Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1468 E. 2022/986 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/1468 Esas
KARAR NO: 2022/986
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/11/2014
KARAR TARİHİ: 01/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (ticari satımdan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —- satan —– bir şirket olduğunu, davalı ile arasındaki ticari ilişki sebebiyle, davalının müvekkilinden faturalarda yazılı ürünleri satın aldığını, çalışan —– müvekkilinden satın alınan ürünleri teslim aldığını, icra dosyasında mevcut irsaliyeli faturalar incelendiğinde haklıklarının orta çıkacağını, müvekkilinin davalı-borçludan bakiye — talep ettiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalı hakkında—— dosyasıyla cari hesap ve faturaya dayalı 10.995,10 TL asıl alacağının ticari işlerde uygulanan % 13,75 avans faiziyle tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip yapıldığını, ancak davalının 06.11.2013 tarihinde takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, davaya konu olayda davalının, müvekkili ile arasındaki ticari ve hukuki ilişkiyi inkâr etmediğini, faturanın kendisine tebliğ edilmediğini dile getirdiğini, icra dosyasına sunulan ve mahmekemeye de sunulan irsaliyeli faturalardan davalı-borçlunun çalışanına davaya konu ürünleri teslim edildiğini, davalı ile yapılan telefon görüşmelerinde ——– alışverişlerinin olduğunu, ancak bakiye miktar da anlaşamadıkları için borca itiraz ettiklerini dile getirdiğini, haricen uğranılması halinde konuşulup görüşülerek borcun ödenebileceğinin dile getirildiğini, davalının yetki itirazı yerinde ve haklı olmadığını, çünkü davaya konu takibin ilamsız bir takip olduğunu ve kambiyo takibi olmadığını, TBK 89/1-2 maddesi gereğince icra takibinin müvekkili adresinde başlatılmasının hukuka uygun olduğunu, davaya konu olayda davalının müvekkili ile arasındaki hukuki ilişkiyi inkâr etmediğini, faturalar kendilerine tebliğ edilmediğinden borca itiraz ettiğini, davalının faize itirazı olmadığı için bu yönde bir beyanda bulunmadıklarını, açıklanan nedenlerle; borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptalini, borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğundan takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahküm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının——sayılı icra takip dosyası yetkisiz icra dairesinde açıldığından yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacıdan müvekkilinin aldığı malların tüketim süreleri içerisinde yani son tüketim tarihinden önce bozulması sebebiyle,—–sayılı dosyasında yaptırılan tespit neticesinde —– inceleme sonucuna göre “ürünlerin tüketilmesi insan sağlığı için kesinlikle sakıncalıdır” tespiti yapıldığını, müvekkili tarafından — tarihinde —– tarihinde —– tarihinde —- tarihinde —- tarihinde —- tarihinde —- tarihinde —- tarihinde —- tarihinde —- tarihinde —- tarihinde — tarihinde —– tarihinde —- tarihinde —– tarihinde —- tarihinde —- olmak üzere —- adet fatura karşılığı toplam —–, satın alınan malların faturalarından dava tarihine göre kalan ödemeleri için —— dosyası ile “menfi tespit” davası açıldığını, Davacının alacağı olduğunu iddia ettiği miktarın açılan davada zikredilen faturalardan kaynaklandığını, davacı tarafın alacağı olduğunu iddia ettiği icra takibinin müvekkilİ şirketin ——–sayılı menfi tespit davasından sonra açıldığını, menfi tespit davasının konusunun içerisinde kalan bir alacak iddiası olduğunu, Buna göre, yetkili icra dairesine açılan geçerli bir icra takibinden sonra yapılan itiraza ilişkin görülecek davada ——sayılı dosyasının sonucunun beklenmesi gerektiğine karar verilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle; öncelikle yetkisiz icra dairesinde müvekkili aleyhine yapılan icra takibinin iptalini, yetkisiz icra dairesinde açılan icra takibinden kaynaklanan davaya mahkemenin yetkisi olmaması sebebiyle mahkemenin yetkisizliğini, davacının alacağı olduğunu iddia ettiği faturanın icra takibinden önce ——— menfi tespit dava dosyası kapsamında kalması sebebiyle bu dava için bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice
Dava, İİK’ nun 67/1 maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davacı özetle ticari ilişki nedeniyle karşı yana kesilen irsaliyeli faturaya konu malların teslim edildiğini, cari hesaba konu alacağın ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise itiraz dilekçesinde faturaların kendilerine tebliğ edilmediğini iddia ederek borcun tamamına ve icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir.
İtirazın iptali davası, takip borçlusunun ödeme emrine süresi içinde itiraz etmesi halinde, takibin devamını sağlamak amacıyla, takip alacaklısı tarafından 2004 sayılı Yasanın 67 nci maddesine göre, itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılan ve genel hükümler çerçevesinde incelenen bir eda davasıdır.
