Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/56 E. 2023/232 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/56
KARAR NO : 2023/232

DAVA : Konkordato Nisabına Dahil Edilmeyen Alacak
DAVA TARİHİ : 23/01/2023
KARAR TARİHİ : 23/03/2023
Tarafları yukarıda belirtilen davanın tensibi aşamasında davanın kaynaklandığı konkordato davasına ilişkin ——. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——- Esas sayılı dosyasına yazılan müzekkereye verilen cevaba, Mahkememizin mesaisine ve önceliklerine bağlı olarak elde edilen ilk zamanda ele alınan dosyanın tensiben yapılan incelenmesi sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile konusu dilekçede ayrıntılı olarak belirtilen şekilde müvekkili şirket Y——, doğalgaz vanası üreten davalı borçlu şirket —-tedarikçisi olarak bu firmaya uzun yıllardır ham vana dökümleri satışı yaptığını, taraflar arasında gerçekleşen ticari ilişki neticesinde davalı borçlu şirket tarafından müvekkili şirket lehine toplam bedeli 765.568,00-TL olan 17 adet çek keşide edildiğini ancak çeklerin ödeme gününde müvekkili şirket tarafından Banka’ya ibraz edildiğinde Banka tarafından üzerlerinde “karşılıksızdır” şerhi düşüldüğünü, müvekkili şirketin işbu dökümü yapılan çek bedelleri alacakları dışında, davalı borçlu şirketten;
8.04.2015 tarihli,—- nolu, 40.357,86-TL bedelli,
04.04.2015 tarihli —– nolu, 76.118,24-TL bedelli
olmak üzere iki adet ödenmemiş faturadan kaynaklanan alacağının da bulunduğunu, bu kapsamda müvekkili şirketin, davalı borçlu şirketten olan çek bedelleri alacakları ve fatura alacaklarına ilişkin 11/04/2019 tarihinde—— Esas ve ——Esas sayılı dosyaları üzerinden kambiyo senetlerine özgü icra takibi ikame edildiğini, davalı şirket tarafından 13/07/2020 tarihinde ikame edilen ——) sayılı konkordato davası kapsamında tesis edilen geçici mühlet kararının 16/07/2020 tarihli olup işbu geçici mühlet kararının tesis edilmesinden evvel derdest olan icra takipleri kapsamında geçici mühlet tarihi itibariyle kesinleşen icra takibi dosyalarından alınan kapak hesapları uyarınca müvekkili şirketin alacağının 1.589.281,76-TL olduğunun sabit olup davalı şirketin müvekkili şirket nezdindeki muaccel borcu sebebiyle söz konusu konkordato davasına itirazları ve konkordato davasının reddi talepleri doğrultusunda, 1.589.281,76-TL olarak bildirilen alacak kapsamında konkordato davasına müdahil olunduğunu,
ancak dosyaya sunulan proje kapsamında müvekkili şirketin alacağının 881.821,31-TL şeklinde eksik ve hatalı olarak tespit edildiği ve nisaba dahil edildiğini, söz konusu hatalı tespitlerin nazara alınması neticesinde,—– Esas sayılı dosyasından 16/12/2022 tarihinde tesis edilen ve 22/12/2022 tarihinde ilan edilen konkordato tasdik kararı kapsamında, müvekkili şirket nezdinde muaccel alacak kısmi olarak kabul edildiğini ve neticeten müvekkili şirketin alacağının eksik hesaplanmış olup konkordato davası kapsamında gerçekleştirilen işbu hatalı alacak hesaplamalarının taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, konkordato davası kapsamında yapılan hesaplamalarda, müvekkili şirket tarafından ikame edilen takipler nazara alınmaksızın salt alacağa konu çek ve fatura bedelleri toplamı nisapta kabul edilmiş olup söz konusu kambiyo takiplerinin konkordato davası kapsamında tesis edilen geçici mühlet tarihinden önce olması dikkate alındığında, geçici mühlet tarihine kadar bahsi geçen takiplerden kaynaklı işlemiş faiz, harç, vekalet ücreti, masraf ve sair alacak kalemlerinin nisap kapsamında kabul edilen alacaktan hariç olarak değerlendirilmesi hatalı ve hukuka aykırı olup bu hususun taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, adi alacaklar bakımından faiz işlemesinin duracağının sabit olmakla birlikte söz konusu amir hükmün geçici mühlet tarihinden öncesine uygulanmasının mümkün olmadığını,müvekkili şirket adına ikame edilen kambiyo takiplerinin açılış tarihlerinin 11/04/2019 olmasına ve işbu takip tarihlerinin geçici mühlet tarihinden önce olmasına karşın, konkordato yargılaması