Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/793 E. 2021/500 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/793 Esas
KARAR NO : 2021/500
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/08/2014
KARAR TARİHİ : 15/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında mal alım satımı konusunda ticari sözleşme kurulduğunu, sözleşme neticesinde davalı yana malların teslim edilmesine rağmen bedellerinin ödenmediğini, borcunu tam ve zamanında ödemediğini, bu nedenle vade farkı faturası düzenlendiğini, davalı şirketin hem bakiye borcunu hem de vade farkından kaynaklanan borcunu ödemediğini, gönderilen ihtara rağmen ödeme yapılmaması üzerine —— sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, alacağın likit olduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sipariş konusu ürünlerin bedelinin müvekkili tarafından ödendiğini, vade farkı talep edişmesinin kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasında vade farkı uygulanacağına dair bir anlaşma olmadığını, sipariş formunda anlaşılan tarihin—– olmasına rağmen davacı tarafça malların —— tarihinde teslim edildiğini, üretim öncesinde de gönderilen—- arızalar tespit edildiğini, bunların giderilmesinin beklenildiğini, ürünler teslim edildikten ve ürünlerin kabulü yapıldıktan sonra taraflar arasındaki mahsuplaşma tamamlanınca davacı yana ——– karşılığı ödeme yapıldığını, yapılan ödemede herhangi bir gecikme olmadığını, müvekkilince davacı ürünlerinin ihaleye uygunluğunun tespiti amacıyla yurt dışında test yaptırdığını, bu bedelin——- bedelli fatura ile davacı yana fatura edildiğini, müvekkilinin alacaklı durumda olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafından cari hesap borcunun zımnen kabul edildiğini, ürünlerin geç tesliminin söz konusu olmadığını, kararlaştırılan ürünlerin belirlenen tarihte teslim edildiğini, daha sonra davalı tarafından farklı ürün talebinde bulunulduğunu, sipariş konusu ürün bedellerinin—– şeklinde ödeneceğinin kararlaştırıldığını, taraflar arasında vade farkı uygulamasının bulunduğunu, test bedeli adı altında düzenlenen fatura bedelinin müvekkilinden talep edilemeyeceğini belirterek; davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacının vade farkı talep edebilmesinin hukuken mümkün olmadığını, dava konusu ürünlerin teslim edilmediğini, ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, davacının test bedellerinden sorumlu olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası iken davalı şirketin yargılama sırasında iflas etmiş olması nedeni ile kayıt kabul davası olarak yargılaması devam etmiştir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller,——- sayılı dosyası, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—— dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından cari hesap alacağına istinaden davalı aleyhine —— alacağın tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı yana —— tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından—– tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı şirket hakkında ——– sayılı dosyası ile iflas kararı verilmiş, dava dosyası iflas idare memurlarına bildirilerek taraf teşkili sağlanılmış, iflas kararının kesinleştiği ve ikinci alacaklılar toplantısının—— tarihinde yapıldığı anlaşılmakla yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce uyuşmazlık konularına ilişkin olarak bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen—— tarihli raporda özetle; davacı yanın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacının öteden beri gelen ticari ilişki nedeniyle —– alacaklı olduğu, davacı tarafından —-adet vade farkı faturası düzenlendiği, davalı tarafından yapılan ödeme ve davacının — değerleme kayıtları ile kendi kayıtlarına göre—– alacaklı olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulmadığı, davacı kayıtlarında yer alan —- bedelli mal faturası ile—– bedelli vade farkı faturasının davalı kayıtlarında yer almadığı, davalı tarafından—- bedelli test bedeli faturasının davacı cari hesap alacağından düşüldüğü, davalının kendi kayıtlarına göre —- alacaklı olduğu, davacının —- tutarlı faturaya konu malların davalı yana teslim edildiğini ispat edemediği, —- vade farkı faturasının yerinde olmadığı, davalı tarafından düzenlenen —- bedelli test bedeli faturasının davacıdan talep edilemeyeceği, bu hali ile davacının—– alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce davacının iflas tarihine kadar olan işlemiş faiz alacağının hesaplanması için mali müşavir bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen—- tarihli ek raporda özetle; davacının—- takip tarihinden —- tarihine kadar olan işlemiz faiz alacağının —– olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce taraflar arasında vade farkı uygulaması bulunup bulunmadığı, var ise miktarının tespiti için mali müşavir bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen —— tarihli ek raporda özetle; taraflar arasında vade farkı uygulaması bulunmadığı, kök ve ek raporda yapılan tespitlerin geçerli olduğu bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, cari hesap alacağına istinaden başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça; takip konusu alacağı oluşturan —- adet fatura düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak —— düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun—– kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi—– halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir.——
