Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1633 E. 2021/1111 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/1633 Esas
KARAR NO:2021/1111
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/12/2014
KARAR TARİHİ: 21/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının —-adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili —- yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —- tarihinde—- numaralı telefondan arandığı, arayan şahsın avukatını telefona vererek kendini —– olarak kendini tanıtan şahsın ellerinde çek olduğundan bahisle işbu çeke ilişkin olarak kendisinin borçlu olduğunu söylediği ve aynı zamanda tehdit ettiği, söz konusu çekin müvekkiline gönderildiği, bahsi geçen çekin müvekkili adına düzenlendiği, arkasının da sözde müvekkili tarafından ciro edildiği bu yüzden müvekkilinin borçlu konuma düştüğü, müvekkilinini söz konusu —-çeke ilişkin olarak ne alacaklı ne de borçlu olduğu, davalılar hakkında —–evrakta sahtecilik, tehdit ve dolandırıcılık suçlarından suç duyurusunda bulunulduğu, iş bu çeke ilişkin olarak tedbir konulmasını ve ödeme yasağı getirilmesini, davalılardan —- kullanan şahsın ilgili —— müzekkere yazılarak kesin olarak tespitini, davalılardan —- mernis adresinin eklenilmesini, davalarının kabulü ve müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı —– cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin çek keşidecisi olması sebebiyle davacının da müvekkilinden sonra çekte cirosunun bulunması sebebiyle davanın teknik olarak müvekkiline açılmaması gerektiği, davacı tarafın müvekkilini ihbar etmesi gerekirken mağdur edildiği, kendi adına sahte çek basılması nedeniyle çekten dolayı sorumlu olmadığı, müvekkili tarafından —– çekin sahte olduğunun öğrenilmesinin ardından resmi evrakta sahtecilik suçundan ötürü hem davacı hem de diğer davalı hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, müvekkilinin iş bu davdaki sıfatının feri müdahil olması gerekirken davalı olarak gösterilmesinin hukuka aykırı olduğu, dava konusu çekten ötürü davacıya ve diğer davalıya herhangi bir borcu bulunmadığı, davanın müvekkiline karşı yöneltilen husumette hukuki yarar yokluğundan reddini, davaya konu çeklerle ilgisi bulunmadığından ve çeklerin sahte olmasından ötürü de sorumlu tutulmadığının tespitine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkilinin —– yılında tanıştığını ve kısa süre sonra ciddi bir duygusal ilişkiye başladıklarını, davacının müvekkilinin babasının geçirdiği rahatsızlık nedeniyle hastanede kaldığı —- yakın zaman diliminde hastaneye gidip gelmeye, aileye yardımcı olmaya başladığı esnada aile ile tanıştıklarını, zaman içerisinde tarafların ilişkilerinin ilerleyerek ciddi bir hal almaya başladığını, bu zaman diliminde baba —- diğer aile fertlerinin davacı ile müvekkilinin arasındaki ilişkiden haberdar olmadıklarını, davacıyı kızlarının güvendiği bir arkadaşı olarak tanıdıklarını, baba —- hastanede yattığı sırada —–müvekkiline alüminyum hurda alım satım işinin çok karlı olduğunu, bu işi birlikte yapmayı ancak kendisinin parasının olmadığını, para koyarlarsa bu işi birlikte yaparak çok para kazanacaklarını söylediğini,müvekkilinin davacının bu teklifini, rahatsızlığı nedeniyle çalışamayan babası—— ilettiğini, davacıya güvendiğini, davacının babasının hayattayken piyasada sağlam bir iş adamı olarak tanındığını söylemesi üzerine babasının da davacının teklifine sıcak baktığını, babasının iş için gereken parayı vereceğini, ancak bu paranın şuan çalışamadığı için kendileri için önemli bir para olduğunu, davacının geri ödemesine ilişkin güvence olması adına senet almasını söylediğini, davacının borç ödeninceye kadar borç tutarı kadar kendi şahsi senetlerini düzenleyerek en kısa zamanda borcu ödemeyi kabul ettiğini, müvekkilinin gereken parayı banka üzerinden parça parça havale etmek suretiyle toplam —– gönderdiğini, davacı tarafından borç verilen tutar için müvekkiline —— şahsi senet düzenleyerek verdiğini, davacının gönderilen paralarla hurda alıp sattığını düşünen müvekkilinin işlerin nasıl gittiğini öğrenmek istediğinde davacının hurda alımı yaptıklarını, ancak kardeşinin malları yanlışlıkla fabrika bahçesinde çamura döktüğünü, malların zayi olduğunu, biraz daha nakit para verirlerse bu