Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/140 E. 2023/547 K. 06.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/140
KARAR NO: 2023/547
DAVA: Kooperatifin Dağılması İstemli
DAVA TARİHİ: 28/02/2023
KARAR TARİHİ: 06/09/2023

Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili tarafından ibraz edilen ve gerekli-yeterli kısımları:”…KONU: Amacına ulaşmış olan kooperatifin tasfiyesi ve tasfiye sonucunda ferdileşmenin yapılması talepli dava dilekçemizden ibarettir.AÇIKLAMALAR1. MADDİ VAKIAMüvekkil …, ———- Kooperatifi’nin üyesi olup işbu kooperatif adına tescilli olan ——- İli, ——– İlçesi,——– Pafta, ——— Parsel numarada kayıtlı ——– m2 yüzölçümüne sahip arsa ile——— İli, ——— İlçesi, ——– Ada, ——– Parsel numarada kayıtlı 12.643,80 m2 tutarlı arsaya sahip kooperatifte 1/20 oranında paya sahiptir. İşbu taşınmazlar üzerinde kurulu 2 adet ikiz, 8 adet tek villa nitelikli taşınmaz bulunmaktadır.Konut yapı kooperatifi olarak ana sözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ile birlikte kooperatifin kurulma amacına ulaşılmasına karşın ilgili taşınmazlar üzerinde tapu idaresi nezdinde henüz bir ferdileştirmeye gidilmemiştir. Müvekkile ve diğer pay sahiplerine yalnızca her ne kadar hukuka uyar olmasa dahi fiili olarak bir taksimat yapılmış ve bu surette kullanımlar tahsis edilmiştir.Ferdileşmeye gidilmediği sürece tahsis edilen taşınmazlara ilişkin kullanım ihlallerinin ve hukuka aykırılıkların kooperatif eliyle çözülmesi gerekmekte ve taraflar arasındaki muhtemel hukuki süreçlerin önü kesilmektedir. Ancak somut durumda kooperatif yönetimi sorumluluğuna karşın hiçbir şekilde bu ihlal ve aykırılıklara müdahale etmemektedir. Bu neticede herhangi bir işlevi kalmamış olan kooperatifin kanunda gösterildiği hali ile tasfiye edilmesini ve yapı kullanma izninin alınmasını müteakip ortakların 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre ferdi münasebet işlerinin sonuçlandırılmasını Sayın Hakim’den talep etme zorunluluğu hasıl olmuştur.2. HUKUKİ NEDENLER2.1. KOOPERATİF AMACINA ULAŞMIŞTIR. Malumlarınız olduğu üzere kooperatiflerin esas amacı, kooperatif üyelerinin bazı ekonomik çıkarlarının karşılıklı yardım, dayanışma ve yararlandırma yolu ile sağlanması ve geliştirilmesidir. Bu anlamda kooperatifin amacı, üyeleri için her türlü ekonomik çıkarların karşılanması olabilecektir. Günümüzde bu ekonomik çıkarların başında kişilerin konut edinme ihtiyaçları gelmektedir. Özellikle belirli gelir grubuna mensup bulunan insanların, konut edinme gibi en temel ihtiyaçlarına tek başlarına çabalayarak ulaşabilmeleri çoğu zaman mümkün olamamaktadır. Konut yapı kooperatifleri ise bu ihtiyacı karşılamak amacıyla oluşturulmuş teşekküller olarak karşımıza çıkmaktadır.——— esas sayılı ilamında;”Yapı kooperatiflerinin amacı, ortakların belirli ekonomik yararlarını karşılıklı yardım dayanışma ve iyi niyet kuralları içerisinde sağlama ve konutu bulunmayan ortaklara bir konut yapmaktan ibarettir.”Denilmek suretiyle yapı kooperatiflerinin amacı açıklanmıştır.1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre hazırlanmış olan ——- Kooperatifi Ana Sözleşmesinin 6. maddesine göre kooperatifin ana amacı ortakların konut ihtiyacını karşılamaktır.Bu doğrultuda——— Kooperatifi, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na ve Ana sözleşmesine göre, paydaşlar arasında para toplanıp her ne kadar hakkaniyet ilkesine aykırı olarak düzenlenmiş olsa bile paylaşım yaptıktan sonra yasal dağılma sürecine girmiş ve bu tarihten itibaren de kanunsuz olarak varlığını sürdürmüştür.2.2. KOOPERATİF KANUNSUZ OLARAK YÖNETİLMEKTEDİR.