Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1717 E. 2018/1330 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/930 Esas
KARAR NO : 2018/1324

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/04/2014
KARAR TARİHİ : 20/12/2018 (Tefhim Tarihi) – 15/01/2019 (Yazılma Tarihi)
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalının ticari vekili olarak çalışırken, ortak kullanılan kiralanan yerin kirasının tamamının davacının alacağından kesildiği, halbuki bu kira bedelinin yarısının davalı tarafından ödenmesi gerektiği, davalı tarafa 01/07/2011 tarihinde ihtarname göndererek ödeme talep ettiklerini ancak ödeme yapılmadığı, kiralanan yerin dükkan ve depo olarak tutulduğu, dükkanın davacı, deponun davalı tarafından kullanıldığı, kira parasının yarı yarıya ödenmesi konusunda şirket yetkilileri ile anlaşma sağlandığı, kira parasının tamamının davacı alacağından kesilmesi sebebi ile 42900,00 TL’lik sebepsiz zenginleşme meydana geldiği ve kira bedelinin müvekkiline iadesi için davalı aleyhine başlatılan takibe davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğinden bahisle itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibinin ——– aleyhine başlatılmasına rağmen davanın …aleyhine açıldığından bahisle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, ayrıca davalının ticari vekil olması nedeniyle görev itirazında bulunduklarını, sözleşmenin 22/02/2011 tarihinde sona erdiğini, sözleşmenin 5.maddesine göre kira bedelinin———— tarafından ödenip ticari vekilden kesileceğinin yazılı olduğunu, bu sözleşmeye göre de kira bedellerinin davacının hakedişinden kesildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davanın ilk açıldığı İstanbul Anadolu ———. AHM’nde yapılan yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, ayrıca 15/12/2015 tarihli duruşmada davacıya dava dilekçesinde “yasal deliller” tabiri kullandığından bahisle yemin deliline dayanıp dayanmayacağının sorulduğu ve davacı tarafça yemin deliline dayanılacağının beyan edilmesi üzerine davalı tarafça şirket yetkilisi olarak bildirilen … adına yemin davetiyesi çıkartıldığı, davetiyenin tebliğ edilmesine rağmen yemine davet edilen …’ın duruşmaya katılmadığı, İstanbul Anadolu ———–. AHM’nin 09/02/2016 tarihli —– Esas ve ———– Karar sayılı ilamı ile; davanın kısmen kabulüne karar verildiği, Mahkeme ilamının temyizi üzerine Yargıtay —————–. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2018 tarihli 2016/13225 Esas ve 2018/300 Karar sayılı ilamı ile “…Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık ticari vekillik sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, TTK’nin 4. Ve 5. Maddeleri gereğince mutlak ticari davalardandır. Bu durumda, davanın ticaret mahkemesinin girdiği gözetilmeden, işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır…” gerekçesi ile ilamın bozulmasına karar verildiği, İstanbul Anadolu ———–. AHM bozma ilamı doğrultusunda verdiği 24/05/2018 tarihli ————– Esas ve Karar sayılı ilamı ile verdiği görevsizlik kararına binaen dosyanın Mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali olduğu, davacı tarafça, davalının ticari vekili iken kullanmak üzere kiralanan taşınmazın kira bedellerinin yarı yarıya ödenmesinin kararlaştırılmasına rağmen tamamının kendisinin hak edişinden kesildiğinden bahisle kesilen ücretin davalının üzerine düşen kısmının iadesinin talep edildiği, davalı tarafça taraflar arasında imzalanan sözleşme ile kira bedellerinin tamamının davacının hak edişinden kesilmesine karar verildiğinden bahisle davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında kira bedellerinin tamamının davacıya yapılacak ödemelerden mahsup edildiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, anlaşmazlığın kira bedelinin yarısının davalı tarafça ödeneceğine ilişkin herhangi bir anlaşma bulunup bulunmadığı hususunda olduğu görülmüştür. Taraflar arasında imzalanan ticari vekillik sözleşmesinin “şube yerinin kiralanması ve ortak sorumluluklar” başlıklı 5.maddesinde “ticari vekil faaliyet göstereceği işyerini,—————— temsilen ve ———– ticari vekili sıfatı ile ve ———-‘nin kiralanacak yeri onaylaması kaydıyla kiralar, ancak kontratta —————– kiracı olur. Ticari vekil, ticari vekillik ilişkisinin sona ermesiyle birlikte, kiralanan işyerini tahliye eder. ——- kira bedellerini öder, ticari vekilin hak edişinden keser———- kira bedellerinin stopajını öder. Ticari vekile dekont karşılığı rücu eder….” düzenlemesine yer verildiği, sözleşme maddesi dikkate alındığında kira bedelinin dosyamız davalısı tarafından ödeneceği ve ödemeden sonra davacıya yapılacak hak edişten kesileceğine karar verildiği anlaşılmakla davacının öncelikle kira bedelinin yarı yarıya ödeneceğine ilişkin iddiasını yazılı delil ile ispatlaması gerektiği ancak herhangi bir yazılı delil sunamadığı, bununla birlikte her ne kadar görevsiz olan İstanbul Anadolu ——–. AHM’nce yapılan yargılama sırasında davacının “yasal deliller” ibaresine yer verdiğinden bahisle yemin teklifinde bulunup bulunmayacağının hatırlatılarak davalı tarafa yemin teklif edilmiş ise de, davanın HMK yürürlüğe girdikten sonra açıldığı, dolayısıyla davacının tüm delillerini açıkça bildirmesi gerektiği, yemin deliline açıkça yer verilmemiş ise “yasal deliller” ibaresinin bulunmasının yemin deliline başvurma hakkı tanımayacağı, ayrıca görevsiz Mahkemece sehven yaptırılan yeminin de taraflar bakımından usuli kazanılmış hak olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, bu hali ile davacının kira bedelinin yarı yarıya ödeneceğine ilişkin iddiasına ispatlayamadığı ve davanın reddine, davacının kötüniyetli olduğu ispat olunamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
3- Alınması gereken karar ve ilam harcı 35,90 TL olduğundan peşin alınan 469,25 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 433,35 TL ‘sinin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4- Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı yan üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan——- göre belirlenen 5069,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6- Davalı tarafça iş bu dava için yapılan 93,00 TL tebligat ve posta giderinden ibaret yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.