Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/411 E. 2018/195 K. 22.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/411 Esas
KARAR NO : 2018/195
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 22/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkil …… genişinin tersanede bakım ve onarım hizmetini davalı …’ne yaptırdığını, davalının bakım ve onarım hizmeti neticesinde 20.08.2010……tarih ve numaralı 388.729,76.-USD tutarında fatura düzenlediğini, fatura incelendiğinde bakım ve onarım bedeli olan 329.432,00.-USD’lik tutara %18 KDV. Uygulanması sonucu (KDV.%18 59.297,76.-USD) fatura tutarının 388.729,76.-USD olduğunu, fatura bedelinin müvekkil şirket tarafından ödendiğini, hizmetin alımı ve ödeme hususunda taraflar arasında itilaf olmadığını, ancak KDV Kanununu 13/a maddesi gereğince müvekkile verilen bakım ve onarım hizmetlerinin KDV den istisna olması gerekirken davalının faturaya %18 KDV yansıttığını, ……Noterliğinin ….. tarih ve yevmiye numaralı ihtarnamesi ile faturanın iptal edilerek KDV den muaf yeni bir fatura düzenlenmesinin talep edildiğini, davalının ……Noterliğinin …. tarih ve yevmiye numaralı ihtarnamesi ile verdiği cevapta ….. gemisinin tersaneden ayrılmasından önce kendilerine ulaştırılan bir muafiyet belgesi olmadığı gerekçesi ile taleplerini reddettiklerini, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri KDV Gurup Müdürlüğünden alman …… bakım onarım hizmetlerine ilişkin istisna belgesinin hizmetin verilmesinden sonra vergi dairesinden temin edilmesi istisna uygulamasına engel değildir” şeklinde olduğunu, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Ulaştırma Vergi Dairesi Müdürlüğü “fazla veya yersiz ödenen KDV.’nin iadesi işleminin….. Seri No.lu KDV. Genel Tebliğinde yapılan açıklamalara göre yapılacağını bildirdiğini, müvekkil şirketin Anadolu Kuranlar Vergi Dairesine iade talebinde bulunduğunu, Vergi Dairesinin Ödevli davalı şirkete ……Seri No.lu KDV Genel Tebliği kapsamında düzeltme beyannamesi verilmesi istendiği, davalının düzeltme beyannamesi vermeyeceğinin bildirildiğini” bu nedenle iadenin alınamadığını, davalının hukuka aykırı bir şekilde faturaya KDV yansıttığını, bu nedenlerle itirazın iptaline, takiibin devamına, borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin 23.01.2012/181 tarih ve sayılı muktezayı hatalı ve yanlış yorumladığını, müvekkilin söz konusu faturayı 20.08.2010 tarihinde düzenlediğini ve düzenleme tarihinde istisna belgesinin kendilerine verilmediğini, bu nedenle ….. No.lu Tebliğ uyarınca fatura düzenlendiğini, faturanın ticari defterlere kaydedilerek vergisinin ödendiğini, davacının istisna belgesi ile vergi dairesinden iade talep etmesi gerektiğini, KDV.’nin müvekkilin uhdesinde olmadığını hazineye aktarıldığını, müvekkilin uhdesinde fazladan ve haksız aldığı bir paranın olmadığını, davacının kendi yapması gereken işlemleri zamanında yaprradığını, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davaya konu İstanbul Anadolu 11.İcra Müdürlüğünün……… Esas sayılı dosyası celp edilmiş; 1 adet faturadan kaynaklı 59.297,76 USD asıl alacak 5.294,15 USD işlemiş faiz için toplam 64.591,91 USD nin tahsili talep edildiği görülmüştür.
Uyuşmazlığına ilişkin olarak bilirkişi heyetinden 12/08/2014 tarihli rapor alınmış; KDV ödenmemesi için gerekli olan prosedürden mükellef davalı şirketin sorumlu olduğu, davacının istisna belgesini fatura düzenlemesinden sonra alması nedeni ile KDV iadesi hakkından yoksun bırakılamayacağı, zira belge ibrazının esasen tevsik amacıyla getirildiği, ayrıca vergilendirmenin mülkiyet hakkına bir müdahale olması nedeniyle Anayasa ile teminat altına alınan ölçülülük ilkesine aykırı biçimde sınırlanamayacağı, davalının istisna belgesinin ibrazı üzerine düzeltme beyannamesi ile işlem tesisi gerektiği, 5 yıllık genel zamanaşımı süresinde yapılabileceği, KDV’yi iade etmekle davalının yükümlü olduğu kanaatini bildirmiştir.
Aynı heyetten alınan 12/10/2015 tarihli ek rapor ile de ; 20/05/2013 tarihli takibin 59.297,76 USD asıl alacak olarak başlatıldığı, asıl alacak yönünden talebin yerinde olduğu, takibin yabancı para USD üzerinden başlatıldığı, bu nedenle 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre faiz talep edebileceği , T.C Merkez Bankası USD mevduat faiz oranlarının uygulanması gerektiği; buna bağlı olarak talep edebilecek faiz tutarının 3.854,76 USD olarak hesaplandığı kanaatini bildirmiştir.