——— Kooperatifi, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa ve Ana Sözleşmesine göre, ferdi münasebete geçerek amacına ulaşmasına rağmen, kooperatif kanunsuz olarak yönetilmeye devam edilmektedir. Dava konusu kooperatifin Ana sözleşmesinin 64. maddesi; “Yapılan konutlar ortaklara dağıtıldıktan sonra; “kooperatif aradan çekilir ve konutların mülkiyetleri ortaklara aktarılarak ferdi münasebete geçiş işlemlerine başlanır.”Şeklinde düzenlenmiştir.Her ortağın kendi konutlarının Kat Mülkiyetli Tapu Senetlerini ve Yapı Kullanma İzin Belgelerini/İskân Ruhsatlarını almalarını müteakip ortağın artık kooperatifle ilişiği kesilmiş olur. Kooperatif yönetiminin en çok bir yıl içinde, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre ortaklarının ferdi münasebet işlerini sonuçlandırması şarttır.1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 81nci, Ana Sözleşmesinin 85. maddesine göre; “Kooperatif Ana Sözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır. Ancak, tescil tarihinden itibaren altı ay içerisinde usulüne uygun şekilde ana sözleşme değişikliği yapılarak kooperatifin amacının ve türünün değiştirilmesi halinde dağılmaya ilişkin hüküm uygulanmaz. Konut Yapı Kooperatiflerinde yapı kullanma izninin alınmasını müteakip en geç bir yıl içinde ortakların Kat Mülkiyeti Kanununa göre ferdi münasebet işleri sonuçlandırılır. “634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 12 b) maddesine göre; kat mülkiyetinin kurulması, yapılan konutların ortaklar adına tescil edilmesi ve ferdi mülkiyete geçilebilmesi için, bir yönetim plânı gerekmektedir.634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 17. maddesine göre; “Kat irtifakı kurulmuş gayrimenkullerde, yapı fiilen tamamlanmış ve bağımsız bölümlerin üçte ikisi fiilen kullanılmaya başlanmışsa, kat mülkiyetine geçilmemiş olsa dahi, gayrimenkulün yönetiminde kat mülkiyeti hükümleri uygulanır.”İşbu kanun ve ana sözleşme hükümlerine rağmen ———- Kooperatifi kuruluş amacını tamamladıktan bu yana dağılma, tasfiye veya işletme kooperatifine geçiş sürecini hiçbir genel kurulun gündemine almamış ve genel kurulun kararını sorgulamamıştır. Paydaşlar imar barışı ile her ne kadar yapı kayıt izni almış olsalar bile sitenin yönetiminde Kat Mülkiyeti Kanunu’nun hükümleri uygulanamamaktadır.2.3. SİTE YÖNETİM KURULU YETKİLERİ GASP EDİLMEKTEDİR.——– Kooperatifi Yönetim Kurulları ve mevcut Yönetim Kurulu, Site Yönetim Kurulunun yetkilerini kanunsuz olarak gasp etmeye devam etmektedir.Bu durumlara örnek olarak Konut Yapı Kooperatif Yönetim Kurulu, Ana Sözleşmesindeki Genel Kurulun toplanma ve karar alma nisaplarını kötüye kullanarak üyelerden tahsil ettiği aidatlarla sözleşmedeki tali amaçlara yönelik usulsüz sosyal tesisler inşa etmektedir. Yönetim Kurulunun, üyelerinden tahsil ettiği aidatlarla ‘’üyelerinin konutlarını ve ortak alanlardaki tesisleri inşa etmesi gerekir’’. Ancak Konut Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu, ortak alanlardaki tesisleri inşa etmeyi müteakip bu amaç ve görevini kaybettiği için üyeler kendi konutlarını kendileri inşa etmiştir. Bu durumda Konut Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu, halen üyelerinden tahsil ettiği aidatları, doğrudan doğruya yetkilerini gasp ettiği ve kurdurmadığı Yönetim Kurulu giderlerini (çalışan işçilerin maaşları, ortak alanlardaki tesislerin ve yeşil alanların bakım ve onarımları, güvenlik hizmetleri vb.) karşılamak amacıyla kullanmaktadır.Bu durum, Konut Yapı Kooperatifi Ana Sözleşmesinde yer almayan yetkilerin kullanılmasına yol açtığı gibi Kooperatifin amacının