Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/755 E. 2018/647 K. 05.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/755
KARAR NO : 2018/647
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 05/06/2018
İstanbul Anadolu 3. Tüketici Mahkmesinin 17/03/2014 tarihli, 2014/411 E – 2014/236 K sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edilerek yukarıdaki esasa kaydedilen Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilen sözleşme ile,,l ili, , ilçesi, , Mah., , Pafta, , Ada, , Parselde kayıtlı 4.790,64 m2’lik arazi üzerine inşa edilecek olan Çamlıca Konakları isimli sitenin 6 nolu villasının inşa edilip, müvekkile satılacağının kararlaştırıldığını, akdedilen sözleşmenin 5. Maddesinde müvekkilinin 10 villalık sitenin ortak alanlarının da kullanım hakkına sahip olacağı ve arsa payı olan %10 oranında ortak olacağı belirtildikten sonra, ortak alanların havuz, otopark, basket sahası, tenis kortu olacağının, ayrıca her villanın kendisine ait bir otoparkı ve bahçesinin olacağının belirtildiğini, müvekkilinin taşınmazı bu şartlarla satın almasından bir süre sonra Üsküdar Belediyesi Emlak İstimlak Müdürlüğü tarafından arazinin belediye mülkiyetinde olduğu ve site üyeleri tarafından işgal edildiğine dair ihbarda bulunulduğunu, bu nedenle müvekkilinin ücretsiz kullanması gereken ortak alanlar için ecrimisil bedeli ödemek zorunda kaldığını, aksi halde bu alanları kullanmaktan mahrum kalacağını, ortak alanlarının kullanılamamasının taşınmazın değerinde çok büyük azalmaya neden olacağını, taşınmazı yatırım amaçlı alan müvekkilinin zarara uğradığını belirterek, davalı tarafça dava konusu taşınmazın taahhüt edilen niteliklere haiz olmayarak eksik şekilde teslim edilmesinden dolayı meydana gelen – fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000,00 TL değer kaybının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesiyle özetle; davacının davaya konu edilen taşınmazı satın almasının üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçtiğini, bu nedenle taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacının taşınmazı henüz inşaatı başlamadan satın almış gibi bir izlenim yarattığını oysaki taraflar arasında akdedilen yazılı bir sözleşme olmadığını, davacının söz konusu taşınmazı, vaziyet planında her villada 2 otopark ile konumuna göre bahçe bulunduğunu görerek, bitmiş bir vaziyette satın aldığını, davacının iddia ettiği şekilde havuz, basket sahası, tenis kortu, at bahçesi, spor alanları gibi ortak alanların taahhüt edilmediğini, vaziye planında da bu alanların olmadığını, belediye tarafından ecrimisil talep edilen alanın yeşil alan olarak terk edilen ancak site üyeleri tarafından işgal edilmiş, sitenin mülkiyetinde olmayan bir alan olduğunu, sitenin vaziyet planında bu alanın siteye ait olmadığının görüldüğünü, bu hususta yanıltma söz konusu olmadığını zira bu durumun davacı tarafından da bilindiğini, davacının kendi yanlış anladığı bir durum var ise bundan davalının sorumlu olamayacağını, davacının da bir tacir olduğunun ve taşınmazı alırken basiretli bir tacir gibi hareket ettiğinin kabul edilmesinin gerektiğini, şayet ecrimisil ödemek istemiyorlarsa, bu alanı kullanmayı sonlandırabileceklerini, … ve davalı şirket yetkilisi …’ın davada taraf olarak gösterilmesinin doğru olmadığını, bu davalılar yönünden husumet itirazlarının bulunduğunu belirterek, davanın reddine, yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada yerinde keşif yapılarak aldırılan bilirkişi raporunda; davaya konu … ili, ilçesi, Mah. Pafta, Ada, nolu bölümde bulunan …..sözleşmeye göre uygun olarak tamamlandığı, mesken olarak kullanıldığı, …..Konakları, 6 nolu tripleks villada, satış tarihinden sonra bir değişiklik yapılmadığının gözlendiği, bu nedenle değer kaybının olmadığı, davacının davalılara