parayla işi çevirerek paralarını kurtarabileceğini söylediğini, müvekkili ve babasının paralarını kurtarabilmek adına davacıya biraz daha nakit para bulmaya çalıştıklarını,—-yılında müvekkilinin ağabeyine — banka kredisi kullandırılmak suretiyle davacıya ——- daha borç verildiğini, bir süre sonra işlerin düzelmediği, aslında ortada iş dahi olmadığını anlayan müvekkilinin davacıya verdiği parayı ne zaman ödeyeceğini sorduğunda davacının aldığı paranın büyük bir meblağ olduğunu, parayı bir anda bulamayacağını ancak mutlaka ödeyeceğini söylediğini, müvekkilinin davacının artık bir geleceği kalmadığını anladığından davacı ile olan duygusal ilişkisini bitirme kararı aldığını, bu durumu davacıya bildirdiğinde davacının ayrılık kararını kabul etmek istemediğini, müvekkilini tehdit ettiğini, ayrılık kararı sonrasında davacının kendilerini oyaladığını, borcu ödemeye niyeti olmadığını anlayan müvekkilinin davacıyı sürekli olarak telefon vb iletişim araçları üzerinden arayarak borcu ödetmeye çalıştığını, ancak davacının bir gün müvekkilini arayarak havaalanında olduğunu, ——- gelirse elindeki müşteri çeklerini kendisine vereceğini ve paralarını tahsil edebileceklerini, ancak müvekkilindeki senetleri de yanında getirirse değiştireceklerini söylediğini, bunun üzerine havaalanına giden müvekkilinin davacının uçağı kaçırıyorum oyalanamam demesi üzerine ayak üstü —-içerisinde elindeki boş senedi kendisine teslim ettiğini, karşılığında ——– numaralı —– bedelli iki adet düzenlenmiş halde çeki teslim aldığını, müvekkilinin çekleri kontrol etme ihtiyacı duymadığını ve buna da vakti olmadığını, alacaklarını tahsil edeceklerini düşünen müvekkilinin çeklerin karşılığı olup olmadığını bankaya sorduğunda dolandırıldığını anladığını, zira banka yetkilisinin çeklerin çalındığını veya kopyalandığını ifade ettiğini, müvekkilinin çek sahibi kişilere ulaştığında ise bu çeklerin kendilerine ait olmadığını çeklerin renkli birer fotokopi olduğunu öğrendiğini, bunun üzerine müvekkilinin davacıyı aradığını, ancak davacının müvekkillerini açmadığını,—– üzerinden sahte çekle işinin olmayacağını, çeki aldığı aracı adamla kavga ettiğini karakola düştüğünü bir başka konuşmasında parayı hemen ödeyeceğini, çeklerle ilgili herhangi bir işlem yapmamasını, beklemesini söylediğini, davacının kötü niyetli davranarak müvekkilini aldatarak paralarını aldığını, daha sonra bu parayı ödememek için —– evrakta sahtecilik suçlarını işlediğini, davacı hakkında —— Soruşturma nolu dosyası ile ikame ettikleri şikayet neticesinde savcılığın davacının müvekkiline verdiği ve müvekkilinin savcılığı sunduğu sahte çekleri ve davacının imza örneklerini incelettiğini, alınan bilirkişi raporunda çekteki imzaların bizzat davacı —- olduğu şeklinde tespite varıldığını, savcılıkça iddianame ile —-gönderilen dosyada yargılama sonucu davacının —– karar sayılı kararı ile resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm giydiğini ve kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiğini, davacının müvekkilinin annesinin kendisine olan güvenini kötüye kullanma suretiyle arabasını satmak üzere aldığını, kendi çıkar ve namına kullandığını, geri istendiğinde de teslim etmeyip aracın kaybolmasına sebebiyet verdiğini, aracın şuan nerede olduğunun tespit edilemediğini, konu ile ilgili yapılan şikayet neticesinde savcılıkça —— sayılı ilamı ile sanığın güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinden —–verildiğini, ancak hatalı şekilde cezanın ertelenmesine ve denetimli serbestlik hükümlerine tabi olunmasına karar verildiğini, bu kararın davacı tarafından istinaf edilmediğini, taraflarınca istinaf edildiğini ve kararın henüz kesinleşmediğini, tüm bu nedenlerle kötü niyetli , haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava,——– dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; tarafların vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettiği tüm deliller,—- tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—- sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine — asıl alacağın tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya —- tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından icra takibine itiraz edilmediği, ancak eldeki menfi tespit davasının açıldığı anlaşılmıştır.
