Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/602 E. 2018/73 K. 24.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/602 Esas
KARAR NO : 2018/73
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/02/2014
KARAR TARİHİ : 24/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle ; Müvekkilleri … ve eşi … ile birlikte davalı Banka müşterisi olan ….. ….. Hizmetleri A.Ş. firmasının kullanacak olduğu Cari şekilde işleyen ticari krediye kefil olduklarını, İşbu kefalet kapsamında Müvekkili … adına kayıtlı olan …. …. Mah. …. pafta …. parsel …. arsa paylı Tripleks meskenin tamamına Davalı Banka lehine ipotek tesis edildğini,
Cari şekilde işleyen Kredi borcuna kefil olunan şirketin mali durumunun bozulması üzerine hem Müvekkilleri … hem de eşi … imzası ile BK.599 md.si kapsamında 26.01.2012 tarihinde kefil olunan asıl Kredi borçlusu şirkete artık kredi kullandırımı yapılmamasını diğer bir anlatımla kefaletten dönülmüş olduğunu belirten dilekçe …..Şubesi’ne verildiğini,
Söz konusu dilekçe Davalı Banka Şubesini temsile yetkili …..’e imza karşılığı verildiğini, kendisi şifahen söz konusu dilekçenin verilmesi karşısında “artık Kredi Müşterisi olan …… Hizmetleri A.Ş.’ne kredi kullandırılmayacağını, bu tarihten sonra da kefillikle ilgili bir sorumluluklarının kalmadığını” şifahen belirttğini,
Söz konusu firmanın mali durumunun iyice bozulması üzerine, Müvekkillerinin sorumlu ve dürüst kişiler olarak 26.01.2012 tarihine kadar kefaletten kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmek için 27/12/2013 tarihinde Davalı Banka ….. Şubesine Kartal ….Noterliği marifeti ….tarih ve …. yevmiye Nolu ihtarname ile Kefaletten dönme dilekçesini verdiklerini, 26.01.2012 tarihine kadar kefaletten kaynaklanan borç ve yükümlülüklerini yerine getirmek istediklerini buna ilişkin olarak kendilerine söz konusu hesap dökümlerinin çıkarılmasını istediklerini,
Müvekkillerinin aynı gün 165.783,00 TL’yi bulan kefil olmalarından kaynaklanan borçlarını Davalı ….. hesabına yatırdıklarını,
Söz konusu kefillikten doğan tüm borçlarını yerine getiren Müvekkillerinin, teminat olarak göstermiş olduğu ipoteğin fekki isteği ile Bankaya başvurduklarını, ancak Davalı Banka Üsküdar …. Noterliği marifeti ile … gün ve …yevmiye No ile göndermiş olduğu ihtarname ile, Müvekkillerinin ihtarnamenin gönderilmiş olduğu 29/01/2014 tarihine kadar borcun tamamından kefil sıfatı ile sorumlu olduklarını belirterek İpotek fekki istemini red ettiğini bildirdiklerini,
Müvekkillerin kefil olmalarından kaynaklanan borçlarının tamamını Davalı …. hesabına yatırmış olmalarına rağmen, Davalı Banka tarafından Beyoğlu …..Noteri marifeti ile … tarih ve …. yevmiye nolu ihtarname ile Müvekkiller ve Eşinin Kefaletten döndüklerine dair dilekçenin verilmesinden sonra Asıl borçlunun kullanmış olduğu Krediler için yasal takibe geçileceği bildirildiğini, Bankanın bildirmiş olduğu İpotekin fekkinin reddine dair sebeplerinde tamamen kötü olduğunu,
Müvekkillerinin kefil olduğu ….. Hizmetleri A.Ş.’nin kullanmış olduğu kredilere karşılık borç miktarının tamamını karşılamaya aynı şirketin teminat olarak göstermiş olduğu ….. ve …. plaka sayılı araçlar ile birlikte bir aracın daha olmak üzere toplam 3 aracın üzerinde Davalı Bankanın rehni bulunduğunu, söz konusu rehinler borcun tamamını karşılamaya yetecek miktarda olduğunu, davalı Bankanın müvekkillerine kefil sıfatı ile başvurmasını gerektirecek bir durum dahi söz konusu olmadığını,
Hem … hem de eşi … imzası ile 26.01.2012 tarihinde kefil olunan şirkete artık kredi kullandırımı yapılmamasını yani kefaletten dönülmüş olduğunu belirten dilekçe verildiğini, banka yetkilileri şifahen artık sorumlulukları kalmadığını belirttiklerini, aksi durum olsaydı Bankacılık mevzuatı ve iyi niyet kuralları gereği Banka yetkililerinin hemen veya makul süre içinde kefaletten dönmenin imkanı bulunmadığını yazılı olarak belirtmeleri gerekeceğini, ancak Banka, müvekkillerin ve eşinin yazılı olarak başvurmasına karşı yazılı olarak olumsuz bir cevap vermediğini,
