Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1580 E. 2018/136 K. 06.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1580 Esas
KARAR NO : 2018/136
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2014
KARAR TARİHİ : 06/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davacıların babası …..’ nin 20.01.2014 tarihinde vefat ettiğini, merhumun vefatından bir süre önce …..Bankası …… şubesinden tüketici kredisi kullandığını, tüketici kredisi kapsamında davalı … tarafından ….. Sigortası yapıldığını, merhum ….’ nin murisleri olarak davacılar tarafından ….Bankası …… şubesine kredinin hayat sigortası kapsamında ödenip ödenmediğinin tespiti için başvurulduğunu, banka şubesinden yazılı cevap aldıklarını cevaba ek olarak davalı sigorta şirketinin ödeme yapmadığı için murislerce ödeme yapılması gerektiği ve kredinin kalan borç miktarını gösterir ödeme planı aldıklarından bahisle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan 9.240,00 TL’ nin, davalıdan 27.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; husumet itirazlarının bulunduğunu, adı geçen hayat sigortası sözleşmesinin özel şart 11. maddesinde 01.02.2012 tarihinde yapılan değişiklik ile “Sigorta öncesinden gelen kanser hastalığı teminat kapsamı dışında bırakılmıştır” ibaresinin bulunduğundan bahisle davanın reddini talep etmiştir.
Dava; davalı ile davacıların murisi arasında düzenlenen hayat sigorta sözleşmesi uyarınca, murisin vefatı üzerine davalı şirketin poliçeden kaynaklı alacağı ödememesi nedeniyle açılan alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın öncelikle davaya bakma görevinin mahkememize mi yoksa tüketici mahkemesine mi ait olduğu hususunun değerlendirilmesinin gerektiği anlaşılmıştır.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. Maddesi;
“k) Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
l) Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, SİGORTA, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,
İfade eder.”,
Aynı kanunun 73/1. maddesi;
“Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.”
Ve yine aynı kanunun 83/2. maddesi;
“Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.”
Hükümlerini havidir.
Davacı taraf gibi davacılar murisi de tacir olmayıp 6502 sayılı kanunun 3. maddesinin “k” bendi gereğince tüketici olup, dava konusu Hayat Sigortası poliçesi de, aynı maddenin “l” bendi gereğince bir tüketici işlemidir.
Davaya konu ihtilafın, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı yasa kapsamında Hayat Sigortası Poliçesinden kaynaklandığı, kanunun 73/1. ve 83/2. maddeleri gereğince davanın Tüketici davası olduğu anlaşıldığından davaya Tüketici Mahkemelerinde bakılması gerekmektedir.
Durum böyle olunca; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114.maddesine göre “görev” dava şartlarından olup, mahkemece re’sen ve davanın her aşamasında değerlendirilebilecektir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 07/04/2015 tarih ve 2015/4854 Esas, 2015/5509 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, dava tüketici davası niteliğinde olup, ticari dava olmadığından, mahkememiz görev kapsamı dışında olup, davaya bakmaya Tüketici Mahkemeleri görevli bulunmakla, davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usul yönünden reddine karar vermek gerekmiş, bu yöndeki aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2.Dosyanın kararın kesinleşmesi ve talep halinde görevli İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3.Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, Davacılar Vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.27.02.2018