—-dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine —- tarihli gerekçeli karar ile davanın usulden reddine kararı verildiği, kararın davacı tarafından temyiz edildiği, —- numaralı dosyası uyaptan celp edilmiş ve incelenmiştir.
—dosyasının incelenmesinde; sanık—–maddesi gereğince takdiren ve teşdiden 2 YIL 6 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
Sanık hakkında koşulları oluşmadığından TCK’nun 43 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına,
Cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri lehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek TCK nun 62 maddesi uyarınca cezadan 1/6 oranında indirim yapılarak 2 YIL 1 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
Sanık hakkında başkaca artırım ve indirim yapılmasına yer olmadığına, Sanığın kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına,
Sanığa verilen ceza miktarının 2 yılın üzerinde olması nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına , ertelenmesine ve seçenek tedbirlere çevrilmesine YER OLMADIĞINA,…” kararı verildiği görülmüştür.
ISLAH
Davacı vekili —- havale tarihli ıslah dilekçesi ile; —— arttırmış, ıslah harcını yatırmış ve ıslah dilekçesi davalılara tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; açılan davanın davacının düzenlemiş olduğu—– çeklerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, çeklerin mahkememizce getirtilerek incelendiği, her iki çekin de sahte olduğu, ön yüzlerindeki tanzimle ilgili el yazıları ve birinci ciranta hanesindeki —- ibareli el yazıları ve ciranta imzalarının davacı —– ait olduğunun ve arka yüzlerindeki ciranta imzalarının ceza dosyasında alınan bilirkişi raporuyla sabit olduğu, davacının davamıza konu çekleri sahte olarak düzenlemekten ——- Sayılı ilamı ile istinaf başvurusu esastan reddedilmekle onandığı, davacının savcılık aşamasında vermiş olduğu ifadelerde davalı —- ilişkisi olduğunu beyan ettiği mahkememiz dosyasında ise davalı —– tanımadığını beyan ettiği, 4721 sayılı TMK’nın 2. Maddesine göre herkesin hem haklarını kullanırken hem de borçlarını öderken dürüstlük kurallarına riayet ile mükellef olduğu, kötüniyetin hukuk düzeninde korunmayacağı, davacının sahte olarak düzenlediği davaya konu çekler sebebiyle resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm giyip cezasının kesinleştiği ve infaz edildiği, bu kez mahkememizde sahte olarak düzenlediği çekler sebebiyle borçlu olmadığının tesbitini istemesinin açıkça kötüniyetinin göstergesi olduğu , menfi tesbit davalarında 2004 sayılı İİK’nın 72/4 ve 72/5 maddeleri gereğince tazminata hükmedilebilmesinin ön koşulunun gerek açılmış bir icra takibinin durdurulması gerekse icra veznesine yatan/yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmiş olmasının gerekeceği mahkememizce tensip zabtı ile tedbir kararı verildiği görülmekle bu şartın da gerçekleştiği anlaşılmış ve açılan dava reddedilmiş, davacı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına da hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
Davaya konu çeklerin bedeli olan —- kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak kötüniyet tazminatı talep eden davalı —- verilmesine,
2-Alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından dava açılırken yatırılan 1502,85-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.443,55-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Tümü reddedilen davanın değeri olan —-üzerinden davada avukatla temsil edilen davalılar yararına belirlenen olunan—- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde ve taraf halinde taraflara iadesine,
Dair, davalı —- yüzüne karşı, davacı vekili ve davalı—- yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde——nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.21/10/2021