Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/291 E. 2018/125 K. 01.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2013/291 Esas
KARAR NO : 2018/125
DAVA : İtirazın İptali (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2013
KARAR TARİHİ : 01/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle ; Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin işyerinin davalı … şirketine ……….. no.lu ………. Sigorta poliçesi ile sigorta edildiği, müvekkili şirkette 17.06.2012 tarihinde yangın meydana geldiği, bununla ilgili davalı şirket tarafından …… no.lu hasar dosyasının oluşturulduğu, yapılan ekspertiz çalışması üzerine, hasar bedelinin 262.000.00 TL civarı belirlendiği, müvekkilinin gerçek zararı 511.000,00 TL olduğu halde gerçek zararın karşılanmadığı, müvekkili tarafından bu konu ile ilgili ……….. Noterliği’nin……. tarih ve …. yevmiye no.lu ihtarnamesinin gönderildiği, ihtarnamenin davalıya 05.11.2012 tarihinde tebliğ edildiği, bu ihtara rağmen davalı … şirketinin müvekkilinin zararını ödememesi üzerine davalı şirket aleyhine İstanbul Anadolu 14. İcra Müdürlüğü’nün ……. E. sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığı, davacının icra dosyasından gönderilen ödeme emrine borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, itiraz dilekçesinde müvekkili şirketin davalı şirkete usulüne uygun bir başvuruda bulunmadığının, hasarla ilgili alacağı ispatlayan belge de sunulmadığının belirtildiği, oysa müvekkilinin 19.09.2012 tarihli dilekçesiyle üretim ve tüketim durumlarını gösteren ve hasara uğrayan zayi olan hammaddelerin niteliklerini ve dayanak faturaları da davalı … şirketine sunduğu, hasarın 511.000,00 TL olduğunu belgelendirdiği, yangın sonucunda tekstil yıkama işinde kullanılması zorunlu olan hammaddelerin ve kimyasal ilaçların büyük bir kısmının yanarak hasar gördüğü veya bazılarının kimyasal özelliklerinden dolayı oluşan yüksek ısı sebebiyle kullanılamaz hale geldiği, yangın sırasında hammadde ve yıkamada kullanılan kimyasal ilaçlann bulunduğu depo kısmının duvarlarının hasar gördüğü, klima ve soğutma tertibatının hasar gördüğü, itfaiyenin su sıkmasından dolayı işyerinin dekorasyonun, asansörünün kapı ve camlarının kırılmış olduğu, yanan hammaddelerin ve kimyasal tanklardan sızan ilaç ve hammaddelerin hasar gördüğünün tespit edildiği, sigorta Eksperinin, Rapor’unda müvekkili şirketin hammadde ve kimyasal ilaç stoku yokmuş gibi rapor düzeniemış oiduğu, tkspertiz Raporundaki en önemli eksikiığin kımyasai hammaddelerin raporda oiması gerekenden çok az gösterilmesi ve bazı olmazsa olmaz (tekstil yıkama işinde o hammadde yoksa yıkama yapılamayacak özellikte olan) nitelikteki hammadde ve kimyasalların hiç stokta bulunmadığı şeklinde rapor düzenlenmesi sebebiyle işbu davaya konu alacağın doğduğu, bu yangın sebebiyle davalı … şirketi 17.08.2012 günü avans olarak 150.000,00 TL yaklaşık iki sonra ise 19.10.2012 tarihinde 112.405,87 TL’nı ibraname karşılığı müvekkili şirkete ödediği, bu ödemeler sırasında alınan ibranamenin Yargıtay kararları ve yasalara göre makbuz hükmünde olduğu, zira davalı … şirketinin müvekkilinin zor durumundan faydalanarak ibraname karşılığı ödeme yaptığı, yangın hasar resimlerine bakıldığında yangın mahallinde, yerlerde akmış, balçık haline gelmiş hammaddeler ve kimyasal ilaçîann açık ve seçik olarak görüldüğü, müvekkili şirkette bulunan ve hasara uğrayan hammadde ve kimyasal ilaçlardan aşağıdaki