Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1074 E. 2021/217 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/1074 Esas
KARAR NO: 2021/217
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/03/2014
KARAR TARİHİ : 16/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflarca yapılan şifahi anlaşmaya göre davalının müvekkiline —–tarihinden başlayarak —– tarihine kadar —- tutarında —- üreterek göndermeyi ve müvekkilinin de teslimatların bitim tarihinde bedelleri ödemeyi kabul ettiğini, buna rağmen davalının taahhüt ettiği tarihlerde —- teslim etmediğini, ancak müvekkilince —- tarihinde —- tarihinde ———- ödeme yapıldığını, davalının bu ödemelerden sonra toplam —– tutarında malın müvekkiline teslim edildiğini, ancak kalan tekstil ürünlerinin üretilip teslim edilmediğini, ——- yevmiye numaralı ihtarnamesi ile teslim edilen malların bedeli düşülerek kalan bakiyenin iadesinin talep edildiğini, davalının ———-yevmiye numaralı ihtarnamesi ile zarara uğradığından bahisle talep olunan bedeli ödemekten kaçınıldığını, müvekkili tarafından ödenen toplam —- dava tarihindeki karşılığının —olduğunu, müvekkilinin bakiye — alacağı bulunduğunu belirterek; davanın kabulü ile —– alacağın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, alacağın zaman aşımına uğradığını, taraflar arasında teslim için bir tarih ve usul belirlenmediğini, davacı tarafın hazır olan mallardan kendi belirlediği miktar ve türde ürünü dilediği tarihte gelip teslim alacağını ya da nakliye ücreti kendine ait olmak üzere teslim yeri bildireceğini, müvekkilinin ürünleri her daim teslime hazır bulundurduğunu ve halen de hazır olduğunu, üretilen ürünlerin ——- olduğunu, ürünlerin tamamının davacının talebine uygun olarak imal ve hazır edildiğini, bu hususun ——-tespit dosyası ile sabit olduğunu, sebepsiz zenginleşme koşullarının oluşmadığını, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, aksine davacı yanın temerrüde düştüğünü, davacının temerrüdü nedeniyle müvekkilinin zarar uğradığını, buna ilişkin haklarının saklı tutulduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde özetle; görev ve zaman aşımı itirazlarının yerinde olmadığını, teslim tarihlerinin taraflar arasındaki mail yazışmaları ile belirlendiğini, tespit dosyasında yapılan tespitin —- tarihinde yapıldığını, ancak davalının malları ——— tarihinde teslime hazır etmesi gerektiğini, tespit dosyasında ürünlerin belirlenen tarihte teslime hazır olup olmadığı hususunun bilirkişi tarafından bilinmesine imkan olmadığını, davalı tarafça müvekkiline gönderilen —– tarihli ihtarnamede de malların hazır olduğuna ilişkin herhangi bir ihtarın bulunmadığını, müvekkiline hiçbir şekilde malların hazır olduğuna ilişkin bildirimde bulunulmadığını belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesine istinaden davacı tarafça avans ödenen bedelin iadesi isteminden ibarettir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, tanık ifadeleri, mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Mahkememizce —- tarihli celsede dinlenilen davacı tanığı —–beyanında; “Ben davacı şirkette yaklaşık — görev yaptım —- yılının ortalarında oradan ayrıldım, ben diğer tanık — aynı odada beraber çalışıyordum davalı —- yapıyordu, bizim şirketimiz —-davalı şirket —-sipariş vermişti ancak — siparişi yetiştiremedi —- kadar gecikme oldu, —– telefonda tartıştıklarına tanık oldum ancak siparişin bir kısmını teslim etmişlerdi geri kalan kısmını yetiştiremediler, müşteri de eksik kalan kısım olduğu için tamamını almadığını söyledi bizim firmamız zarara uğradı, sipariş edilen —– civarında mont idi ancak bunun ne kadarını teslim edildiğini hatırlayamıyorum” beyanında bulunmuş ve beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Mahkememizce —— tarihli celsede dinlenilen davacı tanığı —- beyanında; “Ben davacı şirkette aynı kişi ile yaklaşık —- yıl çalıştım, şirket bazında ise iki yıl çalıştım, şirkette fiilen genel müdür sıfatı ile çalıştım, davalı şirket ile sözleşme tarihleri bazında çalışıldı, siparişleri zamanında yerine getirmediler , bir kısmını peşin olarak ödememize rağmen işi zamanında teslim edemediler ürünlerde herhangi bir ayıp yoktu ancak zamanında teslim edilmemesi nedeniyle bizde —–bağlantılı çalıştığımız ———kaybına uğradık bizimle bağlantısını kesti, ilk siparişte sorun çıkmadı ancak ikinci yüklü