Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1031 E. 2021/494 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1031 Esas
KARAR NO : 2021/494
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 18/02/2014
KARAR TARİHİ : 07/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi özetle ; müvekkili ile davalı firma arasında —– tarihli bir marka kullanım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre müvekkili derneğin davalı şirkete % 22 oranında—— hisseye sahip olduğunu, sözleşme ile marka hakkının kullanımının —– yıl süre ile ve —- üretim ve işletme ruhsatını alabildiği doğal kaynak suları ile sınırlı olmak kaydıyla davalıya bırakıldığını, sözleşmenin 6. maddesi ile bu hakkı sadece marka kullanım hakkını elde eden —— kendisinin kullanabileceğinin, kullanımını doğrudan veya dolaylı o arak başkalarına devredemeyeceğinin ve kullandıramayacağının, açık veya zımni olarak marka hakkının kullanımı anlamına gelen iş ve işlemlerde bulunamayacağının ve sözleşme yapılamayacağının kararlaştırıldığını,—– tarihli müfettiş raporu ile davalı firmanın bu maddeye aykırı davrandığının saptandığını, yapılan incelemelerde ——- arasında—– ibaretini yaptığı ürünlerin—–tarafından —— fabrikada üretilmesi, tıketiciye ve/veya alt bayiye satılması hakkında——- akdedildiğini, bu sözleşme ile kar oranı sıfıra yakın tutularak şirketin zarara uğratıldığını, yine—- aynı tür sözleşmeler yapılarak—— satışın firma dışına çıkarıldığının öğrenildiğini, sözleşme ile davalı şirketin —— devredileceğinin vaat edilmiş olduğunu, ancak bu işlemin devir-temlik sözleşmesi ile yapılması gereğine rağmen bu usule uyulmadığını, devredilen —- hisselerine karşılık şirket—– borçlu imiş gibi gösterilerek kurumun—— bila bedel ortak olduğu hisseler için —- — alacaklı duruma getirilerek sözleşmenin ihlal edildiğini, firma ——-sonu kapanış itibari ile —- gözükmesine rağmen kasada—– bulunduğunu, vergi usul yasasına aykırı olarak ortaklara sürekli müşteri çeki çıkışı ve kasadan nakit ödeme yapıldığını ve buna rağmen şirketin ortaklara borçlu gibi gösterildiğini, şirketin ticari ilişkisi bulunmayan —— dahil bir takım firmalara ödemeler yaptığını, şirketin yan firmalar kurduğunu, ürünlerini düşük fiyattan bu firmalara sattığını ve asıl karın bu yan firmalarca yapıldığını, bayilerden alınan teminatların bu yan firmalar üzerine geçirildiğini ve buna rağmen firmanın bayilere borçlu gibi gösterilerek onlara entia gönderildiğini, sözleşmede yasaklanmış olmasına rağmen satımların yan firmalara yaptırılarak şirketin zarara uğratıldığını, stok hesaplarının kontrol—— şekilde yapıldığını, şirket emtialarının önce başka yan firmalara satıldığını ve daha sonra bu emtiaların kullanılmak üzere yüksek fiyatlar —– kiralanarak şirketin zarara uğratıldığını, —— adlı bir firmadan yüksek fatura mukabili hizmet alınmasına rağmen bu hizmetlerin mevcut ol madiğini, firmanın aşırı borçlanmaya tabi tutulduğunu, aleyhine onlarca dava ve icra takibi bulunduğunu, şirket hesaplarının ayrı iki defterde tutulduğunu, şirketin zarara sokulduğunu, müvekkilinin kar payının eksik hesaplanması için her türlü yola başvurulduğunu,—- defter kapanış kaydında olmamasına rağmen, yönetici ortak—— borç alınmış gibi ——- bu paranın şirket karı dışına aktarıldığını, davalı tarafından —- hissedar —– diğer hissedar—– ayrıca şirket hissedarı olmayan —- nakit aktarımı yapıldığını, —-yıllarında ortaklardan—– ve ortak olmayan elay—– para girişi yapıldığını, —– üzerine kayıtlı—– adet —- daha önce bedelsiz olarak —– inandırıldığını ancak —– firmasına tılarak bu araçların aylık—- karşılığında kiralandığını, yapılan kira —- göre araçların tüm—— tarafından üstlenilmesi sağlanılarak —–aracılığı ile şirketten para çekildiğini ve bundan—- gördüğünü, —- tarafından kesilen toplam —– —-adet fatura için —– ve onarımı olarak giriş —- olduğu halde söz konusu faturalarda belirtilen mal ve hizmet unlarının fabrika alanında fiilen gerçekleştirilmediğinin şirket için hizmet inan yeminli mali müşavir