liste yer alan bazılarının miktar olarak eksik gösterildiği, bazılannın ise hiç bulunmadığının belirtildiği, oysa müvekkili şirket stoklarında bu malzemelerin bulunduğunun fatura ve belgelerle sabit olduğu gibi, yangın sonrasında çekilen resimlere de yansıdığı şekliyle PVC’den yapılma tankları eriyen veya erimezse de kimyasalları, oluşan ısı yüksekliği sebebiyle özellik kaybeden çokça PVC bidon bulunduğu ve kimyasal ve diğer hammadde içeren tankları birbirine ve yıkama makinelerine bağlayan plastik boru ve tesisat yandığı için içi boşalmış birçok tankın olduğunun görüldüğü, Ekspertiz Raporu’ndaki en önemli yanlışlığın, yıkama işinde en çok kullanılan ve o olmazsa olmaz nitelikte bulunan NÖTR TÜENZİM hammaddesinin müvekkil! şirket stoklarında hiç bulunmadığı şeklinde rapor düzenlenmesi olduğu, ayrıca yapılan hesaplamaların da yanlış olduğu, Eksper’in kimyasal hammaddeleri hasar anında yeterince sorgulamadığı, sadece hasar talep listesi istemesi neticesi tatmin olmadığını söyleyerek reddettiği diğer sal hammadde talep listesi toplamı nötr tüenzim dahil olmak üzere 259.800,00 TL olduğu, bu maddelerden bir kısmının da yangın sonrasında mevcut olmasına rağmen ısı yükselmesinden zarar gören ve kullanılamayacak hale gelen hammaddeler olduğu, bu hammaddelerin ısı ile ilgili teknik özelliklerinin davalı … şirketine daha önce sunulduğu, bir kısmının ise yangın esnası faaliyetleri neticesinde sıkılan tazyikli su sebebiyle su ile birlikte sızdığı ve yerlere döküldüğü, yanan tank ve bağlantı tesisatı resimleri ve yangın yerinde görünen balçık ve hammadde kalıntılarının bunlara ait olduğu, müvekkili şirket yetkililerinin yangın ve sonrasında tamamen hasarın minimuma indirilmesi konusunda bütün çabaları gösterdiği, yanın mahallinde hasara uğravan 3. kişilere ait yıkaması yapılan denim kotları tekrar çok düşük bir bedelFe yıkadığı, yangın yeri temizliğini sigorta şirketi yetkililerinin yaptığı pazarlığın çok altında bedellerle ve tamiratları en düşük bedelle yaptırdığı, davalı … şirketine gönderilen ihtarnamede, daha önce müvekkili şirketçe sunulan ek 1 belgeleri de dikkate alınarak kimyasal hammaddelerle ilgili zararın müvekkili şirketin talebi doğrultusunda ve bakım onarım ile alakalı da eksperin takdir ettiği yenilenme/kullanım ömrünün uzaması gerekçesi ile yapmış olduğu kesintiler de dâhil olmak üzere hasar talep bedeli olan 511.382,00 TL’nın ödenen kısım düşüldükten sonra kalan miktar olan 248.976,12 TL’nın ve hasarın gerçekleştiği tarih olan 17.06.2012 gününden itibaren hasar tazminatın sigorta şirketince ödenmesi gereken yasal süreden sonra yapılan yani 2.8.2012 tarihinden sonra yapılan tüm bütün ödeme miktarına tekabül eden meblağın ticari işlere uygulanan en yüksek orandaki reeskont avans faizi ile birlikte bu ihtarnamenin tebliğ edildiği tarihten itibaren 3 iş günü içinde müvekkilinin hesabına ödenmesi hususunun ihtar edildiği, aksi takdirde icra takibi yoluyla talep edileceği belirtilmesine rağmen davalının herhangi bir cevap vermediği, yapılan icra takibine de haksız olarak itiraz edildiği belirtilerek, davanın kabulü ile itirazın iptali ve takibin devamına, kötüniyetli itiraz nedeniyle alacağın %20’si kadar icra inkâr tazminatının ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde ; Davalı … şirketi vekili tarafından sunulan 11.06.2013 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketçe sigortalı…….. firmasına ait işyerinin 03.12.2012/2013 tarihileri arasında……no.lu ……. Sigorta Poliçesi ile yangın rizikolarına karşı sigortalandığı, iş yerinde 17.06.2012 tarihinde meydana gelen yangın sebebiyle hasar oluştuğu, işbu hasarın sigortalı tarafından ihbarı üzerine müvekkili tarafından hasar dosyası açıldığı, yangının 17.06.2012 günü saat 18.00’dan itibaren başladığı, Ekspertiz incelemesinin 18.06.2012, 20.06.2012, 06.07.2012, 10.07.2012, 1? 