Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/15 E. 2023/437 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/15 Esas
KARAR NO: 2023/437
DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/01/2023
KARAR TARİHİ: 08/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 26.04.2019 tarihinde araç kiralama sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye göre davalıya teslim edilen araçların sözleşmenin 10 ve 11. maddeleri gereğince, sözleşme süresinin bitim tarihi olan 30 Nisan 2022 tarihinde araçların tamamının müvekkili şirkete teslim edilmesi gerektiğini, ancak ——- ve ——- plakalı araçların sözleşme süresinin bitim tarihi olan 30.04.2022 tarihinde müvekkiline teslim edilmediğini, sözleşme bitim tarihinde teslim edilen araçların kilometreleri ile oynandığı servis raporları ve evraklar üzerinden tespit edildiğini, 30.04.2022 tarihinde, bahis konusu sözleşme kapsamında müvekkiline teslim edilen —— ve —— plakalı araçların kondisyonundaki kayıptan şüphelenen müvekkilinin, araç servis kayıtlarını ve —— Genel Müdürlüğü’nün uygulaması olan —– sistemi üzerinden yapmış olduğu inceleme ile araçların kilometrelerinin düşürüldüğünü tespit ettiğini ve 13.05.2022 tarihinde polis memurlara verdiği ifadesinde de durumu bu şekilde açıkladığını ve belgelendirdiğini, müvekkilinin şikayeti doğrultusunda —— numaralı soruşturma dosyası üzerinden soruşturma başlatıldığını, davalı şirket yetkilisi hakkında resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarında da suç duyurusunda bulunulduğunu, —— plakalı aracın davalının uhdesindeyken 01.09.2021 tarihinde termostat tamiri/bakımı için servise gittiğini, burada aracın kilometresi “85.124 Km.” olarak yazıldığını, ancak aracın müvekkili şirkete teslim edildiği 27.04.2022 tarihindeki araç kilometresi “83.556 Km.” olduğunu ve her iki tarafın imzaladığı bir teslim tutanağı ile bu hususun tespit edildiğini, 7 ay içerisinde aracın gösterge panelindeki kilometresinin 1568 KM ye DÜŞtüğünü, —— kayıtlarında da açıkça görüldüğü üzere, iki tarih arasındaki sürenin 3 ay olduğunu ve aracın kilometresinin 18.340 Km. Düşürüldüğünü, davalının —— kayıtlarına girdiği kilometrelerin, giriş yaptığı tarihte gösterge panelinde yazan kilometre olması yasal zorunluluk olup aksi durumda olası bir denetlemede davalının yaptırımlarla muhatap olmasının kaçınılmaz olduğunu, sözleşme bitiminde müvekkiline teslim edilen araçların, davalının yetkilisi ve müvekkili şirket yetkilisi tarafından kontrol edildiğini ve araçtaki hasarların, teslim tutanağına geçirilerek her iki yetkili tarafından imzalandığını, bu teslim tutanağı doğrultusunda, —— şirketi ekspertiz şirketine hazırlatılan “ön ekspertiz fişi”nde araç için yapılan masrafın 2.242,00 TL olarak belirtildiğini,—— plakalı araçta 27.04.2022 tarihli “araç teslim alma tutanağı” na göre; arka tamponun hasarlı, ön tamponun alt panjuru kırık ve arka camın çizik olduğunun araç için yapılan masrafın 3.521,00 TL olarak belirtildiğini, ——- plakalı araçta 27.04.2022 tarihli “araç teslim alma tutanağı” na göre; antenin kırık olduğunu, sağ arka çamurlukta ezik olduğunu, araç için yapılan masrafın 3.593,00 TL olarak belirtildiğini, ——– plakalı araçta 27.04.2022 tarihli “araç teslim alma tutanağı” na göre; ön tamponun alt panjurunun kırık olduğu, bijon anahtarının bulunmadığı, sol ön kapı kenarı vurulduğunu, sol marjbiyel hasarlı olduğu, sol kapı, sol arka çamurluk, kaput, sağ arka kapı, sağ ön kapı nokta ezikler mevcut olduğu, sol ön kapı kenarı vurulduğu, arka 1ampon, sağ ve sol kenar, sağ arka çamurlukta hasar mevcut olduğunu, sol ön taban halı sigara yanığı mevcut olduğu, araç için yapılan masraf 15.000 TL olarak belirtildiğini, bahis konusu edilen hasarlar, davalıdan talep edilmişse de müvekkiline ödenmediğini, bu hasarlar araçların değerinde de kayba sebep olduğunu, davalı bu hasarlardan araçları teslim ettiği tarihte haberdar olduğunu, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; 26.04.2019 tarihli sözleşmeye istinaden davalıya teslim edilen —— VE —— plakalı araçlara ilişkin şimdilik 500 TL değer kaybı, 500 TL ve 500 TL sözleşmeye aykırılık nedeniyle cezai şart olmak üzere toplam 1.500,00 TL’nin onarım masrafı olmak üzere toplam 1.000,00 TL’nin araçların müvekkili şirkete teslim tarihi olan 27.04.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte olmak üzere davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP /TALEP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı taraf, dava dilekçesinde taraflar arasındaki sözleşme gereğince sürenin bitiminde araçların kendilerine teslim edilmesi gerekirken müvekkili tarafından ——- ve —— plakalı araçların teslim edilmediğini, bu hususun sözleşmenin 10 ve 11.maddelerine aykırılık teşkil edeceğini belirtmişse de işbu iddianın gerçeği yansıtmadığını, ilgili hüküm tek taraflı olup müvekkili şirket ile davacı şirket arasındaki edimlerin orantısız olmasına zemin hazırlamakla birlikte, Türk Borçlar Kanunu’nun 27 ve 28. Maddesine aykırılık teşkil ettiğini, ilgili hüküm “kiracının elinde hiçbir hukuki nedene dayanmaksızın” şeklinde genel ve soyut bir ifade içermekte olup, davacı tarafın huzurdaki davayı ikame etmesinin temel dayanağını oluşturan araçlar üzerindeki haksız yakalama şerhleri nedeniyle bahsi geçen araçların müvekkilin elinde kalmış ve davacı ilgili hükmü işleterek müvekkiline karşı aşırı yararlanma durumuna geldiğini, davacının hiçbir delil tespiti ve bilirkişi incelemesi yapılmaksızın müvekkili hakkında suç duyurusunda bulunup huzurdaki davayı ikame etmesi neticesinde müvekkilinin araçları teslim etmediğinden bahsetmesi kötü niyetli olup, ilgili sözleşme hükmü ise emredici hükümlere aykırılık nedeniyle geçersiz olduğunu, müvekkilinin kira sözleşmesi uyarınca zilyetliğini elinde bulundurduğu bahsi geçen araçlardan ——– plakalı araçları 27.04.2022 tarihinde teslim ettiğini, davalı tarafça huzurdaki davaya konu olay ile ilgili yapılan haksız ve asılsız suç duyurusu neticesinde ——- Soruşturma numaralı dosyaya soruşturmaya konu ve yakalama konulan ——– plakalı araçların müvekkili şirkete ait adreste araçların teslim edileceği bildirildiğini, yine müvekkili şirket tarafından keşide edilen ihtarname ile hukuki yararları kalmaması sebebiyle kira sözleşmesine konu ve yakalama konulan yukarıda bahsi geçen diğer araçların da teslim edileceğinin hem davacıya hem de savcılık dosyasına bildirildiğini, ancak davacı tarafça bu hususa ilişkin herhangi bir teslim alma işlemi gerçekleştirilmediğini, yine bu hususta müvekkili şirket tarafından davacıya keşide edilen ——- Noterliği’nin 25.08.2022 tarihli ——- yevmiye numaralı ihtarnamesinde müvekkili şirket zilyetliğinde bulunan ——- plakalı araçların ——- adresinde olduğu bildirildiğini, müvekkili şirketin araç teslimi hususunda kira sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirdiğini ancak davacı şirketin haksız ve hukuka aykırı şekilde araçlara yakalama şerhi konulmasını talep etmesi neticesinde araçların trafiğe çıkarılamadığı gibi teslim edilemediğini, bu ortamda hukuka aykırı sözleşme hükümlerini işleterek tazminat talep etmesi haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı taraf, ——- plakalı araçların kilometrelerinin düşürüldüğü iddiasıyla öncelikle ——- Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu ve akabinde huzurdaki davanın ikame edildiğini ifade ettiğini, kilometreler ile oynanılması hususuna temel dayanak olarak ise araçların servise giriş çıkış kayıtları ile ——– kayıtlarını öne sürdüğünü, geçen bu süre zarfında müvekkili şirket üzerine düşen kira bedeli ödeme yükümlülüğünü yerine getirmişse de davacı