Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/363 E. 2023/853 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/363
KARAR NO : 2023/853

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ : 26/05/2023

KARAR TARİHİ : 30/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müşteki … tarafından—–. İcra Ceza Mahkeme’sinde çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçuna ilişkin yargılama yapıldığını, bahsi geçen çekin 24/07/2020 keşide tarihli —–seri numaralı 148.000,00 TL bedelli olduğunu, ancak dava konusu çek üzerinde bulunan imza müvekkiline ait olmamakla birlikte imzaya itiraz ettiklerini, müvekkilinin herhangi bir çek imzalamadığını, bahsi geçen borcun taraflarınca kabul edilmediğini, çek üzerindeki imzanın kime ait olduğu belli olmamakla birlikte imza yetkisi olan kişiler tarafından da imzalanmadığını, çek üzerine şirket ismi yazılarak imza atıldığını fakat imzalayan kişinin adı belirtilmediğini, davalının çek hakkında müvekkiline hiçbir zaman başvurmadığını, müvekkilinin bahsi geçen çekten dahi haberi olmamakla birlikte —– İcra Ceza Mahkeme’sinde bulunan dava dosyasından da olmadığını, —– ilçesinde yapılmış olan talimat duruşmasının tebligatları kontrol edildiğinde ilk tebligatın iade döndüğü, ikinci tebligatta müvekkilinin adresten kalıcı olarak ayrıldığını ve muhtara tebliğ yapıldığına ilişkin şerh düşüldüğünü, ancak müvekkilinin herhangi bir şekilde haberi olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, —–. İcra Ceza Mahkemesi’nde —- Esas —— Karar Sayılı hükmün infazının durdurulmasına, müvekkili ve çek üzerindeki imzaların karşılaştırılması amacıyla dosyanın bilirkişiye gönderilmesine, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, alacaklı olmadığını bildiği halde haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine girişen davalı aleyhine takibe konu alacak miktarının %20’sinden az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile birlikte vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacı … 24.03.2020 ile 08.10.2020 tarihleri arasında —– Şirketi’nin tek yetkilisi olarak görev aldığını, 24.07.2020 tarihinde yani davacının tek şirket yetkilisi olduğu dönemde—– Şirketine 148.000 TL değerinde çek keşide edildiğini, söz konusu çekin daha sonra müvekkiline ciro edildiğini, söz konusu çek, çekin hamili olan müvekkili tarafından yasal ibraz süresi içerisinde—– Şubesine ibraz edildiğini, fakat ibraz edilen çekin karşılığı çıkmadığını ve bu durumun çek arkasına şerh edildiğini, karşılıksız çek hakkında, çekin yasal hamili olan müvekkili tarafından 27.04.2020 tarihinde söz konusu çekin keşidecisi —-Şirketi ve müvekkilden önceki ciranta olan —– Şirketi hakkında —-Sayılı dosya üzerinden icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin—- İcra Dairesinde başlatmış olduğu icra takibinden sonra 12.08.2020 tarihinde—– İcra Ceza Hakimliğine söz konusu karşılıksız çek suçu hakkında şikayetçi olunduğunu,—–. İcra Ceza Mahkemesince yapılan yargılama da Davacı … hakkında karşılıksız çek suçundan mahkumiyet kararı verildiğini, her ne kadar dava dilekçesinde—-. İcra Ceza Mahkemesince tebligatların davacı … usulüne göre tebliğ edilmediği iddia edilse de söz konusu İcra Ceza dosyası incelendiğinde tebligatların Tebligat Kanununa göre yapıldığı herhangi bir kanuna aykırılığın olmadığı mahkemece de görüleceğini, ayrıca İcra Ceza dosyasından önce dava konusu çek hakkında müvekkili tarafından —-İcra Müdürlüğü —–Sayılı dosyasında çekin keşidecisi—- Şirketi ve cirantacısı olan —-Şirketi hakkında icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra dosyası incelendiğinde yine tebligatların o dönem Tebligat Kanununa uygun—-Şirketi’nin Mersis adresine gönderildiği ve ortada herhangi bir kanuna aykırılığın olmadığı görüleceğini, daha sonra müvekkiline söz konusu çek bedelinin ödenmesi neticesinde —-İcra Müdürlüğü —-. Sayılı dosyası haricen tahsil nedeniyle 03.07.2023 tarihinde işlemden kaldırıldığını ayrıca —–. İcra Ceza Mahkemesinde Müvekkil söz konusu çek borcunu tahsil etmiş olduğu için şikayetinden vazgeçmiş neticesinede İcra Ceza dosyası da tüm neticeleri ile birlikte düştüğünü, davacı …dava konusu çekte herhangi bir taraf sıfatına sahip olmadığını, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin her türlü dava, talep, şikayet ve başvuru hakları saklı kalmak kaydıyla davacı tarafın söz konusu çekte taraf sıfatı bulunmaması sebebiyle, davanın esasına geçmeden husumet yokluğundan davanın usulden reddine, davacının, dava konusu çekten kaynaklı borçlu olduğu herhangi bir icra takibinin olmaması sebebiyle davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, usule ilişkin taleplerimizin kabul edilmemesi halinde, haksız ve yasal dayanaktan yoksun ispatlanamayan davanın usulden reddine, davanın kötüniyetle ikame etmiş olduğu hususu da gözetilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.

