Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/1604 E. 2020/60 K. 22.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2012/1604 Esas
KARAR NO: 2020/60
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/12/2012
KARAR TARİHİ : 22/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle ; Müvekkilleri ile davalıların ———- tarihinde ———–beraberce kurduklarını, —-tarihinde ise; ————- kurduklarını, müvekkillerinin hisse devir tarihine kadar her iki şirkette de yaklaşık % —– hisse sahibi olduğunu,
Hisse devir tarihi olan ———– tarihine kadar müvekkillerinin her iki şirkette bizzat yönetimde bulunup şirketlerin büyümesi ve gelişmesi için hem sermaye hem de bizzat şirket yönetiminde çalışarak şirketin büyümesine katkıda bulunduklarını,
Müvekkili——– güvenerek ————— tüm hisselerini güvene dayalı olarak ——— tarihinde bila bedelli ————- bedelsiz ve geri alınmak üzere——— devir ve temlik ettiğini, devir tarihinden sonra …’ın bugüne kadar hisselerini iade etmediğini,——- Ağır Ceza Mahkemesinin ————– E. sayılı dosyası ile yapılan yargılamada …, … ve diğer tanıkların ifadeleri üzerine; Yapmış olduğu araştırma neticesinde—————– 3. kişilere satıldığı ve …’a emanet olarak devredilen hisselerin bir kısmını, çocukları ———- devredildiğinin öğrenildiğini,
Hisselerin güvene dayalı olarak davalılara bedelsiz ve geri iade edilmek üzere devredildiğini, aralarındaki ihtilafın çözülmediğini, daha da derinleştiğini, davalıların, müvekkillerine ait hisselerin bedelsiz olarak devredildiğini Mahkeme huzurunda da ikrar ettiğini, buna rağmen 3. kişilere devredilen ————- devir tarihindeki gerçek ———- değerinin bilirkişi marifetiyle tespit edilerek davalılardan tahsili için iş bu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu,
-Müvekkillerinin ———- dayalı olarak davalılara bila bedel devretmiş olduğu devir tarihinde şirket hissesinin toplam % 50’sine tekabül eden hisselerin telafisi imkansız zararların doğmaması ve davanın konusuz kalmaması için, dava sonuna kadar 3. kişilere devir ve temlikinin tedbiren durdurulması ve müvekkillerinin aleyhine işlemlerin yapılmaması/içrçı ————-yönetici kayyım tayin edilmesine,
-Üçüncü kişilere devredilen ———— devir tarihinde gerçek değerinin bilirkişi marifeti ile tespit edilerek, yıllara göre kar payları da dikkate alınarak davalılardan hisselerin devrinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte şimdilik ——— TL’nin tahsili,
-Müvekkillerinin ——- tarihinde——— bulunan ——– adet hisselerinin, güvene dayalı olarak davalılardan …’a devredilmesi, …’ın da bu hisselerden bir kısmını diğer davalılar eşi ve çocukları üzerine devretmesi sebebiyle, güvene dayalı olarak …’a devredilen ve …’dan da diğer davalılara devredilen hisselerin iptali ile, hisse devir tarihinde devredilen hisselerin şirket hisselerinin toplamında tekabül ettiği oranda, hisse devir tarihinden dava tarihine kadar yapılan sermaye artırımları da dikkate alınarak (şirket hisselerinin % 50’si) müvekkilleri adına tesciline, müvekkillerinin —————–ortalığının devamına, bunun mümkün olmaması durumunda dava tarihi itibariyle devredilen hisselerin nominal (gerçek) değerinin tespiti ile davalılardan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesi özetle ; Davalılar vekili Mahkemeye sunmuş olduğu ——— havale tarihli davaya karşı cevaplarını içeren dilekçesinde; Tedbir talebine ilişkin itirazlarını, dava şartları ve usule ilişkin itirazlarını, zamanaşımı itirazlarını sunmuş olup, esasa ilişkin itirazlarında;
Davacı …’in, davalı …’ın kardeşi olduğunu, diğer davalıların …’ın eş ve çocukları olduğunu, diğer davacı …’in ———– olduğunu, davacı …’in aynı zamanda, müvekkili …’ın yıllar önce fiilen birlikte çalıştığı şeklen iş ortağı olduğunu,