şirket tarafından müvekkili şirkete teslim edilen araçlara savcılık nezdinde tek taraflı şekilde yakalama şerhi konulduğunun anlaşıldığını, yapılan araştırmada sözde araçların kilometre bilgilerinin değiştirildiği ve bu nedenle savcılık nezdinde suç duyurusunda bulunulduğu ve müvekkili şirketin bu duruma sebebiyet verdiği belirtilmişse de araçların kilometrelerine ilişkin hiçbir delil tespiti veya mahkeme kararı bulunmadan bu olay müvekkili şirkete yükletildiğini, bu kapsamda şüphelinin yapmış olduğu şikayet üzerine ——- Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ——– Sayılı dosyası ile müvekkili şirket yetkilisi —— hakkında soruşturma başlatıldığını, sürecin devam ettiğini, müvekkilinin kendi zilyetliğinde olan araçların belirli tarihlerde yapılan yeni kiralamalar nedeniyle sisteme girmiş olduğu kilometre bilgilerinin davacı tarafından hangi yolla ele geçirildiği ve müvekkili aleyhine nasıl kullanıldığının bilinmediğini, dava dosyasında yapılan incelemede davacı tarafça —— ve ——- sisteminden müvekkilinin zilyetliğinde bulunan ve uzun dönem kiralanan (KTK m.3 gereği müvekkilin işleten sıfatını kazandığı) araçların bilgilerinin sorgulandığı açıkça ikrar edildiğini, bu hususta davacı tarafça ——- plakalı araçların kiralama bilgileri, hasar bilgileri ve kilometre bilgileri hukuka aykırı şekilde sorgulanmış olup, bu durum müvekkilinin mağduriyetine yol açtığını, müvekkilinin kiralama yaptığı şahıs bilgileri de bu sistemde kayıtlı olup, davacı tarafından hukuka aykırı şekilde sorgu yapılarak ele geçirildiği görüldüğünü, davacı tarafça dosyaya sunulan sözleşme içeriği incelendiğinde——- ve ——- sistemine kimin veri girişi yapacağı konusunda somut bir hüküm bulunmadığının görüldüğünü, müvekkili şirketin araçlardaki kilometre bilgilerini düşürdüğüne ilişkin kesin delil teşkil eden bilgi ve belge bulunmamaktadır. zira davacı tarafça dava konusu araçlara ilişkin ilgili kurumlardan araçların kilometresinin oynanıldığına dair resmi bir rapor alınmadığı gibi bir delil tespiti dahi yaptırılmadan kötü niyetli şekilde davanın ikame edildiğini, müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığını ve ispat edilemeyen bir olay neticesinde sözleşmeye konu araçların kira bedelinin davacı şirkete ödenmesine rağmen araçlardaki yakalama şerhleri kaldırılmadığını, davacının hukuka aykırı şekilde araçlara yakalama koyduğu dönemlere ilişkin araç kiralama bedellerinin tahsili adına müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını ve müvekkili şirket araçlardan faydalanamamasına rağmen kira bedeli ödeyerek maddi zarara uğradığını, yine davacı taraf sözleşmeye konu ve taraflarınca teslim edilen araçları gerçek bedellerinden çok daha aşağı bir fiyattan satmış olduğu hususunda gerçeğe aykırı şekilde beyanda bulunarak kamuyu da zarara uğrattığını, bu nedenle öncelikle sözleşmeye konu araçlara ilişkin bir satış işlemi yapılmış ise bu husustaki bilgi ve belgelerin dosyaya sunulması ve araçların gerçek değerlerinin tespit edilmesi ve akabinde hukuka aykırı şekilde elde edilen ve gerçeği yansıtmayan deliller ile ikame edilen huzurdaki davanın reddedilmesi gerektiğini, davacı taraf her ne kadar kira sözleşmesine konu araçların hasarlı şekilde teslim edildiğini ve bu hasarlara ilişkin müvekkili şirket tarafından ödeme yapılmadığından bahsetmiş ise de bu iddianın kabulünün mümkün olmadığını, davacı taraf her ne kadar sözleşme gereği müvekkile şirketin kilometre aşımı yaptığı ve sözleşmede belirtilen aşım bedelinden sorumlu olduğunu belirtmişse de yapılan sözleşmenin süresi 26.04.2019 – 30.04.2022 dikkate alındığında araçlarda yıllık bazda herhangi bir kilometre aşımı yapılmadığını ve bu nedenle müvekkilinin sorumlu olduğu bir tutar bulunmadığının ortaya çıkacağını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.

DELİLLER: Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Son Tutanağı, —— Ticaret Odası —— Kayıtları, ——- Noterler Birliği Trafik Tescil Kayıtları, —— Müzekkere Cevabı, Araç Kiralama Sözleşmesi, Araç Teslim Tutanağı, Dosyadaki Sair Bilgi Ve Belgeler.

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:Dava, Alacak (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır. Anayasa’nın 37. maddesine göre “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz”. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/(1)-c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. 115. maddesine göre, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” Bu yasal çerçevede mahkemelerce görev konusu her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu değildir. Anayasa’nın 141/4 ve 6100 Sayılı HMK’nin 30.maddesi gereğince usul ekonomisi ilkesi gözetilerek; 6100 sayılı HMK’nin 114 ve 115. maddelerinde bulunan düzenlemeler kapsamında dava şartlarına yönelik (görev) yapılan ilk inceleme ve değerlendirme sonucunda doğrudan aşağıdaki hüküm sonuca ulaşılmıştır. 6102 Sayılı TTK’nin 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlığın konusu işin her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde özel düzenleme olmalıdır. Yine Türk Ticaret Kanunun 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılmasının görevin belirlenmesi yönünden bir etkisi bulunmamaktadır. 6100 Sayılı HMK’nin 4/1-a maddesine göre; kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda ” SULH HUKUK MAHKEMELERİ” görevlidir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 299. maddesinde; ” Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır. Bu kapsamda taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği ve dava konusu edilen uyuşmazlığın mahiyeti gereği olaya kira hükümlerinin uygulanması gerektiği, tarafların tacir olmasının ve/veya işin ticari olmasının da mahkemenin görevini etkilemeyeceği ifade edilmelidir. Yukarıda yapılan açıklamalar ve gösterilen yasal düzenlemeler, dava dilekçesindeki anlatım ve ekli belgeler ışığında dava konusu olayda taraflar arasındaki uyuşmazlığın açıkca ‘araç kiralama sözleşmesinden’ kaynaklandığı ve sözleşmeye aykırılık nedeniyle kiralanan araçlara ilişkin değer kaybı ve cezai şart istemine ilişkin olup, 6100 sayılı HMK’nın 4/1.a maddesi gereğince davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Buna göre uyuşmazlığın TTK’nin 4.maddesine göre mutlak ve nispi ticari dava kapsamında kalmadığı işbu kira ilişkisi ve sözleşmesinden kaynaklanan davada görevli mahkemenin 6100 sayılı HMK’nin 4/1.a maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Binaenalehy, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle davanın, 6100 sayılı HMK’nin 115/1-2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın, 6100 sayılı HMK’nin 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle; 6100 sayılı HMK’nın 115/1-2 maddesi uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-)6100 sayılı HMK’nin 114/1-c ve 4/1-a maddeleri uyarınca görevli mahkemenin ——— SULH HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-)6100 Sayılı HMK’nin 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin, süresi içinde Kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; veya Kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak talepte bulunması halinde dava dosyasının GÖREVLİ ——-SULH HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE
4-)Yargılama giderlerinin 6100 Sayılı HMK’nin 331/2 maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmezse talep halinde dosya üzerinden davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
5-)6100 Sayılı HMK’nin 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin,süresi içinde Kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; Kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde mahkememiz tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nin 331/3 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle ——– Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.08/06/2023