Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/1 E. 2023/110 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/1 Esas
KARAR NO : 2023/110

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 14/09/2022
KARAR TARİHİ : 09/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkillerinin murisi —- kendisine ait iş yerinde —- uğraşan—-olduğunu, —- almış olduğu bir———– yolunda seyrederken direksiyon hakimiyetini kaybederek gidiş istikametinde yolun sol tarafında —- alana çarparak takla atması nedeni ile kaza meydana geldiğini ve bu kazada —– vefat ettiğini, bahse konu kazanın meydana gelmesinin hemen akabinde—- — ihbarda bulunulduğunu ve ilgili kolluk görevlileri olay yerine gelerek gerekli çalışmalara başladığını, tutanakların tutulduğunu, gerek kaza tespit tutanağı gerekse de —— yerinin incelenmesi raporunda kazanın meydana geldiği yolda —,—— olmadığını, —— — olduğu belirtildiğini, —– istikametine doğru — gittiğini, kazanın ——– hakimiyetinin kaybedilmesi ve aracın yolun sol tarafında bulunan tepelik alana çarparak—- atması neticesinde meydana geldiği tespit edildiğini, kaza neticesinde aracın—– yatmış vaziyette ve aracın—— levhasının olduğu tüm tutanaklarda belirtildiğini, trafik kazası tespit tutanağında sürücü —- 2918 Sayılı K.T.K.’nın 84. Maddesinde belirtilen 52/a uyarınca tali kusurlu bulunduğunu, Savcılık tarafından yürütülen —- olmaması nedeni ile kusura ilişkin bilirkişi raporu aldırılmadığını, olay yeri tutanaklarından da anlaşılacağı üzere kazanın meydana geldiği yerde yolun,—– kaza mahallinden 68 metre doğuda (ileride) olduğu belirtildiğini, kazanın meydana geldiği yolun yapım, bakım ve onarımı —- olup bahse konu kaza yolun ve işaret levhalarının hatalı olmasından kaynaklanmadığını, —- yapımında korkuluk kullanılmamış olup —— gelmeden koyulması gerekirken———- koyulduğu anlaşıldığını, —–gelmeden önce hızını azaltamamış ve korkuluksuz dar yoldan savrularak takla atan araçta vefat ettiğini, trafik kazası 13.06.2008 tarihinde meydana gelmiş olup iş bu davanın açılmasına kadar 14 yıl 3 aylık süre geçtiğini, söz konusu kazanın ölümlü olması nedeni ile 5236 sayılı TCK’nın 85/1 ve 66/1-d maddelerinde ön görülen zamanaşımı süresi 15 yıl olup iş bu davanın süresi içerinde açıldığını, kaldı ki kaza tespit tutanağında ——- kusurlu bulunmuş olup, yolun ve —- durumu nazara alınarak düzenlenecek bilirkişi raporuyla müvekkilinin kusuru olmadığı, davalı idarenin kusurlu olduğu tespit edilebileceğini, davacılar murisinin, —– kişinin davalı — nedeni ile ölüm gerçekleştiği için 5237 sayılı TCK’nin 85/1.maddesi kapsamında bir fiil söz konusu olduğunu, tek taraflı trafik kazasında ölen davacıların eş ve babaları —- — doğumlu ve —-yaşında olup vefat ettiği tarihte kendi iş yerinde —————-yapmakta ve iyi bir gelire sahip olduğunu, ———– kararlarına göre, destekten yoksun kalma tazminatı, olay tarihinden hüküm tarihine kadar geçecek sürede (ölen eğer yaşasaydı) alabileceği emsal ücretlere göre hesaplanacağından, bu hususta ilgili meslek kuruluşundan veya —- ücretlerin bildirilmesinin istenmesi gerekeceğini, destekten yoksun kalan eş—-tarihli olup eşi vefat ettiği tarihte—- dul kaldığını, eşinin ölümünden bu yana evlenmemiş, helen 44 yaşında olduğunu, destekten yoksun kalan —- doğum tarihli olup babası vefat ettiğinde 8 yaşında olduğunu, kendisinin eğitimi halen devam ettiğini, destekten yoksun kalan —- tarihli olup babası vefat ettiğinde 1 yaşında olduğunu, kendisi halen 15 yaşında olup eğitimi devam ettiğini, davacıların desteği —- plakalı aracı kullanırken kazaya uğradığını ve vefat ettiğini, bahse konu aracın —- tarafından yapıldığını, —– tarafından satın alındığını, bu sebep davacılar adına destekten yoksun kalma tazminatının ödenmesi için —- şirketi ile iletişime geçildiğini, ilgili evrakların mail yolu ile gönderilmesi talebi üzerine 09.06.2022 tarihinde başvuru yapıldığını, taraflarına olumlu bir dönüş yapılmaması üzerine —- başvurulduğunu,— tarihinde