Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/93 E. 2022/128 K. 14.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/93 Esas
KARAR NO : 2022/128

DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
DAVA TARİHİ : 08/02/2022
KARAR TARİHİ : 14/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya resen incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, —– ile iştigal ettiğini ve —— ihale usulü ile iş aldığını, taahhütlerini yaparak teslim ettiğini, müvekkilinin, malzeme satın aldığı — malzemenin bedeli olarak keşide yeri—– keşide ederek — göndermek istediğini, müvekkilin, muhatabına ulaşması için —- —– normal posta yoluyla gönderilmek üzere yetkililere teslim edildiğini, müvekkilinin posta yoluyla muhatabına gönderdiği çekin, muhataba ulaşmadığını, bunun üzerine müvekkilinin ——- akıbeti hakkında bilgi edinilemediği cevabının alındığını, iptale konu çekin, iyi niyetli olmayan üçüncü kişiler eline geçtiğinde bankadan tahsil edilme imkanı bulunmadığını ileri sürerek davanın kabulüne, — tarihli, keşide yeri —- ödenmesini önlemek amacıyla ödeme yasağı içeren tedbir kararı verilmesine, 30.03.2022 tarihli, keşide yeri —– çekin iptaline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : Dava HMK’nın 382(2)-e maddesi gereği çekişmesizdir.
DELİLLER : Çek fotokopisi, ——- dosya kapsamındaki sair tüm bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, 6102 Sayılı TTK’nın 818/1(s) maddesi delaletiyle, aynı Kanunun 757. vd. maddelerine dayalı zayi nedeniyle çek iptali istemine ilişkindir.
Dava HMK’nın 382(2)-e maddesi gereği çekişmesiz yargı işi olup aynı yasanın 385. maddesine göre 316-322 maddeleri kapsamında basit yargılama usulüne tabidir.
Mahkememizce tensip zaptı düzenlenmesine ve duruşma günü tayin edilmesine rağmen davanın niteliği gereği dosya üzerinden karar verilmesi mümkün işlerden olması ve özellikle usul ekonomisi ilkesi nazarında aşağıda açıklanan gerekçelerle doğrudan hüküm kurulması gerekmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun Senedin Türünün Değiştirilmesi Başlıklı Madde 650” (1) Nama veya emri yazılı senet, ancak kendisine hak verdiği ve borç yüklediği tüm kişilerin muvafakatıyla hamile yazılı sende dönüştürebilir. Bu muvafakatın doğrudan senet üzerine yazılması gerekir. (2) —- senetlerin nama veya emre yazılı senede dönüştürülebilmesi hususunda da aynı kural geçerlidir. Bu son halde hak veya borç sahibi kişilerden birinin muvafakat bulunmazsa bu dönüştürme, ancak dönüştürmeyi yapan alacaklı ile onun haklarına doğrudan doğruya halef olan kişi arasında hüküm ifade eder.” hükmü bulunmaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun Şartları Başlıklı Madde 651” (1) Kıymetli evrak zayi olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verilebilir. (2) Kıymetli evrakın zayi olduğu veya zıyan ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir.” hükmü bulunmaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun Hükümleri Başlıklı Madde 652” (1) İptal kararı üzerine hak sahibi hakkını senetsiz olarak da ileri sürebilir vaeya yeni bir senet düzenlenmesini isteyebilir. (2) Bunun dışında iptal usulü ve hükümleri hakkında, kıymetli evrakın çeşitli türlerine ilişkin özel hükümler uygulanır.” hükmü bulunmaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun Uygulanacak Hükümler başlıklı Madde 818” (1) Poliçeye ait aşağıdaki hükümler çek hakkında da uygulanır: s) İptal hakkındaki 757 ilâ 763 üncü maddelerle 764 üncü maddenin birinci fıkrası.” hükmü ile aynı kanunun Önleyici Önlemler başlıklı Madde 757” (1) İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebilir.” hükmü bulunmaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun Uygulanacak Hükümler başlıklı Madde 818” (1) Poliçeye ait aşağıdaki hükümler çek hakkında da uygulanır: s) İptal hakkındaki 757 ilâ 763 üncü maddelerle 764 üncü maddenin birinci fıkrası.” hükmü bulunmaktadır.
Görüldüğü üzere çek iptal davası açma hakkı TTK 651.maddesi uyarınca, çeke bağlı alacağı bulunan hamile aittir. İptal kararını alan hamil, TTK 652.maddesinde düzenlendiği üzere, hakkını senetsiz ileri sürebilir ya da borçludan yeni bir kıymetli evrak düzenlenmesini isteyebilir. İptal davasının amacı budur. Çek keşidecisinin TTK 757 ve 818/s.maddesi gereğince iptal davası açma hakkı bulunmamaktadır.
6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu Dava Şartları Başlıklı madde 114/1-d) “Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.” 114/1-e maddesi “Dava takip yetkisine sahip olunması” ve 114/1-h maddesi “Davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması” hükümleri ile aynı kanunun Dava Şartlarının İncelenmesi başlıklı 115/2.maddesi” Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” hükümleri bulunmaktadır.
Yukarıda anılan yasal düzenlemeler, yapılan açıklamalar ve yargılama ışığında somut olayda; davacının dava konusu çeki malzeme bedeli olarak —– lehtara gönderildiğini ancak çekin ——- sürüldüğü anlaşılmaktadır. Dava dilekçesindeki anlatım ve dosyaya sunulan dava konusu çek örneği incelendiğinde davacının çekin keşidecisi olduğu ve çek hesabının ve dolayısıyla çek borçlusunun bizatihi kendisi olduğu görülmektedir. Buna göre dava konusu çekin, davacının çek hesabına ait olduğu bilgisine göre iptali istenen çekin borçlusunun/keşidecisinin davacı olduğu ve davacının işbu davayı keşideci (hesap sahibi) sıfatı ile açtığı sabittir. 6102 Sayılı TTK.’nın 818/1-s maddesi yollaması ile aynı yasanın 680. maddesi uyarınca bir çekin kısmen doldurulmuş veya sadece imzalanmış olması halinde dahi tedavüle çıkarılması mümkün ve geçerli olup, böyle bir çekin TTK.’nın 757, 763, ve 764 vd. maddeleri uyarınca iptalini isteme hakkı sadece lehtar ve hamile aittir. Somut olayda davacı çek hesabı sahibi keşideci sıfatını taşıdığından çek iptali davası açamayacağı gibi bu çek nedeniyle ödemeden men yasağı kararı verilmesini istemesi de mümkün değildir. Binaenaleyh, gerçekleşen bu durumun 6100 sayılı HMK’nın 114/1-h maddesi gereğince olayda dava şartı olduğu ve dava şartı eksikliğinin giderilmesinin de mümkün olmadığı ve davacı keşidecinin çek iptal davası açma hakkı ve hukuki yararı bulunmadığı sonuç ve kanaatiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine ve tensip zaptıyla verilen tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-)6100 Sayılı HMK’nın 114/1-h maddesi gereğince ‘davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmaması nedeniyle; Davanın 6100 Sayılı HMK’nın 115/2.maddesine göre DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davanın çekişmesiz mahiyeti gereğince davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansın yatırana iadesine, (Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına)
5-)6100 sayılı HMK’nın 397/2 ve 6102 sayılı TTK’nın 758/2 maddeleri gereğince dava konusu çeke ilişkin olarak 09/02/2022 tarihli tensiple verilen ihtiyati tedbir ( ödeme yasağı- ödemeden men) kararının kaldırılmasına, bu konuda ilgili banka şubesine derhal müzekkere yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; 6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.