Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/412 E. 2023/649 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/412
KARAR NO: 2023/649
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 15/06/2023
KARAR TARİHİ: 11/10/2023

Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tarafından ibraz edilen dava dilekçesinde özetle, “Tasfiye Halinde ——– Şirketi” ünvanlı şirketin tasfiyesinin ortak ve tasfiye memuru sıfatıyla davacı tarafından gerçekleştirildiği, söz konusu şirketin ———-Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ———–sicil numarası ile kayıtlı bir limited şirketi olduğu, davalı şirketin ——— Noterliği’nin ——— sayı ve 07/10/2020 tarihli işlemi ile tasdikli 07/10/2020 tarih ve ———- genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiği, tasfiye sonucu terkin işleminin 22/10/2021 tarihinde ticaret siciline tescil edildiği ve fakat daha sonra şirket adına kayıtlı ———- plakalı aracın bulunduğunun anlaşıldığı ileri sürülerek söz konusu şirketin ——— plakalı aracın tasfiyesinin sağlanması için ihyasına karar verilmesi ve davacının tasfiye memuru olarak atanması talep ve dava edilmiştir.
Davacı vekili duruşmada da dilekçesini tekrar etmiştir. Davalı … Sicil Müdürlüğü vekili tarafından ibraz edilen cevap dilekçesinde yasal düzenleme hatırlatılarak ve davalının yasal hasım olması nedeni ile yargılama giderinden sorumlu olmadığı ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.Dava ticaret sicilinden tasfiyeye bağlı olarak terkin edilmiş olan ”Tasfiye Halinde ———- Şirketi” ünvanlı şirket adına kayıtlı olduğu halde tasfiye dışı kalan söz konusu aracın ek tasfiyesinin yapılması için ihya edilmesinin gerekip gerekmediği hususunun aydınlatılmasına yöneliktir. TTK’nin “Ek tasfiye” başlıklı 547.maddesi: “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü içermektedir. Ticaret sicilinin cevabına göre söz konusu şirketin tasfiyeye bağlı olarak 22/10/2021 tarihinde terkin edildiği, şirketin adresinin “——— Mah. ——— Suk. No:——– ———” olduğu ve Mahkememizin yargı alanı içinde kaldığı, son tasfiye memurunun davacı … olduğu belirlenmiştir. ——— Noterler Birliğinin cevabi yazısı ve eklerine göre dava konusu aracın “———- Şirketi” ünvanlı şirket adına kayıtlı olduğu, bu ünvan ile ihyası talep edilen şirket ünvanı arasında “…ve…” ibaresi yönünden uyumsuzluk olmakla birlikte yapılan sorgulamada araç kaydında yer alan ünvanda başka bir şirket kaydının bulunmadığı anlaşıldığından bu uyumsuzluğun yazım-maddi hata kaynaklı olduğu sonucuna varılarak buna göre söz konusu aracın ihyası talep edilen şirket adına kayıtlı olduğunun kabul edilmesi ve davacı tarafın dava açmakta hukuki yararının bulunduğunun esas alınması gerektiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.Eldeki dava yönünden, söz konusu şirket adına söz konusu aracın kayıtlı olmasına rağmen bu araçların tasfiye kapsamında işlem görmediği, şirketin mal varlığında bu araç bulunduğu halde tasfiyenin şeklen ve eksik olarak ticaret sicil kayıtlarına yansıdığı; söz konusu aracın satışı ve bedelinin paylaştırılması ile tasfiyenin tamamlanabilmesinin TTK’nin 547. maddesi anlamında ek tasfiye işlemini gerektirdiği ve bunun için söz konusu şirketin ihya edilerek yeniden ticaret siciline tescilinin zorunlu hale geldiği anlaşılmıştır. Sonuç olarak söz konusu şirketin ihyası için gerekli yasal ve maddi şartların somut olayda gerçekleştiği, tasfiye dışı kalan söz konusu araç yönünden de ek tasfiye yapılmasının gerekli olduğu ve sübut bulan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış olup ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi yönünden söz konusu davacı-tasfiye memurunun tasfiye memuru olarak atanmasının ve ek tasfiye işlemlerinin tasfiye memuru olarak … tarafından yapılması uygun görülmüş olup, yargılama gideri yönünden yapılan irdelemeye bağlı olarak: davalı … Sicil Memurluğu, yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderinden sorumlu tutulmamıştır.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın TTK’nin 547. Maddesi uyarınca KABULÜ ile;
a)——— Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ——— sicil numarasında kayıtlı iken tasfiyesi kapatılmış olan ”——— Şirket” ünvanlı şirketin ticaret sicil kaydının ——— plakalı aracın tasfiyeye dahil edilerek ek tasfiye işlemleri yönünden ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere ———- Ticaret Siciline yeniden tesciline,
b)Ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru davacı … tarafından yürütülmesine, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine,
c)Kararın——— Ticaret Siciline tescil ve ilanına,
2-Maktu karar harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 89,95 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, ,
3-Gerekçede açıklanan nedenlerle davalı … sicil müdürlüğünün yargılama giderinden sorumlu tutulmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan harç ve giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Gerekçede açıklanan sebeple davacı vekili yararına avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu konuda bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
7-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——— Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/10/2023