tarafından belirtildiğini, bayilerden alınan nakit ve senetli teminatların karşılığının olmadığını, sözleşmenin—- ve devamında müvekkili derneğin yıllık kar payının —- yılına ait kar payı olan—- içerisinde ödenmesi,—–ait kar payının—- tarihinde ödenmesi ve şirket tarafından her yıl ——- ayında halka dağıtılmak üzere müvekkili ———– diğer illere de —- teslim etmesi kararlaştırılmış olmasına rağmen bu edimlerin hiç birinin yerine getirilmemesi üzerine —– dosyası ile—– sayılı dosyası ile —- alacak davası açıldığını,—– de marka hakkının kullanımının engellenmesi için dava ikame edilmiş olduğunu,——sayılı dosyası ile taraflar arasındaki—– tarihli sözleşmenin feshi için dava açılmış—– feshine karar verildiğini, süreç içersinde firma işyerinde aynı——firmalar kurulduğunu, şirketin içinin boşaltıldığını,——— göre şirketin hiçbir malvarlığı bırakılmadığını, müvekkili adına —- gelmeye başladığını iddia ederek;—- kurallarına aykırılık —- nedenlerin varlığı sebebi ile davalı firmanın feshine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi özetle ; Davacının—– tarihli son sözleşme ile de — oranındaki şirket hisselerine bağış yolu ile sahip olduğunu, bu hisselerin imtiyazlı hisseler—– bedelle mevcut hissedara devredildiğini, imtiyazlı yapısı değerlendirilmeden dahi davacının marka kullanım hakkı karşılığı bağış olarak aldığı değerin yaklaşık —– olduğunu, davalının bu ortaklık için büyük külfetlere katlandığını, davacının kusurlu ve kasıtlı haksız eylemleri nedeniyle birçok dava ile muhatap olmak zorunda kaldıklarını, davacının feshe ilişkin tüm iddialarının haksız ve davacının tüm eylemlerinde kusurlu olduğunu, davacının sürekli haksız tacizlerde bulunduğunu, sözleşme konusu edimlerin ifasını kendi kusuru ile imkansız kıldığını, birçok kez —– durdurma talepli başvuru yaptığını ve yeni iktisap edilen bir şirketin sağlıklı çalışmasına kendi kusuru ile—– olduğunu, davacı tarafından yayınlatılan yalan haberler nedeni ile su satışlarında —–oranında olağanüstü bir düşüş yaşandığını ve bu hususun davacının bu ortaklıktaki açık kusurunu gösterdiğini, fesih sebebini meydana getiren kusurlu şirket ortağının bu davayı açmaya hakkının bulunmadığını, sözleşmenin —– düzenlenmiş olan marka kullanım hakkının devredilemeyeceğine ilişkin hükmün—- anlaşma yapılarak ihlal edildiğine ilişkin iddianın davacının kötü niyetini ortaya koyduğunu, zira —- yapılan anlaşmaya bizzat davacının onay verdiğini, davacının bu hususu —– karar sayılı dosyası nezdinde de ifade ettiğini, ancak mahkemenin bu davada davacının muvafakati nedeniyle bu hususunun fesih gerekçesi olamayacağına hükmettiğini, taraflar arasındaki sözleşmeler incelendiğinde —— sözleşmesi ile gerçekleştirileceğine ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığını, davacı kurumun —- hissesinin sağlandığını ve hissenin halen davacıda bulunduğunu, davalı şirketin— firmalar kurup şirketi zarara soktuğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının yan şirketler olarak ifade ettiği şirketleri çok iyi bildiğini,—– yılında şuandaki hissedarları şirket hisselerini devralmadan önce davacının yan şirketler olarak ifade ettiği şirketlere ortak olduğunu, ——- hiçbir usulsüz işlemin içinde olmadıklarını ve davacının malumatı dışında da hiçbir işlem yapmadıklarını, şirketin içinin boşaltılması gibi bir durumun söz konusu olmadığını aksine ortaklar ve ortakların sahibi olduğu diğer şirketlerin para aktarımında bulunduklarını, bayilerden alınan nakit ve senetli teminatların karşılığının bulunmadığı iddiasının da haksız olduğunu, muaccel olup ödenmemiş hiçbir teminat borcu bulunmadığını, davacının yapmış olduğu şikayetler nedeniyle şirketi çalışamaz hale getirdiğini savunarak; haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava ; davalı şirketin—– oranında hissedarı olan davacı tarafından TTK’nun 531. maddesi hükümlerine göre davalı şirketin feshi istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek, kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır.