Kefil olunan Asıl Kredi borçlusunun mali durumu bozulmuş olduğundan Borçlar Kanunu: “Madde 599- Gelecekte doğacak bir borca kefalette, borçlunun borcun doğumundan önceki malî durumu, kefalet sözleşmesinin yapılmasından sonra önemli ölçüde bozulmuşsa veya malî durumunun, kefalet sırasında kefilin iyi niyetle varsaydığından çok daha kötü olduğu ortaya çıkmışsa, kefil alacaklıya yazılı bir bildirimde bulunarak, borç doğmadığı sürece her zaman kefalet sözleşmesinden dönebilir” gereğince kefaletten döndüğünü, işbu dönme haklı sebeple iyi niyet ile yapıldığını, böylece Bankanın asıl borçlunun durumunu bilmesi sağlanarak müvekkillerinin ve davalı Bankanın daha fazla zarara uğramasının önüne geçildiğini,
06.01.2012 tarihinde Davalı Banka’ya verilen dilekçe kefillikten dönülmüş olduğundan bu tarihten sonra verilen kredilerle ilgili borçlu olunmadığına karar verilmesini,
Davalı banka tarafından Müvekkillere karşı başlatılmış/başlatılacak kefaletten kaynaklanan tüm takiplerin durdurulmasını,
Cari şekilde işleyen Kredi borcuna kefil olunan şirketin mali durumunun bozulması üzerine hem Müvekkiller … hem de eşi … imzası ile 26.01.2012 tarihinde kefaletten dönülmüş olduğunun tespit edilmesini,
Asıl Kredi Borçlusu ….Hizmetleri A.Ş. firmasının kullanmış olduğu Cari şekilde işleyen ticari kredi kefili müvekkili …’nın teminat olarak göstermiş olduğu ve Davalı Banka lehine ipotek edilen …. Mah. … pafta … parsel … arsa paylı Tripleks meskenin tamamı üzerinde bulunan ipotek fekkine ve fek işleminin tapuda tescil edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde ; Davacıların müvekkili banka ile …. Hizmetleri A.Ş. arasından imzalanan 12.10.2010 tarih ve 937.500,00TL limitli kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, kredi için ayrıca … adına kayıtlı İstanbul İli, Kadıköy ilçesi, Merdivenköy Mah, 286 Pafta,2325 Ada, 13 Parsel, Zemin Kat, 5 Nolu Bağımsız Bölüm ipotek olarak alındığını, imzalanan kredi sözleşmesinde kefillerin bizzat yükümlenmiş oldukları limit kapsamında kredi kullandırıldığını, dolayısıyla kredi kullandırımında yasal hiçbir usulsüzlük olmadığını,
Dava dilekçesinde belirtilen 26.01.2012 tarihli dilekçede davacılar vermiş oldukları ipotek üzerinden kredi kullandırımı yapılmamasını istediklerini, bu istem tek taraflı bir beyandan ibaret olup müvekkil bankayı bağlayıcı bir yanının olmadığını, müvekkil banka ipotekleri bütün borçların teminatı olarak süresiz tesisi edildiğini, ipotek verenin tek taraflı bir beyanı ile ortadan kaldırılması mümkün olamayacağını, kefalet kefilin limit kapsamında borcu temin etmesidir. Bu teminatın da tek taraflı bir beyanla ortadan kaldırılması mümkün olmadığını, müvekkili bankaya verilen dilekçede kefaletten çekilme yönünde bir istem söz konusu olmadığını, sadece verilen ipotek üzerinden kredi kullandırılmaması istendiğini, temin ettiği borç bitmeden ipoteğin fekki söz konusu olamayacağını, dolayısıyla hukuki dayanaktan yoksun davanın reddedilmesi gerektiğini,
İpotek ile kefalet krediyi temin eden ayrı ayrı teminat olduğunu, bazı kredilerde ipotek veren ile kefiller farklı kişiler olmakla birlikte, bazı kredi sözleşmelerinde ise ipotek veren aynı zamanda kefil olarak bulunduğunu, bu durumda ipotek malikinin, kredi ilişkisinde ipotek borçluluğu ve kefalet olarak ayrı ayrı sorumluluğu bulunmadığını, dolayısıyla kefaletin sona ermesi ipotek borçluluğunu ortadan kaldırmayacağı gibi, ipotek borçluluğunun sona ermesi kefaleti ortadan kaldırmayacağını, davacılardan … kullandırılan kredide hem ipotek borçlusu hem de kefil olarak bulunduğunu, dolayısıyla borç bitmediği sürece ipotek borçlusu olarak sorumluluğu devam ederken diğer davacı … ile birlikte kefaleti de limit kapsamında devam ettiğinden bahisle davanın reddi istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava ; dava dışı şirket tarafından kullanılan kredi nedeniyle verilen kefaletin sona erdiğinin ve bu kredi sözleşmesi nedeniyle borçlu borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin fekkine ilişkindir.
