Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1419 E. 2018/423 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1419 Esas
KARAR NO : 2018/423
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/10/2014
KARAR TARİHİ : 10/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesine özetle; davalı şirketin fatura karşılığı satılan malların bedelini ödememesi üzerine davalı hakkında başlattıkları takibe haksız olarak itiraz edildiğini, diğer davalı bakımından ise davalının keşidecisi, davalı şirketin ise lehdarı olduğu, ciro yolu ile müvekkiline geçen çekin bankaya ibraz edilmemesi nedeniyle sebepsiz zenginleştiğinden bahisle hakkında takip başlatıldığı, ancak davalıların takibe haksız olarak itiraz ettiklerinden bahisle itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesine özetle; takibe dayanak yapılan çek üzerindeki imzanın müvekkil şirket yetkilisi ………..ait olmadığını, davacının alacağına dayanak gösterdiğini 37.000,00 TL ‘lik çekin kendi cari hesap kaydına 05/04/2014 tarihinde borç olarak kaydedilmiş olduğunu, çekin kayıtlardan çıkarılmış olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla alacağa dayanak olarak gösterilen faturalara konu malların müvekkiline teslim edilmemiş olduğunu, sevk irsaliyeleri üzerinde imzaları bulunan şahısların hihiçbir zaman müvekkil şirkette çalışmamış olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamız tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişi tarafından düzenlenen asıl ve ek raporda özetle; davacı tarafça sunulan ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu ve tasdiklerinin yapıldığı, bu nedenle sahibi lehine delil teşkil ettiği, davalı tarafça defterlerin sunulmadığı, davacı şirketin defter kayıtlarına göre davalıdan 88.809,10 TL alacaklı olduğu, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmasa dahi aralarında ticari ilişkinin var olduğu, faturalara ekli olarak sevk irsaliyelerinin sunulduğu, sevk irsaliyelerinde teslim alan isim ve imzasının bulunduğu, takibe dayanak çek bakımından çekin davacının defterlerinde giriş kaydının ve çıkış kaydının bulunduğu, ancak çekin bedelinin tahsil edilmediğini, davalı şirkete ait BA formlarının celbi neticesinde faturaların bildirildiği ve ticari defterlerine kaydedildiği ve davacının alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davaya konu İstanbul Anadolu 16. İcra Dairesi’nin…………….Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından davalıları aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı olarak davalı şirket bakımından temel ilişkiye dayandığı, diğer davalı şahıs bakımından ise sebepsiz zenginleşme hükmüne dayandığının belirtildiği, davalılar tarafından süresinde yapılan itiraza binaen takibin durduğu ve yasal süresi içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali olduğu, davalı şirket tarafından davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği, davalı şahıs tarafından davaya ilişkin herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamak suretiyle davanın inkar edildiği anlaşılmışıtr. Takip dosyası bakımından; takibin ilamsız icra takibi olduğu, davacı ile davalı şirket arasında mal alışverişine ilişkin ticari ilişki bulunduğu ve aralarındaki ticari ilişkiye dayandığı, diğer davalı bakımından ise çekin keşidecisi olması nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükmüne dayanıldığı, takibe konan çekin süresi içerisinde bankaya ibraz edilmemesi nedeniyle ilamsız icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. Öncelikle davalı … aleyhine açılan dava bakımından; davalının takibe konan çekin keşidecisi olduğu, takibin dayanağının 6102 sayılı TTK’nın 732.maddesinde öngörülen sebepsiz zenginleşme iddiası olduğu, 6102 sayılı TTK’nın 732/1.madde ve fıkrasında “Zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa, bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararlarına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar.” düzenlemesine yer verilmekle davalı …’in sebepsiz zenginleşme nedeniyle sorumlu olduğu, aynı maddenin 4. Fıkrası uyarınca sebepsiz zenginleşmediğini ispat yükümlülüğünün davalı tarafça ispat edilmesi gerektiği, ancak davalı tarafça davaya ilişkin herhangi bir cevap dilekçesi verilmediği gibi, delil listesi de sunulmadığı, bu hali ile sebepsiz zenginleşmediğini davalının ispat edemediği ve davalı bakımından açılan davanın kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır. Diğer davalı şirket bakımından ise; davacı defterlerine göre davacının alacaklı olduğu, davalının, borçlu göründüğü faturaları vergi dairesine bildirdiği, faturaların davalının BA bildirimlerinde yer aldığı, Mahkememizin yine taraflar arasında görülen………….Esas sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporu ile de davalının borçlu olduğu, davacı kayıtlarında yer alan borç miktarının eldeki dava ile Mahkememizin …………… Esas sayılı dosyası ile belirlenen borç miktarının toplamı kadar olduğu, her ne kadar Mahkememizce çekteki ciro imzasının inkarı bakımından imza incelemesine karar verilmiş ise de takip talebinde alacağın temel ilişkiye dayandığına yer verilmesi nedeniyle imza incelemesine ilişkin ara karardan dönüldüğü ve alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, bu hali ile davacının davasını ispat ettiği ve davanın kabulüne karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile,
1-Davalıların İstanbul Anadolu 16. İcra müdürlüğünün…………. Esas zsayılı dosyasına yaptıkları itirazın kısmen iptali ile takibin 37.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %11,75 oranını geçmemek üzere ticari avans faizi uygulanmasına,.
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacak miktarının %20’si oranında belirlenen tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
3- Alınması gereken karar ve ilam harcı 2527,47 TL olduğundan peşin alınan 422,20 TL harcın ve icra takibine yatırılan 209,50 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1895,77 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına
4- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4440,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5- Davacı tarafça iş bu dava için yapılan 422,20 TL peşin harç, 209,50 TL icra harcı, 800,00 TL bilirkişi ücreti ile 420,00 TL tebligat ve posta giderinden ibaret toplam 1851,70 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
6- Davacı tarafça yatırılan gider avansından kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı İmao şirketi vekili ve diğer davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 10/04/2018