Düzenlenen bilirkişi raporu ve ek raporları gerekçeli ve denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu ve ek raporları , tarafların iddia ve savunmaları hep birlikte değerlendirildiğinde;
Davalı —- numarasıyla kayıtlıdır.
Davalı şirket —tarihinde tescil edilerek —- ünvanı ile kurulmuştur.—– ilân edilmiştir. Davacı—- kurucu ortağı değildir.
Daha sonra—- tarihinde tescil edilen ana sözleşme tadili ile şirketin ünvanı—– olarak değişmiştir. Bu değişiklik —– tarihli —sayılı —- yayımlanmıştır.
—- sonra şirket nev’i değiştirerek anonim şirkete dönüşmüştür. Bu şekilde ünvanı —– taihinde tescil edilmiş, —– yayımlanmıştır.
Bunun akabinde —- tarihinde yapılan tescil ile şirketin ünvanı bu sefer—— değiştirilmiştir, bu—– edilmiştir. Bu unvan değişikliği yapıldığı sırada davacı—- henüz ortak olmamıştır.
—- tarihinde tescil edilen sermaye ile ilgili ana sözleşme maddesine göre de davalı şirketin sermayesi — olup, davacı—-sermaye payı bulunmaktadır. Hisse oranı— etmektedir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 531 inci maddesine göre; Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri,—- bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.
Davalı şirket defterlerine göre gayri faal durumdadır. Herhangi bir faaliyeti yoktur. Sabit masrafları sebebiyle zarar etmektedir.
Şirketin uzun bir süredir faaliyetinin olmaması, kâr elde edememesi ve dolayısıyla kâr dağıtımı yapamaması, ayrıca ortaklar arasında ihtilâf bulunması, davacı ortağın fesih talebi için yeterince haklı neden oluşturmaktadır. Ortakların bir araya gelerek, müştereken şirketin faaliyetini sürdürme olanağının kalmadığı da anlaşılmaktadır.
Bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davalı şirketin fesih ve tasfiyesi için şartlar oluşmuş gözükmektedir.

Davalı şirket vekili savunmasında; davacının yapmış olduğu şikayetler nedeniyle şirketin çalışamaz hale geldiğini” öne sürmüştür. Davalı taraf, bu ifadesi ile gayri faal hale gelinmesine gerekçe olarak davacının tutumunu göstermiş olmaktadır. Bu durum; davacının ortaklıktan çıkarılması halinde de, şirketin faaliyetini sürdürme ihtimalini gündeme getirmektedir.
Şirket ile ortaklar arasında veya ortakların kendi aralarındaki uyuşmazlıklarda şirketin varlığını sürdürmek esas olup, bir ortağın alınan kararların iptalini veya teminat gibi hukuki yollar mevcut ise öncelikle bu yollara başvurulması gerekir.——
Davalı taraf bir anonim şirkettir ve davalı şirketin haklı nedenle fesih koşulları oluşmuştur. Bu durumda davacının ortaklıktan çıkarılmasının daha uygun olacağı belirlenmekle; davalı şirketin fesih ve tasfiyesi yerine davanın alternatif çözüm yöntemi olarak davacının ortaklıktan çıkarılması suretiyle kabulü ile karar tarihine en yakın tarih itibariyle rayiç değerlere ve davacının hissesine göre hesaplanan —– davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere :
1-DAVANIN KABULÜ ile ;
TTK’nun 531. Maddesi gereği davacının davalı şirket ortaklığından çıkmasına,
—- ayrılma akçesinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
HARÇLAR
2-Alınması gerekli 26.961,19 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
VEKALET ÜCRETİ
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
YARGILAMA GİDERLERİ
4-Davacı tarafından sarf edilen 7.150,00 TL Bilirkişi ücreti ve 398,25 TL Posta ücreti olmak üzere toplam yargılama gideri olan 7.548,25‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile——Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/04/2021