lehine tazminata hükmedilmesi gerekmiştir.
Toplanan tüm deliller kapsamında davanın reddine karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
Dava değerinin 22.000,00 TL’nin % 20’si oranında belirlenecek tazminatın davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 375,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 331,35 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı vekiline avukatlık ücret tarifesi gereğince taktir ve tayin olunan 2.725,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı