Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/891 E. 2023/170 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/891 Esas
KARAR NO : 2023/170

DAVA : Mülkiyet (Tespit İstemli)
DAVA TARİHİ : 22/11/2022
KARAR TARİHİ : 02/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Mülkiyet (Tespit İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ———— fatura ile davalıdan satın aldığını, söz konusu iş makinasının anahtarları ve kendisi müvekkili nezdinde olup makinenin müvekkiline ait olduğunu, anahtar teslimi ile zilyetliği ve mülkiyeti kazanan müvekkilinin makine üzerinde istediği gibi hakimiyet sahibi olduğunu ve fiili hakimiyetini dilediği gibi kullanabildiğini, dava konusu iş makinesinin müvekkiline aidiyeti konusunda davalı ile de herhangi bir ihtilaf da bulunmadığını, iş bu iş makinası halen ———- olmadığı için trafik polisi tarafından trafikten men edildiğini—- çekildiğini,——— beklediğini ve —- ücreti her geçen gün katlanarak arttığını, iş bu iş makinasının Karayolları Trafik Kanunu’nun 36. Maddesi uyarınca müvekkilinin kayıtlı bulunduğu ———— çıkarılmak zorunda olduğunu, ————-makinesinin ———– makinesi daha önce hiç kaydedilmediği için ——— Genelgesi’nin 9/4 maddesi gereğince mahkemeden sahipliğe dair karar getirilmesi istendiğini, müvekkilinin davalıya borcu bulunmamasına ve fatura karşılığı anahtar teslim ile makinenin müvekkiline devir ve teslim edilmiş olmasına rağmen iş makinasının mülkiyetinin müvekkiline ait olduğuna dair ——tarafından mahkeme kararı istediğini, ——– bu karar doğrultusunda iş makinesini tescil edeceğini, buna dair —— mahkeme kararları da ekte sunulduğunu,—————– müvekkilimiz ————– ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili celse arasında verdiği dilekçe ile, davalının kabul beyanı gereğince davanın sonuçlandırılmasını talep etmiş, duruşmada ise iddialarını ve taleplerini yinelemiştir.

CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesinde teknik özelliklerini belirttiği iş makinesinin gerçekten mezkur fatura ile taraflarınca davacıya satıldığını ve teslim edildiğini, mülkiyetinin davacıya geçtiğini, bu çerçevede davanın dava dilekçesinde, dava konusu iş makinesi ile ilgili beyan ettiği hususların doğru olduğunu, davacının davasını kabul ettiklerini, bu sebeple davanın kabulüne, davanın açılmasına taraflarınca sebebiyet verilmediğinden aleyhlerinde yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı yapılan duruşmaya katılmamış, kendisini vekille temsil de ettirmemiştir.

