Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/104 E. 2023/423 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/104 Esas
KARAR NO: 2023/423
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/02/2023
KARAR TARİHİ: 06/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– şirketi ile —– şirketi arasında kimyasal madde alım satım ilişkisinden kaynaklanan 16.08.2022 tarih ve —– No.lu Faturanın 49.820,36 TL, 13.09.2022 tarih ve —– No.lu Faturanın 50.310,78 TL ve 07.10.2022 tarih ve —– No.lu Faturanın 49.903,13 TL tutarındaki bedellerinin ödenmemesi üzerine —— Noterliğinden kendilerine 11.11.2022 tarihinde bir ihtarnâme gönderdiklerini, buna rağmen alacak ödenmeyince —- İcra Dairesinde ilamsız icra takibi başlattıklarını, usulüne uygun tebliğ edilen ödeme emrine borçlu taraf, icra takibinin dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olduğunu iddia ederek takibe, borca, ödeme emrine, faize, faiz oranına itiraz ettiğini beyan ederek davanın kabulü ile ilgili icra dosyasındaki itirazın iptaline ve icra takibinin devamına, davalının haksız yere yaptığı itirazı nedeniyle İİK m.67/2 hükmü kapsamında alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra-inkâr tazminatına hükmedilmesini, her türlü yargılama giderleri ile harçların ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının davaya konu icra takibine dayanak olarak bildirdiği belgeler taraflarına tebliğ edilmemekle birlikte, müvekkili şirketten öğrenildiği üzere ödeme emrinde bildirilen bakiye bedeller gerçeği yansıtmadığını, mevcut durumda, ödeme emrinde söz konusu borcun tam olarak neden kaynaklandığı, talep edilen alacak kalemlerinin neye ilişkin olduğu ve hangi tarihte ne şekilde tahakkuk ettiği açıkça belirtilmediğini, borca konu miktarların hangi sebepten kaynaklandığı açıkça belirtilmemekle faiz oranları da yasal mevzuata aykırı olarak işleme konulduğunu, icra takibinde aylık %7 faiz uygulanmış ve toplam 18.984,00 TL takip öncesi işlemiş faiz talep edildiğini, müvekkili şirketin takipte alacaklı görünen tarafa takipte anılan miktar kadar borcu bulunmadığını beyan ederek re’sen nazara alınacak sebeplerle fazlaya ilişkin dava, talep ve delil sunma hakları saklı tutarak davacı tarafından açılmış itirazın iptali davasının reddine, davanın açılmasında haksız ve kötü niyetli olan davacı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Deliller:Tarafların ticaret sicil sorguları dosya arasına alınmıştır.—– yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.—– yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.—– sayılı dosyasının Uyap kayıtları dosya arasına alınmıştır.

Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:Dava itirazın iptali davasıdır.01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5’inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A maddesine göre: “(1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, dava konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen 18/A maddesine göre: “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Tüm dosya kapsamından; dava arabuluculuğa el verişli olmakla beraber dava şartı arabuluculuk kapsamında kalabilmesi için uyuşmazlık konusunun para alacağının ödenmesine ilişkin olması ve talep sonucunun tazminat veya alacağa ilişkin olması ya da her ikisini birlikte içermesi gerekir. TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, itirazın iptali davasının dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekmiştir.Bu hali dava konusu talep bakımından zorunlu arabuluculuğun söz konusu olduğu, her ne kadar davacı taraf dava dilekçesi ile arabuluculuğa başvurulduğunu belirtmiş ise de, dava dilekçesi ekinde arabuluculuk sürecinin sonlandığına dair arabuluculuk son oturum tutanağını/suretini sunmadığı, mahkememizin 14/02/2023 tarihli tensip zaptının 17.maddesi ile “7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6235 Sayılı Kanuna eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca davacı tarafça ARABULUCUK son tutanağının aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin 1 haftalık kesin süre içerisinde mahkememize ibraz edilmesine, aksi takdirde davanın dava şartı yokluğundan reddedileceğinin ihtarına, (ihtaratın tensip zaptının tebliği ile yapılmış sayılmasına) “dair karar verildiği, tensip zaptı davacı tarafa tebliğ olunmasına rağmen davacı tarafça belirlenen kesin sürede eksiklik giderilmediği gibi daha sonraki tarihlerde ve dahi ön inceleme duruşma gününe kadar da eksikliğin giderilmemiş olduğu ve arabuluculuk son tutanağının fiziken sunulmadığı, bu hali ile başlangıçta arabuluculuğa başvurulmuş olsa bile süreç sonlandırılmadan davanın açıldığı kanaatinin mahkememizde hasıl olduğu ve dava şartının gerçekleşmediği, bu hususun da hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereken ve eksikliği giderilemeyecek bir konu olduğu, 6100 sayılı HMK 114/2 maddesi gereğince özel kanunlardaki dava şartlarının da incelenmesi gerekeceğinden HMK 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK 114/2 ve HMK 115/2 maddeleri gereği dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.562,22 TL harcın mahsubuyla arta kalan 2.382,32 TL harcın dosyanın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde —— Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/06/2023