Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/732 E. 2018/35 K. 16.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/732 Esas
KARAR NO : 2018/35
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 16/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin teneke ve plastik ambalaj malzemeleri üreten ve BIST’de işlem gören halka açık bir şirket olduğunu, birçok firmaların ambalajlarının davacı şirket tarafından yapıldığını, davalı firmanın boya ambalajlarının da davacı tarafından üretildiğini ve 2012 yılı Haziran ayından 2013 yılının Mart ayma kadar siparişler alınarak üretim yapıldığını, bu planlama doğrultusunda teneke levhalar üzerine davalı firmanın kurumsal kimliği ve markasının basıldığını ve stoklandığını, stoka alman bu mamul ve yarı mamul ürünlerin bedellerinin davacı tarafça karşılandığını, davalı firmanın yerine stoklama maliyetleri üstlenildiğini, … firmasının … firmasına satılması ve isminin …. Boya olarak değiştirilmesi ile taraflar arasındaki ticari ilişkinin sekteye uğradığını, davalı firmanın davacıdan artık ambalaj alamayacağım sözlü ve elektronik posta yoluyla davacıya ilettiğini, davacı şirketin de haklı olarak davalı firmanın talebi doğrultusunda yaptırılan ve stoklarda bulunan basılı levhalar ile mamul ambalajların bedelinin ödenerek alınmasını talep ettiğini, davalının siparişi üzerine yaptırılan bu ürünlerin üzerinde davalı firmanın markası ve kurumsal bilgilerinin basılı olması sebebiyle başka yerlerde kullanılmasının mümkün olmadığını, söz konusu ürünlerin bedelinin ödenerek teslim alınması yönünde davalıya yapılan bütün görüşmelerin sonuçsuz kaldığım, davacının elinde bulunan ve hiçbir işe yaramayan bu stoklarla ilgili olarak 2013 yılı sonuna kadar herhangi bir sonuç alınamaması üzerine, davalı firmanın elektronik ortamda ve SMS ile bilgilendirilerek bahse konu ürünlerin hurdaya ayrıldığını, bu ürünlerin stoklarda durmasının davacıya maliyet yüklediğini, davalı firmanın bilgisi doğrultusunda üretilen ürünler için hurda değerleri düşülerek iki adet fatura düzenlendiğini, söz konusu faturaların 24.12.2013 tarihli ve 25.12.2013 tarihli olduğunu, bu faturaların davalıya gönderildiğini, ancak davalının bahse konu faturaları teslim almadığım, bunun üzerine bahse konu faturaların …. … Noterliğinin …. tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya gönderildiğini, davalı firmanın yasal süre olan 8 günlük süre içinde herhangi bir itirazda bulunmadığını ve iade etmediğini, faturaların kesinleştiğini, ancak bedelinin bugüne kadar ödenmediğini belirterek bahse konu fatura bedelleri toplamı olan KDV dahil 69.971,48 TL’nin faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini Mahkemeden talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle, hukuki dayanaktan yoksun ve haksız davanın reddi gerektiğini, davalının davacıya vermiş olduğu bir sipariş bulunmadığım, davacının kendi karan ile ambalaj stokladığını, stoklamanın satıcının inisiyatifinde olduğunu, davalı ile bir ilgisi olmadığım, davalı şirketin herhangi bir kastı ve kusurunun bulunmadığını ve davacının uğramış olduğunu iddia ettiği zarardan sorumlu olmayacağını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini Mahkemeden talep etmiştir.
