Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/203 E. 2023/636 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/203 Esas
KARAR NO: 2023/636
DAVA: Manevi Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/01/2021-24/03/2023
KARAR TARİHİ: 05/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tüm dünya için zorlu geçmekte olan bu günlerde, başta kamu sağlığının korunması olmak üzere, ülkemizde üretimin sekteye uğramaması devletimizin öncelikleri arasında olduğunu, müvekkil Şirketin bu meyanda Devletin tüm tedbir, önlem ve talimatlarına birebir uyarak ve uygulayarak fabrikada üretime devam ettiğini, davacı şirketin Pandemi sürecinin en başından beri çalışanların sağlığını her zaman öncelikli olarak koruduğunu, bu hususun somut sayılar ile belli olduğunu, buna rağmen davalının sahip olduğu ——— ve ——- alan adlı internet sitesinde 18.09.2020 tarihli “Ölen ölsün kalanla üretime devam!” başlığıyla yayımlanan sözde haber yazısında ve Müvekkil Şirket hakkında kamuoyunu yanıltan, maddi gerçeklikle hiçbir surette bağdaşmayan bir yayım yapıldığını, Müvekkili şirketin kamuoyundaki şeref ve saygınlığına karşı bir saldırı başlatıldığını, yalan rakamlar ve gerçek dışı iddialarla Müvekkil Şirket hakkında, kamuoyunda, çalışanlarının sağlığını hiçe sayan, çalışanlarını ölüme gönderen bir işveren profili çizerek yapılan sözde haber Müvekkil Şirkete atılmış bir iftira niteliğinde olduğunu, bu habercilik anlayışının kamuoyunu kasten yanlış yöndendirerek, sadece Müvekkili Şirketin saygınlık ve itibarını sarsmakla kalmayıp, pandemi sürecinde hem fiziki hem psikolojik olarak zorlu bir dönem geçiren tüm çalışan – çalışmayan halk nezdinde de galeyan ve panik havası yaratılmaya çalışıldığını, müvekkili Şirketin, kişilik hakkına yapılan ve sürmekte olan saldırının tespiti ile sona erdirilmesine ve söz konusu haberin yayınlandığı internet sitesinden kaldırılmasına, müvekkil Şirketin ticari itibarını ayaklar altına almak suretiyle şahsiyet haklarının tecavüze uğratıldığı düşüncesiyle davalıdan, 1.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tazminine, vekalet ücreti ve yargılama masraflarının davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP /TALEP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu haberin, daha doğru bir ifade ile mektubun 18.09.2020 tarihinde ——- gazetesinde ve gazetenin internet sitesinde yayınlandığını, dava konusu yazıda davacı şirkette çalışan işçiler tarafından yazılmış bir mektup olduğunu, mektupta işçilerin isimlerinin gizli tutulmasının nedeni, bu gerekçe ile işten çıkarılmalarından korkmaları olduğunu, kaldı ki, Basın Kanunun 12. Maddesi gereği, “Süreli yayın sahibi, sorumlu müdür ve eser sahibi, bilgi ve belge dahil her türlü haber kaynaklarını açıklamaya ve bu konuda tanıklık yapmaya zorlanamaz. ” dava konusu mektubun, bu kapsamda hazırlanmış ve yayınlanmıştır. Davacının kişilik haklarını ihlal edici nitelikte değil, tam aksine hukuka uygunluk sınırları içerisinde olduğunu, dava konusu mektup haber okunduğunda görüleceği üzere, işçilerin kendi görüşlerinin aktarıldığı görüleceğini, haberde Kovid-19 salgını içinde çalışmaya devam etmek zorunda olan işçilerin endişelerine yer verilmiştir. Kaldı ki, ——- gazetesinde bir çok yerdeki işyerlerinden işçilerin çalışma koşullarına ilişkin mektuplar yayınlandığını ve bu durumun işverenlerin çalışma koşullarını iyileştirmelerine vesile olduğunu, Kovid -19 salgınında ——- çağrılarının yapıldığı, günde 200 -250 kişinin Kovid – 19 sebebi ile öldüğü, her gün binlerce kişinin de enfeksiyon kaptığı ülkemizde böyle bir dönemde işe gitmek, yan yana çalışmak takdir edilir ki son derece tedirgin edici bir durum olduğunu, dava konusu mektupta da bu durumdan bahsedildiğini, bir haberin, kişinin aleyhinde olması, o haberi gerçeğe aykırı veya haberin şahsın veya kurumun kişilik haklarını ihlal ettiği anlamına gelmeyeceğini, basının görevi, haber yaparken, makale yazarken bunların kişilerin lehine veya aleyhine olmasına göre davranmak olamayacağını, Kaldı ki, basın özgürlüğü çerçevesi içinde yapılan haberlerin, yazıların da kişilerin aleyhine olması, onların eleştirilmesi, basın ve düşünceyi açıklama özgürlüğünün olmazsa olmazları arasında olduğunu, haksız olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.