gerçekleşmeyeceğini de göstermektedir.2.4. TAŞINMAZLARIN FERDİLEŞMESİ GEREKMEKTEDİR.Malumlarınız olduğu üzere ferdileşme kavramı Kooperatif Kanunu’nun 81. Maddesinde;”Konut yapı kooperatiflerinin ana sözleşmede gösterilen işlerin tamamlanıp ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil ettirilmesinin ardından kooperatif amacına ulaşmış kabul edildiğinden ya dağılacaktır veya amacı değiştirilerek varlığını sürdürecektir”Şeklinde kanun hükmü düzenlenmiştir.Bu madde bir bütün olarak her ne kadar kooperatiflerin dağılma sebeplerini ortaya koymakta ise de, konut yapı kooperatifleri bakımından ferdileşmeyi ayrıca bir dağılma sebebi olarak düzenlemiş bulunmaktadır. Bunun anlamı, konut yapı kooperatiflerinde ferdi mülkiyete geçişin aynı zamanda kooperatifin tasfiye sürecine girerek, tüzel kişiliğinin sona ermesine yol açacaktır.Ferdi mülkiyete geçiş aşamaları olarak kooperatif tarafından her ne kadar hakkaniyete aykırı bir şekilde de olsa paylaşım yapılmış, paydaşlar paylarına düşen ödemeleri gerçekleştirmiştir. Ancak kooperatif yönetimi tarafından taşınmazların tapu kütüğünde bina olarak cinsinin tahsisi yapılmamış, bu sebeple binanın mülkiyeti kat mülkiyeti kanununa göre düzenlenmemiştir ve bağımsız bölümlerin mülkiyetleri ortaklara devredilmemiştir.Yukarıda da bahsedildiği üzere davalı ——– Kooperatifi ana sözleşmenin 6. Maddesi doğrultusunda amacını tamamlamış ve paydaşlar kendilerine paylaştırılan bölümlere taşınmazlarını inşa etmiştir. Bu doğrultuda yıllardır kullanmakta oldukları konutların tapularını, yapı kayıt belgesi almalarına rağmen kooperatifin kanun dışı yönetilmesi sebebiyle alamamaktadırlar.Kooperatifler Kanunu’nun 2. maddesinin 2. fıkrası, yapı kooperatifleri ile konusuna taşınmaz mal temliki dahil bulunan diğer kooperatiflerin ana sözleşmelerinde ortaklara taşınmaz mal temlik edileceği hakkındaki taahhütler başka bir resmi şekil aranmaksızın muteberdir demektedir. Söz konusu fıkra hükmü ile medeni hukukumuzda geçerli olan önemli bir hükme istisna getirilmektedir. Malumlarınız olduğu üzere gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi noterlerce baştan sona re’sen düzenlenen resmi şekle bağlı bir sözleşmedir. Bu doğrultuda Kooperatifler Kanununun ilgili hükmü ile konut yapı kooperatifleri ana sözleşmesinde bulunan bu yönde bir düzenlemenin başka bir resmi şekil şartı aranmaksızın gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi olarak geçerli kabul edileceğini hükme bağlamıştır. Kooperatifler Kanunu’nun bu hükmü, konut yapı kooperatiflerinin ortaklarına kooperatif yetkililerinin ferdi mülkiyete geçişi geciktirmeleri halinde, ortakların Medeni Kanunun 716. maddesi uyarınca dava açmaları ve konutlarına mahkemenin yenilik doğurucu kararı uyarınca ulaşabilmeleri mümkün olabilecektir.Medeni Kanun’un 716. Maddesinde;”Mülkiyetin kazanılmasına esas olacak bir hukuki sebebe dayanarak malikten mülkiyetin kendi adına tescilini istemek hususunda kişisel hakka sahip olan kimse, malikin kaçınması halinde hakimden mülkiyetin hükmen geçirilmesini isteyebilir.”Denilmek suretiyle hak sahibi için düzenleme getirilmiştir. Bu doğrultuda kooperatifin tasfiye edilip, taşınmazların kat mülkiyeti kanunu tabi edildikten sonra ferdileşmesi gerekmektedir.2.5. TAHSİS HUKUKA AYKIRI OLMAKLA KABUL EDİLEMEZ NİTELİKTEDİR.Mevcut tahsis eşitlik ilkesine aykırı olmakla müvekkilin ortaklık payına binaen adi yazılı belgelerle müvekkilimize öngörülen alan eşitlik ilkesini ve müvekkilin ortaklık payını da ihlal eder nitelikte olduğundan usulüne uygun bir paylaşımında yapılması zarureti bulunmaktadır……………………….
