Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1513 E. 2018/1328 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/1513 Esas
KARAR NO : 2018/1328

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/11/2014
KARAR TARİHİ : 20/12/2018 (Tefhim Tarihi) – 17/01/2019 (Yazılma Tarihi)

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01/06/2009 tarihinde davalı … şirketleri nezdinde sigortalı araçların çarpışması neticesinde meydana gelen kazada müvekkilinin yaralanarak daimi surette malul kaldığından bahisle maddi zararının tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında sunduğu 09/12/2014 tarihli dilekçesi ile davalı——– tarafından düzenlenen poliçe vadesinin sona erdiğinden bahisle davalı ——- aleyhine açtıkları davadan vazgeçtiklerini beyan etmiştir.
Davalı ———vekili Mahkememize sunduğu bila tarihli dilekçesi ile sigortalı —————— plaka sayılı araca ilişkin yapılan sigorta poliçesinin vade sonunun 01/04/2009 olduğu, kazanın ise vadeden sonra meydana geldiği ve davacının açtıkları davadan vazgeçtikleri, müvekkili şirket aleyhine açılan davadan vazgeçmeye muvafakat ettiklerini ve davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığı bildirmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu talebin zamanaşımına uğradığını, davaya konu olayın haksız fiil niteliğinde olup ticari iş söz konusu olmadığından davacı yanın ticari faiz taleplerinin reddi gerektiğinden bahisle öncelikle zamanaşımı nedeniyle ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilince Mahkememizin 25/02/2016 tarihli celsesinde kazaya karışan ————– —— plaka sayılı aracın sigortası bulunmadığından ——Hesabının davaya dahil edilmesini talep ettikleri ve Mahkememizce davacıya dahiliyet dilekçesini sunmak üzere süre verildiği, davacı vekilince sunulan 02/03/2016 tarihli dilekçe ile ——— davaya dahil edildiği anlaşılmıştır.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 23.01.2013 tarihinde müvekkil kurumdan maluliyet tazminatı aldığını ve müvekkili kurumu ibra ettiğini, bu ibra sözleşmesinin üzerinden iki yıldan fazla bir süre geçtiğini, davacının iş bu davasının KTK.nun 111. maddesi kapsamındaki anlaşmalarla ilgili yerleşik yargıtay uygulaması kapsamında zamanaşımına uğradığını, bu itibarla öncelikle, hasar dosyasının müvekkili kurumdan celbi ile davacının talebinin zamanaşımı/hak düşürücü süre nedeniyle reddini, davacıya maluliyet tazminatı ödemesi yapıldığını ve davacılar tarafından imzalanan ibraname ile müvekkilinin sorumluluğunun ortadan kalktığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacının maluliyet oranına ilişkin olarak davacı hakkında ATK tarafından düzenlenen 10/08/2016 tarihli raporda özetle; davacının 01/06/2009 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı olarak %19,2 orarında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 01/06/2009 tarihindeni itibaren üç aya kadar uzayabileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davaya konu kazaya ilişkin olarak İstanbul Anadolu —— Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/1529 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davaya konu kazaya karışan ———– plakala araç sürücüsü aleyhine davacıya karşı taksirle yaralama eylemini işlediğinden bahisle dava açıldığı, yapılan yargılama sırasında alınan ATK kusur raporunda kazaya karışan araç şoförlerinin farklı beyanlarda bulunmaları nedeniyle 1.halin kabulü halinde ——- plaka sayılı aracın sürücüsü ———– kusursuz, —– plakalı araç sürücüsü —– ise asli ve tamamen kusurlu olduğu, 2.halin kabulü halinde ise —- plaka sayılı aracın sürücüsü — asli oranda, ———- plakalı araç sürücüsü ————- ise tali oranda kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 18/06/2015 tarihli —— Esas ve —— Karar sayılı ilamı ile sanık —– teşdit uygulanmak suretiyle mahkumiyetine karar verildiği, mahkeme ilamının temyiz edilmesi nedeniyle kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Mahkememizce kusur oranına ilişkin olarak ATK’dan alınan 09/05/2016 tarihli raporda; ceza yargılamasında varılan kanaatin aynen bildirildiği, her iki araç sürücüsünün de kusurlu olduğunun kabulü halinde ——- plaka sayılı aracın sürücüsü ————%75, —– plakalı araç sürücüsü —- ise %25 oranda kusurlu olduğu kanaatine varıldığı görülmüştür.