07 2012 günlerinde yangın yerinç 5 kez gidilerek yapılabildiği, bunlar dışında sigortalı şirkçt temsilcileri ile 03-08 2017, 08.08.2012, 11.08.2012, 13.08.2012 günlerinde toplantı yapıldığı, müvekkilinin “sigorta şirketi olması hasebiyle hem TTK’nın hükmettiği basiretli tacir gibi hareket ettiği, hem de sigortalısının hasarını tam ve doğru hesaplayabilmek ve ödemek maksadı ile bütün hassasiyeti iyiniyetli olarak gösterdiği, bu nedenle davacının kötüniyet iddialarının hiçbirinin yerinde olmadığı, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22/17. maddesi hükmüne göre yetkili ve görevli eksperler tarafından tanzim edilen raporların delil niteliğinde olduğu, kamu mercilerine sunulduğundan yazılı delil niteliğinde olduğu, HMK.m. 201 hükmü ile yazılı delilin aksinin tanık ile ispatlanamayacağı, eksper raporunun müvekkili şirkete 13.08.2013 tarihinde sunulduğu, sigortalı davacının itirazları devam ettiğinden. 6102 sayılı TTK.m. 1427/3 gereğince 17.08.2013 tarihinde 150.000,00 TL avans ödemesinin yapıldığı, sigortalının eksper raporunun 5. sayfasının 3. paragrafında açıkça, sigortalı ile ekspertiz protokolü yapıldığı, protokolde emtiaların, makineler ve değişen parçaların sigortalı muhafaza edileceği hususunda sigortalı yetkilisi …….. ile mutabık kalındığının ve imza altına alındığının, bidonlarda herhangi bir hasar oluşmuşsa ekspere gösterilmesinin istendiğinin ancak sigortalı yetkilisinin hasarlı emtiaları attığını ifade ettiğinin belirtildiği, bu babtan anlaşılacağı üzere, yetkili ve görevli eksperin incelemesini geç tamamlamasının sebebinin bizatihi davacı sigortalı olduğu, müvekkilini süresinde hasar tespiti yapamayıp kanuni yükümlülük olarak avans ödemesi yapmaya sigortalı davranışının ittiği, öbür yandan sigortalının bu davranışının 6102 sayılı TTK.m. 1447. maddesine aykırı olduğu, işbu kanuni yükümlülüğün yerine getirilmemesinin yaptırımı da, aynı hükmün 2. bendi gereğince, ödenecek tutarın artmasına sebebiyet verilmişse, tazminattan indirim yapılması şeklinde açıklandığı, tazminatta indirimi dahi hak eden sigortalının huzurdaki davadaki kötüniyet tasvirinin buna dayanan taleplerinin somut normlara aykırı olduğu, hasar tazminatının yarısından fazlasını ödeyen müvekkili şirketin yükümlülüklerini yerine getirmemekte ısrar eden sigortalısına mütemerrit duruma düşmemek için 17.10.2012 tarihli “Bakiye Hasar İbranamesi ve Tazminat Makbuzu” başlıklı sözleşme ile geri dönüşümsüz olarak ibra edildiği, bunun TBK.m. 132 gereğince borcu ortadan kaldırma niteliğini haiz bir sözleşme olduğu, işbu belgenin kaşe ve imzası ile tasdik ederek müvekkiline veren davacı sigortalının, müvekkilinin poliçeden kaynaklanan borcunu ortadan kaiaırdığı, bahsi geçen ve ekte sunulan ibranamenin makbuz niteliğinde olmadığı, dava dilekçesinde anılan makbuz niteliğinin KTK’na göre düzenlenen sorumluluk poliçelerine ilişkin olduğu, huzurdaki davada uygulama yerinin bulunmadığı, işbu ibranamenin geçersiz olduğunu iddia ediyorsa, davacının TBK.m. 28 vd. hükümlerinde