siparişte sorun çıkardılar , bir çok kere kendilerine mail gönderdim ancak buna rağmen ürünü teslim etmediler mağduriyete neden oldular, davalı firma ile hatırladığım kadarı ile iki büyük sipariç işinde çalıştık, sipariş formları dosyada mevcuttur, bir çok kere telefonla arayarak davalı firmanın müşteri temsilcisi ——- konuştum ikazda bulundum, ancak yerine getirmediler, malın hazır olduğu bilgisi davalı firma tarafından bizim firmamıza bildirilir bizde bunun üzerine ürünü firmadan aldırırız, — firması bize sözleşmeyi iptal ettiklerini sözlü olarak bildirdiler —- süre konusunda hassastır,” beyanında bulunmuş ve beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Mahkememizce —- tarihli celsede dinlenilen davalı tanığı —– yıllarında davalı şirkette satış temsilcisi olarak görev yaptım, davacı —- sözlü anlaşmayı bizzat ben yaptım, aralık ayında görüşme yapıldı, ürünlerden—-partiyi istedikleri tarihte teslim ettik, üretimin tamamlandığı tarihte kendilerine teslim etmek istediysek de kendileri teslim almadılar, ürünlerin geciktiğini iddia ettiler, bu tür işlerde tarih konamaz üretim süreci farklıdır, net bir tarih vermek mümkün değildir, dönem olarak konuşulur yaz sezonu kış sezonu gibi, bizim firmamız ürünleri vaadettiği sezonda teslim edemedi, ürünlerin depomuzda yer kapladığını gelip almalarını söylediysek de ——firması gelip inceleme yaptı, ürünlerin teslim tarihi konusunda bir sorunun olmadığını söylediler, geri kalan ürünleri de bizden aldılar, firma sahibine de ürünlerde herhangi bir gecikme olmadığına dair bir bilge düzenleyip vermişler ben o sırada orda değildim, ürünleri almak istediklerini söylediler, ancak biz —— anlaşmamız olduğunu onlar aracılığı ile ürünleri gönderebileceğimizi söyledik, bir gün sonra bizi yeniden aradılar bizim firmanın ürünlerinde hiç bir sıkıntı görmediklerini söylediler, bizim üretim rakamlarımız ile kendilerine——- tarafından teslim edilen ürün rakamlarını karşılaştırdılar bizim endişemiz de buydu diyerek aradaki fiyat farkını da gördüler, en son üretimin teslim edilebilecek hale geldiği dönem tahminen—– beyanında bulunmuş ve beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Mahkememizce —– tarihli celsede dinlenilen davalı tanığı — beyanında; “Ben davalı şirkette —– yıllarında pazarlama sorumlusu olarak görev yaptım, davacı şirket ile ürün siparişlerini eksiksiz ve zamanında yerine getirmek kaydı ile çalıştık, herhangi bir gecikme sözkonusu olmamıştır, ürünlerin hangi ayda hazır edildiğini hatırlayamıyorum, ancak herhangi bir gecikme olsaydı ofisimiz küçük olduğundan mutlaka konuşulurdu haberdar olurdum, transfer işi de genellikle—— dedi,” beyanında bulunmuş ve beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Mahkememizce hesap uzmanı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle; davalının davacıya —- bedeli sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ——- tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte iade etmesi borcu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile dosya üzerinde bir mali müşavir ve—- uzmanı bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle; taraflar arasında teslim süresi açısında sıkıntı olmadığını, davalının elinde kalan ürünlerin davacı tarafından teslim alınması ile alacak hesabının yapılması gerektiği, davacının sözleşmeden dönme talebinde haklı olduğunun mahkemece kabul edilmesi halinde davacının dava tarihi itibari ile —–alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce tarafla vekillerinin itirazı üzerine önceki bilirkişi heyetine borçlar hukuku alanında uzman bir bilirkişi de dahil edilmek suretiyle ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —- tarihli ek raporda özetle; davacının kısmi ifadan dolayı sözleşmeden dönme hakkını kullandığını ve sebepsiz zenginleşme kapsamında zenginleşmenin iadesinin talep edildiği, davalı tarafından davacı yana kısmi ifada bulunulduğu, davacının ödediği eser bedelinin kısmen karşılığını alamaması nedeniyle ödemiş olduğu ——— davalıdan talep edebileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, davalı ile yapılan eser sözleşmesi kapsamında mal teslimi yapılmadığından bahisle ödenen bedelin iadesinin talep edildiği; davalı tarafça, üretilen malların teslime hazır olduğu ve davacı tarafça teslim alınmadığı belirtilerek davanın reddini talep etmiştir.
