Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1475 E. 2018/1075 K. 23.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1475 Esas
KARAR NO : 2018/1075
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 20/05/2014
KARAR TARİHİ : 23/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında———-tesisleri bünyesinde imal edilecek ——-binası projesine ait alandaki binaların yıkılıp, sökülüp atıklarından arındırılıp temel çalışmalarına hazır hale getirilmesi için ve bunun için gerekli resmi izin ve müsade belgelerinin alınması ve bu işlerin müvekkili şirketçe yapılmasına ilişkin sözleşme imzalandığını, müvekkilinin sözleşmede belirlenen işleri tamamladıktan sonra davalı tarafça sözleşme dışı olarak aynı gübre fabrikası amonyak tankı —– projesine binaları ve müştemilatları için hafriyat, kazı, dolgu ve tesfiye işlerinin de müvekkiline yaptırılmasına rağmen herhangi bir bedel ödenmediğinden bahisle müvekkilince sözleşme harici işler nedeniyle doğan hizmet alacağının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin merkezinin İstanbul/Üsküdar olduğunu, ayrıca taraflar arasında akdedilen davaya konu 29/01/2013 tarihli sözleşmenin 38. Maddesinde “iş bu sözleşmenin icrasından veya yorumlanmasından kaynaklanabilecek anlaşmazlıkların çözümünde İstanbul Merkez Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir.” ibaresinin yer aldığı ve İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle öncelikle yetkisizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul görmemesi halinde ise davacı tarafın hakettiği tüm bedellerin ödendiğini, dava ile ek iş olarak bildirdiği ve bedelini talep ettiği işlerin davacı ile imzalanan sözleşmelere göre davacı tarafça yapılması gereken işler olduğu, ek iş niteliğinde olmadığı, sözleşmelerin bedelinin ödenmesi nedeniyle de davacıya borçlarının bulunmadığı, davacı ile yapılan sözleşmeye göre verilecek talimatların yazılı olarak yapılması gerektiği, müvekkili tarafından sözleşme haricinde herhangi bir talimat verilmediği, sözleşme bedeli dışında davacıya fazladan 23.120,00 TL ödemede bulunulduğu, ayrıca 29/01/2013 tarihli ana sözleşmeye göre mevcut drenaj sisteminin bozulmamasına özen gösterilmesi gerektiği, temel için grobeton atılana kadar suyun drenajı sorumluluğunun yükleniciye ait olmasına rağmen davacının söz konusu edimini yerine getirmemesi nedeniyle üçüncü kişiye yaptırıldığı ve dava dışı üçüncü kişiye 10.429,16 TL ödendiğinden bahisle yapılan ödemenin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davanın ilk tevzi edildiği Körfez 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —– tarihli —- Esas ve Karar sayılı ilamı ile taraflar arasındaki sözleşme ile davalının ikametgahının İstanbul olması nedeniyle İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilerek ve dosyanın Mahkememize gönderilmesine karar verildiği, Mahkeme ilamının kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği ve dosyanın Mahkememiz tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; asıl davanın taraflar arasında imzalanan sözleşme dışında davacı tarafça yapıldığı iddia edilen ek işlere ait bedelin ödenmesi, karşı davanın ise taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılık nedeniyle üçüncü kişiye ödenen bedelin tahsili talebi olduğu anlaşılmıştır. HMK’nın 116.maddesinde ilk itirazlar belirlenmiş ve ilk itirazların dava şartlarından sonra ilk olarak inceleneceği hükme bağlanmıştır. Davanın yetkisizlik kararı ile Mahkememize gönderildiği anlaşılmakla, öncelikle davalının yetki itirazının incelenmesi gerekmektedir. Eldeki dava ve karşı davanın taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı olduğu, davacının yaptığını iddia ettiği ek işlerin sözleşme kapsamında olup olmadığı, dolayısıyla ek ücret talep hakkı bulunup bulunmadığı, davalı karşı davacının, davalının sözleşme ile üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirip getirmediği ve 3.kişiye yapılan ödemenin davacıdan talep edilip edilemeyeceğinin tespitinin ancak taraflar arasındaki sözleşmelerin incelenmesi ile ortaya çıkacağı anlaşılmıştır. HMK’nın 17.maddesinde “tacirler veye kamu tüzel kişilikleri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemede açılır.” hükmüne yer verilmiş ve sözleşme ile belirlenen Mahkeme münhasır yetkili hale getirilmiştir. Eldeki dava bakımından da davalı tarafça cevap süresi içerisinde taraflar arasındaki sözleşme ve davalının ikametgahı nedeniyle İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu itirazında bulunulduğu, her ne kadar davalı tarafça müvekkilinin ikametgahının Üsküdar olduğu belirtilmiş ve davalının ikametgahı uyarınca Mahkememiz yetkili iken sözleşme ile belirlenen İstanbul Merkez Mahkemeleri olarak ise İstanbul (Çağlayan) Adliyesinin yetkili olduğu anlaşılmış ise de davalı tarafça itirazında seçimlik hakkın kullanılarak İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunun belirtilerek usulüne uygun yetki itirazında bulunulduğu yetkisizlik kararı veren Mahkemece de taraflar arasındaki sözleşme dikkate alınarak İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmesine rağmen hüküm kısmında dosyanın sehven Mahkememize gönderilmesine karar verildiği kanaatine varılmakla, sözleşme ile belirlenen İstanbul Merkez Mahkemelerinin yetkisinin münhasır olması nedeniyle de sehven kararın hüküm kısmında İstanbul Anadolu Mahkemesine dosyanın gönderilmesine ilişkin kararın kanun yolundan geçmeyerek kesinleştiği ve bu nedenle Mahkememiz için bağlayıcı olmadığı gibi, taraflar için kazanılmış hak olduğunun da kabulü mümkün olmadığı anlaşılmakla davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar vermek gerektiği, HMK’nın 13.maddesi dikkate alındığında karşı dava bakımından da asıl davada münhasır yetkili İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu ve karşı davanın da yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın davalının yetki itirazı dikkate alınarak karşı davanın HMK nın 13. Mad. dikkate alınarak mahkememizin YETKİSİZLİĞİ nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3- Yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğıinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 23/10/2018