düzenlenmiş olan hukuki sebepleri ispatla mükellef olduğu, huzurdaki davada ile alakası bulunmayan KTK hükmüne dayanarak ibranamenin geçersizliğini ileri sürmesinin dinlenemeyeceği, davacının tazminat hesabında eksiklik olduğunu (hatta hiç hesaba katılmadığı) belirttiği Nötr Tüenzim hammaddesine ilişkin olarak eksper raporunda, sigortalını ilk talebinde hasarlanan ve 3.500 kg’yi havi nötr tüenzimin değerlendirmeye alındığı, sonradan sigortalının fiziki imkansızlıkla malul ve 16.090 ky’lik talebinin gerçek uiŞi olduğunun vurgulandığı ve görsel olarak ispatlandığı, hal böyle olunca davacının özellikle vurguladığı eksikliğin tamamen afaki, fizik kurallarıyla bağdaşmayan, belgelerle ispatlanamayan bir iddiadan öteye geçmediğinin anlaşıldığı, yangın poliçesinde belirtilen teminat bedelinin, sigortacının tam zıya halinde ödemekle yükümlü olduğu üst limit olduğu, yani yangın sigortasının meblağ sigortası olmayıp, bir zarar sigortası olduğu, sigortalının tam zararının karşılandığı, sigortanın hiçbir şekilde zenginleşme aracı olamayacağı belirtilerek, davanın reddi, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesi, davacının yüzde 20’den az olmayan icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava ; Sigortalının işyeri sigorta poliçesine dayanarak sigortacı aleyhine başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Davacının ; Üsküdar 3. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı icra dosyası ile 4.900,00 TL asıl alacak, 396,84 TL işlemiş faiz, 248.976,00 TL asıl alacak, 20.163,64 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 274.436,47 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibine başladığı, davalının süresinde itiraz ettiği ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek, kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır.
Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu, ve ek raporları, tarafların iddia ve savunmaları, takip dosyası hep birlikte değerlendirildiğinde;
06.12.2012 tanzim tarihli …….. Sigorta Poliçesi incelendiğinde: İşyeri poliçesi niteliğinde olup, işbu poliçenin gerek mal ve gerekse sorumluluk sigortalarını birlikte içeren ve her iki sigorta türünün kapsamına giren çeşitli rizikoları teminat altına alan bir poliçe olduğu,
Mal sigortası türü bakımından, işyerinin bulunduğu binanın değil, binanın (işyerinin) içinde bulunan demirbaş, makine, emtia, dekorasyon, yazıhane eşyaları vs. muhteviyatın teminat altına alındığı,
Söz konusu poliçe ile bina içinde bulunan sigorta konuları bakımından yangın, deprem, doğal afetler, GLKHKNH ve terör, sel ve su baskını, yer kayması, enkaz kaldırma, hırsızlık, kira kaybı, alternatif işyeri masrafları, cam kırılması, fiziksel zararlar için teminat verildiği; sorumluluk sigortası kapsamında ise, komşuluk mali sorumluluk, kiracı mali sorumluluk malikin kiracıya karşı sorumluluğu, işveren mali sorumluluk, ferdi kaza gibi teminatların verildiği,
Poliçenin 03.12.2011 – 03.12.2012 tarihleri arasındaki rizikoları teminat altına alması ve sigorta poliçesine konu işyerinde meydana gelen yangın rizikosunun 17.06.2012 tarihinde gerçekleştiği de göz önüne alındığında, rizikonun sigorta teminatının verildiği tarih aralığında gerçekleştiği,
Taraflar arasında, davacıya ait işyerinde 17.06.2012 tarihinde yangın rizikosunun meydana geldiği konusunda bir ihtilaf mevcut olmadığı,
