Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1054 E. 2018/807 K. 17.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/1054 Esas
KARAR NO : 2018/807

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 05/06/2013
KARAR TARİHİ : 17/07/2018 (Tefhim Tarihi) – 30/07/2018 (Yazılma Tarihi)

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili aracılığı ile Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben verdiği dava dilekçesinde özetle; davacının 11/04/2012 tarihinde … hattında çalışmakta olan ………. plakalı minibüse binip ve ücreti vererek yolculuk etmeye başladığı, söz konusu minibüs şoförünün aşırı hız yaparak ve gerekli takip mesafesini korumadan hareket etmesi nedeniyle kaza meydana geldiği, kaza neticesinde davacının yaralandığı, gördüğü tedavilere rağmen tam iyileşme yaşanmadığından kırık uzuvların ağrılarının devam ettiğinden bahisle doğan maddi ve manevi zararının giderilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında davacı vekili istifa etmiş, davacı asil tarafından dava takip edilmiştir.
Davalı ……… vekili cevap dilekçesinde özetle; aynı olay ile müvekkilleri hakkında İstanbul Anadolu ….. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/602 E. Sayılı dosyasından ve yine İstanbui Anadolu…… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/466 E. Sayılı dosyasından da davanın devam ettiği, usul ekonomisi açısından üç davanın birlikte görülmesinin zaruri olduğunu, davaların birleştirilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin kazaya karışan ……plakalı aracın sahibi olduğunu, müvekkilinin sahibi bulunduğu aracın ……. Türk Sigorta şirketi tarafından kaskolandığı, bu nedenle kasko şirketinin de davaya dâhil edilmesi gerektiğini, davanın ihbarını talep ettiklerini, davanın bir tarafı sigorta şirketi olduğundan davaya bakmakla görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkiline yükletilen kusur oranını kabul etmediklerini, kazaya neden olan etkenlerin ve davacının zararının artmasında herhangi bir kusurunun olup olmadığının ayrıca davacının içinde bulunduğu aracın zararın artmasında kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılarak yeniden değerlendirilmesini ve yeniden kusur incelemesi yapılması gerektiği, istenilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili sunduğu beyan dilekçesinde özetle; poliçe limitinin kişi başına 225.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, teminatın kazadaki kusur ve maluliyet durumuna göre ödenebilir olduğunu, davacı tarafça tüm belgeler sunularak talepte bulunulmadığını, tedavi giderlerinden herhangi bir sorumlulukları bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’ye usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmasına rağmen davalı duruşmalara katılmamış ve davaya ilişkin herhangi bir cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davanın tevzi edildiği İstanbul Anadolu …… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 13/11/2013 tarihli 2013/156-126 Esas ve Karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek dosya Mahkememize gönderilmişitr.
Davacının maluliyetine ilişkin olarak ATK ……. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 04/04/2016 tarihli … sayılı raporda özetle; davacının geçirdiği trafik kazası nedeniyle maluliyet oranının % 13,2 olduğu ve tedavi süresinin 4 aya kadar uzayabileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacının maddi zararının miktarı bakımından düzenlenen asıl ve ek raporda; davacının gelirinin asgari ücret olarak alınması ve davalı tarafın tam kusurlu kabul edilmesi halinde geçici iş göremezlik tazminat miktarının 2591,38 TL, meslekte kazanma gücü kaybı zararının 10.880,71 TL olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı tarafça bilirkişi raporundan sonra sunulan ve harçlandırılan 28/03/2017 tarihli dilekçe ile dava değerinin 13241,27 TL’ye arttırdığını bildirmiştir.
Davaya konu kazaya ilişkin olarak İstanbul Anadolu …….. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/861 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davaya konu kaza nedeniyle araç sürücüsü davalı … hakkında dava açıldığı, yapılan yargılama neticesinde, keşif yapılarak alınan bilirkişi raporuna göre davalının tam kusurlu olması nedeniyle cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği Mahkeme ilamının kesinleştiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin trafik kazası nedeniyle doğan maddi ve manevi zararın tazmini olduğu, davacının yolcu olarak bulunduğu, davalıların sürücü, malik ve sigortacısı olduğu aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle doğan maddi ve manevi zararının tazmini talep ettiği davalılar tarafından davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Davacının meydana gelen kazada yolcu olması sebebiyle herhangi bir kusurunun bulunmadığı, bununla birlikte ceza yargılamasında alındığı bildirilen bilirkişi raporunda dosyamız davalısı …’nün asli kusurlu olduğunun tespit edildiği dikkate alındığında, davalıların davacının zararından sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Davacının maluliyetine ilişkin rapora binaen düzenlenen hesap bilirkişisinin raporunun denetime ve hüküm vermeye elverişli olduğu görülmekle, maddi zarar bakımından bilirkişi raporu ve davacının ıslah dilekçesi hüküm kurulurken dikkate alınmış ve maddi tazminata ilişkin talebinin kabulüne karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır. Manevi tazminat talebi bakımından; kazadaki kusur durumu, tarafların sosyo ekonomik durumları ile birlikte davacının maluliyet oranı dikkate alınarak manevi tazminatın kısmen kabulüne ve her ne kadar kazaya karışan araç minibüs ise de davacı tarafça faizin niteliği belirtilmediğinden yasal faize hükmetmek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile;
13.241,27 TL’nin davalılar … ve … dan kaza tarihi olan 11/04/2012 tarihinden itibaren davalı … şirketi bakımından dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili davacıya ödenmesine,
2- Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 8.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … dan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
3- Maddi tazminat talebi bakımından alınması gereken karar ve ilam harcı 904,38 TL olduğundan peşin yatırılan 37,60 TL harç ile 42,00 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan 824,78 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- Manevi tazminat talebi için alınması gereken karar ve ilam harcı 546,48 TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
5- Davacı tarafça maddi tazminat talebi için yapılan 37,60 TL peşin harç ile 42,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 79,60 TL harcın davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6- Davacının iş bu dava için yaptığı 800,00 TL bilirkişi ücreti, 572,30 TL tebligat ve posta giderinden ibaret toplam 1372,30 TL yargılama giderinin (manevi tazminat talebine ilişkin olarak özel bir masraf yapılmadığı da dikkate alınarak) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
7- Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat talebi bakımından reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ……’nin 10/2 ve 10/4.madde ve fıkraları dikkate alınarak belirlenen 240,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’a ödenmesine,
Dair, davacı asil ve davalı …… vekilinin yüzüne karşı, davalılar … ile … vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı..