Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/707 E. 2019/484 K. 25.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/707 Esas
KARAR NO : 2019/484
DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 30/05/2014
KARAR TARİHİ: 25/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı ——–tamamen ayrı ve bağımsız bir firma olduğunu, aralarında herhangi bir organik bağı bulunmamasına rağmen isim benzerliği yüzünden müvekkil şirketin faaliyet adresi olan——– adresine—— tarihinde İstanbul Anadolu 2. İcra Müdürlüğünün—–Tal.sayılı dosyasından ihtiyati haciz işlemi uygulamak için icra memuru ile diğer davalı ——–. vekili ile haciz işlemi için gelindiğini, haciz işlemi esnasında asıl icra dosyasının Bursa 9. İcra Müdürlüğünün ——- E sayılı dosyası olduğunun ve icra dosyası borçlusunun da davalılardan ———-olduğunun öğrenildiğini, Bursa 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin——- D.İş sayılı dosyasından alınan ihtiyati haciz kararı ile başlatılan haciz işlemi sırasında müvekkil şirket çalışanlarının icra dosya borçlusu firma ile eski tarihli yapılan ticari alışverişin dışında bir irtibat olmadığı hususu iletilmesine rağmen dosya alacaklısı ——–. vekilinin evrak incelemesi talep etmesi neticesinde müvekkil şirketin bilgisayar kayıtlarına bakıldığını, bu bilgisayarlarda mail ortamında davalılardan borçlu————-e ait 2012 yılına ait bir tahakkuk fişi ile —– onay zamanlı KDV beyannamesi ve cari hesap ekstresinin bulunduğunu, sadece bu belgelere istinaden müvekkili şirkete haciz işlemi başlatıldığını, firmaların unvan benzerliği nedeniyle organik bağ kurularak haciz işlemine devam edildiğini, müvekkil haciz tarafı olmamasına rağmen cebri icra tehdidi altında—– E sayılı dosyasına banka hesabına 50.500 TL ödemek zorunda kaldığını, öne sürerek icra dosyasına ödenen 50.500 TL’nin ödeme tarihinde itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı——— vekili cevabında; öncelikle icra dosyasına ödenmiş bulunan paranın iadesine yönelik istirdat davasının ödeme yapan tarafından değil İİK m.72 kapsamında borçlu tarafından açılması gerektiğini, icra dosyasında taraf sıfatı bulunmayan davacının alacaklı müvekkiline karşı böyle bir dava açmasının mümkün olmadığını, davacı firmanın istirdat talebinin muhatabı müvekkili olmayıp dosya borçlusu———— olduğunu, kaldı ki davacı ile borçlu şirket arasında organik bağın mevcut olduğunu, borçlu————kötü niyetli olarak alacaklıların alacaklarına kavuşmasını önlemek amacıyla birlikte hareket ettiğini, borçlu şirket ile üçüncü şahıs şirketin eski kurucu ortaklarından birinin ———— olduğunu, her iki şirketin de kurucusunun aynı kişi olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca hem borçlu hem de davacı şirketin kurucu ortağı ———–ile borçlu şirketin diğer kurucu ortağı ——— ve sözde üçüncü şahıs davacı şirketin halen ortağı ve yetkilisinin——— kardeşi olduğunu savunarak davanın, husumet ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı ———–. davaya herhangi bir cevap vermemiş, HMK 128. madde hükmü gereğince davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, icra dosyaları, ticaret sicil kayıtları, mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Mahkememizce Bursa 9. İcra Müdürlüğü’nün ———- Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı ———– Tarafından—- tarihinde diğer davalı ——– Aleyhine 50.000,00 TL bedelli çekin tahsiline yönelik kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile icra takibi başlatıldığı, dosyada mübrez ihtiyati haciz kararına istinaden borçlunun bildirilen adreslerinde haciz işlemi yapılması için İstanbul Anadolu 2. İcra Müdürlüğü’nün———- Tal. Sayılı dosyasına talimat yazıldığı anlaşılmıştır.
Takip konusu ——-Şubesi’ne ait —- çek nolu —-vadeli ——– TL bedelli çekin incelenmesinde; çekin keşidecisinin davalı ——– Olduğu, lehtarının davalı ———Olduğu, çekin davalı lehtar tarafından keşide tarihinde bankaya ibraz edildiği, mahkeme kararına istinaden işlem yapılamadığının şerh edildiği görülmüştür.
Mahkememizce İstanbul Anadolu 2. İcra Müdürlüğü’nün—— Tal sayılı dosyasından yapılan hacze ilişkin haciz tutanağının incelenmesinde; davalı———- borçlu olarak yer aldığı, ——- tarihinde haciz işleminin yapıldığı, haciz yapılan adresin—————–olduğu, şirket çalışanlarının haciz yapılmaya gelinen iş yerinin borçlu firmaya ait olmadığını, ———— ait olduğunu beyan ettiğini, yapılan evrak incelemesinde borçlu şirket adına 2013 yılına ait Tahakkuk Fişi, KDV Beyannamesi vs evrak bulunduğu, alacaklı vekilinin talebi üzerine haciz işlemine geçildiği, haciz esnasında davacı şirket yetkilisince 50.500 TL’nin ihtirazi kayıtla ödeme yapıldığı görülmüştür.