Sigortalı işyerinde 17.06.2012 tarihinde malzeme deposunun tavan kısmından geçen elektrik tesisatının kablo bağlantı yerlerinde herhangi bir nedenle oluşan kısa devrenin kablo izolelerini eritmesi sonucu düşen kıvılcımların altta bulunan kolay yanıcı maddeleri tutuşturmasıyla yangının başlangıç olayının meydana geldiği, bu çerçevede yangının yayılarak işyerinde bulunan emtia, dekorasyon, demirbaşlara vb. çeşitli zararlar verdiği taraflar arasında bu konuda bir ihtilaf olmadığı, bu çerçevede, davaya konu yangın rizikosunun, meydana geliş şekli itibariyle, taraflar arasındaki sigorta poliçesi kapsamına dâhil olduğu ve işbu yangın sebebiyle zarar gören emtia, demirbaş, dekorasyon, boya, badana ve yazıhane eşyaları gibi sigorta konularının teminat kapsamında olduğu,
Davalı … şirketinin 17.08.2012 tarihinde 150.000,00 TL, 19.10.2012 tarihinde 112.405,87 TL olmak üzere, davacıya toplam olarak 262.405,12 TL ödediği, davacı tarafın 17.06.2012 tarihli yangın sebebiyle işyerinde meydana gelen zarar tutarının 511.382,00 TL olduğunu, davalı … şirketinin ekspertiz raporundaki hesaplamaya gore (511.382,00 TL – 262.405,12 =) 248.976,88 TL eksik ödendiğinden bahisle icra takibinde 248.976,00 TL ve ayrıca 4.900,00 TL’nı asıl alacak kalemi; 20.163,64 TL’si işlemiş faiz olarak davalı … şirketinden talep edildiği,
Bir zarar sigortası olan yangın sigortasında, sigortacının, kural olarak sigortalısının uğradığı gerçek zarardan sorumluluğu söz konusu olup, riziko neticesinde hasara uğrayan sigorta konusunun hâlihazır durumdaki değerinin ödenmesi esas olduğu, bunun istisnası, tarafların sigorta sözleşmesini ikame bedel (yeni değer) üzerinden akdetmiş olması halinde söz konusu olduğu, dava konusu Poliçenin ikame bedeli üzerinden değil, rayiç bedel esasına göre tanzim edildiği, davacıya ait iş yerinde hasara uğrayan malzemeler, yangının meydana geldiği tarihte kullanılmış 2. El malzeme statüsünde olduğundan, malzemenin eksime tenzili yapılması gerektiği,
Makine, tesisat demirbaş ve dekorasyonlar da oluşan hasarın miktarının Eksper tarafından 120.867,47 TL takdir edilmiş ve sigorta şirketi tarafından buna istinaden 120.867,47 TL ödemede bulunulduğu, 120.867,47 TL tutarındaki zarar bedelinin uygun olduğu, sigortalıya ait emtia hasarının eksper tarafından 78.553,95 TL taktir edildiği, ve sigorta şirketi tarafından buna istinaden 78.553,95 TL ödemede bulunulduğu,
…….Konfeksiyon San. Tic. A.Ş.’ne ait 880 adet pantolon emtiasının hasara uğradığı, bunlara 31,535 TL’lık birim fiyattan toplam 27.750,80 TL kıymet takdir edildiği, bu emtialar için toplam 1.100,00 TL sovtaj tenzili yapıldıktan sonra toplam 26.650,80 TL hasar bedeli takdir edildiği,
Dava dışı …..firmasının ….. Sigorta A.Ş.’den toplam 26.637,00 TL’nı tahsil ettiği, bu nedenle ……firmasına ait emtialarla ilgili zarar, işbu davanın konusunu teşkil etmediği, işbu 26.650,80 TL’lık bedel davacıya ödenen toplam 262.405,87 TL’nın içinde yer aldığı,
Davacının toplam zararının ;
1) 219.265,97 TL iş yerinde yangından zarar gören kısımlar için (faturalı)
2) 32.316,00 TL komşuların zararı için (yangında komşuların gördüğü zarar için) (faturalı)
3) 259. 800,35 TL kimyasallar zararı olmak üzere 511.382,32 TL gösterdiği,
Bunlardan 1. (219.265,97 TL ) ve 2. (32.316,00 TL) faturalı olduklarından kanıtlanabilir olduğu, 3. (259.800,35TL) fatura ile kanıtlanması imkânsız olduğu, sadece giriş faturaları mevcut olduğu,
-Sigortacı tarafından (150.000,00 +112.405,87)= 262.405,87 TL ödenmiştir. -511.382,32 TL – 262.405,87= 248.976,45 TL fark kaldığı,
