Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/969 E. 2023/365 K. 22.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/969 Esas
KARAR NO: 2023/365
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/12/2022
KARAR TARİHİ: 22/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait —– Plakalı —– Marka —– Şase Numaralı —– Model —– Model Aracını —–Noterliği —– Yevmiye Numaralı 26.05.2022 Tarihli Araç Satış Sözleşmesi ile davalı —– sattığını, ancak davalı —– tarafından araç Satış Sözleşmesi’nde belirtilen 285.000 TL’lik bedel müvekkile araç satışının yapıldığı 26.05.2022 tarihinden bu yana yapılmadığını, söz konusu araç satış bedelinin ödenmesi karşı taraftan mükerrer olarak talep edilmiş ise de karşı tarafça herhangi bir şekilde ödeme yapılmadığını, söz konusu bedelin davalı tarafça ödenmeyeceğinin anlaşılması üzerine, taraflarınca söz konusu bedelin tahsili için —– Sayılı dosya üzerinden davalı aleyhine araç satış sözleşmesi dayanak gösterilerek başlatılan icra takibine de davalı tarafça haksız ve kötüniyetli olarak borcun tamamına ve fer’ilerine itiraz edildiğini, söz konusu itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, icra takibine yapılan vaki itirazın iptali ile alacağın ve fer’ilerinin tahsili amacıyla süresi içinde arabuluculuk bürosuna başvurulduğunu ancak davalı ile yapılan görüşmeler sonucunda anlaşma sağlanamadığından, bu nedenlerle davalı tarafça, —– Sayılı dosyasına yapılmış olan haksız, hukuka aykırı ve kötüniyetli itirazın iptaline ve bu itirazla durmuş olan icra takibinin devamına, davalı aleyhine, kötüniyetle durdurmuş olduğu takip için alacağın %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, müvekkili şirketin araç devri yapmış olduğu noter kayıtlarından şüphesiz olup gün itibariyle müvekkili şirketin zararı git gide arttığından iş bu dava sonunda davalının tahsil kabiliyetini yitirmesi ihtimali bulunacağından teminatsız yahut veya uygun bir teminat karşılığında dava konusu —— plakalı araca 3.kişilere satış ve devrini önlemek maksadıyla ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu araç satışı birebir davacı şirket ile müvekkil arasında yapılmış bir araç satışı olmadığını, aslında araç satışı davacı şirket ile müvekkilinin arkadaşı —– arasında gerçekleştiğini, zira söz konusu araç satışı noktasında davacı şirket yetkilisi —— ile —– anlaşmış olup müvekkili, —— ile arkadaşlığı sebebiyle sadece aracı adına devraldığını, araç satış bedeli —— tarafından davacı şirket yetkilisi —— isteği üzerine; teyzesinin oğlu olan aynı zamanda yetkilisi olduğu —— Şirketinin sigortalı çalışanı —— hesabına gönderildiğini, söz konusu araç satış bedeli —– hesabına gönderildikten sonra davacı şirket yetkilisi —– tarafından noter huzurunda aracın devir işlemi gerçekleştirildiğini, dava konusu araç satışının üzerinden aylar geçtikten sonra davacı şirket yetkilisi —— ile —– arasında hukuki ihtilafların başlaması üzerine; davacı şirket yetkilisi hukuka aykırı bir şekilde aralarında olan husumete müvekkili dahil etmek istediğini, davacı şirket bahse konu araç satışı ve daha sonra —– ile aralarında yaşanan ihtilaflar sebebiyle; —— sayılı dosyası ile —– dava açtığını, söz konusu araç satış bedeli 420.000 TL şirket yetkilisi —– bilgisi ve isteği dahilinde 12.05.2022’de —– tarafından —— hesabına gönderildiğini, —– gönderilen araç satış bedeli ile davacı şirket yetkilisi —– isteği ile —–Noterliğinin 12.05.2022 Tarih —– Yevmiye Nolu Araç Satış Sözleşmesi ile Satıcı —— Plakalı —–marka aracı 500.000 TL bedel ile kendi adına daha sonra —– devretmek üzere satın aldığını, bu hususlar, —— sayılı dosyası ile davacı tarafça ikrar edildiğini, dava konusu araç satış sözleşmesi incelendiğinde; devir işlemini bizzat davacı şirket yetkilisi —– gerçekleştirdiğini, bu husus da davacı şirket yetkilisi ile —– arasında yaşanan uyuşmazlıklardan sonra müvekkilin olay içerisine dahil edilmesi gayesinin olduğunu ortaya çıkardığını, —— ile davacı şirket yetkilisi —- arasındaki —— yazışmaları dahi müvekkilin aracı devir almasının tamamen aracı kişi olduğunu ortaya çıkardığını, 