Davacı taraf ticari defterlerinin incelenmesi yönünden bulunduğu adres itibariyle Gebze Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış; Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyasından alınan 17/05/2016 tarihli raporda: Davacı şirketin 2012-2013 ve 2014 yıllarına ait olan yasal ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerini yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu. Yasal ticari defterleri üzerinde yapılan usul incelemelerinde kayıtların VUK. 215-219 maddesi hükümleri ile Tekdüzen Hesap Planı Genel Tebliğine uygun tutulduğu ve defterlerin birbirlerini teyit ettikleri görülmüştür. 6762 sayılı mülga TTK’nu, 6102 sayılı yeni TTK’nunu ve HMUK’nun 222. maddesi amir hükümlerine göre davacı şirketin 2012-2013 ve 2014 yıllarına ait yasal ticari defterlerinin delil kudretine haiz olup Takdirin Sayın Mahkeme’nin olduğu, davacı şirketin 2012-2013 ve 2014 yıllarına ait yasal ticari defter kayıtlarına göre; 20.06.2014 dava tarihi ile 16.09.2014 dava yenileme tarihi itibariyle de davacının cari hesap ilişkisinden kaynaklanan davalıda kalan toplam asıl alacak bakiyesi tutarının 73.517,87 TL olarak tespit edildiği, dava konusu 24.12.2013 tarih B030615 seri no.lu ve 44.155,68 TL tutarlı toptan satış faturası ile 25.12.2013 tarih B030624 seri no.lu ve 25.815,80 TL tutarlı ki toplam 69.971,48 TL bedelli toptan satış faturalarının davacının yasal ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun ve davacı defter kayıt ve belgelerine göre bu miktar kadar alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacının davalıya gönderdiği ihtarnamenin tebliğ tarihinin belli olmadığı, dolayısıyla davalının temerrüde düşürüldüğünün kabul edilemeyeceği, fatura tarihinden faiz isteminin haklı olmadığı, tarafların tacir oluşlarına göre davaya konu alacağın varlığının kabulü halinde ise bu alacağa dava tarihi itibariyle yasal ticari avans faizi işletileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalı taraf defterleri yönünden ise adresi itibariyle Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış; Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesinden alınan bilirkişi raporunda; Davacı tarafın davalıdan 24.12.2013 tarihli 30613 seri numaralı 44.155,68 TL bedelli fatura ile 25.12.2013 tarihli 30624 seri numaralı 25.815,80 TL bedelli faturalar toplamı olan 69.971,48 TL’yi talep ettiği, davacımn talep ettiği faturaların davalıya ait ticari defterlerde kayıtlı olmadığı, dosyada yer alan davacıya ait ticari defter kayıt suretleri ile davalıya ait ticari defterler karşılaştırıldığında dava konusu yapılan iki adet fatura dışında taraf defterlerinin birbirini teyit ettiği, buna göre davacının davalıdan 3.546,38 TL alacaklı, davalının da davacıya bu tutarda borçlu olduğu; ancak, davacının söz konusu tutara yönelik bir talebinin bulunmadığı, davacının dava konusu yaptığı iki faturaya dayalı üretim yaptığını,bu üretim sonucunda üretilen mallan davalının teslim almadığını ve bahse konu ürünlerin hurdaya ayrıldığım, bu ürünlerin stoklarda durmasının davacıya maliyet yüklediğini, davalı firmanın bilgisi ve doğrultusunda üretilen ürünler için hurda değerleri düşülerek iki adet fatura düzenlediğini ileri sürdüğü, bu iddianın davacı tarafça ıspatlanması gerektiği,kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dava 2 adet faturaya dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; taraflar arasında davalı tarafça üretilen boyalara ilişkin ambalaj malzemelerinin davacı tarafça imal edilmesi şeklinde süregelen ticari ilişki bulunduğu; ancak davalı şirketin ürünlerinin marka isminin değiştirilmesine karar verilmesi sonrasında davacı şirkete bundan sonra ambalaj malzemesi alınmayacağı hususunun bildirildiği; davacı tarafça ise bu süreçten önce davalı firmanın önceki marka isim ve logosunu içeren ambalaj ürünlerinin yaptırılıp stoklandığı, isim değişikliği süreci sonrası bu ürünlerin bedelinin alınarak teslim alınmasının istenildiği; davacı tarafça bu yönde bir sonuç alınamaması ve davalı tarafça da iletişime geçemedikleri iddia ve gerekçesi ile söz konusu elinde kalan ürünleri hurdaya ayırdığını, hurda değeri düşüldükten sonra bakiye ürün bedelinin tahsili için düzenlenen fatura ve bedelinin ödenmediğinden bahisle alacağına hükmedilmesini talep etmiş ise de; davacı tarafça fatura içeri miktar ve evsafta ürünün davalı tarafça sipariş edildiğine ilişkin bir ispat vasıtası sunulamadığı; iddiasının aksine davaya konu faturaların davalı taraf defterlerine kayıtlı olmadığı gibi vergi beyannamesinde de yer olmadığı; mevcut delil durumu itibariyle; daha önceden süregelen ticari ilişkin devem edeceği düşüncesi ve kendi insiyatifi ile davalı şirketin eski marka ismini içerir ambalaj malzemenin davacı tarafça imal edildiği, davacının bu kararının davalı yönünden bağlayıcı olmasının beklenemeyeceği kanaatiyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sübut bulmayan davanın reddine,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.194,95 TL harcın mahsubu ile kalan bakiye 1.159,05 TL nin davacıya iadesine,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 8.046,86 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 415,30 TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/01/2018