Davacı tarafın da belirttiği üzere, somut olayda yangın meydana geldikten sonra hasara uğradığı belirtilen emtiaların ve diğer malzemelerin yapılan temizlik neticesinde olay yerinden dışarı çıkarılmış olduğu konusunda bir ihtilaf mevcut olmadığı,
Davacının yangından sonra temizlettiği ve kaldırttığını belirttiği emtiaların ve malzemelerin neler olduğu ve özellikle miktarı konusunda net bir bilginin mevcut olmadığı,
Bunlar dışında, davacı tarafça 5 kamyon civarında olduğu belirtilen ve büyük çoğunluğu kimyasal atık niteliğinde olan bu emtialann (bir atık merkezi vs.) nereye götürüldüğü de dosyadaki bilgi ve belgelerden tespit edilemediği,

Yangın Sigortası Genel Şartları’nın “Rizikonun Gerçekleşmesi Halinde Sigorta Ettiren/Sigortalının Yükümlülükleri” başlıklı B.I. maddesinin 1.4. maddesi gereğince “Zorunlu haller dışında, hasar konusu yer veya şeylerde bir değişiklik yapmamak” sigortalının esaslı yükümlülüklerinden birisi olduğu,
Somut olayda, davacının yangından sonra olay yerini temizletmesi ve enkazın dışarı atılması, koruma önlemi kapsamında bir durum olmadığı, zira yangının gerçekleştiği ve sona erdiği, genel şartlar hükmünün ihlalini teşkil eden ve kusurlu bir davranış olduğu,
Yangından sonra herhangi zarar tespiti yapılmadan, olay yerinin temizletilmesi ve enkazın atılması sebebiyle davacının zararının ticari kayıtlara göre tespitinin mümkün olmadığı,
Dolayısıyla özellikle TTK.m. 1409 (6762 sayılı TTK.m. 1281/2) hükmüne göre, geçerli bir sigorta ilişkisi söz konusu olan hallerde, sigortalanan menfaat üzerinde sigorta ile teminat altına alınan rizikonun gerçekleşmesi halinde sigorta şirketinin meydana gelen zararı poliçedeki teminat sınırları çerçevesinde tazmin etmesi temel kural olduğu, buna mukabil gerçekleşen riziko, poliçe ile teminat altına alınmamışsa, bu konudaki ispat yükümlülüğü de sigortacıya ait olduğu,
Davaya konu olaydaki ihtilaf konusunu, gerçekleşen riziko neticesinde meydana gelen hasar tutarının ne kadar olduğu teşkil etmekte olup, rizikonun meydana geliş şeklinde herhangi bir ihtilaf söz konusu olmadığı, gerçekleşen yangın rizikosunun poliçe teminatı kapsamında olduğu, taraflar gerçekleşen riziko neticesinde tespit edilen zarar bedelinde uyuşamadıkları, esasen ihtilaf, sigortalının rizikodan sonra, YSGŞ’nın B.1.1.4. maddesindeki zorunlu haller dışında, hasar konusu yer veya şeylerde bir değişiklik yapmama yükümlülüğünü ihlal etmesinden kaynaklandığı, fakat dosyadaki deliller gereğince, hasar tespiti yapılmadan olay yerinin temizletilmesi ve enkazın kaldırılması eyleminde davacı sigortalı kusurlu olmakla birlikte, bu eylemin TTK.m. 1409 anlamında kast derecesinde kusur olduğunu da söyleyebilmek mümkün olmadığı,
Davacı tarafın hasar tespitinin eksik şekilde gerçekleştirildiğini belirttiği, davalı … şirketi davacıya belirli bir ödemede bulunduğu, Yargıtay kararları gereğince bu gibi durumlarda, TBK.m. 50/2 (818 sayılı BK.m. 42) gereğince, zarar miktarının olayların olağan akışı ve zarar görenin aldıği önlemleri de göz önünde tutarak zararın miktarının hakkaniyete uygun olarak belirlenmesi gerektiği, dolayısıyla bu durumda, sigortalı işyerinin faaliyet konusu gereğince, bu nitelikte ve faal bir şekilde çalışan işyerinde bulunması gerektiği halde Eksper tarafından kabul edilmeyen emtia ve malzemelerin ne olduğunun ve bedellerinin tespit edilmesinin uygun olacağı,