kapsamında müvekkili şirket alacağı hesaplamasında takip tarihi ile geçici mühlet tarihi arasındaki süreye dair işlemiş faizin, takipten kaynaklı sair harç, masraf, vekalet ücreti gibi alacakların nisaba dahil edilmediğini, tasdik edilen proje kapsamında yalnızca çek ve faturalardan kaynaklı olarak işbu kıymetli evrak bedelleri toplamının nisaba dahil edilmiş olup işbu hesaplama hatalı ve kabulü mümkün olmayan hesaplamalardan ibaret olduğunu, asla kabul anlamına gelmemek kaydıyla her ne kadar takiplere dair ferilerin ödenmeyeceği tasdik edilen projede mevcutsa da geçici mühlet tarihine kadar işlemiş olan faizlerin alacağa eklenerek neticeten müvekkilinin alacağının nisaba dahil edilmesi kanunun amir hükmü gereğinin açık olduğunu, konkordato komiserliğince nisaba dahil edilen müvekkili şirket alacağında dikkate alınan fatura ve çek bedelleri toplamı da söz konusu hesaplamalar kapsamında hatalı hesaplanmış olup nisaba dahil edilen 881.821,31-TL tutarın, fatura ve çeklere ilişkin toplam asıl alacağının dahi altında olduğunu, zira söz konusu fatura ve çeklerin toplamının 882.044,10-TL olup nisaba dahil edilen alacağın söz konusu fatura ve çek bedellerinin dahi altında tespit edilmesinin söz konusu hesaplamaların hatalı ve kabulü mümkün olmayan hesaplamalardan ibaret olduğunu eksik inceleme neticesinde tespit edilen alacak bakiyeleri olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, bu aşamada, müvekkili şirketin alacağının nisaba dahil edilmesi esnasında söz konusu alacağın konu edildiği takibin tarihinin geçici mühlet tarihinden evvel olmasının dikkate alınmaksızın adi alacağa faiz işlemeyeceği hususunun somut vakıaya hatalı şekilde uygulanması neticesinde müvekkili şirketin derdest takipleri kapsamında geçici mühlet tarihine kadar işlemiş faiz, takipten kaynaklı sair harç, masraf, vekalet ücreti gibi alacak kalemlerinin kabul edilmemiş olup işbu durumun müvekkili şirketin muaccel alacağının hatalı hesaplanması sonucunu doğurduğunu, ilgili alacakların kambiyo evrakıyla temin edilmiş olup ticari işler kapsamında alınmış oldukları dikkate alındığında ilgili takiplerin mevcudiyetinin olmaması durumunda dahi işbu alacakların geçici mühlet tarihine kadar ticari faizle hesaplanarak nisaba dahil edilmesi gerektiğini, dolayısıyla konkordato komiser heyeti tarafından hesaplanan ve konkordato mahkemesince karar verilen müvekkili firmanın alacak tutarına, tedbir tarihi ile ikame edilen takiplerin tarihleri arasında geçen süre boyunca işlemesi gereken ticari faizin işletilmemiş olmasının, takiplerin tarihinin tedbir tarihinden önce olması ve işbu takipler kapsamında geçici mühlet tarihi itibariyle kapak hesapları uyarınca alacak kaydı talep edilmesine karşın taraflarınca sunulan beyan ve taleplerin dikkate alınmaması sebebiyle müvekkili şirketin alacağının hatalı hesaplandığını ve işbu davaya konu çekişmeli alacak meydana geldiğini, müvekkili şirketin alacağının söz konusu konkordato davası kapsamında hatalı ve eksik hesaplanarak nisaba dahil edildiğinin sabit olup işbu hususun bilirkişi raporuyla açıkça ortaya çıkacağını, davalı şirketin konkordato projesinin, —— Esas dosyasının 16/12/2022 tarihli celsesi kapsamında tasdik edilerek 22/12/2022 tarihinde —– kurumu kanalıyla ilan edildiğini, hüküm gereği süresi içinde işbu çekişmeli alacak hakkındaki davanın ikame edilme zaruriyetinin hasıl olduğunu, fatura ve çeklere istinaden müvekkili şirketin konkordato talep eden borçlu şirketten 1.589.281,76-TL (işleyecek faiz, harçlar, masraf ve vekalet ücreti hariç) alacağının bulunmakta olup borçlunun beyanı ve konkordato komiserleri tarafından yapılan tespitlerin taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, tasdik edilen konkordato projesi kapsamında çekişmeli alacağa ilişkin yapılan hatalı hesapların kabul edilmesi ihtimalinde müvekkili şirketin geri dönüşü mümkün olmayan zararlara uğrayacağının her türlü izahtan vareste olduğunu, fazlaya, konkordatoya alacak kaydı yapılmayan alacaklarına ilişkin hak ve alacakları ile