Davacının zarar miktarına ilişkin alınan 07/12/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının maluliyeti nedeniyle maddi zararının 69.519,95 TL olduğu ancak ————– Hesabı tarafından miktarı belirtilmeyen 23/01/2013 tarihinde yapıldığı iddia edilen ödeme var ise anılan ödemenin işlemiş faizi ile birlikte hesaplanan maddi zarar tutarından tenzilinin gerekeceği, davalı … yönünden temerrüt başlangıç tarihinin 23/01/2013 ödeme tarihi olarak kabul edilebileceği, davalı … Şirketi yönünden temerrüt başlangıç tarihinin hasar dosyasında mevcut hesap raporu tarihi olan 10/01/2013 tarihi olduğu, temerrüt faizi nev’in yasal faiz olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiş, ——– tarafından rapora itiraz dilekçesinde davacıya 23/01/2013 tarihinde 5345,00 TL ödeme yapıldığı bildirilmekle birlikte ödemeye ait herhangi bir belgenin sunulmadığı anlaşılmış, ancak davacı vekilinin Mahkememizin 24/01/2017 tarihli celsesinde ———- tarafından belirtilen tarihte ve belirtilen miktarda ödeme yapıldığının beyan edilmesi üzerine zarara ilişkin yeniden yaptırılan inceleme neticesinde sunulan 11/04/2017 tarihli ek raporda özetle; davacının gerinin asgari ücret olarak kabulü hali ile iddia edildiği gibi taksi şoförü olarak kabulü halinde ve kusur oranına ilişkin faklılıklara göre terditli olarak hesaplama yapıldığı belirtilerek davalı … Şirketine sigortalı dışı ——— plakalı araç sürücüsü ——————- —— tamamen kusurlu olması ve davacının gelirinin asgari ücret düzeyinde kabul edilmesi halinde zararının 25.563,11 TL olduğu kanaatine varıldığı ve asgari ücrette meydana gelen değişiklikler nedeniyle alınan 28/11/2018 tarihli ek raporda da zararının 27.024,70 TL olduğu bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin trafik kazası nedeniyle doğan maddi zararın tazmini olduğu, davacı tarafça davacının yaralandığı trafik kazasına davalılara sigortalı araçların sebep olduğundan bahisle zararın tazminin talep edildiği, yargılama sırasında ——- aleyhine açılan davadan vazgeçildiği ve davalı tarafça vazgeçmenin kabul edildiği, diğer davalı … şirketi bakımından davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür. Öncelikle dava dilekçesi ile davalı olarak gösterilen ——— aleyhine açılan dava bakımından; davacı tarafça HMK’nın 123.maddesi kapsamında davadan vazgeçildiği, davalı vekilince sunulan beyan dilekçesi ile de vazgeçmeye rıza gösterildiği anlaşılmakla davalı aleyhine hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır. Davalı ——- aleyhine açılan davadan vazgeçildikten sonra davaya——-Hesabının dahil edilmek istendiği ve davaya dahiliyet dilekçesi verildiği ancak dahiliyet dilekçesi ile birlikte herhangi bir harç yatırılmadığı, HMK’da dahili davalı müessesinin bulunmadığı, dolayısıyla da——Hesabına yönlendirilmiş usulüne uygun herhangi bir dava bulunmadığından güvence hesabı aleyhine ve lehine hüküm kurulmamıştır. Davalı … şirketi aleyhine açılan dava bakımından ise; öncelikle davalının zamanaşımı itirazı dikkate alındığında, kazanın 2009 yılında meydana geldiği ve TCK dikkate alındığında eylemin kaza tarihi itibariyle 8 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu ve davacı tarafça 8 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan eldeki davanın açıldığı görülmekle zamanaşımı itirazı dikkate alınmamıştır. Davalının sorumluluğu bakımından ise, davalıya sigortalı aracın mahkememizce alınan ATK kusur raporuna göre kazaya karışan araç şoförlerinin farklı beyanlarda bulunmaları nedeniyle 1.halin kabulü halinde —— plakalı araç sürücüsü —– %100 oranında, 2.halin kabulü halinde ise %25 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, ceza mahkemesi tarafından hangi kusur oranının dikkate alındığı açıkça belirtilmemekle birlikte davalı … şirketine sigortalı araç sürücüsü dava dışı —– teşdit uygulanmak suretiyle mahkumiyetine karar verildiği, bu hali ile kazada tamamen —– plaka sayılı araç sürücüsünün kusurlu olduğu kanaatine varıldığının anlaşıldığı, her ne kadar mahkememiz ceza yargılaması sırasında tespit edilen kusur oranı ile bağlı değil ise de kabul gören maddi vaka ile bağlı olduğu anlaşılmakla ——- plaka sayılı araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğu, dolayısıyla da davalı sigortacı —– Türk Sigorta şirketinin zarardan sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Her ne kadar davacı tarafça müvekkilinin taksi şoförü olduğu iddia edilmiş ise de sunulan belgelerin kaza tarihinden öncesine ait olduğu, dolayısıyla davacının gelirinin asgari ücret olarak kabulü gerektiği, en son alınan 28/11/2018 tarihli aktüer ek raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, Mahkememizce kabul gören gelir durumu ve kusur oranına göre davacının zararının 27.024,70 TL olduğu ve tamamını %100 kusurlu araç sigortacısı davalı … şirketinden talep edebileceği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile davacının ıslah dilekçesi de dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davacının zararına binaen 27.024,70 TL’nin davalı … şirketinden 10/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2- Davalı ————-sigorta aleyhine açılan davadan vazgeçilmesi nedeniyle davalı aleyhine karar verilmesine yer olmadığına,
3- Her ne kadar güvence hesabına karşı dahili davalı olarak dava yöneltilmiş ise de dahili davalı müessesi bulunmadığı dikkate alınarak hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- Alınması gereken karar ve ilam harcı 1846,05 TL olduğundan peşin alınan 34,20 TL harcın ve 65,70 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan 1746,15 TL harcın karar davalı … Şirketinden tahsili ile hazineye irad kaydına,
5- Davacı tarafça yatırılan 34,20 TL peşin harç ile 65,70 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 99,90 TL’nin davalı … Şirketinden tahsili ile davacıya ödenmesine,
6- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ———e göre belirlenen 3242,96 TL nisbi vekalet ücretinin davalı … Şirketinden tahsili ile davacıya ödenmesine,
7- Davalı … Şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——— göre belirlenecek nisbi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinden az olamayacağından 2180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … Şirketine ödenmesine,
8- Davacı tarafça iş bu dava için yapılan 900,00 TL bilirkişi ücreti, 269,80 TL tebligat ve posta gideri, 211,00 TL ATK kusur rapor bedeli ile 614,50 TL ATK maluliyet rapor bedelinden ibaret toplam 1995,30 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre belirlenen 1844,50 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, geriye kalan kısım ile davalı ——————- aleyhine yapılan yargılama giderinin davacı yan üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. –