Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1483 E. 2022/881 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/1483 Esas
KARAR NO:2022/881

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2014
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili—- Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı —- ile müvekkili şirketin –sektöründe faaliyet gösterdiği, tesislerinde —- yaptığı, taraflar arası 11.06.2007 tarihinde —üretim sözleşmesi imzalandığı, her yıl yenilenen sözleşmenin 2012 yılına kadar devam ettiği, davalı yanın 04.10.2012 tarihi itibarıyla müvekkili şirkete 296.545,84 TL borçlu olduğu, alacaklarının tüm ticari defterleri ve sair vesaik ile sabit olduğu, müvekkilinin davalı şirket aleyhinde icra takibinde bulunması, ödeme yapılacağına dair muhtelif tarihli şifahi taahhütlerle engellendiği ve sonrasında davalı tarafından —-esas sayılı dosyası ile iflas erteleme talebinde bulunarak ihtiyati tedbir kararı istihsal edildiği, davaya müvekkilince müdahil olarak iştirak edildiği ancak davalının iflas erteleme talebinin kabul edilerek 17/07/2014 tarihinde iflasın bir yıl süre ile ertelenmesine karar verildiği, dava safahatı sırasında davalının müvekkili şirketin alacağının varlığı ve miktarına itirazının olmadığı, her ne kadar iflas erteleme kararı ile davalı aleyhine İcra ve İflas Kanunu’nun 179/b maddesi uyarınca icra takibi yapılması mümkün değilse de, Yargıtay örnek kararlarında da vurgulandığı üzere iflası ertelenen borçlu hakkında dava açılmasına engel bir hüküm olmadığı, İİK’nın 179/b maddesi borçlu hakkında -sayılı istisnalar dışında- takip açılamayacağını ve açılmış takiplerin duracağını hükme bağladığı, arz ve izah olunan sebepler muvacehesinde davanın kabulü ile 296.545,84-TL tutarındaki alacaklarının faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafım her ne kadar dava dilekçesinde müvekkilinin borca itirazının olmadığını, davaya konu borcu kabul ettiğini ileri sürmüş ise de bu husus maddi hakikate aykırı olduğu, davacının beyanın müvekkilinin borcun varlığını ikrar ettiği anlamına geldiği ortada olduğu, ikrarın niteliği ve koşulları, hangi beyanın ikrar niteliği taşıdığı izaha muhtaç bir durum olmadığı, 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte, yürürlükten kaldırılan HUMK’ta kabul edilen “mahkeme dışı ikrar’ın” artık kabul edilmediği hukuk yargılaması sistemimizde soyut çıkarsamalarla müvekkilinin borcu kabul ettiğinin ileri sürülemeyeceği, müvekkilinin iflas davası sürecindeki beyanları ve savunmaları, iflas talep eden tarafların talepleri ile sınırlı olduğu, davacı tarafın iflas davasında taraf olmadığı için, işbu davaya konu edilen alacakla ilgili de somut bir beyanda bulunulmadığı, bu itibarla müvekkilinn borcu kabul ettiği yönündeki beyanın hukuki dayanağı bulunmadığı, davacı taraf her ne kadar müvekkilinden alacaklı olduğunu, alacağı için bu güne kadar herhangi bir yasal yola başvurmamasını müvekkilinin engellediğini ileri sürmüş ise de bu iddia maddi hakikate aykırı olduğu, alacaklı olduğunu ileri süren birinin alacağını dava ya da icra takibi yoluna talep etmesi için borçlunun herhangi bir onayının ya da aktif/pasif bir davranışının gerekmediği izahtan vareste olduğu, bir an için müvekkilinin taahhütlerde bulunarak alacağın talep edilmesini ertelettiği düşünülecek olsa dahi 2011 yılındaki ticaretten doğduğu ileri sürülen bir alacağın tahsil ve talep edilmesi adına (müvekkili hakkında çok sayıda icra takibi başlatılmış olduğu bilinmesine rağmen) borçlunun taahhütleri sebebiyle yaklaşık 3 yıl beklenmesinin hayatın olağan akışına ve ticari örfe aykırı olduğu tabii olduğu, davacı tarafa belirtildiği gibi dava/icra takibi açılmasına mani olunması ya da bu çerçevede taahhütlerde bulunulması gibi bir durum söz konusu olmadığı, davacı faturaları HMK anlamında itiraz edilmeden kesinleşmiş fatura mahiyetinde olmadığı, aksi olsa dahi müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarının da incelenmesinin zorunlu olduğu, bu itibarla davacı iddiaları konusunda müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarının da incelenmesini, neticeten sübut bulmayan davanın reddine karar verilmesine, müvekkilinin davacıya borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacak davası olarak açılmış, davalı şirket dava tarihinden sonra iflas etmiş olmakla kayıt kabul davasına dönüşmüştür.Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller,—–formları, mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.Müflis hakkında — Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/10/2016 tarih ve — esas sayılı dosyası ile iflas kararı verildiği, iflas kararının 14/10/2020 tarihinde kesinleştiği, tasfiyenin —– İflas sayılı dosyasından tasfiye resen iflas müdürlüğü tarafından yürütüldüğü, davacının alacağın sıra cetveline yazılması bakımından iflas idaresine başvurduğu ve alacağı red edildiği dosyadan anlaşılmıştır.Davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi için —- talimat numaralı dosyasından düzenlenen 26/09/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının 2007-2008-2009-2010 ve 2011 yılları yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin ilgili yıllarda yürürlükte bulunan 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 69. Maddesine istinaden yapılması gereken açılış tasdiklerinin süresinde ve usulüne uygun olarak yapılmış olduğu, aynı kanunun 70 ve 72. Maddesi gereğince yapılması gereken yevmiye ve envanter defterleri kapanış tasdiklerinin yapılmamış olduğu, davacı 2012 yılı yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 64/3 Maddesi gereğince yapılması gereken açılış tasdiklerinin süresinde ve usulüne uygun olarak yapılmış olduğu, yine aynı madde gereğince yapılması gereken yevmiye defteri kapanış tasdikinin de süresinde ve usulüne uygun olarak yapılmış olduğu, davacı taraf defterlerinde mevcut Muhasebe kayıtlarının Genel Kabul Görmüş Muhasebe Standartları ile Tek Düzen Muhasebe Hesap Planına uygun olarak yapılmış olduğu, taraflar arasında 2007 yılından 2012 yılına kadar süregelen ticari ilişkinin mevcut olduğu, söz konusu ticari ilişkide, yıl içerisinde her iki tarafında hem alacaklı hem de borçlu sıfatını kazandığı, tarafların birbirilerinden karşılıklı mal ve emtia aldığı ve bu yönüyle taraflar arasında ki ticari ilişkinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 89. Maddesinde tanımı yapılan Cari Hesap İlişkisine benzer bir ilişki olduğu, taraflar arasında ki Ticari Münasebetin yazılı bir Cari Hesap Sözleşmesi ile tesis edilmemesi nedeniyle kanunda tanımı yapılan Cari Hesap kavramına uymadığı, diğer şartların kanunda tanımı yapılan Cari Hesap Kavramı ile aynı olduğu, davacı taraf defter kayıtlarında , davacı firma tarafından davalı firmadan mal/hizmet alımlarına ilişkin kayıtların —- ) ile kayıt edilmiş olduğu, 31.12.2007 tarihi itibari ile ; davacı ve davalının birbirlerinden alacakları ve borçlarının olmadığı kaydının mevcut olduğu, 31.12.2008 tarihi itibari ile ; Davacı—-Firmasına 47.110,.86.-TL borçlu olduğu kaydının mevcut olduğu, 31.12.2009 tarihi itibari ile ; Davacı —- Firmasından 31.839,59.-TL alacaklı olduğu kaydının mevcut olduğu, 31.12.2010 tarihi itibari ile ; Davacı — Firmasından 27.529,90.-TL alacaklı olduğu kaydının mevcut olduğu, 31.12.2011 tarihi itibari ile ; Davacı— firmasının Davalı — Firmasından 214.299,43.-TL alacaklı olduğu mevcut olmakla birlikte, aynı tarihte aynı zamanda Davacı — Firmasına 94.426,06-TL borçlu olduğu kaydının mevcut olduğu, diğer bir ifade ile taraflar birbirlerinden hem alacaklı hemde birbirlerine borçlu oldukları kayıtlarının mevcut olduğu, 31.12.2012 tarihi itibari ile ; Davacı— firmasının Davalı—- Firmasından 296.545,84.