Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/413 E. 2023/878 K. 08.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/413
KARAR NO : 2023/878

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/01/2020
KARAR TARİHİ : 08/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin halen —–adresinde uzun yıllardan beridir ticari faaliyet gösterdiğini, 03/07/2019 tarihinde, müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği iş yeri adresinin üzerinden geçen davalıya ait yüksek gerilim hattı, yangın raporunda da yazılı olduğu üzere, teknik bir arıza sebebi ile kabloları eriyerek kopmuş, müvekkilin işyerinde maddi zarara sebep olduğunu, itfaiye ekipleri tarafından yaklaşık bir saat süren çalışma sonunda yangının söndürüldüğünü, müvekkilinin zararına ilişkin olarak “zararın bilirkişiler tarafından tespit edilmesi uygundur.” ibaresinin yangın raporuna işlendiğini, yangın sebebi ile yangın raporunda da görüleceği üzere 114 adet transpaletin yandığını ve başkaca zararlar da gerçekleştiğini, birçok malzemenin de kullanılamaz hale geldiğini, zararın tespiti için—–Sulh Hukuk Mahkemesi’nin—–D.iş dosyası ile zarar tespiti yapıldığını, bilirkişi tarafından müvekkiline ait transpaletlerin zarar görmesinin sebebinin paletlerin bulunduğu arsa üzerinden geçen davalıya ait —– elektrik hakkında meydana gelen arıza olduğunun belirtildiğini, yangın raporunda ve —–Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —– dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunda da görüleceği üzere 114 adet traspaletin yandığını ve mahallinde başkaca zararlarında gerçekleştiğini, birçok malzemenin kullanılamaz hale geldiğini, belirtilen ve mahkemece resen göz önünde bulundurulacak nedenlerle ve belirsiz alacak davası olarak açılan işbu davada fazlaya dair bütün talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 03/07/2019 tarihinde meydana gelen yangın nedeniyle; öncelikle tensip zaptı ile müvekkili şirketin oluşan zarar ve ziyanının tespiti için keşif icra olmasını ve rapor aldırılmasını, akabinde yargılamanın yapılarak haklı davanın kabulü ile müvekkili şirketin maddi zararları karşılığı olarak fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın davalı taraftan olay tarihindin itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline, mahkeme giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili tarafından yargılama sırasında dava kısmen ıslah edilerek miktar artırılmıştır.

CEVAP /TALEP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;—–Sulh Hukuk Mahkemesi —– dosyasından düzenlenen raporun 03.10.2019 tarihinde müvekkili davalı şirkete tebliğ edildiğini, işbu tespit raporunda; davacının iş yerindeki hasarların müvekkili şirkete ait hatlarda çıkan yangın sebebiyle meydana geldiğini, yangının müvekkili şirkete ait hatlardaki arıza sebebiyle başladığı tespit edildiğini, işbu tespit raporuna karşı itirazları 14.10.2019 tarihli itiraz dilekçesi ile ilgili Mahkemeye bildirildiğini, davacı şirketçe tek taraflı olarak —–Sulh Hukuk Mahkemesi —-sayılı dosyası üzerinden yokluklarında icra edilen keşif sonrası tanzim ettirilmiş tespit raporunun taraflarınca kabul görmemekle birlikte; eldeki dava yönünden delil niteliğine haiz olmadığını, davacı şirketin, müvekkili şirkete hasar tazmini için yapmış olduğu bir başvurunun bulunmadığını, arıza, yangın ve bunlardan kaynaklı hasar nedeniyle müvekkili şirkete yapılan bir ihbar ve talep bulunmadığını, davacının belirttiği tarihte, aynı bölgede iş yeri ya da evi bulunan başkaca kullanıcılar da iddia edilen şekilde arıza ve hasar başvurusu yapmadığını, yüksek gerilim hattından kaynaklı sorunların, meydana geldiği bölgede bulunan birden fazla ev, iş yerini etkileyip; birçok elektrikli cihaz arızasına sebebiyet vermesi bekleneceğini, tek başına davacı iddiası; davaya konu yangının davacıya ait ticarethanede başlayıp, kuru otlar vasıtasıyla müvekkili kurum kablolarına ulaştığı ve kabloları erittiğini gösterdiğini, dolayısıyla, salt davacı iddiasının müvekkili şirketi sorumlu tutmak için yeterli olmadığını, davacının dava dilekçesiyle belirttiği hasar mevcutsa bile, müvekkili şirketin bu hasar bedelini tazmin yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkilinin davalı şirketin görev sahası ve sınırlarının mevzuatla belirlendiğini, dava konusu yangının davacı şirketin bulunduğu adresteki iç tesisatını ilgilendiren ve müvekkilinin davalı şirket sorumluluğunda bulunmayan bir alan olduğunu, müvekkili davalı şirketin, lisanslı elektrik dağıtım şirketi sıfatıyla, mevzuatta tanımlanan görev sahası ve sınırları içerisinde elektrik dağıtım hizmeti verdiğini, genel anlamda elektrik dağıtım faaliyeti; elektriğin iletimden son kullanıcıya nakli için ihtiyaç duyulan dağıtım sisteminin planlanması, işletilmesi, bakım ve onarımı ile ihtiyaç duyulan yatırımların yapılması olarak da tanımlandığını, dağıtım sisteminin planlanması ve işletilmesini elektrik dağıtım faaliyetinin teknik, dağıtım sisteminin bakım ve onarımı ile ihtiyaç duyulan yatırımların yapılması hususları da elektrik dağıtım faaliyetinin ekonomik tarafını oluşturduğunu, müvekkili şirketin elektrik piyasasında düzenlemeye tabi tarifeler yoluyla elektrik dağıtım hizmeti verdiğini, dağıtım hizmeti ise; Elektrik enerjisinin 36 Kv ve altındaki hatlardan, nihai tüketiciye kesintisiz, sürekli ve kaliteli şekilde ulaştırılması olduğun, Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği’nde yer verilen hükümlerinden de anlaşıldığı üzere, müvekkili şirketin sorumluluğu davaya konu adresteki kofraya kadar olup, kofra ve sonrasındaki elektrik tesisatı iç tesisat kapsamında ve genel anlamda bina malikinin sorumluluğunda olduğunu, müvekkilinin davalı şirketin, sorumluluk sahası içerisinde bulunmayan iç tesisatın usulüne uygun olup olmadığını denetleme, uygun olmaması halinde elektriği kesme gibi bir hak ve yetkisi bulunmadığını, davayı ve davacı taraf iddialarını kabul anlamına gelmemek üzere; davaya konu yangının müvekkili kurum tesislerinden başlamış olduğu kabulünde dahi davacı tarafça istenilen fahiş bedeller bilirkişi marifetiyle tespit edilerek indirilmesi gerektiğini, ayrıca müvekkilinin davalı şirketin kamu faaliyeti yürüttüğü, kaçak elektrik kullanımının artması sebebiyle müvekkili kurum iradesi dışında dağıtım hatlarından fazla yük geçmesi, mevsimsel etkenlerin yangına sebebiyet vermiş olabileceği ihtimalleri ve davacının kendi tesislerinde yeterli bakım ve onarımı gerçekleştirmemiş olduğu hususları göz önünde bulundurularak dava konusu talepte müterafik kusur hükümleri gereğince indirim yapılması gerektiğini, açıklanan sebepler doğrultusunda; davacının belirttiği tarihte, aynı bölgede iş yeri ya da evi bulunan başkaca kullanıcılar da iddia edilen şekilde arıza ve hasar başvurusu yapılmadığından, davaya konu yangının müvekkilim şirkete ait yüksek gerilim hattından kaynaklanmasının mümkün olmadığının kabulüne, müvekkilinin davalı şirketin davacı şirketin adresindeki binanın dışında bulunan kofranın gerisinde kalan alanla sorumlu bulunduğunun, bu halde yangının elektriksel kaynaklı olduğu kabul edilse dahi müvekkilinin davalı şirket sorumluluğunda bulunmadığının kabulüne, davacının, sorumluluğunda bulunan iç tesisat kaynaklı yangın sebebiyle müvekkilinin davalı şirketin sorumluluğu bulunmadığının kabulüne, davanın reddine, aksi kabul halinde; davacının fahiş tazminat taleplerinin bilirkişi marifetiyle tenkisine, varsa davacının müterafik kusurunun dikkate alınmasına, karşı delil ve ek delil sunma hakkımız saklı kalmak üzere delil listeminin kabulüne, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.