Taraflar arasında sözlü olarak eser sözleşmesi kurulduğu, davacı tarafından davalı yana —- ödeme yapıldığı, davalı tarafından —- adet fatura ile toplam —— tutarında mal teslimi yapıldığı hususlarında uyuşmazlık bulunmayıp; tarafların, ürünlerin teslim tarihi ile davalı tarafça ürünleri süresi içerisinde teslime hazır hale getirilip getirilmediği noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davalı yanın görev itirazı yönünden; tarafların tacir olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari ilişkiden kaynaklandığı, eldeki davanın ticari dava mahiyetinde olduğu anlaşılmakla, davalı yanın görev itirazı dikkate alınmamıştır.
Davalı yanın zaman aşımı itirazı yönünden; taraflar arasındaki ilişkinin eser sözleşmesinden kaynaklandığı, eser sözleşmelerinde zaman aşımı süresinin mal tesliminden itibaren başlayacağı, tarafların da kabulünde olduğu üzere davalı tarafça davacı yana mal teslimi yapılmadığı dikkate alınarak; davalı yanın zaman aşımına ilişkin itirazı yerinde bulunmamıştır.
Davacı taraf, ödeme yapılmasına rağmen davalı tarafından belirlenen süre içinde mal teslimi yapılmadığını; davalı yan ise, ürünlerin teslime hazır olmasına rağmen davacı tarafından teslim alınmadığını iddia etmektedir.
Öncelikle taraflar arasında kesin bir teslim tarihi belirlenip belirlenmediğinin tespiti gerekmektedir. Dosya kapsamında yer alan mail yazışmalarında, malların teslim sürelerinin —- tarihleri arasında öngörüldüğü, davacı tarafından en son —— tarihinde ürün teslim alındığı, taraflarca kesin bir vade belirlenmediği anlaşılmıştır.
Davalı yan, sözleşme konusu ürünler teslime hazır olduğu halde davacı tarafından teslim alınmadığı belirtilerek, davacının temerrüde düştüğünü savunmuştur. Alacaklının temerrüdü 6098 Sayılı TBK’nun 106. Ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup; yapma veya verme edimi gereği gibi kendisine önerilen alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın onu kabulden veya borçlunun borcunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlık fiillerini yapmaktan kaçınırsa, temerrüde düşmüş olur. Ancak borçlunun borcu, bir şeyin teslimine ilişkin ise, borçlu borcundan ancak 107. Ve 108. Maddelerde belirtilen yolları kullanmak suretiyle borcundan kurtulabilecektir. Aksi halde, borçlunun teslim yükümlülüğü devam edecektir. Dosya kapsamında, davalı tarafından ürünlerin teslim alınmadığına dair çekilmiş herhangi bir ihtarname veya benzeri bir delil bulunmadığı gibi, davacı tarafından bakiye bedelin iadesi için gönderilen ihtarnameye de davalı tarafından verilen cevapta da ürünlerin teslime hazır olduğundan bahsedilmemiş, aksine davacı tarafça ödemelerin yapılmadığı ileri sürülmüştür. Kaldı ki; davalı tarafından tevdi mahalli de tayin edilmiş değildir. Bu hali ile; alacaklının temerrüdü koşulları oluştuğundan söz edilemez.