İtiraz üzerine mahkememizce alınan 25/12/2017 tarihli heyet raporu ile özetle; Fatura konusu gemi tamir ve bakımı işinin, KDV Kanunu m.l3/a hükmü uyarınca deniz taşıma araçlarının tadili, onarımı ve bakımı hizmetleri olarak KDV den müstesna yani tam istisna kapsamındaki işlemlerden olduğu, bu durumda, davacı şirketin, ödemiş olduğu KDV’yi iade alması gerektiği, hizmet satan davalının vergi mükellefi; davalıdan bakım ve onarım hizmeti satın alan davacının ise vergiyi yükümlenen nihai tüketici olduğu, Mükellef olan davalının, fatura işlemi dolayısıyla yüklendiği KDV tutarını, yaptığı işler dolayısıyla hesapladığı KDV tutarlarından tamamıyla indirebilme, diğer taraftan da yüklenilen bu KDV tutarı indirim yoluyla giderilemezse iade olarak talep edebilme hakkına sahip olduğu; yani, hem indirim yapmak, hem de indirilemeyen kısmın mükellefe nakden ya da mahsup yoluyla iadesinin mümkün olduğu, dava da sebepsiz zenginleşmenin koşullarının da bulunmadığı, kanaatini bildirilmiştir.
Dava itirazın iptali davası olmakla birlikte uyuşmazlık; davacı şirketin davalıdan aldığı hizmet nedeniyle davalı tarafça faturaya yansıtılan %18 KDV tutarının davalıdan tahsilinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; davacı şirketin davalı şirketten gemi tamir, bakım ve onarım hizmeti aldığı, bu hizmet karşılığı davalı şirketin; takip dayanağı 20/08/2010 tarihli, toplam 388.729,76 USD bedelli fatura düzenlendiği, bu tutarın 59.297,76 USD’sinin %18 KDV tutarı olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça, KDV Kanununun 13/a maddesi gereğince bu neviden hizmetin vergiden muaf olduğu düzenlemesine istinaden, tahsil edilen KDV tutarının iadesi için davaya konu takibi başlattığı itiraz üzerine iş bu davayı açtığı görülmüştür.Davalı vekilince, faturanın 20/08/2010 tarihinde düzenlendiği ve bu tarihte kendilerine ulaştırılmış bir istisna belgesinin bulunmadığı, ayrıca tahsil edilen KDV tutarının da davalı uhdesinde kalmadığı, davacının da bu tutarı kendi beyannamesinde gösterdiği bu nedenle düzeltme formu ile vergi daresine bildirmesi gerektiğini bildirmiş, bu tutarın müvekkilinden tahsili halinde müvekkilinin haksız kayba uğrayacağını davacının sebepsiz zenginleşeceğini beyan etmiş ise de;
KDV Kanunun 13/a maddesi hükmü ve uyuşmazlık konusu faturanın gemi tamir, bakım ve onarımına ilişkin olması karşılığında bu hizmetin KDV’den muaf olduğu ihtilaf konusu değildir.Her ne kadar istisna belgesi fatura tanzimi sırasında davalı tarafa sunulmamış ise de , davacı tarafça sonradan çekilen ihtarlar ile durumdan haberdar edilmiştir.
Vergi Usul Kanunun 122.maddesi gereğince fazladan ödenen verginin, mükellefi tarafından iadesinin istenebileceği, somut uyuşmazlıkta mükellefin hizmeti veren davalı taraf olduğu 116 nolu KDV Genel Tebliği uyarınca fazladan tahsil edilen KDV’nin mükellef olan davalıya iade edilebileceği, hizmet alıcısı yani bu durumda davacının fazladan tahsil edilen KDV’yi vergi dairesinden isteyemeyeceği, bu yasal yükümlülükler karşısında da davacının davalı zararına sebepsiz zenginleştiğinden bahsedilemeyeceği kanaatiyle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmişi alacak (likit) olduğundan tazminata hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile İstanbul Anadolu 11. İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 59.297,76 USD asıl alacaktan 3.854,76 USD işlemiş faiz üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince belirlenen faiz oranları (%13,75′ i geçmemek üzere) uygulanmak sureti ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2.Asıl alacağın %20′ si 21.826,32 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 8.325,49 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.530,25 TL harc ile takip dosyasından alınan 598,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.196,64 TL nin davalıdan tahsiline,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı için takdir olunan 12.500,24 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı için takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 1.558,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen 1.500 TL bilirkişi gideri ,405 TL müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.905 TL yargılama giderlerinin haklılık oranına göre 1.862,55 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 42,45 TL nin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarfedilen 1.500 TL bilirkişi gideri ,24 TL müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.524 TL yargılama giderlerinin haklılık oranına göre 1.490,04 TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 33.96 TL nin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/02/2018