DELİLLER: Ticaret Sicil Kayıtları, İnternet Sitesi Haberi Görüntüleri, ——- Müdürlüğü müzekkere cevabı , Dosya kapsamındaki sair bilgi ve belgeler.

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:Dava, Manevi Tazminat ( Basın Yoluyla Kişilik Haklarına Saldırıdan Kaynaklanan ) istemine ilişkindir. Dosya Mahkememizce ——– Sayılı ilamı ile verdiği görevsizlik kararı sonucunda gelmiştir. Mahkememizce taraf vekillerine davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmış, taraf vekillerinin beyanları dinlenmiş ve davalı vekilinin vaki itirazı da gözetilerek davanın dava şartları yönünden incelenmesi sonucunda aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/(2)-maddesine göre ‘diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır. Hükmü bulunmaktadır. Aynı yasanın 115. maddesine göre ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” hükümleri mevcuttur. Dava şartlarına ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu yasal çerçevede mahkemelerce dava şartları her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir.6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinde aynen; “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. (2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi bulunmaktadır. 6102 Sayılı TTK’nin 5/A maddesine göre de konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.6102 Sayılı TTK”nin 5. maddesine eklenen ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğü giren 5/A maddesi de arabuluculuğa tabi ticari davaların bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davaları olarak tanımlanmıştır. Buna göre dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurulmuş olması 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ye eklenen 5/A ve HMK’nin 114/2. maddeleri uyarınca dava şartıdır. 6100 sayılı HMK’nin 137, 138 ve 140. maddedeki ön inceleme aşamasında dava şartlarının inceleneceğine dair düzenlemeler, henüz incelenmemiş ise tahkikata geçilmeden önce dava şartlarının incelenmesi zorunluluğunu belirtmektedir. Bu hükümler her aşamada dava şartlarının incelenebileceğine dair 115. madde düzenlemesine inceleme zamanı bakımından en erken zaman olarak sınır çizen bir düzenleme olmayıp incelemenin en geç ne zaman yapılması gerektiğini göstermektedir.6100 sayılı HMK’nin 30. maddesine göre Hakim lüzumsuz masraf yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür. 6100 sayılı HMK’nin 138. maddene göre de öncelikle dava şartları ile ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verileceği hükme bağlanmıştır. Yukarıdan beri gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan hukuki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacı şirketin istemi Basın Yoluyla Kişilik Haklarına Saldırı nedeniyle manevi tazminat olarak bir miktar paranın davalıca ödenmesine karar verilmesine yöneliktir. Dava görevsizlik kararı veren ——— Asliye Hukuk Mahkemesinde 27.01.2021 tarihinde açılmıştır. Olayda olduğu gibi her iki tarafın ticari şirket /tacir ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olan davalar nisbi ticari dava olup, nisbi ticari davalardan kaynaklanan alacak ve tazminat talepleri dava açılış tarihi itibariyle zorunlu arabuluculuk kapsamındadır. Davanın ilk, görevsiz mahkemede açılmış olması bu sonucu değiştirmemektedir. Bu cümleden olmak üzere işbu davada dava dilekçesine arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği eklenmediği, dava dilekçesinde bu yönde hiçbir açıklama yapılmadığı gibi hüküm anına kadar bu noksanlığın giderilmediği de anlaşılmıştır. Bu durumda yasaya göre Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir. Binaenaleyh; 6102 sayılı TTK’nin 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi ve HMK’nin 114/(2) ve 115. maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)-Davanın, 6102 sayılı TTK’nin 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi uyarınca ‘arabulucuya başvurulmadan dava açılması nedeniyle’ 6100 sayılı HMK’nin 114/(2) ve 115. maddelerine göre DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının, başlangıçta peşin olarak alınan 59,30 TL harcın mahsubuyla bakiye 210,55 TL harcın, davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-)Davalı davada kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1, 13/2 ve 7/2 maddeleri gereğince 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine; bu konuda Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle ——– Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/10/2023