Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/48 E. 2023/256 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/48 Esas
KARAR NO : 2023/256

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/01/2023
KARAR TARİHİ : 04/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket davalı şirketten—— plakalı —–şase numaralı —–marka araç 09.12.2019 tarihinde satın aldığını, davacı müvekkili —– adına tescil edildiğini, müvekkili şirket tarafından kullanılan araç 26.08.2022 tarihinde seyir halinde iken frene basıldığında fren pedalında ve direksiyonda titreşim hissedildiğini, bu aksama doğrultusunda davaya konu araç hemen davalı şirkete götürüldüğünü, kontrol edilmesi istendiğini, davalı şirket tarafından yapılmış olan kontroller sonucunda “…aracın fren disklerinin eğildiği, bununda sebebinin aracın uzun yol sonrası yıkamaya sokulmasından kaynaklı olduğu, garanti kapsamında tamiratın yapılamayacağı, ücretin ödenmesi halinde tamiratın yapılacağı…” beyan edildiğini, müvekkili şirket yetkilisi bu duruma itiraz etmesi sebebiyle davalı şirket tarafından 26.08.2022 tarihli yazı verildiğini ve bu yazıda “…—-adına kayıtlı —– plakalı —-şase numaralı, 09.12.2019 trafiğe çıkışlı 34.079 KM deki —– marka araç 26.08.2022 tarihinde seyir halinde 100 km/h ın üzerinde frene basıldığında fren pedalında ve direksiyonda titreşim hissediliyor” şikayeti ile servise geldiğini, yapılan kontrollerde aracın ön disk yüzeylerinde salgı olduğu görüldüğü, şikâyetin giderilmesi için ön disk ve balataların değişmesi gerektiğini, ön diskler sarf malzeme olduklarını, kullanım ile birlikte ömürleri azalması, aracın km’sinin 34.079 olması ve disklerin emniyet payında olmaları sebebiyle garanti kapsamında işlem yapılamadığını, ön disk ve balataların ücretli olarak değişmesi gerektiği ifade edildiğini, davaya konu araçta gizli ayıp bulunması sebebiyle araçta meydana gelen arıza müvekkili şirket tarafından giderildiğini, müvekkili şirket tarafından onarım bedelinin iadesi için davalı şirket ile arabuluculuk görüşmeleri yapıldığını ancak görüşmelerden olumlu sonuç alınamadığını, bu nedenlerle ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile, davaya konu araçta meydana gelen arızanın kullanıma bağlı bir arıza olmadığının ve araçtaki ayıptan kaynaklandığının tespiti ve kabulü ile davacı müvekkil şirket tarafından karşılanan 25.264,89 TL onarım bedelinin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı şirketten tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu araçta gizli ayıp olduğunu kabul etmemekle birlikte, araçta ayıp bildirimine ilişkin hak düşürücü sürelere riayet edilmediğini, dava konusu aracın 09.12.2019 tarihinde davacı şirkete fatura edildiğini ve o tarihinden bu yana davacı şirket tarafından fiilen kullanıldığı göz önünde bulundurulduğunda; somut olay bakımından TTK m. 23/C kapsamında davacının kanunda öngörülen 8 günlük süre içerisinde aracını incelemediği ve incelettirmediğini, aynı süre içerisinde müvekkili şirkete aracın ayıplı olduğuna dair herhangi bir bildirimde bulunmadığını, davacı, dava dilekçesinde yer alan ayıp iddialarını satın alma tarihinin üzerinden 3 yıl geçtikten sonra müvekkili şirkete bildirdiğini, akabinde ise işbu davayı ikame ettiğini, kanun gereğince de aracı bu ayıpla birlikte kabul etmiş sayıldığını, dava konusu araçta üretimden kaynaklı gizli bir ayıp söz konusu olmadığını, araçta meydana gelen şikayet halinin kullanım sonucu oluşması sebebiyle üretici firma bahse konu parçaları garanti kapsamında değerlendirmediğini, dolayısıyla da onarım bedeli davacı tarafından karşılandığını, ortada bedel iadesini gerektirecek bir durumun olmadığını, bu nedenlere davanın hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerine riayet edilmemesi nedeniyle öncelikle usulden reddine, davanın esasına girişilmesi durumunda esas yönünden haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) talebine ilişkindir.
Davacı vekilinin 30/03/2023 tarihli feragat dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile sulh olmaları sebebiyle maddi tazminat talebinden feragat ettiğini beyan etmiştir.6100 Sayılı HMK’nın 74.Maddesi kapsamında dosyaya mübrez vekaletname üzerinde yapılan incelemede davacı vekilinin davadan feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.Davadan feragat; HMK mad. 307. Uyarınca davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragatın hüküm ifade etmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. HMK md. 311 uyarınca feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Bu doğrultuda davacı vekilinin mahkememizde açılan davadan feragat ettiği anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nin 323.maddesinde sayılan tüm yargılama giderleri taraf vekillerinin beyanlarına ve dosya kapsamına göre karşılıklı olarak tarafların üzerinde bırakılmıştır. Ancak yargılama gideri kapsamında kalan 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13)maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gereğince —– bütçesinden AÜT uyarınca ödenen arabuluculuk ücretinin ise; feragat beyanının sulh ve ödemeye bağlı olarak yapıldığının anlaşılması nedeniyle davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiği düşüncesiyle davalı taraftan tahsiline karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE,
2- Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3- Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,96 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 431,47 TL harcın mahsubuyla bakiye 371,51 TL harcın dosyanın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
4- Taraflar leh ve aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
6-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca——bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; —- Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.