Davacıların dava konusu ve devir ettikleri şirketlerdeki hisselerin gerçek maliki olmadığını, şeklen ortak göründüklerini, bila bedel devretmelerinin nedeninin emaneten kendilerinde duran hisselerin hak sahibine iadesinden ibaret olduğunu,
Şirket hisselerinin emaneten devrinin söz konusu olmadığını, davacının, haksız olarak senet tahsil etme çabası sonuçsuz kalınca huzurdaki davayı açma yoluna gittiğini, davacıların, şirket hisselerini müvekkili …’a, kendi istekleri ile davalıların hiçbir talebi dahi olmaksızın kendiliğinden devrettiklerini, bu hisselerin aynen müvekkili ————– durduğunu, herhangi bir kişiye veya diğer davalılara devrinin söz konusu olmadığını,
Davacılar üzerinde görünen hisselerin gerçekte müvekkili …’a ait olduğunu, davacıların arlarındaki ticari ilişkilere son verildiği için, bedelsiz olarak kendilerine şekli zaruret nedeniyle verilerin hisseleri yine bedelsiz olarak iade ettiklerini,
Taraflar arasında başkaca bir borç alacak ilişkisi bulunmadığını, davacılara, talep ettiği gayrimenkulün ——– fabrika binası mal varlığı devri ve ödemeler yapıldığını, davacıların bugüne kadar hiçbir işlem yapmamalarının da sebebinin bu olduğunu, zira gerçekte alacaklı olan birinin ——— yıl beklemesinin olağan hayat şartları ve kabul edilebilir doğru anlayışına uygun düşmediğini,
Taraflar arasında bir inanç sözleşmesi bulunmadığını, davacıların, hisselerin kendilerine geri verilmesi veya bedelinin tahsili talebinin, hukuki sebebini açıkça izah edememiş olmalarına rağmen, inançlı işleme dayandırılmak istendiğinin anlaşıldığını, inanç sözleşmesi (namı müstear) yasalarda tamamlanmamış olmakla beraber, hukuk sisteminde yargı kararları ile varlığının kabul edildiğini, yine bu kapsamda, inanç sözleşmelerinin ancak yazılı şekilde olabileceğinin kabul edildiğini,
Davaya konu işlemde, davacının iddiasının şirket hisselerinin geri verilmek kaydı ile davalıya devredildiği olduğunu, burada inançlı işlemden bahsedebilmek için, birincisi bir hisse devir sözleşmesinin, ikincisi ise bu hisselerin gerçekte geri iade edilmek üzere devredildiği ve kararlaştırılan edimlerin ifası halinde, hisselerin geri iade edileceğine ilişkin inanç sözleşmesinin bulunması gerektiğini,
Halbuki, dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere, devredilen hisselerin davacılara geri iade edileceğine ilişkin bir inanç sözleşmesi veya yazılı başkaca bir mutabakat bulunmadığını, aksine her iki davacının, tüm şirketlerin hisse devirlerinin hepsinin metninde gayrikabili rücu devir edildiğinin yazıldığını,
——– varlığının tanık vs. başka bir delille ispatının mümkün olmadığını, bu sebeple, arada bir inanç sözleşmesi bulunmaması, inanç sözleşmesinin unsur ve şartlarının da var olmaması nedeniyle açılan davanın reddi gerektiğini,
Davaya konu talep ve işlemler bakımından bir ikrarın söz konusu olmadığını, tanık ifadelerinin ikrar kabul edilemeyeceğini,
Davaya konu hisse devir sözleşmelerinin geçerli olduğunu, davacıların talep ve iddialarının, ———– Ağır Ceza Mahkemesinin ——— E. sayılı dosyadaki beyanları ile de çeliştiğini, zira bu davada, huzurdaki davanın davacısı …’in takibe ve şikayete konu senedi, hisse devirlerinin karşılığı olarak aldıklarını ileri sürdüğünü, bu ifadesi ile taraflar arasında bir inanç ^ödeşmesinin var olmadığını açıkça kabul ve beyan ettiğini,
