Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/696 E. 2019/364 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/696
KARAR NO : 2019/364
DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/08/2013
KARAR TARİHİ: 28/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; drtağı olduğu ————–ortaklıktan ayrılmasın nedeniyle ortaklık payı karşılığının ödenmesi için kendisine verilen toplam 91.000,00 TL ile 22.790,00 USD’lik 6 adet çeki davalıya bedellerin tahsili ve tahsil ettiği nakit parayı 5-6 ay işlerinde kullanıp sonrasında kendisine verilmesi konusunda davalıyla sözlü olarak anlaştıklarını, davalının çek bedellerini tahsil ederek kullandığını, ancak anlaşmaya rağmen kendisine ödeme yapmadığını bu konuda davalıya gönderdiği ihtarnamaye de cevap verilmediğini bildirmiş, 91.000,00 TL ve 22.790,00 USD alacağının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davanın tarafları arasındaki ticari ilişkiye dayandığını bu nedenle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının davalının ortağı olduğu ———— Şirketine ortak olmak için taahhüt ettiği sermayeye ilişkin olarak bu çekleri getirdiğini, ve ortaklığa girdiğini, çeklerin bu şirket adına cirolanarak tahsilat yapıldığını, davalıya şahsi bir borç olarak verilmesinin söz konusu olmadığını, davacının iddialarının doğru olmadığını, davacının 04/03/2010 tarihinde emekli olmasıyla hisselerini oğlu ————-devrettiğini, ancak şirkette çalışmaya devam ettiğini, davacının payını alarak ayrılmak istemesiyle protokol imzalanarak payına karşılık 9 adet çek verildiğini ve davacının bu çekleri tahsil ettiğini, bir hak ve alacağının bulunmadığını bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dosya İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin———— Karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmiştir.
Dava; davaya konu çeklerin davalıya veriliş nedeni, davacının bu çeklerden dolayı alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacaklı olduğu miktar ve hangi tarihten itibaren faiz uygulanmasının gerektiğine ilişkindir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, banka kayıtları, sicil kayıtları, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Mahkememizce 05/11/2015 tarihli celse ile dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 03/02/2016 tarihli raporda özetle; ciro zincirini tam olarak koyacak çek örneklerinin ve çeklerin kim tarafından tahsil edildiğine ilişkin bilgilerin ilgili bankadan istenmesi sonrasında nihai bir değerlendirme yapılabileceğini, davalının ispat yükünü taşıdığının kabulü halinde, iddia ettiği çeklerin verilme sebebine ilişkin delillerinin davalıdan sorulmak suretiyle incelenmesine karar verilmesi, gerektiğinde dava dışı şirketin ticari kayıtlan üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmesi Sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu görüş ve kanaatine vardığını bildirmiştir.
Mahkememizce 14/03/2017 tarihli celse ile dava dışı ————– Şti’nin defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş ise de; inceleme günü olan 10/04/2017 tarihinde bilirkişi ücretinin yatırılmadığı, ticari defterlerin ibraz edilmediğine ilişkin tutanak hazırlanmıştır.
Mahkememizce 09/01/2018 tarihli celse ile gelen banka ve sicil kayıtlarının değerlendirilmesi için dosyanın bir önceki bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 28/02/2018 tarihli ek raporunda; kök rapordaki değerlendirmemizden farklı olarak, dava konusu çeklerin davalıya ödünç olarak verildiği iddiasının ortaya konulamadığı, bu durumda davacının iadeyi talep hakkının olmadığı görüş ve kanaatine vardığını bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde özetle; davacı tarafça dava konusu altı adet çekin davalı tarafça bir süre kullanıldıktan sonra iade edileceği hususunda sözlü olarak anlaşılmasına rağmen davalının çek bedellerinin iade etmediğinden bahisle altı adet çek bedelinin talep edildiği, davalı tarafça dava konusu çeklerin dava dışı ———ortak olmak için sermaye taahhüdü olarak verildiğini ve davacının şirkete ortak olduğunu savunarak davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır. Davalının zamanaşımı itirazı yönünden; Borçlar Kanunu gereği 5 yıllık ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolmadığı anlaşılmakla davalının zamanaşımı itirazı dikkate alınmamıştır. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, dava konusu çeklerin dava dışı şirketin önceki ortağı olan davacı tarafından aynı şirketin ortağı olan davalıya verildiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davalı tarafça davacı tarafından verilen çeklerin dava dışı şirkete ortak olmak için hisse devri nedeniyle verildiğinin savunulduğu, 09/17/2009 tarihli noter hisse devri sözleşmesine göre davacının 5.000 TL değerindeki hisseleri devir alarak %50 oranında ortak olduğu, davacının şirket yönetiminde yer aldığı, çeklerin tahsil ve şirkette kullanılma durumunu bilebilecek durumda olduğu, davalı tarafça çeklerin ödünç olarak değil mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verildiğinin savunulduğu, çeklerin ödeme aracı olduğu, bu hali ile çeklerin ödünç olarak verildiğinin davacı tarafça ispat edilmesi gerektiği, davacının dava konusu çeklerin ödünç olarak verildiği iddiasının ispatlanamadığı, bu hali ile dava konusu çeklerin hisse bedeli için davalıya verildiğinin kabulü gerektiği, dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 44,40 TL’nin davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.332,45 TL harçtan mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye harcın davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre nisbi olarak belirlenen 13.676,40 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından herhangi bir masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/03/2019