yönelik ayıplı ifa sorumluluğu veya zapta karşı tekeffül sorumluluğu hükümlerine dayalı bir alacak hakkının mevcut olmadığı, şayet mahkeme aksi kanaatte ise 21/12/1999 tarihli resmi şekilli sözleşmenin tarafı olan davalılar ….. ve …’dan 90.810,00 TL değer kaybı talep edebileceği kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekilince; dosya sunulan adi yazılı sözleşmenin 5.maddesi ile “Bina 10 villalı sitenin ortak alanlarının da kullanım hakkına ve mülkiyetine arsa payı olan % 10 oranında ortak olacaktır. Bu ortak alanlar havuz, otopark, basket sahası ve tenis kortudur.” ibarelerinin bulunduğu, davacının bu nedenle 6 no’lu villayı davalı şirketin taahhütü doğrultusunda siteye ait park, havuz, otopark alanı olduğu düşüncesi ile satın aldığı ancak üsküdar Belediyesi Emlak İstimlak Müdürlüğü’nün 05/02/2014 tarihli yazısı ile belediye mülkiyetinde olan arazinin site sakinleri tarafından işgal edildiğinin bildirildiği ve kendilerinden ecrimisil ödenmesinin ihtar edildiği, bu nedenle ortak alanlardan mahrum kalma tehlikesi ile karşı karşıya olduğundan bahisle davalı şirket tarafından inşa edilerek kendilerine satışı gerçekleştirilen taşınmazın taahhüt edilen niteliklere sahip olmadığını, Üsküdar Belediyesi’nce gönderilen yazı ile vakıf olduklarından taşınmazın, taahhüt edilen niteliklere haiz olmayarak eksik teslim edilmesinden meydana gelen değer kaybı zararının tazminini talep ve dava etmiştir.
Davaya dayanak yapılan sözleşme suretinin tetkikinde, adi yazılı sözleşme olup son sayfasında Mustafa Alemdar ismi ve altında bir imza; Nesa İnşaat, altında … ismi, onun da altında bir imza ve … ismi ve imzasını içerdiği görülmüştür.
Ne var ki söz konusu adi yazılı sözleşmede davacı şirketin taraf olmadığı, …….imzası üstünde de davacı şirket adına sözleşmeyi imzaladığına dair bir açıklama bulunmadığı, dolayısıyla davaya dayanak yapılan adi sözleşmenin ve dolayısıyla ortak alanların kullanımı hakkındı ve ortak alan olarak havuz, otopark, basket sahası ve tenis kortunu düzenleyen 5.maddenin sözleşmenin taraf olmayan davacı şirket yönünden hüküm ifade etmeyeceği, söz konusu sözleşme ile davacı şirkete herhangi bir taahhüdün iletilmesinden söz edilemeyeceği açıktır.
Mahkememizce Üsküdar Tapu Sicil Müdürlüğü’nden davaya konu taşınmazın devrine ilişkin resmi senet sureti celp edilmiştir. İncelenmesinde; “bir taraftan … ve …, bir taraftan ….. Yedek …..ic. Ve San. Ltd.Şti. Temsilen bizzat hareket ile …… ibareleri ile başlayarak davaya konu 6 no’lu villanın, … ve …’dan davacı şirkete satıldığını düzenlediği görülmüştür. Resmi senet içeriğinden de davacıya davasına dayanak yaptığı suretle bir taahhüdün yer almadığı, devralınan arsa payına havuz, park, tenis kortunun da dahil bulunduğuna ilişkin bir kayıt içermediği görülmüştür.
Davacı tarafça dayanak adi yazılı sözleşmede davacı şirket taraf olmadığı için dayanak yapılan 5.maddeleri taahhüt yönünden bir tazminat talep hakkı doğmayacağı gibi davacı şirketin taraf olduğu resmi tapu senedi yönünden de iddia edildiği suretle bir taahhüdün yer almadığı, bir sermaye şirketi olan davacı şirketin basiretli tacir gibi hareket ederek satım öncesi gerekli araştırmaları yapmasının, kendisi için ticari zarara sebep olacak tasarruflardan kaçınmasının basiretli tacir olmanın gereği olduğu kanaatiyle sübut bulmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 35,90 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak yatırılan 512,32 harcın mahsubu ile fazla alınan bakiye 476,42 TL harcın istem halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davalılar vekili için taktir olunan 3.600,00 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde, istem halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalılar Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/06/2018