Toplanan deliller, Mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu ve ek raporu, tarafların iddia ve savunmaları hep birlikte değerlendirildiğinde ;
Dava dışı //////////////Uluslararası ….Hizmetleri A.Ş. ile davalı banka arasında düzenlenen kredi sözleşmelerinde davacıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalarının bulunduğu, ayrıca davacı …’nın kendisine ait gayrimenkul üzerinde davalı banka lehine ipotek vermek suretiyle borcun sorumluluğunu yüklendiği,
Asıl borçlu ile müşterek borçlu ve müteselsil kefiller tarafından kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalı bankanın İstanbul Anadolu 16. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile borçlular aleyhine ilamsız takibe başladığı, takibe süresinde itiraz edildiği ve takibin durduğu,
Davalı bankanın davadan sonra 08.04.2014 tarihli 5682 yevmiye nolu Beyoğlu ….. Noterliği tarafından düzenlenen temlikname ile ….Hizmetleri A.Ş.’den olan alacaklarını….’ya temlik ettiği, devir miktarı olarak temliknamede 181.000 TL gösterildiği,
Gerçekleşen alacağın temliki işlemi ile birlikte temlik konusu kredi borçlarını teminat altına alan geçerli ipotekler ve kefaletlerin, TBK m. 189/1’in açık hükmü gereği temellük eden davalı …..’ya kendiliğinden geçtiği,
Dolayısıyla somut olayda davacının vermiş olduğu kefalet ve dava konusu ipotek hakkı, temlik edilen alacağın teminatı olarak temellük eden ….’ya intikal edeceği, kefalet ve ipotek genel kredi sözleşmesinden doğacak borçlar için verildiği için ve söz konusu kredi sözleşmeleri varlığını devam ettirdiği için, davalı ….’nın aynı anda davalı Banka ile birlikte kefalet alacaklısı ve ipotek hakkı sahibi olarak yer aldığı, temellük eden …..’nın davacı …’ya karşı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine başladığı,
Davacıların kefillikten doğan borçlarının tümünü yerine getirerek kefillikten döndüklerini bu nedenle verilen krediler nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini talep ettikleri,
Davacıların 12.10.2010 tarihli ve 937.500 TL kredi limitli genel kredi sözleşmesine 937.500 TL kefalet limiti ile aynı tarihte kefil olarak geçerli bir teminat verdikleri, ancak kredi sözleşmelerinin sona ermediği veya alacaklarının kefilleri ibra etmediği sürece genel kredi sözleşmesinden doğan münferit kredi borçları ödenmiş olsa bile kefaletler varlığını devam ettireceğinden, davacı kefillerin tek taraflı olarak bildirdiği irade beyanıyla kefaletin sona ermeyeceği, davacıların kefaletin sonlandırılmasına ilişkin bildirimini sözleşmenin diğer tarafı davalı tarafından kabulünün söz konusu olmadığı,
Davalı banka ve asıl borçlu arasında düzenlenen kredi sözleşmesi ” süresiz kredi sözleşmesi ” olup cari hesap şeklinde işleyen kredi ilişkilerinde bir tarihte hesabın borç bakiyesi vermemesi, başka bir deyişle borcun sıfırlanmış olması sözleşme ilişkisini sona erdirmeyeceğinden, sözleşmeden doğan kefalet sorumluluğunun davacılar açısından devam ettiği, karşılıklı taahhütleri içeren kredi sözleşmeleri nedeniyle, kefillerin tek yanlı olarak bildirdikleri iade beyanı ile kefaletten vazgeçemeyecekleri, diğer tarafça açıkça kabul edilmeyen bu bildirimin hukuki sonuç doğurmayacağı,
Davacılar ve temlik alan davalı ////////////// arasında düzenlenen 11.06.2014 tarihli protokol ile ;
“İşbu Protokol ALACAKLI … nın (….. Bankas….ı-İstanbul şubesinden ) ….. ….. Hizm.A.Ş’nin kullanmış olduğu ve bu kredilere karşılık gerek … (TC NO: …) gerekse … (TC NO: …) ‘nm şahsen ve/veya mal ve ipotek karşılığı kefil olmuş olduğu borçlar için^kefilliklerinin sona ermiş olduğunu asıl borç ilişkisinden dolayı kefile müracaaat edilmeyeceği hususunun belgelemek amacı için düzenlenmiştir.