Borçlunun itirazı, icra dairesi tarafından alacaklıya tebliğ edilmiş olmadıkça bir yıllık süre işlemeye başlamaz; yüksek mahkeme kararlarına göre alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden önce de itirazın iptali davası açabilir ——– Alacaklı bir yıllık süresi içinde itirazın iptali davası açmaması halinde takip düşer ise de alacağı zamanaşımına uğramadığı sürece genel hükümlere göre alacağını dava edebilir.
Davanın kabul edilmesi halinde, borçlu tarafından yapılan itiraz iptal edildiğinden, itiraz üzerine duran takibe (haciz) devam edilebilir. İtirazın iptali davası devam ettiği sürece, bir yıllık haciz talebi süresi işlemez.
İspat yükünün -kural olarak- davacıda olduğu itirazın iptali davasında, alacaklı (normal bir alacak davasında olduğu gibi) alacağının varlığını usul muhakemesinde caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Davanın reddi halinde, itiraz ile duran takip iptal edilmiş sayılır ve ilam kesin hüküm teşkil ettiğinden takip alacaklısı tarafından konusu aynı olan bir dava tekrar ikame edilemez. Ayrıca borçlunun talep etmesi halinde, mahkeme, alacaklının kötüniyetle icra takibinde bulunduğu kanısına varırsa alacaklıyı yüze yirmiden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum eder (67/II). Kötüniyet olgusunu ispat yükü, tazminat talep eden davalı borçludadır. Tazminatın, asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir.
Davanın kabulü halinde, itiraz üzerine duran takibe devam edilir; (varsa) ihtiyati haciz, kesin hacze dönüşür. Ayrıca, alacaklı tarafça talep edilmesi halinde, takip konusu alacağın belirlenebilir (likit) olduğu durumlarda davalı (takip borçlusu) alacak miktarının asgari yüzde yirmisi oranında inkar tazminatına mahkum edilir. Yüksek mahkemenin yerleşik uygulamasına göre hüküm altına alınacak inkâr tazminatının asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir ——-
—– Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; mahkememiz davacısı tarafından 10.965,10-TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte tahsiline yönelik olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 05/11/2013 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 06/11/2013 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunulduğu, davanın yasal bir yıllık süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde takibe esas faturalardan kaynaklı borçlu bulunulmadığının tespiti bakımından——– Mahkemelerinde açılan menfi tespit davasının bu dava yönünden bekletici mesele yapılması gerektiğini belirtmiştir.
Yargılamanın —- numaralı celsesi ara kararı gereği, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle uyuşmazlık konularında rapor temin edilmesine karar verilmiştir. Yine ——- numaralı celse gereği davalı yanın ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle rapor temin edilmesi için talimat mahkemesine müzekkere yazılmış; ancak davalının ihtara rağmen ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemesi nedeniyle dosya bila ikmal Mahkememize gönderilmiştir. Ayrıca menfi tespit davasının akıbeti sorulmuş, verilen yazı cevabında ——-sayılı dosyasının kesinleşmediği belirtilmiştir. Bu tarihten itibaren —–dosyanın kesinleşmesi beklenilmiştir. Nihayet sonucu beklenen ——sayılı davanın reddine dair ilamının 27/6/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
27/7/2017 tarihli hesap raporuna göre; dava ve icra takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, davacı tarafın 31.10.2013 takip tarihinde davalı taraftan 10.965,10 TL bakiye alacaklı olduğu; davalı —-tarafından davacı aleyhine açılan—— menfi tespit talepli dosyasında açık ve gizli ayıplar için öngörülen yasal süreler içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığından davanın, TTK 25/3 maddesi uyarınca reddine karar verildiği; ——– verilerinden 28.10.2013 takip tarihi itibariyle avans faizi oranının talep gibi 13,75 olduğu görüldüğünden, davacının belirlenen 10.965,10TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren 13,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği; alacağın faturaya dayandığı, belirli ve bilinebilir (likit) olduğu; para alacağının götürülecek borçlardan olduğu, 6098 sayılı Yasa m.89/1 e göre davacı alacaklının yerleşim yeri dikkate alındığında takibin başlatıldığı icra dairesinin yetkili olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile takibine karşı yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın mahiyeti ve likit olduğu göz önünde bulundurularak asıl alacağın %20 si oranında inkar tazminatına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1.-Davanın kabulü ile,
a.)——–sayılı takibine karşı yapılan itirazın iptaline, takibin devamına,
b.)Alacağın mahiyeti ve likit olduğu göz önünde bulundurularak asıl alacağın %20 si olan 2.193,02 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.-Alınması gerekli 749,03-TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 187,30‬ TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 561,73-TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.-Davacı tarafça yatırılan 187,30 TL peşin harç, 25,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 212,50 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.-Davacı tarafından yapılan 600,00-TL bilirkişi ücreti ve 259,60-TL posta gideri olmak üzere toplam 859,6‬0-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5.-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6.-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7.-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı ve davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde——– nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 01/12/2022