SONUÇ VE TALEP:Yukarıda açıklanan ve Sayın Hakim tarafından re’sen araştırılacak nedenlerle;Davacı müvekkilin de pay sahibi olduğu; —— Pafta, ——– Parsel numarada kayıtlı 3063 m2 yüzölçümüne sahip arsa ile ——- İli, ——- İlçesi, ——- Ada, ——— Parsel numarada kayıtlı 12.643,80 m2 tutarlı arsaya sahip ——– Kooperatifinin tasfiyesine,
Tasfiye ile birlikte 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa uygun şekilde bağımsız bölüm tesisinin sağlanmasına ve ferdi münasebet işlemlerinin ortaklık payları ve eşitlik ilkesine uygun şekilde tamamlanmasına,…”şeklinde olup yukarıya aynen aktarılan dava dilekçesinde davalı kooperatifin amacına ulaştığı ileri sürülerek davalı kooperatifin tasfiyesine ve ferdi münasebet işlemlerinin ortaklık payları ve eşitlik ilkesine uygun şekilde tamamlanmasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.Davacı vekili duruşmada da dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili tarafından ibraz edilen ve gerekli-yeterli kısımları:’…AÇIKLAMALAR :Davacı yanın 28.02.2023 tarihli dava dilekçesinde; müvekkil kooperatifin amacına ulaştığı, kooperatifin kanunsuz olarak yönetildiği, site yönetim kurulu yetkilerinin gasp edildiği, taşınmazların ferdileşmesi gerektiği, tahsisin hukuka aykırı olmakla kabul edilemez nitelikte olduğu iddia edilerek Sayın Mahkemenizce müvekkil kooperatifin tasfiyesine ve tasfiye ile birlikte 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa uygun şekilde bağımsız bölüm tesisinin sağlanmasına ve ferdi münasebet işlemlerinin ortaklık payları ve eşitlik ilkesine uygun şekilde tamamlanmasına karar verilmesi talep edilmiştir.Bu nedenle huzurdaki mesnetsiz, vaktinden önce açılmış ve kötü niyetli davaya cevaplarımızı sunma gereği hasıl olmuştur. Şöyle ki; MÜVEKKİL KOOPERATİF HAKKINDA:Müvekkil davalı Kooperatif 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu kapsamında ortaklarını konut sahibi yapmak amacı ile kurulmuş bir yapı kooperatifidir. Kooperatifin bütün iş ve işlemleri 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, kooperatif ana sözleşmesi ve genel kurulca bu mevzuatlara uygun olarak alınan kararlara istinaden yerine getirilmekte, Yönetim Kurulları Kooperatif tüm ortaklarının katıldığı Genel Kurul kararlarının yürütülmesi görevini yapmaktadır. Kooperatif; amacı doğrultusunda mülkiyeti kendisine ait olan ——– ili, ——- ilçesi, ——– Mahallesi,—— pafta, ——– parsel ve ——– ada ——– parsel numaralı arsa üzerine ——- adet taşınmaz inşa etmiş ve Mülkiyeti ferdileşemeesi sebebiyle Kooperatif tüzel kişiliğine ait bu konutları ortaklarına kullanım amacı ile 15.03.2007 tarihinde tahsis ve teslim etmiştir. Bu tarihten itibaren müvekkil kooperatif tarafından inşa edilmiş sitede oturum devam etmektedir. Müvekkil kooperatifin halihazırda toplam 12 ortağı bulunmakta olup bu ortakların 8 tanesi 1/10, 4 tanesi ise 1/20 hisseye sahiptir. Davacı ise müvekkil kooperatifin 1/20 hissesine sahip 4 ortağından bir tanesi olup kendisine Mülkiyet hakları kooperatife ait ——– numaralı bağımsız bölüm ortak olması sebebiyle kullanım için tahsis ve teslim edilmiş bulunmaktadır.

DAVAYA CEVAPLARIMIZ:KONUT TAHSİSLERİNDE HERHANGİ BİR USULSÜZ BULUNMAMAKTADIR. MEVCUT KONUT TAHSİSİ KANUNA UYGUN VE ORTAKLARIN TERCİHLERİ DOĞRULTUSUNDA YAPILMIŞTIR.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve yerleşik Yargıtay İçtihatları uyarınca kooperatiflerde konut tahsisinde temel kural kura çekimi olsa da yapılasan konutların değişik tip ve gruplar olması halinde ortağın giriş sırasında taşınmazı seçmesi sağlanabileceği gibi ortaklık giriş sonrasında gerekli belgeler imzalattırılmak suretiyle daha sonra konutunu tercihen seçmesi olanaklıdır. Müvekkil kooperatif ortaklarının bir bölümünün 1/10 bir bölümünün ise 1/20 ortaklık payına sahip olması nedeni ile müvekkil kooperatif tarafından 2 tip konut inşa edilmiş ve ortakların tercihleri ve mutabakatı sonucu daire tahsisleri yapılmıştır. Bu kapsamda 30.04.2004 ——— numaralı yönetim kurulu kararında üyelerin daire tercih beyanları alınmış ve ortakların kullanımına tahsis edilmiştir. Bu kararın alındığı dönem yönetim kurulunda ikinci başkan olarak görev yapan davacı … da imzası bulunan Yönetim Kurulu kararı dilekçemiz ekinde yer almaktadır. (EK-1)Bu kapsamda davacı tarafından ——– numaralı bağımsız bölümün seçildiğine ilişkine imzalı taahhütname ve tüm ortakların ortak mutabakatını içerir tahsislere ilişkin vaziyet planı dilekçemiz ekinde yer almaktadır. (EK-1) Bu nedenle davacının ortaklık payı doğrultusunda yönetim kurulu üyesi ve kooperatif ortağı sıfatı ile kendi rızası ve tercihi ile yapılan tahsis işlemine 19 sene sonra yaptığı kötü niyetli ve mesnetsiz itiraz tarafımızca anlaşılamamıştır. Kaldı ki bir an için davacının mesnetsiz iddialarının doğru olduğu düşünülse dahi bu durumun huzurdaki Kooperatifin Dağılması İstemli davanın konusu ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. KOOPERATİFİN FERDİLEŞMESİNİN YÖNETİM KURULU TARAFINDAN GECİKTİRİLDİĞİ İDDİASI GERÇEĞİ YANSITMAMAKTA OLUP KOOPERATİFİN TASFİYESİ İÇİN KANUNDA BELİRTİLEN GEREKLİ ŞARTLAR NE YAZIK Kİ OLUŞMAMIŞTIR.Kooperatifler Kanunu’nun 81. ve ana sözleşmenin 85.maddesinde fesih ve tasfiye ile ilgili hususlar tek tek sayılmış olup bu madde kapsamında Müvekkil kooperatifin tasfiyesini önleyici birçok yasal zorunluluk, iş ve işlemler bulunmaktadır. Bu nedenle davacı yanın kooperatifin amacını gerçekleştirdiği iddiası doğru değildir. Henüz kooperatif ana sözleşmenin 6.maddesi sayılan çok sayıda tamamlanamamış iş ve işlem bulunmaktadır. Kaldı ki, müvekkil kooperatif için bu iş ve işlemler tamamlandıktan sonra KK.81 ve anas.85 doğrultusunda Genel Kurul kararı ile amaç ve tür değişikliği yaparak işletme kooperatifine dönüşmesi ihtimalide mevcut olup bu konuda kooperatif genel kurulunun alacağı karar doğrultusunda gerekli işlemler yapılacaktır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 81. Md.Yapı kooperatifleri, anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ve/veya işyerlerinin ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır. Ancak tescil işleminden sonra usulüne uygun şekilde ana sözleşme değişikliği yapılarak kooperatifin amacının değiştirilmesi halinde dağılmaya ilişkin hüküm uygulanmaz. Kooperatif Anasözleşmesi 85. Maddesi
Ayrıca, kooperatif ana sözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır. Ancak, tescil tarihinden itibaren altı ay içerisinde usulüne uygun şekilde ana sözleşme değişikliği yapılarak kooperatifin amacının ve türünün değiştirilmesi halinde dağılmaya ilişkin hüküm uygulanmaz.
Müvekkil Kooperatif —— ilçesi ——- parselde bulunan ——– m2 ile ——- Ada ——– parselde bulunan 12643,79 m2 araziler üzerinde yapılaşmıştır. Söz konusu arsanın büyük bölümü 6381 sayılı Kanunun 2. Maddesinin B bendinde belirtilen “orman vasfını kaybetmiş alan” vasfında olup tapunun kooperatif adına tescili dahi yıllarca süren hukuki mücadele sonunda mümkün olmuştur. Yine müvekkil Kooperatif tarafından inşa edilen konutlar için 3194 sayılı İmar Kanunu’nun geçici 16.maddesi kapsamında yapı kayıt belgesine müracaat edilmiş ve Yapı Kayıt Belgesi alınmış olsa da Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca Yapı Kayıt belgesinin Yapı Kullanma İzin Belgesi veya İskan Ruhsatı yerine geçmeyeceği sabittir. Yapı Kayıt Belgesi taşınmazların yeniden inşa edilmesine kadar olan süreçte kamu makamları tarafından alınmış yıkım ve idari cezası kararlarını düşürmekte ve yapının yeniden inşasına kadar kamu makamları nezdinde kaydedilmesini sağlamaktadır. Davacı yanın yanıltıcı iddiaları aksine müvekkil kooperatifin yapılaşmış olduğu bölgede ——– Belediyesi tarafından hazırlanmış bir imar planı dahi bulunmamaktadır. ——– Belediyesi imar durum sorgulamasına ilişkin ekran görüntüleri dilekçemiz ekinde yer almaktadır.(EK-2) Bu kapsamda müvekkil kooperatif yönetim kurulu tarafından ——– Belediyesi ve ——— Tapu Müdürlüğü ile pek çok görüşme gerçekleştirilmiş ve müracaatta bulunulmuş olsa da yürürlükte herhangi bir imar planı bulunmayan ve kısmen sit alanı bölgesinde kalan yapılar için Kat Mülkiyeti Tapularının ve Yapı Kullanma İzin Belgesinin alınması yani kooperatifin ferdileşmesi hali hazırdaki durumda imkansızdır. Bu konuda davacının kooperatif Yönetim Kuruluna yönelttiği “ferdileşmeye geciktirme” iddiası hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır.Müvekkil kooperatif tarafından inşa edilen konutlar için Yapı Kullanım İzin Belgesi alınması ve bireysel tapuların alınması başta yönetim kurulu olmak üzere tüm ortaklarımızın en büyük isteğidir. Ancak yukarıda da açıklandığı üzere hali hazırda bölgede imar planı olmaması ve müvekkil kooperatife ait arsanın bir bölümünün sit alanı içerisinde kalması nedeniyle bu konuda şu aşamada ne yazık ki fiili imkansızlık mevcuttur. Müvekkil Kooperatifin bulunduğu alanı da kapsayan İmar Planlarının ——— Belediye Başkanlığı tarafından askıya çıkarılmasını müteakip konu ilk Genel Kurul gündemine getirilecek ve alınacak genel kurul kararı doğrultusunda yasal mevzuatın izin vermesi halinde Yapı Kullanma İzin Belgesi (iskan) alınması için gerekli işlem ve süreçlere başlanacaktır.
KOOPERATİFİN SİTE YÖNETİM KURULU YETKİLERİNİ GASP ETTİĞİNE İLİŞKİN İDDİASI ABESLE İŞTİGAL VE İZAHA MUHTAÇTIR.Davacı yan tarafından dava dilekçesinde “Bu durumda Konut Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu, halen üyelerinden tahsil ettiği aidatları, doğrudan doğruya yetkilerini gasp ettiği ve kurdurmadığı Yönetim Kurulu giderlerini(çalışan işçilerin maaşları, ortak alandaki tesislerin ve yeşil alanların bakım ve onarımları, güvenlik hizmetleri vb.) karşılamak amacıyla kullanmaktadır.” denilerek açıkça Sayın Mahkemenizi yanıltmak amacıyla yalan beyanda bulunulmaktadır. Müvekkil kooperatif tarafından ortaklarına kullanım amacı ile tahsis ve teslim edilmiş konutlarda yıllardır oturum olması ve kiracıları kooperatif masrafları ile karşı karşıya bırakmamak vs. gibi nedenlerle 634 sayılı KMK uyarınca ———-Yönetimi 22.02.2006 tarihli karar ile kurulmuştur. Bu nedenle müvekkil kooperatif tarafından yalnızca 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nda belirtilen her yıl Genel Kurul toplantısı yapma yükümlülüğünü yerine getirilebilmek amacı ile Genel Kurul masrafları için aidat toplanmaktadır. Bu kapsamda müvekkil kooperatif tarafından her bir ortağından 2018 yılı için yıllık 250 TL, 2019 yılı için yıllık 300 TL, 2020 yılı için yıllık 350 TL, 2021 yılı için yıllık 500 TL aidat toplanmıştır söz konusu aidat miktarları yıllara sari şekilde ortaklar içimn aylık ortalama 20-40 TL aralığına tekabül etmektedir. İlgili yıllara ilişkin genel kurul tutanakları (EK-3) Bunun dışında site ortak alan bakım ve temizlik giderleri, havuz giderleri, güvenlik giderleri, personel giderleri gibi 634 sayılı Kat Mülkiyetinden doğan ortak giderlerin tamamı 634 sayılı KMK uyarınca17 senedir, 02.03.2006 tarihinde kurulmuş olan ——– Yönetimi (Karar defteri açılış sayfası ve kuruluşa ilişkin kat malikleri kurulu toplantı tutanağı ekte yer almaktadır EK-4) tarafından toplanmakta ve sitenin ortak giderleri için kullanılmaktadır. Yukarıda açıklanan gerekçeler ile Sayın Mahkemenizden davacı yanın,yıllardır yalnızca Genel Kurul masrafları için aidat toplayan müvekkil kooperatif yönetim kurulunun 634 sayılı KMK uyarınca organların kurulmasına engel oldukları ve yine Kat Malikleri Kuruluna ait yetkilerin gasp ederek Kooperatif üyelerinden para topladıklarına yönelik ilginç ve yanıltıcı iddialarını açıklaması ve gerekçelendirmesi için kesin süre verilmesini talep ediyoruz. KOOPERATİFİN KANUNSUZ OLARAK YÖNETİLDİĞİNE İLİŞKİN İDDİALARA CEVAPLARIMIZDavacı yanın dava dilekçesinde müvekkil kooperatifin ferdi münasebete geçerek amacına ulaştığı halde kooperatifin kanunsuz olarak yönetilmeye devam edildiği, her ortağın kendi konutlarının Kat Mülkiyeti Tapu Senetlerini ve Yapı Kullanma İzin Belgelerini/İskan Ruhsatlarını almalarını müteakip ortağın kooperatifle ilişiği kesilmiş olması gerektiği, kat irtifakı kurulmuş yerlerde KMK hükümleri uygulanacağı, Kat Mülkiyeti için Yönetim Planı hazırlanması gerektiği vs. gibi adeta farklı bir kooperatiften bahsediliyormuş kanısı oluşturan ilginç iddialarda ve tespitlerde bulunulmuştur. Israrla belirttiğimiz üzere müvekkil kooperatif yapılarının kamu nezdinde kaçak mahiyette olması ve yasal imar sorunları nedeni ile değil Kat Mülkiyeti ve İskan Ruhsatı alabilmek bir yana kat irtifakı dahi kuramamakta ve ferdileşme sürecine girememektedir. Hali hazırdaki hukuki durumda konutlar yalnızca “3194 sayılı İmar Kanunu’nun geçici 16.maddesi kapsamında yapı kayıt belgesine müracaat edilmiş kaçak yapı” statüsünde olup davacı yanın Kat İrtifakı kurulduğuna, ferdi münasebete geçildiğine ve kooperatifin amacını tamamladığına yönelik iddiaları tarafımızca çok büyük bir şaşkınlık ile karşılanmış olup bu iddialarında davacı yan tarafından açıklanmasını ve gerekçelendirmesini talep ediyoruz. ÖZETLE MÜVEKKİL KOOPERATİFİN ANA