yapılan son oturumda sigorta şirketi ile anlaşmaya varılamaması üzerine iş bu davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, her ne kadar davacılar murisinin kusur durumu alınacak bilirkişi raporu ile belirlenecekse de, —- kusurlu kabul edilmesi halinde dahi kaza tarihinin —– Genel Şartlarının A.6.d bendinin ise 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmesi nazara alındığında davalı — sorumluğu doğacağını, trafik kazasında eş ve babalarını yitiren davacıların, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre destekten yoksun kalma tazminat tutarları belirlenerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkili —- ve müvekkili—— 500,00 TL olmak üzere toplam 1.500,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı—–olay tarihinden, davalı —- yönünden temerrüt tarihinden işletilecek faiziyle birlikte davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limitiyle sınırlı kalmak üzere ortaklaşa ve zincirleme davalılara ödetilmesine yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya bakmaya yetkili mahkemenin —-Mahkemeleri olduğunu, dava konusu olayda idarelerinin sebebiyet verdiği bir husus olmadığından ve bu nedenle de İdarenin taraf olarak gösterilemeyeceğinden davanın husumet yönünden reddi gerekeceğiniz, ayrıca davanın süresinde açılmadığını, zamanaşımı yönünden reddi gerekeceğini, dava konusu olay 2008 yılında gerçekleşmiş olup, dava zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin dolduğunu, mevcut huzurdaki davanın ceza zamanaşımı kapsamında değerlendirilerek davanın süresinde açıldığı iddiası; hukukla ve hakkaniyetle bağdaşmadığı gibi hakkın kötüye kullanıldığının göstergesi olduğunu, davacının dava dilekçesinde şikayetçinin olmaması yönündeki beyanı bu hususu doğrular nitelikte olduğunu,—- sayılı soruşturma dosyasıyla yapılan soruşturmanın —- kesinleşmiş olup, dosya kapsamında da herhangi bir şikayete ilişkin beyana rastlanılmadığını, soruşturma dosyasının kesinleştiği — yürürlükte olan TCK hükümleri ve Borçlar Kanunu kapsamında değerlendirme yapıldığında dava konusu talebin zamanaşımına uğradığı anlaşılacağını, bu nedenle huzurdaki davanın zamanaşımı yönünden de reddi gerektiğini, davaya konu edilen olayın geçtiği yol, o dönemden bu yana kullanılan—- olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen tarihten çok eski yıllardan beri kullanılagelen ve hala da kullanılmakta olan —– olduğunu, yolun bakımı gerek mülga— gerekse de —– yapıldığını, daimi kullanılmasına rağmen olay tarihinden bu güne kadar yolun bu noktasında olmadığı gibi başka bir noktasında da herhangi bir kaza meydana gelmediğini, —- yollarının hiçbirinde aydınlatma uygulaması bulunmadığını, dolayısıyla bu yol da ve hiçbir yolda da aydınlatma uygulaması bulunmadığını, köy yollarındaki —- —- yer yer bu yolda olduğu gibi takılmış vaziyette olduğunu, bu nedenle davaya konu edilen kazanın idare ile ilgili olmayıp sürücü kusurundan meydana geldiğini, davaya konu edilen kazayla ilgili olarak hazırlanan 13.06.2008 tarihli olay yeri tespit ve ölü — tutanağında belirtildiği üzere; yolun yapılan kontrollerinde —- fren izlerinin yol üzerinde bulunduğu ve izlerin yolun —-tarafında bulunan topraktan yükselti şeklinde — izlerinin devam ettiği tespit edildiğini, yine —- olay yerinin incelenmesi raporunda; yolda görüşe engel bir cisim olmadığı, yolun kuru olduğu, yol ve arazi üzerinde kazaya sebebiyet verebilecek bir bulgu tespit edilemediği tespit edildiğini, bununla birlikte 13.06.2008 tarihli kaza tespit tutanağında ise davaya konu edilen kazada kamyonet sürücüsü — 2918 sayılı KTK 84.maddesi kapsamında araçların hızını kavşaklara yaklaşırken, — geçitlerine,——— ve onarım alanlarına girerken azaltmamak ve taşıma sınırı üzerinde yolcu almak kurallarını ihlal ettiği yönünde tespitler yapıldığını, soruşturma dosyası incelendiğinde; araç içerisinde —- kum,——- malzemelerin dağınık vaziyette bulunduğu yine araç kasasında bulunduğu —- olay yerine