Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/7 Esas
KARAR NO: 2023/720
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 03/01/2023
KARAR TARİHİ: 30/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Olay tarihi olan 02/10/2012 tarihinde sürücü ——— sevk ve idaresindeki ———- plaka sayılı araç seyir halinde iken sürücü ——-sevk ve idaresindeki tescilsiz plakalı araç ile çarpışması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza nedeniyle müvekkili ———- yaralandığını, taraflarınca zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, ——— plaka sayılı araç sürücüsü ——— 2918 sayılı K.T.K.‘nın ilgili maddesini ihlal ettiğinden kusurlu olduğunu, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi kapsamında ——– plaka sayılı araç ——– şirketinin sorumluluğunda olduğunu, müvekkili tarafından davalıya başvuru yapıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili ———–, söz konusu trafik kazası nedeniyle, ——— Hastanesinden 03.02.2021 tarihinde alınan maluliyet raporuna göre % 63 oranında malul kaldığını, müvekkilinin bu mağduriyetinin ve maluliyet zararının giderilmesi için sigorta şirketinden ZMSS kapsamında alacağı olan maluliyet tazminat miktarının bilirkişi marifeti ile hesaplanarak müvekkile ödenmesi için dava yoluna gitme mecburiyeti hasıl olduğunu, bu nedenlerle; 8.000,00 TL sürekli bakıcı gideri tazminatı olmak üzere şimdilik toplam 8.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı müvekkile ödenmesine, yapılacak yargılama nedeniyle oluşacak yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; KTK VE TTK uyarınca zararı ve zarar sorumlusunu öğrendiği tarih itibariyle müracaatta bulunmayan kazazedenin talebinin zamanaşımı sebebiyle reddi gerektiğini, davacı tarafından sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminat talebi ile müvekkili sigorta şirket aleyhine——– sayılı dosyası ile dava ikame edildiğini, komisyon kararına karşı müvekkili şirket tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuş olduğunu, dava konusu taleplere ilişkin daha önce açılmış bir dava olması ve davanın hala derdest olması sebebiyle huzurdaki davanın, dava şartı eksikliğinden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirket dava öncesi sorumlu olduğu tutarı fazlasıyla ödemiş olup mezkur kazadan kaynaklı başkaca bir sorumluluğu kalmadığını, müvekkili sigorta şirketi sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve teminat limitleri dâhilinde tazminattan sorumlu olduğunu, kaza tespit tutanağında sigortalıya kusur atfedilmiş ise de atfedilen kusur oranı gerçeği yansıtmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının arazları gözetildiğinde kask takmadığı ve koruyucu kıyafet giymediği başvurucunun bulunduğu aracın sürücüsünün ehliyeti olmadığı sabit olduğunu, uyuşmazlığa konu kazada taraflar arasında ticari bir faaliyet olmadığı gibi talebin hukuki dayanağı haksız fiil hükümlerinden kaynaklandığını, bu nedenlerle; müvekkil şirket hakkında açılan davanın dava şartlığı yokluğundan reddine, esasa girilmesi halinde davanın esastan reddine, aksinin kabulü halinde ise, sorumluluğun azami poliçe teminatı ile sorumlu tutulmasına, temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkil şirket aleyhine vekalet ücreti, yargılama giderleri ve faize karar verilmemesine, kabul anlamına gelmemek üzere aleyhe hüküm kurulması halinde ise poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerekliliğine, reddedilen kısım için ise yargılama ücreti ve ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:——–, Noterler Birliği, ——— Müdürlüğü, ———, ——— şirketi müzekkere cevapları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:Dava, trafik kazası nedeniyle bakıcı gideri tazminatı istemine ilişkindir.Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 41. maddesinde (6098 sayılı TBK’nun 49. md.) haksız fiil tanımlanmış, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 60.maddesinde de (TBK’nun değişik 72. md.) tazminat taleplerine ilişkin zamanaşımı süreleri düzenlenmiştir. Yasal düzenlemeye göre haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine (TBK’nun 72. maddesinde 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür) tabi bulunduğu belirtilmiştir. Ancak tazminatın, ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğması halinde ceza zamanaşımı uygulanacağı belirtilmiş ve üç türlü zamanaşımı öngörülmüştür. İlki zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren başlayan 1 yıllık (6098 sayılı TBK’nun 72.maddsi uyarınca 2 yıllık) zamanaşımı süresi olup, kısa süreli zamanaşımı denilen bu düzenlemeye göre sürenin başlangıcı zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsü olan kişiyi öğrenmesi halinde başlamaktadır. İkincisi uzun süreli zamanaşımıdır ve tazminat istemi her halde eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yılın geçmesi ile zamanaşımına uğrar. Burada 10 yıllık sürenin başlangıç anı, zarar verici eylemin gerçekleştiği tarihtir. Üçüncü süre ise zarara neden olan eylemin, aynı zamanda ceza kanunları uyarınca suç teşkil eden bir eylemi oluşturması ve bu eylem için ceza kanunlarının öngördüğü zamanaşımı süresinin daha uzun bir süre olması halinde uygulanacak olan ceza zamanaşımı süresidir. Ceza zamanaşımı süresinin başlangıç anı da zarar verici eylemin gerçekleştiği tarihtir. 2918 sayılı KTK’nun 109/1.maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenleme ile ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesi sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış yani ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturması yeterli görülmüş, bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu ise aranmamıştır. Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; dava konusu kazanın 02/10/2012 tarihinde gerçekleştiği, davacı tarafça 11/04/2022 tarihli dilekçe ile davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu ve davanın 03/01/2023 tarihinde ikame edildiği, dava konusu eylem kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 Sayılı TCK’nın 89.maddesinde düzenlenen taksirle yaralama suçuna ilişkin kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu, 8 yıllık ceza zamanaşımı süresinin 02/10/2020 tarihinde dolduğu, sigorta şirketine başvuru ve huzurdaki davanın açılış tarihleri dikkate alındığında dava konusu talebin zamanaşımına uğradığı, davalı vekili ile cevap dilekçesi ile usulüne uygun olarak zamanaşımı definde bulunulduğu anlaşılmakla davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 269,85 TL olmakla baştan alınan 179,90 TL peşin harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 89,95 TL nin davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 8.000,00 TL nispi vekalet ücretinın davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——— bütçesinden ödenen 3.120.00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; ——— Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/10/2023