SÖZLEŞMESİNİN 6.MADDESİNDE AMAÇ VE FAALİYET KONULARI KAPSAMINDA SAYILAN İŞ VE İŞLEMLERİNİ HENÜZ TAMAMLAMADIĞINDAN YASAL MEVZUAT GEREĞİNCE TASFİYESİ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR.Yasal mevzuat doğrultusunda amacına uygun faaliyetlerinin tamamlayan Kooperatiflerin tasfiyeaşamasına gelmesi ile birlikte bu kararı verecek tek organ Davacının da zorunlu bir ortağı ve katılımcısı olduğu Kooperatif Genel Kuruludur. Bu kararda Kooperatif yönetim Kurulunun tekgörevi alınan kararın uygulayıcısı olmaktır. Kaldı ki Kooperatifler Kanunu ve Ana sözleşme 6.Madde amaç ve faaliyet konuları kapsamında iş ve işlemlerini henüz tamamlamayan kooperatiflerin tasfiyesi de tapuların verilerek ferdileşmenin sağlanamadığı, kooperatif ortak malları ve kooperatif konutlarının imar süreçlerinin tamamlanmadığı dikkate alındığında ortaklar açısında hukuken ağır sonuçlar ve kayıplar içermekte ve yönetim kurulları açısından sorumluluk doğurmaktadır ve tasfiye edilen kooperatif tüzeliği de dikkate alındığında telafisi imkansız durumlar oluşturmaktadır.Hal böyle olunca; bölgede imar planı bulunmaması ve taşınmazların “kaçak” statüdeyken, henüz hiçbir bağımsız bölümün tapusu kooperatif adına dahi tescil edilememiş ve ortaklara intikal ettirilememişken, iskan ruhsatı alınmadığı için henüz kat mülkiyetine veya kat irtifakına geçilmesi mümkün değilken; kooperatifin tasfiye sürecine giremeyeceği; iskan ruhsatının tapu kütüğüne ibrazından sonra kooperatifin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 81. madde ve ana sözleşme 6.madde gereğince amacına ulaşmış sayılabileceği, ancak ondan sonra müvekkil kooperatif tarafından tür değişikliğine gidilmez ise tasfiye sürecine başlanabileceği sabittir. Bu koşul altında davacı tarafın dilekçesi içeriğinde yer alan beyan ve talepleri dikkate alındığında Sayın Mahkemenizden talebi Kaçak yapı statüsündeki, ruhsatı ve imar planı olmayan konutların ferdileştirilmesi, bölge imar planı yapılması ve tapusunun verilmesi olup bizi bu talepleri ile son derece şaşkınlık içerisinde bırakmıştır. Gelinen koşullar altında Müvekkil kooperatifin Kooperatifler kanunu ve yasal mevzuat çerçevesinde belirlenen tasfiye koşulları oluşmadığından ve kooperatif ana sözleşmesinin 6.maddesinde kooperatifin amaç ve faaliyet konusu kapsamında sayılan iş ve işlemler henüz tamamlanmadığından Davacının haksız ve kötü niyetli davasının reddine karar verilmesini talep ederiz……………………….

SONUÇ VE İSTEK-: Yukarıda açıklanan ve Sayın Mahkemenizce resen gözetilecek nedenler ile; Huzurdaki vaktinden önce açılmış ve mesnetsiz davanın reddini,
…”şeklinde olup yukarıya aynen aktarılan cevap dilekçesinde kooperatifin tasfiyesi için Kanunda belirtilen gerekli şartların gerçekleşmediği, kooperatifin Kanunsuz olarak yönetildiğine ilişkin iddiaların asılsız olduğu, site yönetiminin ayrıca oluşturulduğu, site yönetim yetkilerinin gasp edildiğine ilişkin iddianın abesle iştigal olduğu, davalı kooperatifin genel kurul toplantılarının yapılmasına ilişkin yükümlülüğün yerine getirilmesi amacıyla genel kurul masrafları için aidat toplandığı, kooperatifin amaç ve faaliyet konuları kapsamında sayılan iş ve işlemlerin henüz tamamlanamadığı ve mevzuat gereği tasfiyenin mümkün olmadığı,huzurdaki davanın vaktinden önce açılmış dayanaksız olduğu ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.Davalı vekili duruşmada da cevap dilekçesini tekrar etmiştir.Davalı kooperatifin ana sözleşmesi dahil olmak üzere ticaret sicil kayıtlarının tamamının örneği celbedilerek tarafların dayanıp ibraz ettikleri deliller irdelenmiştir.Dava kooperatifin dağılmasına karar verilmesine yönelik olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun ilgili maddesi:
“YEDİNCİ BÖLÜM: KOOPERATİFLERİN DAĞILMASI
A) DAĞILMA SEBEPLERİ:
Madde 81 – (Değişik: 6/10/1988 – 3476/20 md.)