Bir imalathanede en az 15 günlük stok olmadan pratik olarak üretim olmasının mümkün görünmediği, hammadde giriş miktar ve tarihleri, aynı maddenin tekrar alınması ve aylık üretimler nazara alındığında, karşılanmayan davacının gerçek zararının 18.522,60 TL olduğu, aşan istemini davacının kanıtlayamadığı,
Davacı taraf, bu ödemeler sırasında alınan ibranamenin Yargıtay kararları ve yasalara göre makbuz hükmünde olduğunu, zira davalı … şirketinin, müvekkilinin zor durumundan faydalanarak ibraname karşılığı ödeme yaptığını, ödemelerin yasal süresinden çok sonra yapıldığını, alınan ibranamenin müvekkili şirket yetkilisinin iradesini sakatlayan sebeplerle malul olması sebebiyle geçersiz olduğunu, davalı şirket yetkililerince, ya iflas edeceksin ya da ibraname karşılığı önerilen hasar bedelini alacaksın şeklinde müvekkilinin iradesini sakatlayan zor durumundan faydalanarak ibraname karşılığı ödeme yapıldığını belirttiği,
TBK.m. 28 gereğince “Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini yo da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir. – Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir.”
Yargıtay uygulamasında, aşırı yararlanma (gabin) olgusunun objektif ve sübjektif unsurları üzerinde durulması, davacının gerçekte müzayaka altında olup olmadığının ve tespit edilen gerçek zarar ile tahsil edilen meblağ arasındaki miktar ve orana göre bu miktarın vazgeçilebilir bir miktar olup olmadığının da tartışılarak elde edilecek sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği, belirtilmektedir. Dolayısıyla, tespit edilen gerçek zararla tahsil edilen meblağın karşılaştırılması esas olduğuna göre, tespit edilen 18.522,60 TL’lık zarar tutarı ile tahsil edilen 262.405,87 TL mukayese edildiğinde, tahsil edilen işbu meblağ karşısında, tespit edilen 18.522,60 TL’nın vazgeçilebilir bir meblağ olarak kabulünün mümkün olduğu,
Sübjektif unsurun araştırılması bakımından, yine Yargıtay uygulamasında, davacı şirketin ibraname verdiği tarihte, ibranamede belirtilen miktarı kabul etmesi için ne gibi sübjektif etki altında kaldığı, şirketin o tarihte acilen bu miktarda paraya ihtiyacı olup olmadığının, gerektiğinde şirket kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak belirlenmesi gerektiği,
Davacının incelenen ticari defter kayıtlarına göre yangın hadisesinin gerçekleştiği 2012 yılında dönem karının 18.289,44 TL olduğu dikkate alındığında, davacının, davalı … şirketinden 262.405,87 TL tutarındaki tazminatı tahsil ederken, tespit edilen 18.522,60 TL’nin vazgeçilebilir bir meblağ olduğu, dolayısıyla aşırı yararlanmanın subjektif ve objektif unsurlarının olayımızda gerçekleşmediği, dolayısıyla davacının davalıyla düzenlenen ibraname nedeniyle tazminat talebinde bulunamayacağı belirlenmekle davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KANITLANAMAYAN DAVANIN REDDİNE,
2-Davalinin koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine,
KARAR HARCI
3-Alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.924,30 TL harçtan mahsubu ile, 2.888,40 TL harcın karar kesinleştikten sonra talep halinde davacı tarafa iadesine,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
4-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 20.950,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
5-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarf edilen 8,00 TL posta ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere karar verildi.01/02/2018