1-Temlik alan …, sözkonusu ALACAKLI bankanın …. Hizm.A.Ş’ DEN OLAN ALACAKLARININ TÜMÜNÜ ek’te yer alan temlikname ile temlik almış olduğundan ve alacaklı Bankanın yerine ilgili mevzuat gereği … ‘ın geçmiştir.
2-… (TC NO: …..) ve … (TC NO: ….) kredi borçlusu şirketin kullandığı kredilerden büyük bir kısmını takip aşamasından önce ödem işve kefilliğinden istifa d i le kçesi n i bankaya sunmuştur.
3-Yapılan icra takiplerinde kefil sıfatı ile borçlu gözüken … ve … borçlu olmadıklarına dair icra takiplerine etmiş ve menfi tespit davası açmıştır.
4-Taraflar karşılıklı olarak anlaşarak, İst. Anadolu 19. ATM …. E sayılı dosya ile açılan menfi tespit davasından feragat edilmesi, asıl borçlu şirket ve diğer borçlular hakkında rehin takibi ve kredi takiplerinin devam etmesi ve takip borcunun aynen geçerli olması şartına bağlı olarak … ve … nın kefaletinin her hangi bir ödeme yapılmaksızın sona erdiği, kredilere karşılık hiçbir nam ve ad altında bir kefaletjlişkisinin kalmadığım, başkaca yeni takip yapılmayacağını ve hiçbir takip ve talepte bulunulmayacağını kabul ve beyan etmişlerdir.
5-Takip dosyalarından … ve … hakkında takip yapılmayacak ve hiçbir alacak talep edilmeyecektir. Alacak takibi şirket araçları ve diğer borçlulardan tahsil edilecektir.
6-… adına ipotekli olan evin üzerinden ipotekler ve hacizler kaldırılacaktır.” hususlarının düzenlendiği,
Protokolün 4. Maddesi ile davalı //////////////’nın kefalet alacağından davacıların şartlı olarak ibra ettiği ancak davacıların iş bu görülmekte olan davada bir feragati olmadığından mevcut ibra sözleşmesinin hüküm doğurmayacağı, zaten davalı banka ile yapılmayan bu protokolün davacıları kefaletten kurtarmayacağı, davacıların kefaletten kurtulmasının ancak davalı banka ile akdedilecek ibra sözleşmesiyle olduğu, dolayısıyla davacıların kefaletlerinin sona erdiğinin ve davalıya borçlu olmadıklarının tespitine ilişkin taleplerinin reddine karar vermek gerektiği belirlenmiştir.
Davacıların diğer talebinin dava dışı asıl kredi borçlusu …..Hizmetleri A.Ş. Firmasının kullanmış olduğu, kredi nedeniyle …. Mah. ….. Pafta ….Parsel … arsa paylı taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin fekki ve fek işlemlerinin tapuda tescil edilmesi olduğu,
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle ipotek kavramı üzerinde durulması ve ana para ipoteği ile üst limit (maksimal) ipoteği arasındaki ayrımın ortaya konulması gerekir, ipotek güvence altına alınması düşünülen alacağın miktarının belirli olup olmamasına göre iki şekilde kurulabilir, buna göre ipotekle güvence altına alınması düşünülen alacağın miktarı belirli ise ana para ipoteği ilerde doğacak ve doğması muhtemel alacaklar için kurulan ipotek ise üst limit ipoteğidir.