12.05.2022’de —– tarafından 420.000 TL —— gönderildiğini, bu ödemeden yaklaşık 10 gün sonra noter huzurunda müvekkili ve davacı şirket yetkilisi —– ile bir araya geldiğini ve devir işlemini gerçekleştirdiklerini, olay konusu araç satış bedeli davacı şirket sahibi—– bilgisi ve yetkisi dahilinde gönderildiğini, normal şartlarda söz konusu aracı alan kişi müvekkilinin arkadaşı olan —– olduğunu, arkadaşının ricası üzerine davalı müvekkili kendi üzerine aldığını,—– kendi rızası ile aracın devrini gerçekleştirdiğini, bu nedenlerle tüm haksız, kötü niyetli ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf uhdesinde bırakılmasına, kötü niyetli davacı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere; kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:Vergi Dairesi yazı cevapları, —— Esas Sayılı dosyası.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:Dava, taraflar arasındaki araç satış sözleşmesi gereğince bakiye araç bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.”Somut olayda; davacı şirket tacir olup, davacı vekilinin istinaf dilekçesine eklediği belgelerden davalının da tacir olduğu ve galericilik işiyle uğraştığı anlaşılmaktadır.
Ancak, mahkemece davalının Ticaret Siciline kayıtlı tacir olup olmadığı, Ticaret Siciline kayıtlı tacir ise davalının davaya konu aracı ticari ve mesleki amaçlarla mı yoksa kişisel kullanımı için mi aldığının araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davalının davaya konu aracı ticari ve mesleki amaçlarla alıp almadığı ve tacir olup olmadığı araştırılarak davalının tacir olduğu ve davaya konu aracı da ticari ve mesleki amaçlarla satın aldığının anlaşılması halinde davaya Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla bakılması, davalının davaya konu aracı ticari ve mesleki amaçlarla değil, kişisel kullanımı için satın almış olduğunun anlaşılması halinde ise Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla davaya bakılması gereklidir. Tarafların tacir ve davanın ticari nitelikte olması halinde uygulanacak hükümler ile davalının Tüketici olması halinde uygulanacak hükümler arasında farklılıklar bulunmaktadır.Bu nedenle mahkemece görev hususu üzerinde yeterince durulmadan eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup davacı vekilinin bu hususa yönelik istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir.”Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı tarafın şirket olduğu, davalı şahıs adına yapılan tacir araştırmasında ara satış tarihi olan 26.05.2022 tarihi itibariyle vergi mükellefiyet kaydının bulunmadığı, bu haliyle dava konusu aracın ticari amaçlarla satın alınmadığı, bununla birlikte dava konusu aracın modeli ve dosya kapsamında yer alan beyanlar da dikkate alındığında aracın mesleki amaçlarla alındığından da söz edilemeyeceği, bu haliyle dava konusu uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklandığı ve çözümünün Tüketici Mahkemelerinin görev alanına girdiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle; 6100 sayılı HMK’nın 115/1-2 maddesi uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-)6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 1, 2. maddeleri uyarınca görevli mahkemenin —— TÜKETİCİ MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-)6100 Sayılı HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak talepte bulunması halinde dava dosyasının GÖREVLİ —— TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-)Yargılama giderlerinin 6100 Sayılı HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmezse talep halinde mahkememizce bu durumun tespiti ile dosya üzerinden davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
5-)6100 Sayılı HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birinin, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde mahkememiz tarafından resen davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 331/3 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK’nın 341/1,342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle—– Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/05/2023