6098 Sayılı TBK’nun 117. Ve devamı maddelerinde borçlunun temerrüdü düzenlenmiştir. Anılan maddenin birinci fıkrasına göre; “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile temerrüde düşer.” Aynı Kanunun 123. Maddesinde; “Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, taraflardan biri temerrüde düştüğü takdirde diğeri, borcun ifa edilmesi için uygun bir süre verebilir veya uygun bir süre verilmesini hakimden isteyebilir.” Aynı Kanunun 124. Maddesinde süre verilmesini gerektirmeyen haller düzenlenmiş, 125. Madde de alacaklının seçimlik hakları sayılmıştır.
Somut olayda, sözleşme konusu malların —– arasında tesliminin kararlaştırıldığı, davacı tarafından —- yevmiye numaralı ihtarnamesi ile teslim edilmeyen mal bedeli karşılığı —– iadesinin talep edildiği, davalı tarafından malların teslimine ilişkin herhangi bir hareketin bulunmadığı, her ne kadar davalı tarafından —- tarihinde ——dosyası ile ürünlerin sözleşmeye uygun şekilde ve süresi içinde teslime hazır edildiğinin tespiti talep edilmiş ise de, tespit isteminin kararlaştırılan teslim süresinden yaklaşık —- ay sonra, davacı tarafından gönderilen ihtarnameden ise yaklaşık—- ay sonra yapıldığı, kaldı ki talebin ürün teslimini içermediği, bu hali ile dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden borçlu davalının tutumundan kendisine süre verilmesinin etkisiz olacağının anlaşıldığı ve davalının temerrüde düştüğünün kabulünün gerektiği, davacı tarafından sözleşmeden dönülerek davalıya ödenen ancak karşılığında mal teslimi yapılmayan bedelin iadesine yönelik seçimlik hakkının kullanıldığı anlaşılmıştır.
Bu tespitlerden sonra davacının iadesini talep edebileceği miktarın tespiti gerekmektedir. Dosya kapsamında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, davacı tarafından ticari defter ve kayıtlar ibraz edilmemiş, davalı tarafından sunulan kayıtların ise kendisi lehine delil teşkil ettiği anlaşılmıştır. Davalı yanın ticari kayıtlarına göre, davalı tarafından davacı yana —- tutarında mal satışı yapıldığı, davacı tarafından da —– tutarında ödeme yapılarak cari hesap bakiyesinin sıfırlandığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı yanın ticari defter ve kayıtlarında davacı tarafından ödenen —- bulunmamakta ise de, bu husus tarafların kabulündedir. Aynı şekilde, davalı tarafından davacı yana yapılan —- kayıtlarda yer almamakla birlikte bu iade de davacı yanın kabulündedir. Bu hali ile davacının bakiye alacak miktarı — olmaktadır. Her ne kadar davalı tarafça —- tutarında davacı yana mal teslimi yapıldığı belirtilmiş ise de, kendi ticari kayıtlarında işbu fatura bedellerinin, davacı tarafından ödenen — haricinde yapılan aynı tutarlı ödeme ile ödendiği anlaşıldığından, davalı yanın bu itirazı dikkate alınmamıştır. Bu hali ile, davacı yanın davalıdan —- borçlu olduğu, iş bu tutarın dava tarihi itibari ile —-karşılığının —– olduğu, davacı tarafça alacağa avans faizi isteminde bulunulduğu, ancak faiz başlangıç tarihinin belirtilmediği, bu hali ile kabul olunan alacak miktarına dava tarihinden itibaren avans faizi işletilebileceği kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere —– gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere bu gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
—- alacağın dava tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 2.893,28 TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 1.511,75 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.381,53 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça yatırılan 1.511,75 TL peşin harç, 25,20 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.536,95 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 2.033,00 TL bilirkişi ücreti, 167,00 TL posta gideri ve 2.200,00TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %48 oranında olmak üzere 1.056,00 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5.Davalı tarafından yapılan 1.467,00 TL bilirkişi ücreti, 79,50 TL posta gideri ve 1.546,50 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %52 oranında olmak üzere 804,18 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 6.306,18 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 6.801,42 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ———– nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.16/02/2021