Hisse devrinin bedelsiz olmasının hukuki sonucunun ancak, bağış hükümleri ile değerlendirilebileceğini, davacıların, bu yönde hiçbir itirazda bulunmadıklarını, bağıştan dönülmesinin 1 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, kaldı ki hisse devri gayri kabili rücu bedelsiz devredildiği için, bu devrin iptali ve bağışın iadesinin de istenemeyeceğini, davacıların her ikisinin de gerek dava konusu ettikleri, şirket hisselerini devrini “gayri kabili rücu devretmiş olduklarının açıkça yazıldığını,
Davanın iyi niyetten yoksunluk nedeniyle de reddi gerektiğini, davacının, sahte senet tazmini ile bir sonuca varamadığı için, haksız ve hukuka aykırı taleplerine başka bir kılıf bulmak için huzurdaki davayı açtığını, aradan —— yıl geçtikten sonra, hisselerin bedelsiz devrine ve geri verilmesine ilişkin talepte bulunulmasının olağan hayata uymadığını,
Kaldı ki, taraflar arasında senet takibinin bulunmasının, davacının ceza Mahkemesinde mahkum olmasının, davacıların iddialarının gerçeği yansıtmadığını gösterdiğini, zira senet takibine ——— tarihinde geçilmiş olmasına ve bu takibe itiraz edilerek, suç duyurusunda bulunulmasına rağmen, davaya konu iddialar bakımından bir yıllık zamanaşımı süresinde dava açılmamasının, davacıların taleplerinin haksız ve kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, ———- açısından da iyi niyetli olmanın esas olduğunu,
Açıklanan nedenlerle; Mahkemece verilecek tedbir kararının kaldırılmasına veya gerçek hisse değeri üzerinden teminat takdirine ve harcın tamamlatılmasına,
Davanın, zamanaşımı, husumet ve dava şartları ile hukuki dayanaktan yoksunluk ve kötü niyet nedeniyle esastan reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava ; güvene dayalı olarak inanç sözleşmesi ile davacıların dava dışı———- hisselerinin davalılardan …’a, ondan da diğer davalılara devri işlemlerinin iptali ile hisselerin davacılar adına tesciline, davacıların şirket ortaklığının devamına, bu mümkün olmadığı taktirde hisselerin nominal ( gerçek) değerlerinin tespiti ile davalılardan tahsili, ayrıca yine ——– ile devredilen dava dışı ————davacı hisselerinin tamamının davalılarca üçüncü kişilere devir ve temlik edilmiş olması nedeniyle şirket hisselerinin gerçek bedelinin tespiti ve hisse devrinden dava tarihine kadar geçen sürede tahakkuk etmiş olan kar paylarını alamamaktan dolayı uğranılan zarar alacaklarından şimdilik ——- TL’nin faizi ile birlikte davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek, kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır.
Düzenlenen bilirkişi raporu gerekçeli ve denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu, tarafların iddia ve savunmaları, takip dosyası hep birlikte değerlendirildiğinde;
Dosyasında fotokopisi bulunan ve hisseyi devir ve temlik eden … ile hisseyi devir ve temellük alan … arasında düzenlenmiş bulunan——– tarihli———–
— Sahibi ———- ait ——– adet hisseyi herhangi bir bedel karşılığı olmaksızın bila bedel olarak …’a bütün hak ve vecibeleri ile birlikte ————- tarihinde gayri kabili rücu devir ve temlik ettiği yazılmıştır.
Dosyasında fotokopisi bulunan ve hisseyi devir ve temlik eden … ile hisseyi devir ve temellük alan … arasında düzenlenmiş bulunan ——- tarihli————
…’in; Sahibi bulunduğu ———— adet hisseyi herhangi bir bedel talep edilmeksizin bila bedel olarak …’a bütün hak ve vecibeleri ile birlikte——– tarihinde gayri kabili rücu devir ve temlik ettiği yazılmıştır.
Dosyasında fotokopisi bulunan ve hisseyi devir ve temlik eden … ile hisseyi devir ve temellük alan … arasında düzenlenmiş bulunan ——- tarihl——–
…’in; Sahibi bulunduğu ———-ait tamamı ödenmiş ——– adet hisse senedini herhangi bir bedel talep edilmeksizin bila bedel olarak …’a bütün hak ve vecibeleri ile birlikte gayri kabili rücu olarak —– tarihinde devir ve temlik ettiği yazılmıştır.