dağılmış olduğu rapor edildiğini, ayrıca araç içerisinde bulunan ve olay yerinde de yaralı 3 kişinin daha olduğu olay yeri tutanaklarında ve görgüye dayalı beyanlarda ifade edildiğini, dolayısıyla araç sürücüsünün kusurlu olduğu, yol üzerinde kazaya sebebiyet verecek hiçbir emarenin de olmadığı soruşturma dosyası kapsamında düzenlenen raporlarda da açık bir şekilde ortada olduğunu, bu bağlamda davaya konu edilen olay üzerinden yaklaşık 15 yıl geçtiğini, davacıların usul ekonomisiyle de bağdaşmayan talepleri hakkaniyet ve iyi niyet kurallarıyla da örtüşmediğini, öncelikle huzurdaki davanın husumet, yetki, dava şartı yokluğu ve zamanaşımı itirazları göz önüne alınarak usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise hukuka aykırı, haksız ve mesnetsiz davanın idare yönünden esastan reddine karar verilmesini, mahkeme harç ve giderleri ile ücreti vekaletin de karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.

DELİLLER : Arabuluculuk Son Tutanağı, Davacılar—- Dosyası ve Poliçe, dosyadaki sair bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava, Trafik Kazası Nedeniyle 6098 Sayılı Tbk’nin 53/3 Maddesi Gereğince Murisler Tarafından Açılmış Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) İstemine İlişkindir.
6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi yollamasıyla 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi mahkememizin —-Esas sayılı dosyasından tefrik edilen işbu davada mahkememice; Anayasa’nın 141/4 ve 6100 Sayılı HMK’nin 30.maddesi gereğince usul ekonomisi ilkesi gözetilerek; 6100 sayılı HMK’nin 114 ve 115. maddelerinde bulunan düzenlemeler kapsamında dava şartlarına yönelik (görev) yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda tahkikat aşamasında aşağıdaki hüküm sonuca ulaşılmıştır.
Anayasa’nın 37. maddesine göre “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz”. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/(1)-b maddesine göre yargı yolunun caiz olması dava şartıdır. Aynı yasanın 115. maddesine göre, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” Bu yasal çerçevede mahkemelerce görev konusu her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu değildir.
Yukarıda anılan yasal düzenlemeler, yapılan açıklamalar ile iddia ve savunma ışığında somut olayda; davacılar ölümlü trafik kazasının davalı idarenin yolun yapım, bakım ve onarımından davalının sorumluluğunda olduğunu , davaya esas kazanın yolun ve yoldaki ——- hatalı olmasından kaynaklandığını ileri sürülmekle esasında idarenin hizmet kusuruna dayanmışlardır. Bu durumda eldeki uyuşmazlığın Anayasanın 125/1 ve 2577 Sayılı İYUK’un 2/1-b maddesi gereğince idari yargı yerinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Binaenaleyh, somut olayda gerçekleşen bu durumun 6100 sayılı HMK’nin 114/1-b maddesi gereğince dava şartı olduğu ve dava şartı eksikliğinin giderilmesinin de mümkün olmadığı sonuç ve kanaatiyle davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir. ——

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın, 6100 sayılı HMK’nin 114/1-b maddesi uyarınca ‘yargı yerinin caiz olmaması nedeniyle’ 6100 sayılı HMK’nin 115/1-2 maddesi uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL peşin harç ve 179,90 TL karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 359,80 TL harcın ( dosya tefrik edildiğinden başlangıçta alınmayan ) davacılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
4-)Davalı tarafından vekille temsil dışında (HMK.323/1/ğ) yapılmış yargılama gideri bulunmadığından işbu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-)Davalı idare kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Kanunu’nun 164/5 maddesine göre davalı vekili için karar tarihinde yürürlükte bulunan —- 13/1, 13/2 maddeleri uyarınca hesap ve takdir edilen 1.500,00 TL nispi vekalet ücretinın davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
6-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.