DELİLLER : Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Son Tutanağı, —–. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —— sayılı dosyası, 03/07/2019 tarihli —— İtfaiye Yangın Raporu, Fotoğraflar, Faturalar, Bilirkişi Raporları, dosyadaki sair bilgi ve belgeler.

İDDİA VE SAVUNMA KAPSAMINDA UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİNE GÖRE VAKIA VE DELİLLERİN TARTIŞILIP DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE SONUÇLARI :
Dava ,Tazminat (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) istemine ilişkindir.
Dosya—–Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 10/05/2023 tarih ve—–Esas —–Karar sayılı görevsizlik kararının kesinleşmesi ve süresinde yapılan başvuruya bağlı olarak gönderilerek Mahkememize tevzi edilmesi üzerine yukarıdaki esasa kaydı yapılmıştır.6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce görevsizlik kararı ile birlikte görevli mahkeme tarafından yeniden görülmeye başlanan dava yeni bir dava olmayıp, görevsiz mahkemede başlayan davanın devamı niteliğinde olması nedeniyle görevsiz mahkemece yapılan usul işlemlerinin tekrarlanmasını gerektirir bir husus bulunmadığından tahkikat işlemleri ve deliller incelenip değerlendirilerek tahkikat bitirilmiş ve karar duruşmasına katılan taraf vekillerinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.Davanın dayanağı elektrik hatlarındaki kablolarda çıkan yangın nedeniyle davacının zarar gören mal varlığının tazmin edilmesi talebine ilişkin olup vaki yangın hadisesi haksız eylem niteliğindedir. Somut olaya geçmeden önce dava konusu olayın hukuki temeli ve uyuşmazlığın çözümüne etki eden yasal düzenlemelere ve uygulmaya kısaca değinmekte yarar vardır. Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”, yine aynı kanunun 50.maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır” denilmektedir. Bilindiği üzere Haksız fiil ise öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmaktadır. Haksız fiilin unsurları ise eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak gösterilmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğmalı, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ile zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 6100 Sayılı HMK’nin 190. maddelerinie göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı, haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır. 6098 Sayılı TBK’nin 50.maddesine göre de zarar gören , zararını ve zarar verenini kusurunu ispat yükü altındadır. 6098 Sayılı TBK’nin 69. maddesi uyarınca ise, bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Yapı malikinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir inşa eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğu kapsamakta olup, niteliği itibariyle kusursuz sorumluluk türlerinden “olağan sebep sorumluluğu”dur. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Kusursuz sorumlulukta ancak illiyet bağının kesildiği durumlarda sorumluluktan kurtulmak mümkündür. Teoride ve uygulamada; mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusuru ile illiyet bağı kesilir ve kusursuz sorumlu olan kişi sorumluluktan kurtulur. Bu kapsamda, enerji nakil hattının sahibi bulunan davalı, bu yapı eserinin fena yapılmasından, bakımı ve işletilmesindeki eksikliklerden ve dava konusu olayda olduğu gibi elektrik hatlarında oluşan arıza/kabloların yanmaması için alınması gerekli önlemleri almamaktan dolayı sorumludur. Bu sorumluluk, hukuki niteliği itibariyle kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluktur. Bu sorumluluktan kurtulabilmek için fiil ile oluşan zarar arasındaki illiyet bağının kesildiğinin ispatı davalı şirkete aittir. Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği’nin 5. Maddesinde de; kuvvetli akım tesislerinin, cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak bir biçimde yapılması gerektiği hükme bağlanmıştır. Bu bağlamda elektrik dağıtım şirketleri, elektrik verdiği ve abonelik tesis ettiği hatları denetlemek ve kontrol etmekle yükümlüdür. Elektrik dağıtım şirketi, kontrol ve denetim görevini zamanında ve etkin biçimde yapmazsa, doğan zarardan sorumlu olacaktır.