Davacılar, dava dilekçesinde, bu hisselerin aile içi ihtilafların çözümü için geri alınmak üzere emaneten, bir başka deyişle —– olarak …’a devredildiğini iddia etmişlerdir. Davacılar bu iddialarını, —-. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ———- E. sayılı dosyasındaki davalı … ve tanık ifadelerine dayandırmaktadırlar. Davacılara göre davalılardan …, hislerin güvene dayalı olarak verildiğini ——— Ağır Ceza Mahkemesi’nin ——- E. sayılı dosyasındaki ifadesinde açıkça ikrar etmiştir. Yine davacılar iddiasına göre, aynı dosyaya ifade veren tanıklar da bu hisselerin geri verilmek üzere devralındığı yönünde ifade vermişlerdir.
İnanç sözleşmesi, ——- tarihli ve —- sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır.
Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge varsa 6100 sayılı HMK’nun 202. maddesi uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebilir.
Yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı yoksa inanç sözleşmesinin ikrar (HMK m. 188) yemin (HMK m.225 vd) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır.
İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Davanın süresinde açıldığı, zaman aşımı itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davaya konu somut olayda, taraflar arasında bila bedel olarak akdedilen Hisse Devir Sözleşmelerinde devre konu olan hisselerin devralan tarafından geri verileceğine ilişkin herhangi bir düzenleme yer almamaktadır. Zaten davacılar, inanç sözleşmesi konusundaki iddialarını, dava dosyasının eki olan ———Ağır Ceza Mahkemesi’nin ———E. sayılı dosyasıyla görülen yargılamadaki davalılardan … ve tanık ifadelerine dayandırmaktadırlar.
——-Ağır Ceza Mahkemesi’nin——–E. sayılı dosyasıyla davacılardan … hakkında …’ın şikayeti üzerine sahte dolandırıcılık suçlamasıyla görülen davada huzurdaki davanın davacılarından …, Mahkemenin —– tarihli kararıyla …’ı dolandırmaya teşebbüste bulunmaktan 3 yıl hapis cezasına çarptırılmış ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.———- Ağır Ceza Mahkemesi’nin söz konusu kararı —— tarihli kesinleşme şerhiyle kesinleşmiştir.
——- Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada davalılardan …’ın tanık sıfatıyla —— Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği —— tarihli ifadesinde ;
” … benim eşimdir: ———- kardeşimdir. Biz —— yıl birlikte iş yaptık, ortaktık. Ancak daha sonra yanılmıyorsam kasım —-ayında tamamen iş ilişkimiz bitti. —- yılında da ortaklığımızı tasfiye ettik. ———üretimi yapan fabrikayı ——– hastaneleri aldı.—— hastane satıldı.————– hastane yönetimini eşim ———– bıraktı. Fakat——–ilgilenmeyince eşim ——- hastane yönetimini devralıp sattı. Öğrendiğime eşim ile ——- odasında bir protokol imzalamışlar. Mal paylaşımı yapılmış. Bu tamamen kardeşim—— isteği üzerine olmuştur. ——— kendisinde bulunan bir kısım şirket işleri için eşimin imzaladığı boş belgeleri teslim etmiş. Daha sonra da eşim, ben öğrendiğime göre tekrar——–hastanesiyle hesap görelim diye kardeşimi aramış zaten hesaplaşacak bir şey kalmamıştı. Daha sonra bir senet icraya verilince haberimiz oldu. Anladığımız kadarıyla eşimin boş imzaladığı belgelerin biri üzerine senet formatı yapılmış, bizim böyle bir borcumuz yoktur. Benim tahminim eşim seyahate çıktığı zamanlar şirket işleri için imzalı belğe\bırakırdı. işyerindeki odaları yan yanaydı. ———bunlardan bir kısmını saklayıp ———-yılındaki protokolde kısmen teslim etmiş. Elinde kalanı da böyle yapmış dedi. Olayla ilgili başkaca bilgim yoktur” dedi.
Görüldüğü üzere davalılardan …’ın Savcılık’taki ifadesinde, hisse devrinin iade edilmek üzere inançlı olarak yapıldığına ilişkin ikrar niteliği taşıyan herhangi bir ifadesi bulunmamaktadır.