-TL alacaklı olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.Mahkememizce dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek müflis şirketin iflas masasında bulunan ticari defterleri ve celbedilen— formları incelenmek suretiyle faturaya konu malların teslim edilip edilmediği, taraflar arasındaki mal ve hizmet alımına ilişkin ticari ilişki ve tüm dosya kapsamına ilişkin olarak rapor tanzim edilmesine karar verilmiştir.06/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; bilirkişi tarafından müflis firmanın 2007-2012 yıllarına ait ticari defterlerinin incelenmesi için —-iflas sayılı doyasına müracaat edildiği, iflas müdürlüğünde müflisin ticari defterleri bulunmadığından inceleme yapılamadığı, bilirkişi tarafından yapılan inceleme ve değerlendirmede; huzurdaki davanın, davacı yanın davalı yandan dava tarihi olan 11.11.2014 tarihi itibarıyla 296.545,84 TL alacaklı olduğu iddiasıyla ikame edildiği, davacı yanın davalı yandan dava tarihi itibarıyla alacağının varlığı ve miktarının tespiti, asıl alacağa iflas tarihine kadar (talep gibi) işletilecek yasal faizi ile birlitte davacı yanın müflis şirketten kayıt kabulü mümkün alacağının belirlenmesi amacıyla dosyanın tarafına tevdi edildiği, talimatla incelenen davacı yanın ticari defterlerinde; davacı yanın davalı yandan 296.545,84 TL alacaklı olduğu tespit edildiği, taraflar arası ticari ilişkinin mevcut olduğu 2007-2012 yılına ait müflisin ticari defterleri iflas idaresinde bulunmadığından inceleme yapılamadığı, davacı yanın ticari defterlerinin incelendiği bilirkişi raporu üzerinde yapılan detaylı incelemede; davacı yanın davalı yandan 296.545,84 TL tutarlı alacağının 2011-2012 yıllarında davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen faturalardan kaynaklandığı tespit edildiği, Şöyle Ki; Davacı yanın ticari defterlerinin incelendiği raporda görüldüğü gibi 2010 yılı sonunda (diğer bir ifade ile 2011 yılı başında) davacı yanın davalı yandan 27.529,90 TL alacaklı olduğu, 2011 yılında davalı yan tarafından davacı yana düzenlenen (nakliye muhteviyatlı olduğu anlaşılan) faturalar ile 2011 yılı dönem başındaki davacı yanın davalı yandan alacağının kapandığı, davacı yanın ticari defterlerinde gözüken 296.545,84 TL tutarlı cari hesap alacağının, 2011 ve 2012 yılında davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen faturalardan kalan bakiye olduğu, ¸(Davaya Konu Davacı Yanın Alacağının Oluştuğu Dönemde (2011-2012 Yıllarında), Davacı Yan Tarafından Davalı Yana Düzenlenen Kalan Bakiyesi Huzurdaki Davaya Konu Edilen Faturalar)ancak salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenlenen kişiyi borçlu kılmayacağı, adına fatura düzenlenen kişinin fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için ya düzenlenen faturayı tebliğ aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde fatura ve mündericatına itiraz etmemiş olması ya da faturanın ihtiva ettiği mal veya hizmetin tarafına tesliminin yapılmadığını ispatlaması gerektiği, davacı yan tarafından davalı yana 2011 ve 2012 yılında düzenlenen tüm faturaların— bildirim sınırı üzerinde olduğu, davalı yan tarafından alış olarak beyan edildiğinin tespit edildiği, (Tespit Dayanağı; Tarafların 2011 Yılına Karşılaştırmalı — Formu Sayfa 8, ve Tarafların 2012 yılı Karşılaştırmalı — formu sayfa 3,) diğer bir ifade ile, davacı yanın alacağının 2011-2012 yıllarında düzenlenen faturalardan kaynaklandığı, faturaların tamamının —bildirim sınırı üzerinde olduğu ve davalı yan tarafından alış olarak beyan edildiği tespit edildiği, bu noktada davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen bakiyeyi oluşturan tüm faturaların davalı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu kanaatine varılabileceği, davalı yan tarafından faturalara süresinde itiraz edildiğine ilişkin dosyada somut belge bilgi bulunmadığı, bu noktada fatura muhteviyatlarındaki ürünlerin davacı yan tarafından davalı yana teslim edildiği, davacı yanın ticari defterlerinin incelendiği bilirkişi raporu ve dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Davacı yanın davalı yandan iflas tarihi olan 19.10.2016 tarihi itibarıyla 296.545,84 TL asıl alacaklı olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; açılan davanın davacının davalıya düzenlemiş olduğu faturalardan kaynaklı alacak davası olarak açıldığı , ancak dava devam ederken davalı —- Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/10/2016 tarih ve—- esas sayılı dosyası ile iflasına karar verildiği, iflas kararının 14/10/2020 tarihinde kesinleştiği, tasfiyenin —- İflas sayılı dosyasından tasfiye resen iflas müdürlüğü tarafından yürütüldüğü, davacının alacağın sıra cetveline yazılması bakımından iflas idaresine başvurduğu ve alacak talebinin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle red edildiği, davacının alacağının 2011-2012 yıllarında düzenlenen faturalardan kaynaklandığı, ilgili yıllara ait davacı defterleri ve dayanak belgelerinin— Mahkemesince talimat yoluyla incelendiği, incelenen davacı defterlerine göre davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olmakla sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, davacının incelenen defter ve kayıtlarına göre davalıdan 296.545,84-TL alacaklı olduğu, mahkememizce talimat raporu sonrası davalı müflisin ilgili yıllara ait defterlerinin incelenmesine karar verildiği, ancak iflas müdürlüğünden müflisin iflastan önceki 3 yıla ait olan defterleri hariç olmak üzere defterlerin incelemeye sunulamadığı, bunun üzerine mahkememizce ilgili yılların taraflara ait karşılaştırmalı —-formlarının tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden celbedilerek bilirkişi tarafından incelendiği, mahkememizce aldırılan 06/07/2022 tarihli bilirkişi raporu gerekçeli, bilimsel ve denetime uygun olmakla hükme esas alındığı, bu doğrultuda davaya konu edilen tüm faturaların bildirim sınırının üzerinde olmakla davalı müflis tarafından bildiriminin yapıldığı, dolayısıyla her ne kadar davalı masa tarafından ilgili yıllara ait defterler sunulamamış olsa da davalının —- formlarından davacı le olan ticari ilişkisi çerçevesinde davacının davalıya hitaben düzenlemiş olduğu faturaların davalı tarafından bildirimlerinin yapıldığı, bu noktada tarafların —- formlarının örtüştüğü, bu durumda alacağa konu faturalardaki mal ve hizmetlerin de davacı tarafından davalıya verildiğinin kabulünün gerekeceği, ezcümle davacının davalıdan dava tarihi itibari ile 296.545,84-TL alacağının bulunduğu, davacının dava dilekçesinde alacağı için faiz de talep ettiği, bu noktada davacının dava öncesi davalı müflisi temerrüte düşürmediği dosyadan anlaşılmakla dava tarihinin temerrüt tarihi olacağı, temerrüt tarihi ile iflas tarihi arası işleyecek olan faizin de davacı tarafından 2004 sayılı İİK’nın 195. maddesi gereğince talep edilebileceği, nitekim bilirkişice hesap edilen 51.769,59-TL işlemiş faizin de davacı vekilince talep edildiği anlaşılmış ve açılan davanın 296.545,84-TL asıl alacak ve 51.769,59-TL iflas tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 348.315,43-TL üzerinden kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile ;
296.545,84-TL asıl alacak ve 51.769,59-TL iflas tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 348.315,43-TL davacı alacağının davalı müflisin iflas masasına kayıt ve kabulüne,
2- KARAR HARCI;
a-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından dava açılırken yatırılan 5.064,30-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.983,60-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-AVUKATLIK ÜCRETLERİ
a-Davada avukatla temsil edilen davacı yararına belirlenen 9.200,00-TL maktu avukatlık ücretinin — İflas Müdürlüğünün—iflas sayılı dosyasında işlem gören Müflis —- iflas masasına kaydına,
4-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacı tarafından dava açılırken peşin harç olarak yatırılan 5.064,30-TL’den mahsup edilen 80,70-TL karar ve ilam harcı ve 25,20-TL başvurma harcı toplamı 105,90-TL’nin— İflas Müdürlüğünün— iflas sayılı dosyasında işlem gören Müflis—- iflas masasına kaydına,
B-Davacı tarafından sarfedilen 2.200,00-TL bilirkişi ücreti ve 182,50-TL posta ücreti olmak üzere toplam 2.382,50-TL’nin —. İflas Müdürlüğünün — iflas sayılı dosyasında işlem gören Müflis —- iflas masasına kaydına,
d-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden 10 gün içerisinde —- nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.