Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/96 E. 2022/139 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/96 Esas
KARAR NO: 2022/139
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/12/2021
MAHKEMEMİZE TEVZİ TARİHİ: 09/02/2022
KARAR TARİHİ : 15/02/2022
—- kesinleşen görevsizlik kararına bağlı olarak Mahkememizin iş bu esasına kaydedilen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı—- plaka sayılı aracı —-yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile satın aldığını, müvekkilinin bu araç için —- boş senet imzaladığını ve müvekkil ile şirket sahibi—— yevmiye numaralı rehin sözleşmesi ile araç üzerine rehin konulduğunu, fakat bu aracın ayıplı mal konumunda olduğunu, zira aracın kilometresi ile oynandığını, bu haliyle aracın ayıplı olarak müvekkile satıldığını, müvekkile aracın kilometresinin göstergede bulunduğu üzere orijinal olduğunun beyan edildiğini, şirket sahibi —–müvekkilin, birlikte, müvekkilin tanımadığı bir — firmasına aracın götürüldüğünü, aracın —olduğunun ve——- olduğunun müvekkile söylendiğini, araç satılırken — —- olduğunu, araç satın aldıktan sonra aracın eksper raporunda km kontrolü yapılmadığını ve araçta ciddi arızalar olduğu fark edilince, yeni bir ekspere giderek aracın incelendiğini, bunun üzerine aracın kilometresinde —- yılında oynama yapıldığının tespit edildiğini, orijinal kilometresinin; —- kilometreye düşürüldüğü, —- olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin aracın ayıplı olmasını öğrenmesi üzerine sözleşmeden dönme hakkını kullandığını ve— taraf olmak üzere —- tarihinde arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, arabuluculuk süreci devam ederken müvekkil hakkında, —– dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, müvekkilin süresi içinde itiraz edememiş olması nedeniyle takibin kesinleştiğini, araca yakalama konulduğunu, müvekkilin haciz tehdidi altında, alacaklıya ödemeyi gerçekleştirdiğini, davalı yanın, —— rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattığını, müvekkilinin, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme hakkının kullanılması için davalıya yaptığı müracaat reddedildiğinden iş bu davayı açtıklarını, bu nedenlerle ayıplı malın öncelikle iadesi ile müvekkil tarafından ödenmiş olan — ve satım tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek mevduat faizi ile birlikte olmak üzere toplam —- davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAFAHAT
—-kararıyla mahkemelerinin görevsizliğine dair; “Davanın HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca görevsizlik nedeniyle usulden REDDİNE, 2-HMK.20/1 maddesi uyarınca, taraflardan birinin kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize başvurarak dilekçe ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep etmeleri halinde dosyanın bu davaya bakmaya görevli ve yetkili ——-Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, aksi taktirde HMK.20/1. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin taraflara ihtarına,” kararı verildiği ve kesinleşen karar üzerine dosyanın mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, ayıplı olduğu iddia edilen araç nedeniyle aynen iade ve tazminat davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde,bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara, Ticaret Mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre tarafların sıfatına veya bir ticari işletme olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari dava olarak sayılan davalar mutlak ticari dava; tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalar ise nispi ticari davadır.
28.11.2013 tarihli ve 28835 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 3/1-k Maddesinde, Tüketicinin “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak tanımlandığı, 3/1- ı- bendinde Tüketici işleminin ise ” Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmış olduğu anlaşılmıştır.
Tüketici Mahkemelerinin görevini düzenleyen 73/1 Maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.”
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 83/2 Maddesinde ” Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verildiği, anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve yerleşik içtihatlar ışığında somut olaya gelindiğinde; ——— plakalı aracın satışı amacıyla taraflar arasında akdedilen araç satış sözleşmesine bağlı olarak açılmış iş bu aynen iade ve tazminat davasında, bahse konu aracın eski kullanım amacının “ticari” olduğu, yeni kullanım amacının ise “hususi” olduğu, bu hali ile aracın ticari araç olmadığı, —–sorgusundan da aracın kullanım şeklinin “gayri ticari” olarak belirtildiği, yine davacının tacir olduğuna dair de dosyada herhangi bir kayıt bulunmadığı, her ne kadar davacının yük taşımacılığı işi ile iştigal ettiği —– sorgusundan anlaşılıyor ise de, bu husus davacının tüketici olmadığı anlamına gelmemekle birlikte, davaya ve sözleşmeye konu edilen aracın ticari kaydının olmadığı, bu durum karşısında davacının ticari amaçla hareket etmediği, bu hali ile davacının tüketici olduğunun kabulü gerekmiştir.
Davacı ile davalı arasında akdedilen sözleşme az yukarıdaki kanun maddeleri gereği tüketici işlemi sayıldığından ve davanın tüketici hukuku hükümleri çerçevesinde tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin —– olduğuna, dava hakkında daha önceden — Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verildiğinden ve —- mahkememiz arasında görev uyuşmazlığı meydana geldiğinden; mahkememizce verilen karar İstinaf yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için merci tayini — açısından re’sen dosyanın ——gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 138. Maddesi Gereğince: ”(1) Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. ”
Ayrıca her ne kadar iş bu dosyaya henüz duruşma günü tayin edilmemiş ise de usulen dinlenmesi mümkün olmayan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olup, dava şartlarının hakim tarafından yargılamanın her aşamasında resen incelenmesi gerektiğinden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği görev yönünden usulden REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Görevli Mahkemenin — OLDUĞUNA,——— Tüketici Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verildiğinden; mahkememizce verilen karar İstinaf yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için merci tayini — açısından re’sen dosyanın —– GÖNDERİLMESİNE,
5-Dava hakkında daha önceden—- tarafından görevsizlik kararı verildiğinden; Mahkememizin görevsizliğine dair kararın İstinaf yasa yolundan geçmek suretiyle kesinleşmesi durumunda, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde (HMK 20. maddesi) Mahkememize başvurması halinde ve talep halinde dosyanın görevli —— GÖNDERİLMESİNE,
6-Süresinde müracaat edilmemesi halinde HMK 20/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme yapılmasına,
7-Süresinde başvuruda bulunulması halinde HMK’ nın 331/2 maddesi gereğince harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili ve görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ———– Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.15/02/2022