Mahkememizce celp olunan ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde; davacı ——— sicil numarasıyla —– yılında kurulduğu, şirket adresinin ——— olduğu, şirket ortağının ———-olduğu,——— tarihli ortaklar kurulu kararı ile ——- şirketteki hisselerini——– devrederek şirket ortaklığından ayrıldıkları, davalı —— sicil numarasıyla ——- yılında kurulduğu, şirket adresinin ——– olduğu, şirket ortaklarının ——–olduğu, şirket ortaklarının —– tarihli kararla B——— şirketteki hisselerini ———————– devrederek ortaklıktan ayrıldıkları anlaşılmıştır.
Mahkememiz 06/02/2018 tarihli celsesinde dosyanın taraf defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 15/10/2018 tarihli rapor ile özetle; davalıların ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, davacının ticari defterlerinden 2010-2011 yılı ticari defterlerinin kanuna uygun tutulmadığı, 2012-2013-2014 yılı ticari defterlerinin kanuna uygun olarak tutulduğu, davacının davalı ——–2010 yılından 2012 yılına kadar ticari ilişkisi olduğu, borç/alacak bakiyesinin kalmadığı, dava konusu 50.500,00 TL’nin 23/05/2014 tarihinde genel yönetim gideri hesabından ödendiği tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde özetle; davacı tarafça tarafı olmadığı halde uygulanan haciz nedeniyle icra dosyasına ödenen bedelin davalılardan tahsilinin talep edildiği, davalı ———- davacı tarafça kendilerine yönelik istirdat davası açılamayacağı, davacı ile diğer davalı arasında organik bağ olduğunu savunduğu, davalı ———– davaya cevap verilmeyerek dava dilekçesindeki hususları inkar ettiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu görülmektedir. Davacının ticari defterleri ve davacı ile davalı ——– ticari sicil kayıtlarının değerlendirilmesinde taraflar arasında ticari ilişki olduğu ancak iş bu ticari ilişkinin takip ve haciz tarihinden çok öncesinde sona erdiği, dava dışı————ortaklığından 1998 yılında davacı şirketin ortaklığından ise 2013 yılında ayrıldığı, şirket ile ilişkisinin sona erdiği, takip konusu çekin keşide tarihinin ise 30/04/2014 tarihi olduğu, bu hali ile davacı ile davalı ———-Arasında organik bağ bulunduğuna ilişkin yeterli kanaat edinilememiştir.
Davalı ——-. Vekilince istirdat davasının icra takibi borçlusu tarafından takip alacaklısına karşı açılabileceği, bu nedenle davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuş ise de; hukuki nitelendirmenin hakimin görevi olduğu, dosya kapsamında haciz yapılan yerin davacı şirkete ait olduğu, yapılan tespitler neticesinde davacı ile davalı———- Arasında organik bağ bulunmadığı, bu hususların davacı şirket yetkilisince haciz esnasında beyan edildiği, buna rağmen alacaklı vekilinin haciz yapılmasında ısrar ettiği, davacı şirket tarafından icra tehditi altında ihtirazi kayıtla ödeme yapıldığı, davacının icra takibinde taraf olmadığı, takip konusu çekte keşideci, ciranta veya avalist olarak yer almadığı, davalı ———- bu eylemlerinin haksız eylem (haciz) niteliğinde olduğu, (aynı yönde Yargıtay 4. HD ——– K. Sayılı kararı) yapılan haczin haksız olduğu kanaatine varılmış olup davacı şirketin haciz tehdidi altında icra dosyasına ödemiş olduğu paranın iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Diğer davalı——— Yönünden ise; davacı şirket tarafından icra dosyasına yapılan ödeme ile davalı ——– bu oranda borcundan kurtulduğu, dolayısıyla sebepsiz zenginleştiği, davalının zenginleşmesinin borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayanmadığı, davaya konu uyuşmazlığın zenginleşen açısından bu zenginleşmenin haklı bir sebebe dayanmamasına ilişkin olduğu, sebepsiz zenginleşen davalı ———– aleyhine zenginleştiği davacıya karşı geri verme borcu altında olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile
Davacı tarafça icra dosyasına yatırılan 50.500,00 TL nin ödeme tarihi olan 23.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 3.449,66.-TL’nin davacı tarafından dava açılırken yatırılan 862,45.-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.587,21.-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan toplam 862,45.-TL peşin harç, 25,20.-TL başvurma harcı, 3,80.-TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 891,45 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 800,00.-TL bilirkişi ücreti ve 189,20.-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere 989,20.-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine
5-Davalı ——— tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Diğer Davalı ———. Şirketi tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.905,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekillerinin ve Davalı ——- Vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 25/04/2019