faize, harçlara, vekalet ücretine ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla;duruşma günü beklenilmeksizin; ——- Esas sayılı dosyasından tanzim edilen konkordato tasdik kararı gereği 2023 Yılı Eylül ayından başlamak üzere 48 ay eşit taksitler halinde ödemesine karar verilmiş olması nedeniyle söz konusu taksit tarihlerinde işbu davaya konu alacaklarının da bankada bloke edilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine,davalı borçlu şirket tarafından müvekkili şirket lehine keşide edilen ve ödenmeyen çek ve faturalardan kaynaklanan ve geçici mühlet tarihinden evvel icra takibine konu edilen alacağın, konkordatoda nisaba dahil edilen alacak tutarı olmadığının tespiti ve müvekkili şirketin davalı-borçludan 1.589.281,76-TL alacak [harç, masraf, vekalet ücreti ve işleyecek faiz (%19,50) hariç] olmak üzere alacağının bulunduğunun tespitleri ile işbu alacak tutarı kapsamında kabul edilmeyen 559.905,98-TL tutarlı alacağının da davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.Dava İİK Madde 308/b düzenlemesine bağlı olarak açılan konkordato nisabına dahil edilmeyen alacak davasıdır.Davanın bu niteliğine bağlı olarak dava dilekçesi ve eklerine göre dava şartı niteliğinde arabulucuya başvuru şartı yönünden irdeleme yapılması gerekmiş olup:19.12.2018 günlü—– yayımlanarak, yürürlüğüne giren 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK. ‘nın ( 5. ) maddesine eklenen 5/A maddesi gereğince ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlenmiş olması ve 7155 Sayılı Kanunun ( 23. ) maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A ( 2 ) maddesi ile “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmakszın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” hükmü,6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/(2). maddesine göre, ”Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır” hükmü,6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. maddesindeki; Mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmasına ve dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davanın usulden reddine karar vermesi gerektiğine ilişkin düzenlemesi,birlikte değerlendirildiğinde zorunlu arabulucuya başvuruda bulunulmamış olması halinde herhangi bir ihtara gerek olmadan ve tensiben gerekli usuli kararın verilmesi gerektiği ve bunda bütün ihtimaller yönünden yarar bulunduğu; yargılamanın çabukluğu ilkesi ve her iki tarafın hukuki yararının da bunu gerektirdiği sonucuna varılmıştır.Zaman zaman dava açılırken zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı halde tarafların zorunlu arabuluculuk yoluna gittiği görüldüğünden böyle bir ihtimal ve bu davanın konkordato davasından kaynaklanmış olması gözetilerek söz konusu——- Esas sayılı dosyaya müzekkere yazılarak o dava yönünden varsa arabuluculuğa ilişkin tutanak örneğinin gönderilmesi istenmiş ise de, verilen cevaba ve eklerine göre o dava yönünden de herhangi bir arabuluculuk tutanağı olmadığı belirlenmiştir.Dava dilekçesine, ihtimale göre yapılan yazışma sonucu diğer dava yönünden de eldeki davayı etkiler nitelikte bir arabuluculuk tutanağının olmamasına ve tüm dosya kapsamına göre eldeki davanın zorunlu arabulucuya başvuruda bulunulmadan açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere, bu dava yönünden tespit edilen söz konusu duruma, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 (2) ve 115. Maddelerine ve dosya kapsamına nazaran dava açılmadan önce zorunlu arabulucuya başvurulmadan açılan bu davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varıldığından bu doğrultuda aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Zorunlu arabulucuya başvurulmadan açılan davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞUNA bağlı olarak USULDEN REDDİNE,
2-Peşin harçtan maktu karar harcının mahsubu ile artan 9.381,90 TL harcın karar kesinleştikten sonra ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
İlişkin olmak üzere dosya üzerinden tensiben yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.