DELİLLER :
Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı, Nüfus Kaydı, Ticaret Sicil Kayıtları,
——.İcra Ceza Mah.—– Esas dosyası,—–Müzekkere cevabı, dosyadaki sair bilgi ve belgeler.

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava , Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi gereğince dava değerine göre 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak ön inceleme duruşması açılmıştır. Ancak davacı vekilinin duruşma öncesi vaki davadan feragat beyanı üzerine ön inceleme duruşması tamamlanmadan doğrudan aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir. Zira davacı vekili tarafından UYAP sistemi Avukat Portal üzerinden gönderilen 29/11/2023 tarihli dilekçeyle eldeki davadan feragat edildiği ve buna göre karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili ise 30/11/2023 tarihli duruşma —– numaralı celsede; davadan feragat edilmesine kanun gereği bir diyecekleri bulunmadığını ancak lehlerine yargılama giderlerie hükmedilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.6100 Sayılı HMK’nin 74.maddesi kapsamında dosyaya mübrez vekaletname üzerinde yapılan incelemede davacı vekilinin davadan feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.6100 sayılı HMK’nin 309/1.maddesi gereğince; feragat dilekçe ile veya sözlü olarak yapılır. HMK’nin 310/1 maddesi gereğince; Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. HMK’nin 309/2.maddesine göre ise; feragat karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatına bağlı değildir. HMK’nin 309/4 maddesine göre de; Feragat kayıtsız ve şartsız olmalıdır.6100 Sayılı HMK’nin 311.maddesinde; “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” hükmü bulunmaktadır.6100 Sayılı HMK’nin 312/1.maddesine göre ise “Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir. Feragat veya kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerini mahkumiyet, ona göre belirlenir.” hükmü bulunmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve anılan yasal düzenlemeler ışığında yapılan inceleme ve değerlendirmede; usulüne uygun olarak yapılan ve davayı sona erdiren taraf işlemi niteliğindeki vaki feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderleri aynı yasanın 326/1 maddesi gereğince davacı üzerinde bırakılmıştır. Burada hemen ifade edilmelidir ki, menfi tespit davalarının kısmi dava olarak açılması mümkün değilse de; Harçlar Kanunu’nun 28/son 30 ve 32.maddeleri gereğince harç tamamlatılmadan davadan feragat edildiğinden karar tarihi itibarıyla zorunlu olarak başlangıçta gösterilen dava değeri esas alınarak yargılama giderleri ve karşı vekalet ücreti hesaplanmıştır. Ayrıca yargılama gideri kapsamında kalan 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13)maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden AÜT uyarınca ödenen arabuluculuk ücretinden de davacı sorumlu tutulmuş ve bu kapsamda arabuluculuk ücretinin de davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubuyla bakiye 89,95 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesinea,
4-)Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Kanunu’nun 164/5 maddesine göre davalı vekili için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1,13/2 maddeleri uyarınca hesap ve takdir edilen 10,00 TL nispi vekalet ücreti ve 25,60 TL vekalet harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansınin yatırana iadesine, (Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına )
Dair, davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; —– Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.