Davacılardan … adına kayıtlı …..Mah., …. pafta … parsel no’lu ve….arsa paylı tripleks bağımsız bölüm üzerinde … yev no/lu ve …. tarihli resmi senet ile davalı ….Bankası …. lehine, asıl borçlu …. Hizmetleri A.Ş’nin davalı banka ile akdettiği genel kredi sözleşmesi kapsamında, 656.250 TL asıl borç üzerinden ipotek akid tablosundaki ana para tutarından sonra gelen “a) Anapara olan 656.250 -TL ve buna ek olarak b) Yıllık %60 oranında (değişkendir) akdi faiz” ifadesinden de anlaşılacağı üzere bir maksimal ipotek (üst sınır ipoteği) değil, ana para ipoteğinin süresiz olarak tesis edildiği,
Bir ana para ipoteği mevcut (doğmuş) ve miktarı belirli borç için kurulabilir, bir para alacağının tutarı belirli değilse, bu takdirde ancak maksimal ipotek kurulabilir (…., .. Türk Medeni Kanunu’na Göre Sözleşmeden Doğan İpotek Hakkı, İstanbul 2008, s. 142-143. ACAR, Faruk: Rehin Hukuku Dersleri, İstanbul 2015, s.129); bu nedenle bir çerçeve sözleşme niteliğinde ve bu nedenle kredi çekilmedikçe borç doğurmayan genel kredi sözleşmesi için ipotek tesis edildiğinde, henüz ortada bir borç yoktur, borç münferit bireysel işlemler ile (karz akdi, garanti sözleşmesi vs.) kredi kullanımı ile ortaya çıkacaktır, bu nedenle ipotek tesisi ancak maksimal ipotek ile mümkündür, Oysa somut olayda davacının teminatının konusunu oluşturan ipoteğin maksimal ipotek değil, ana para ipoteği olarak kurulduğu, bu durumda söz konusu ipoteğin geçersiz olduğu,
Davacılardan …’nın taşınmaz maliki olarak ipoteğin fekki ve geçersizliğini talep edebileceği, diğer davacının taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine ilişkin talep yönünden aktif dava ehliyetinin bulunmadığı belirlenmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların kefaletlerinin devam ettiğinin belirlenmesi ile kefaletten dönüldüğünün tespiti ve buna bağlı olarak borçlu olmadığının tespitine ilişkin taleplerinin REDDİNE,
2-Davacı …’nın ipoteğin fekkine ve fek işleminin tapuda tesciline ilişkin talebinin aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
3-Davacı …’nın ipoteğin fekkine ilişkin talebinin KABULÜ ile,
İstanbul İli, ….. İlçesi, …. Mah. ….. mevkiinde kain …. pafta,…parsel , … blok, .. girişte kayıtlı taşınmaz üzerindeki davalılar lehine tesis edilen ipoteğin fekki ile fek işleminin tapuya tesciline,
KARAR HARCI
4-Davanın kabul edilen miktar olan 656.250,00 TL üzerinden alınması gerekli 44.828,43 TL harcın, davacı tarafından dava açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 2.664,10 TL ve tamamlama harcı olarak yatırılan 8.542,17 TL’nin toplamda 11.206,27 TL’nin mahsubu ile, eksik bakiye 33.622,16 TL’nin davalılardan tahsiline,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
5- 1 nolu hüküm fıkrası açısından red edilen miktar olan 165.783,00 TL açısından Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 15.896,98 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6- 2 nolu hüküm fıkrası açısından Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
7- 3 nolu hüküm fıkrası açısından kabul edilen miktar olan 656.250,00 TL açısından Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı … vekili için takdir olunan 40.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı …’ya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
8-Davacı … tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 11.235,27 TL’nin davalılardan alınarak davacı …’ya verilmesine,
9-Davacı … tarafından sarfedilen 1.800,00 TL bilirkişi ücreti ve posta ücreti olarak kullanılan 302,80 TL’nin toplamda 2.102,80 TL’nin davalılardan alınarak davacı …’ya verilmesine,
10-Davacılar … ve …’nın davanın red edilen bölüm açısından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
11-Davalı tarafından sarf edilen 8,00 TL’nin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
12-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/01/2018