Kooperatif:
1. Anasözleşme gereğince,
2. Genel Kurul kararı ile,
3. İflasın açılmasıyla,
4. Kanunlarda öngörülen diğer hallerde, ilgili bakanlığın mahkemeden alacağı karar üzerine,
5. Diğer bir kooperatifle birleşmesi veya devralınması suretiyle,
6. Üç yıl olağan genel kurulunu yapmaması halinde,
7. Amacına ulaşma imkanının bulunmadığının ilgili Bakanlıkça tespiti halinde mahkemeden alacağı kararla,Dağılır. Yapı kooperatifleri, anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ve/veya işyerlerinin ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır. Ancak tescil işleminden sonra usulüne uygun şekilde anasözleşme değişikliği yapılarak kooperatifin amacının değiştirilmesi halinde dağılmaya ilişkin hüküm uygulanmaz. Amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerden çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebiyle geri alınamaz; ancak, bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar. Konut kooperatiflerinde yapı kullanma izninin alınmasını müteakip en geç bir yıl içinde ortakların Kat Mülkiyeti Kanununa göre ferdi münasebet işleri sonuçlandırılır.Mahkemece veya genel kurulca tasfiye memurları seçilmediği takdirde tasfiye işlerini yönetim kurulu yapar, Tasfiye kurulu üyelerine, atamayı yapan merci tarafından tespit edilecek miktarda ücret ödenir.Anasözleşme ile özel bir nisap belirlenmemiş ise, tasfiye halinde kooperatiflerin genel kurul toplantılarında nisap aranmaz. Kararlar oy çokluğu ile verilir.Tasfiye kurulunun görevleri anasözleşmede gösterilir,Tasfiye kurulu üyeleri, tasfiye işlerinin biran önce bitirilmesi için çalışmakla yükümlüdür.56 ncı maddenin 1 inci fıkrasının 3 üncü bendi ile 62 nci madde hükümleri tasfiye kurulu üyeleri hakkında da uygulanır.”şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.Sonuç olarak yukarıya aynen aktarılan söz konusu yasal düzenleme, bu düzenleme doğrultusunda hükümler içeren ana sözleşmenin ilgili maddesi, ticaret sicil kayıtları, yasal düzenlemeye ve ana sözleşmeye göre kooperatifin bütün işlemlerinin tamamlanıp ferdi mülkiyete geçilerek ortaklar adına “tescil” ile amaca ulaşılmış sayılması, başka bir deyişle amaca ulaşmış olmaya “tescil”in esas alınmış olması, somut olayda tescilin gerçekleşmediğinin ve tescil öncesi tamamlanması gereken işlemlerin eksik olduğunun taraflar arasında ihtilafsız olması; yönetim gasbıyla ilgili iddiaların esasında dağılma sebebi olarak öngörülmemiş olduğu gibi davacının da imzalarının yer aldığı belgeler, cevap dilekçesi ekindeki belgeler, dosya kapsamından anlaşılabilen imar engeli, “yapı kayıt belgesinin” “yapı kullanım belgesi” olmaması ki zaten “tescil”in bulunmaması, kooperatif yönetiminden ayrı site yönetiminin de oluşturulmuş olması, kooperatif yönetiminin genel kurulların yapılmasını sağlamaya dönük olarak aidat alması, son genel kurulun 21/06/2022 tarihinde yapılmış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde yönetim gasbının da söz konusu olmaması, bu konularda cevap dilekçesinde ileri sürülen savunmayı doğrulayan dosya kapsamı, kaldı ki yukarıda da belirtildiği üzere bu hususların yasa ve ana sözleşmeye göre dağılma sebebi olmayıp başka dava ve yargılamalara konu olabilecek hususlar olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde yasa ve ana sözleşme hükümleri karşısında somut olayda dağılma şartlarının gerçekleşmediği, dava sebebinin kooperatifin amacına ulaşmasına yönelik olması da gözetildiğinde yukarıda açıklanan düzenlemelere de bağlı olarak “tescil” söz konusu olmadığından kooperatifin amacına ulaşmış sayılamayacak olması, kaldı ki tescil öncesi yapılması gereken işlemlerin imar engeli nedeni ile tamamlanamamış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde davanın sübuta ermediği dosya kapsamından açıkça belli olduğundan bilirkişi incelemesi dahil her hangi bir tahkikat işlemine dahi gerek görülmeyerek sübut bulmayan davanın reddine ilişkin olmak üzere aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın reddine,
2-Harç peşin alındığından bu konuda başkaca karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan harç ve giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı vekili için tarife gereğince belirlenen 9.200 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——— Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/09/2023