Somut olay bakımından; davacı tarafından düzenlenen —– bedelli faturaların davalı yanın ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, davalı tarafından toplamda —- ödeme yapıldığı, davacının takip konusu faturaların düzenlenmesinde önce——cari hesap alacağının mevcut olduğu, işbu alacağın davalı yanın defterlerinde de yer aldığı, davalı tarafından anılan faturalara itiraz edildiğine dair dosyada herhangi bir delilin bulunmadığı, anılan —- belirtildiği üzere; davalının dava konusu faturayı ticari defterlerine kayıt etmesinin fatura konusu malın teslim edildiğine karine teşkil ettiği, bu hali ile davacının—–bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafından düzenlenen—- bedelli mal faturası yönünden; anılan faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı yana gönderilen ihtarname ile de faturanın kabul edilmediğinin bildirildiği, davacı tarafından işbu fatura konusu malın davalı yana teslim edildiğine dair dosyaya herhangi bir delilin ibraz edilmediği, bu hali ile davacının işbu faturadan kaynaklı alacağını ispat edemediği kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafından düzenlenen —– bedelli vade farkı faturası yönünden; anılan faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı tarafından gönderilen ihtarname ile faturanın iade edildiği, taraflar arasında vade farkı uygulamasına yönelik yazılı herhangi bir sözleşme bulunmadığı, taraflar arasında vade farkı uygulamasının da bulunmadığı, davacı tarafından vade farkı uygulamasının bulunduğuna dair delil olarak gösterilen davalı mailinde vade farkı olarak —— ödeme yapıldığının ve başkaca vade farkı kabul edilmediğinin açıkça belirtildiği, bu hali ile taraflar arasında vade farkı uygulamasının teamül haline gelmediği anlaşıldığından, işbu faturaya yönelik istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafından düzenlenen—- bedelli test bedeli faturası yönünden; taraflar arasında bu yönde yazılı bir anlaşma bulunmadığı, davalı tarafından düzenlenen faturanın davacı tarafından iade edildiği, davalı ile dava dışı idare arasındaki sözleşmede ürünlerin testlere tabi tutulması gerektiğine dair bir düzenlenme bulunmadığı, yalnızca ürünlerin testleri geçebilecek nitelikte olması gerektiğinin ifade edildiği, davalının ürünlerin şartnamede belirtilen gereklilikleri karşılamadığı ve testlerin eksik olduğuna dair, kabul komisyonun geçici veya kesin kabulünün bulunmadığı, buna ilişkin herhangi bir belgenin dosyaya ibraz edilmediği, yaptırılan testlerin —— yaptırılmasının da mümkün olduğu, bu hali ile yaptırılan testlerin bedellerinin davacı yana yüklenilmesinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafında icra takibi öncesi işlemiş faiz talep edilmemiş olmakla birlikte, davalı şirket yargılama sırasında iflas ettiğinden, davacının takip tarihinden iflas tarihine kadar olan alacağının da tespit edilmesi gerektiği, bu doğrultuda alınan bilirkişi raporu ile davacının anılan tarihler arasındaki faiz alacağının —— olduğunun tespit edilmiş ve mahkememizce de benimsenmiştir.
Yukarıda belirtilen şekilde davacı alacağı tespit edilmiş olmakla birlikte; yabancı para alacağının iflas eden şirketin masasına—– karşılığının kaydı gerekmekte olup; iflas tarihi olan — tarihi itibari ile —- üzerinden davacının alacağı——-olarak belirlenmiştir.
Yargılama sırasında davalı şirket iflas etmesi nedeniyle yargılamaya kayıt kabul davası olarak devam edildiğinden, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı yanın kötü niyeti sabit olmadığından, reddedilen kısım yönünden, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
Yargılama giderleri bakımından; davanın kayıt kabul davası olarak sonuçlandırılması nedeniyle, karar ve ilam harcı maktu olarak belirlenmiş ve maktu vekalet ücreti takdir edilmiştir.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere —– gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalı şirket yargılama sırasında iflas etmiş olmakla davaya kayıt kabul davası olarak devam edildiğinden,
—-asıl alacak, — işlemiş faiz olmak üzere toplam — alacağın müflis—– masasının kayıt ve kabulüne,
Aşan istemlerin reddine,
İcra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
Davacının kötüniyeti sabit olmadığından kötüniyet tazminatı isteminin reddine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 59,30 TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 1.570,85 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.511,55 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.Davacı tarafça yatırılan 59,30.-TL peşin harç ve 25,20 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 84,50.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 3.100,00 TL bilirkişi ücreti ve 207,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.307,00 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %69 oranında olmak üzere 2.281,83‬‬.-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6.Kabul edilen kısım yönünden, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7.Reddedilen kısım bakımından, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 10 gün süre içerisinde —— nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 15/04/2021