Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1514 E. 2019/1200 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2014/1514 Esas
KARAR NO : 2019/1200

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/11/2014
KARAR TARİHİ : 12/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacı … — babası —– Plakalı araçta ölümlü-yaralamalı kaza meydana geldiğini, aracın içinde annesi —-ve kardeşi ——– de bulunduğunu, anne ve babasının kazada vefat ettiğini, kardeşinin yaralandığını, davacının destekten yoksun kalmaları nedeni ile davalı sigorta şirketine başvurarak tazminat talebinde bulunduklarını, davalı şirket talepleri —– tarihinde red ettiğini,sigorta genel şartına göre, can zararları söz konusu olduğunda üçüncü kişi kabul edilen işleten ve sürücü yakınlarına, ölüm halinde destekten yoksun kalma tazminatı ödemekle yükümlü olacağını bu sebeple ——tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile destekten yoksun kalma tazminatını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu —– tarihleri arasında sigortalı olduğunu, ZMSS gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu,poliçe limiti üzerindeki zararlardan sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını,mütevveffanın bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olması halinde bu kurum tarafından yapılan ödemeler davalı sigorta şirketinde talep edilemeyeceğinden dolayı mükerrer ödemeden imtina amacıyla bu hususların değerlendirilmesini, davanın reddini talep etmektedir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketine başvuru yaptığını, davalı şirket haksız yere ödeme yapmaktan imtina ettiğini, davacının olayın meydana gelmesinde kusurları bulunmadığını, davalı şirketin kimsenin kendi kusurundan faydalanamayacağı hususundaki cevaplarını kabul etmediğini, işletenin ve sürücünün anılan yakınları olarak, can zararları söz konusu olduğunda trafik sigortası yönünden üçüncü kişi durumunda olduklarını, destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilmek için ana koşulun ölenin desteği ile hayatını devam ettirmek olduğunu,davacıların destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanıldığının açık olduğunu, davanın kabulünü talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nun “İspat Yükü” başlıklı 190. Maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan hükme göre, bir hukuki vakıaya bağlanan sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükünü taşıyacaktır. İspat yükünün belirlenebilmesi için önce ilgili maddi hukuk kuralında koşul vakıaların ortaya konulmuş olması gerekir. Her bir vakıa bakımından lehine hak çıkarma çerçevesinde ispat yükü kuralları belirlenir. Ancak kanunda özel olarak ispat yükünün belirlendiği hallerde, genel kurala göre değil, kanunda belirtilen şekilde ispat yükü belirlenecektir. Eldeki dava bakımından; davacı tarafça, meydana gelen trafik kazası sonucunda oluşan maluliyetine ilişkin tazminat isteminde bulunulmuştur. Bu halde; davacı yanın, trafik kazası sonucunda maluliyete uğradığını, davalı yana sigortalı araç sürücüsünün kusurunu ve zararının miktarını ispat yükü altındadır.
Yine 6100 Sayılı HMK’nun “—— başlıklı 324. Maddesinde “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise; “Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır. Anılan düzenleme ile; dayanılan delilin ikamesi için gerekli avansın yatırılmaması halinde, avansı ikmal etmeyen tarafın o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı ifade edilmiştir. Bu durumda, HMK’nun 120. Maddesinde düzenlenen gider avansı müessesinden farklı olarak, dava şartının eksikliği nedeniyle davanın reddine karar verilemez. Sadece, masrafı yatırmayan tarafın, o delile dayanma hakkı olmayacaktır.
Eldeki dava bakımından; mahkemenizin, davacı asilin vekilinin de hazır bulunduğu,—— tarihli celsesinde, dosyanın kusur yönünden inceleme yapılmak üzere bilirkişiye tevdine karar verildiği ve davacı vekiline—- bilirkişi ücretini yatırmak üzere iki haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde ücretin yatırılmaması halinde bilirkişi incelemesi yapılması talebinden vazgeçilmiş sayılacağı ihtaratının yapıldığı, buna rağmen ücretin verilen kesin süre içerisinde yatırılmadığı, yine mahkememizin —- tarihli celsesinde dosyanın kusur oranlarının ve tazminat miktarının belirlenmesi amacıyla dosyanın bilirkişi tevdine karar verildiği, davacı vekiline toplam —– bilirkişi ücretini yatırması için 2 haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde ücretin yatırılmaması halinde bilirkişi incelemesi yapılması talebinden vazgeçilmiş sayılacağı ihtaratının yapıldığı, davacı vekilinin duruşmada hazır olmaması nedeniyle duruşma zaptının ihtarat amacı ile davacı vekiline e-tebligat yolu ile tebliğ edildiği, tebligatın —- tarihinde davacı vekiline ulaştığı ve aynı tarihte davacı vekili tarafından açıldığı, buna rağmen verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretinin yatırılmadığı, ücretin yatırılmamasına ilişkin geçerli bir özrün de mahkememize bildirilmediği, davacının maddi zararının hesaplanmasının teknik bir incelemeyi gerektirdiği, dosyada mevcut veriler ile bu hesabın yapılmasının mümkün olmadığı, ispat yükünün davacı yan üzerinde olduğu, bu hali ile davacının davasını ispatlayamadığı kanaatine varılarak; yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Kanıtlanamayan davanın REDDİNE,
2.Alınması gerekli —— karar ve ilam harcının, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan —— harcın mahsubu ile bakiye kalan —– harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3.Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı tarafından yapılan —–yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5.Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- göre belirlenen — vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6.Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı ve Davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.