…’ın yargılama sırasında tanık sıfatıyla ——- tarihli celsede verdiği ifadesinde ;
“Müşteki katılan … eşim olur. Sanık … ise kardeşimdir. Her ikisi birlikte çalışmaktaydılar. Ben de aynı şirkette yetkili ve görevliydim. Eşim çeşitli zamanlarda iş yerine gelmiyordu. Yurtdışına çıkıyordu ve bu nedenle boş kağıda imza atardı ve çekmecesinde muhafaza ederdi. Sonradan aralarında anlaşmazlık olunca ayrıldılar ve mal paylaşımına başlanıldı. Bilahare suça konu yapılan senedi … doldurarak———ciro etmiş ve eşim icra takibi yapınca bundan haberdar oldum benim bilgim bundan ibarettir dedi.
…’ın yukarıda aktarılan yargılama sırasında verdiği ifadesinde de devrin inançlı olarak yapıldığına ilişkin ikrar niteliğinde bir beyan bulunmamaktadır.
—-Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen yargılama sırasında ifade veren diğer tanıkların ifadelerinde de hisse devrinin iade edilmek üzere inançlı olarak gerçekleştirildiğine ilişkin herhangi bir beyana rastlanmamıştır.
Yukarıda yapılan tespitler sonucunda, devir sözleşmelerinde hisse devrinin inançlı olarak yapıldığına ilişkin bir düzenlemeye rastlanmadığı gibi, Yargıtay ——HD.’nin —— tarih——-Es—- Karar sayılı kararında ifade edildiği üzere devrin inançlı olduğuna ilişkin yazılı delil başlangıcı niteliğini taşıyan inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler vs. gibi herhangi bir belgeye dava dosyasında rastlanmamıştır. Yine ——— Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen yargılamada verilen tanık ifadelerin de devrin inançlı olarak gerçekleştirildiğine ilişkin herhangi bir ifadeye rastlanmamıştır.
Bu durumda davacıların, dava konusu hisse devirlerinin inançlı olduğuna ilişkin iddialarını ispat edemediği belirlenmiştir.
Davalıların ———tarihli … ve … ile yine aynı tarihli … ve … arasında düzenlenen ” ———başlıklı belgelere dayanarak talepte bulundukları, davalı ——— bu sözleşmelerde taraf olmadığı, ayrıca——— halen pay sahibi olduğu diğer davalılara devir olmadığı, ———- davanın yöneltilemeyeceği, davalı … yönünden ise inançlı işlem iddiasında bulunan davacıların bu iddiasını yazılı delille ispat edemedikleri, delilleri arasında açıkça yemin deliline dayanmadıkları görülmekle davalı … aleyhine açılan davanın esastan reddine,
Diğer davalılar aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacıların ———— bulunan hisselerinin devrinin iptali ile adlarına tecilini bunun mümkün olmaması halinde gerçek değerinin tespiti ile davalılardan tahsilini talep ettiği görülmekle harca esas değerin belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılarak eksik harç tamamlatılmıştır.
Ayrıca davacılar dava dışı ———– devir tarihindeki hisse bedellerinin tespiti ile kar payları dahil tahsilinin talep edildiği, davacıların bu talepleri yönünden eksik harcın tamamlanması ve yargılama giderlerinin belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasına mahkememizce karar verilmiş ise de dava dışı şirkete ait belgelerin sunulmadığı, davalının da rapor alınmasına ilişkin talebinin olmadığı, yapılacak incelemenin de esasa etkili olmadığı belirlenmekle dava değeri ———TL kabul edilerek davalılar vekili lehine vekalet ücreti hesaplanmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı ——— aleyhine açılan davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davalı … aleyhine açılan davanın KANITLANAMADIĞNIDAN REDDİNE,
KARAR HARCI
3-Alınması gerekli 54,40 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 148,50 TL ile yargılama aşamasında yatırılan ———TL toplamda —— TL harçtan mahsubu ile, fazla yatırılan —— TL harcın karar kesinleştikten sonra davacı tarafa iadesine,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
4-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre tamamı red edilen dava değeri olan 3.——– TL yönünden davalı … vekili için takdir olunan —– TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …’a verilmesine,
5-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalılar ———– vekili için taktir olunan 3.400,00 TL’nin davacılardan alınarak davalılar ————- verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
6-Davacılar tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından sarfedilen 2.250 TL bilirkişi ücreti ve 57,00 TL posta ücretinin toplamda 2.307,00 TL bilirkişi ücreti’nin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/01/2020