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre somut olaya bakıldığında ; dosya kapsamında bulunan —–Sulh Hukuk Mahkemesinin —– sayılı dosyası ve yerinde inceleme inceleme sonucu düzenlenen 16/09/2020 tarihli bilirkişi heyet raporu ve işbu gerekçeli, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli bulunduğu için benimsenen bilirkişi raporları ile birbirini doğrulayan diğer beyan ve delillere göre —–elektrik hattının bilinmeyen bir arıza nedeniyle ısındığı, kablo izolelerinin eriyerek aşağıya aktığı ve davacı —–unvanlı şirketin depo arsasına düşen izole akıntılarının başlattığı yangında —hata yakın depolanmış transpaletlerin yangın içinde kalarak hasar gördüğü ve davacı şirketin maddi zararının oluştuğu, elektrik hatlarının sürekli ve düzenli olaram bakımını yapmayan ve güvenli olmasını sağlamayan —– yukarıda yasal ve yargısal sebepleri açıklandığı üzere işin niteliği gereği olayda kusursuz sorumluluğu bulunduğundan zararın tamamından sorumlu olduğu, davalı şirketin objektif(kusursuz) sorumluluğunu mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusuru sebeplerinden biriyle illiyet bağı yönünden kaldıran bir savunma ve kurtuluş beyyinesi de getiremediği ve böylece davacı vekilinin ıslah beyanı ve işlemi de gözetildiğine bilirkişi heyet raporunda tespit edilen 88.465,00 TL zarar tutarının tamamından davalı şirketin sorumlu olduğu sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Binaenaleyh, davacı tarafından TMK’nin 6 ve HMK’nin 190 maddeleri gereğince haksız fiil ve zarar yönünden ispatlanan davanın; tarafların TTK’nin 16/1 maddesi gereğince tacir sıfatları ve TBK’nin 117/2 maddesi gereğince davanın sebebinin haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle temerrüt tarihinin ıslah edilen miktar dahil haksız fiil tarihinde oluşması karşısında işbu alacağa haksız fiil tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasının gerektiği anlaşılmakla, ıslah talebi doğrultusunda kabulü ile; 88.465,00 TL tazminatın 03/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. maddesi gereğince tamamen davalı sorumlu tutulmuştur. Bu kapsamda 6100 sayılı HMK’nin 323/1-ç maddesi gereğince geçici koruma tedbirlerinden olan delil tespiti için yapılan tüm giderler yargılama giderlerinden sayılmaktadır. Bu kapsamda somut olayda davacı vekili tarafından dava açılmadan önce —–Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —–sayılı dosyası için yapılan giderlerin de davalıya yüklenmesi gerekmiştir. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gözetilerek dava öncesi Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nin 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın kabulü ile, 88.465,00 TL tazminatın 03/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 6.043,04 TL karar ve ilam harcından; peşin alınan 170,78 TL harcın ve ıslah harcı olarak yatırılan 1.339,99 TL harcın mahsubuyla bakiye 4.532,27 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. maddeleri ile AÜT uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 170,78 TL peşin harç, 1.339,99 TL ıslah harcı, 7,80 TL vekalet harcı, 344,90 TL posta masrafı, 2.400,00 TL bilirkişi masrafı toplamı 4.317,87 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından —-Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —-D.iş Sayılı tespit dosyasında yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 73,10 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 550,00 TL bilirkişi ücreti, 314,00 TL keşif harcı olmak üzere toplamı 987,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Kanunu’nun 164/5 maddesine göre davacı vekili için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesap ve takdir edilen 17.900,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına)
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle—– Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.