Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/934 E. 2022/839 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/934 Esas
KARAR NO : 2022/839

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 29/10/2022
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
—– Asliye Hukuk mahkemesinin——- karar sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememize tevzi edilen Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında imzalanan 14/02/2017 protokolü ile, karşı tarafın kendi uhdesinde bulundurduğu müvekkiline ekli sözleşmede listesi bulunan toplam 1.045.000,00 TL tutarında çeki müvekkile iade etmek yerine bir kısmına başkalarına ciro ederek, diğer kısmının da icra takiplerini yaptırarak müvekkilinin mağduriyetine kendilerinin ise sebepsiz zenginleşmelerine neden olduğunu, bununla birlikte kaldırılması gereken hacizleri de kaldırmayarak sebepsiz zenginleşmesini artırma yoluna müracaat etmekte olduğunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun değişik 20’nci maddesinin (d) bendi gereğince, tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri 01.05.2010 tarihinden itibaren noterler tarafından elektronik ortamda yapıldığını, ancak müvekkili ile davalı arasında güvene dayalı bir sözleşme imza altına alındığından takas edilen araçların noter satış işlemlerinin daha sonraya bırakıldığını, müvekkilinin elinde olan aracın daha noter devir işlemi yapılmadan davalı ile ilişkili olan kişiler tarafından müvekkilinin elinden çalınma yoluyla alınmış ve müvekkilinin zarara uğratılmış olduğunu, bu nedenle davalıda oluşan sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı zararın tazmini için iş bu davanın açıldığını, denkleştirici adalet ilkesi uyarınca, denkleştirici adalet ilkesine göre yapılacak hesaplamada, ödemenin dava tarihinde ulaştığı alım gücünün hesaplanması gerektiğini, bu hesaplamada, Yargıtay’ın istikrar kazandığı içtihatlarına göre, davacının ödediği satış bedelinin dava tarihinde ulaştığı alım gücü, tüketici eşya fiyat endeksi, altın, döviz kurlarındaki artış, maaş artışları vs. gibi ekonomik etkenlerin ortalamalarının alınarak uzman bilirkişi vasıtasıyla hesaplanmalı ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğini, faiz taleplerinin ise yasal faiz oranı olup denkleştirici adalet ilkesi çerçevesinde de ülkemizde meydana gelen sürekli enflasyon ve paranın değer kaybı gibi hususlar gözetilerek mahkeme tarafından bu oranın yükseltileceğini, bu sebeplerle davanın kabulüne, haksız ve hukuka aykırı eylemler nedeniyle davalı tarafından uhdesine geçirilen tutar nedeniyle davalıda oluşan sebepsiz zenginleşmeye dayalı zarardan kaynaklanan belirsiz tutarlı alacağın, işleyecek en yüksek yasal faizi ile birlikte hesaplanarak tespiti ve davacıya ödenmesine ve tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAFAHAT
—— karar sayılı kararı ile mahkemenin görevsizliğine dair;”1-Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşıldığından mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ’ne; bu nedenle HMK 114 ve 115.maddeleri gereğince davanın USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin ——ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ olduğunun TESPİTİNE,” dair karar verildiği ve dosyanın kesinleşerek mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava alacak davasıdır.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5’inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A maddesine göre: “(1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, dava konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen 18/A maddesine göre: “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Tüm dosya kapsamından; dava arabuluculuğa el verişli olmakla beraber dava şartı arabuluculuk kapsamında kalabilmesi için uyuşmazlık konusunun para alacağının ödenmesine ilişkin olması ve talep sonucunun tazminat veya alacağa ilişkin olması ya da her ikisini birlikte içermesi gerekir. TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, tazminat davasının dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekmiştir.Bu hali ile davacı yanın arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı ve dava konusu alacak talebi bakımından davanın ilk açılış tarihi olan 29.10.2022 tarihi itibarıyle zorunlu arabuluculuğun söz konusu olduğu, dava şartının gerçekleşmediği, bu hususun da hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereken ve eksikliği giderilemeyecek bir konu olduğu, 6100 sayılı HMK 114/2 maddesi gereğince özel kanunlardaki dava şartlarının da incelenmesi gerekeceğinden HMK 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.——-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 138. Maddesi Gereğince: ”(1) Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. ”Ayrıca her ne kadar iş bu dosyaya henüz ön inceleme günü tayin edilmemiş ise de, usulen dinlenmesi mümkün olmayan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olup, dava şartlarının hakim tarafından yargılamanın her aşamasında resen incelenmesi gerektiğinden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/2 ve HMK 115/2 maddeleri gereği dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL harç peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde —— Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.