DELİLLER : ——-müzekkere cevapleri, ——- Makinesine ait fotoğruaflar,———- kapsamındaki sair tüm bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava , 6100 Sayılı HMK’nin 106 Maddesi Gereğince İş Makinesinin Mülkiyetinin Aidiyetinin Tespiti İstemine İlişkindir.
6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi gereğince dava değerine göre 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322. maddeleri gereğince basit yargılama usulüne tabi işbu davada dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmek suretiyle ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve işin niteliği ve davalının kabul beyanı da gözetilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 sayılı HMK mad. 106/2) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re’sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir. (HMK mad. 114/1-h, 115).
Taşınır mülkiyeti ise; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 762. ve 778. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Buna göre taşınırlar (menkuller) “nitelikleri itibarıyla taşınabilen maddi şeyler ile edinmeye elverişli olan ve taşınmaz mülkiyetinin kapsamına girmeyen doğal güçler” olarak tanımlanmıştır. (TMK, m.762). Bu bakımdan bir yerden diğer bir yere bağımsız olarak, özünde bir değişiklik olmadan taşınabilen her türlü maddi ——— olduğu üzere otomobil) satımı taşınır satımı niteliğinde olduğu gibi, taşınmaz mülkiyetine dâhil olmayan ve temellüke (mülk edinmeye) elverişli bulunan ————– kuvvetlerin satımı da taşınır satımı niteliğindedir. Bu bakımdan taşınır ———–olmayan her şeyin satımıdır” şeklinde tanımlamak daha isabetli olacaktır. Nakli için zilyetliğin devri gereken taşınır mülkiyetinde (TMK, m.763/1) —— zilyetlik karinesidir. Bir taşınırın zilyetliğini iyi niyetle ve malik olmak üzere devralan kimse, devredenin mülkiyeti devir yetkisi olmasa bile, zilyetlik hükümlerine göre kazanmanın korunduğu hâllerde o şeyin maliki olur (m. 763/2).Buna ilişkin TMK’nin 985. maddesine göre; “Taşınırın zilyedi onun maliki sayılır. Önceki zilyetler de zilyetlikleri süresince o taşınırın maliki sayılırlar.” düzenlemesi bulunmaktadır.
———— imzalanan ———- doğrultusunda çıkartılan 17/10/2008 tarihli iş makinelerinin tescili ile ilgili esasların düzenlendiği yönetmeliğin 6. maddesine göre de,—- kullanılanların dışında kalan —- kullanılan—- Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde belirtilen esaslara göre —- ettirmek ve tescil belgesi almak zorundadır. Aynı Yönetmeliğin 9/1-b-4. maddesine göre 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’ nda tanımlanan iş makinelerinden; gerçek veya tüzel—- kullanılanların dışında kalan ve ——– diğer kesimlerde kullanılan iş makinelerinin tescil edilebilmesi için maddenin üst fıkralarında belirtilen belgelerin temin edilememesi durumunda mahkemeden alınacak —– tescil talebinde kabul edilebileceği düzenlenmiştir.
Davacı vekili davaya konu ikinci el olarak davalıdan satın alınan —– tescil ettirebilmek için,—- tescili ile ilgili esasların düzenlendiği yönetmeliğin 9. maddesinde belirtilen belgeleri ibraz edecek koşulları sağlanamadığından, aynı maddenin 4. fıkrası uyarınca “bu belgelerin ibraz edilememesi durumunda mahkemeden alınacak ———- hükmüne dayanarak işbu davayı açtığını iddia ve beyan etmiştir. Buna göre davacının tescilsiz olan ——————- yaptırabilmesi ve buna bağlı olarak her türlü hukuki tasarrufta bulunabilmesi, hak ve sorumluluğun da tespiti açısından işbu tespit davasını açmasında güncel hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir.
Davalı gerçek kişi ise vermiş olduğu cevap dilekçesinde davaya konu iş makinesini mezkur faturaya bağlı olarak davacıya satıp fiilen teslim ettiğini ifade ederek, davayı kabul ettiklerini beyan etmiştir. Ayrıca davanın açılmasına sebebiyet vermediklerinden aleyhlerinde yargılama giderlerine hükmedilmemesini beyan ve talep etmiştir.
Yukarıdan beri yapılan açıklamalar, mevcut ve toplanan deliller ile yapılan yargılama ışığında somut olaya bakıldığında; davacı şirket tarafından dava konusu içten yanmalı —————– bedelle davalıdan satın alındığı, yazılan müzekkere cevaplarına göre de söz konusu iş makinasının herhangi —– tescilinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Dosyaya sunulan ——- tarafından hazırlanan uzman mütalaasının da dava konusu iddiaları doğruladığı —- özelliklerinin belirlendiği, her açıdan fotoğraflandığı ve raporun iddiayı aynen doğruladığı görülmüştür. Bu kapsamda dosyaya mübrez sözü geçen uzman raporunun da açıklandığı üzere dava konusu taşınır malın davacının zilyetliğinde ve fiilen kullanımında olduğu, davalının iş makinesi üzerindeki zilyetliğini ve mülkiyetini mübrez fatura gereği satım sözleşmesiyle davacıya devir ve teslim ettiği açıkça anlaşılmıştır. Böylece öncelikle dosyaya mübrez anılan uzman raporunun da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edildiğinden davacı şirketin işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu ve davasını TMK’nin 6. HMK’nin 25, 27, 29, 190,194,293 maddelerine göre usulüne uygun olarak ispat ettiği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. —- davalı taraf da cevap dilekçesiyle davacının davasını kabul etmiş durumdadır. Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK’nin 308.maddesinde ‘Kabul ,davacının talep sonucuna ,davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.’ düzenlemesi bulunmaktadır. HMK’nin 310/1 maddesi gereğince; kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. HMK’nin 309/1-2. maddesine göre ise; kabul ,dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabilir. Kabul, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatına bağlı değildir. HMK’nin 309/4 maddesine göre de; kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. 6100 Sayılı HMK’nın 311.maddesinde; “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” hükmü bulunmaktadır. 6100 Sayılı HMK’nin 312/1.maddesine göre ise “Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir. Feragat veya kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerini mahkumiyet, ona göre belirlenir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Yukarıdan beri açıklanan hususular ve mahkemenin—- yükümlülüğü de gözetilerek netice olarak davanın kabul nedeniyle kabulü ile dava konusu ‘ —–motor no’lu iş makinesinin mülkiyetinin— aidiyetinin tespitine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden davacı vekilinin vaki vazgeçmesi, davalının işbu konuya ilişkin haklı beyanı ve dahi davanın niteliğine göre külliyen davacı şirket sorumlu tutulmak suretiyle, 6100 Sayılı HMK’nin 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın kabul nedeniyle; KABULÜNE,
2-)Dava konusu ————– makinesinin mülkiyetinin ve zilyetinin—– AİDİYETİNİN TESPİTİNE ,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından işbu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-)Harçlar Kanunu’na bağlı (I) sayılı tarifenin (III) kısmının 2-a fıkrası gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının Harçlar Kanunu’nun 22.maddesi gereğince -davanın ilk celsesinden önce davalının kabulü ile sonuçlanmış olması nedeniyle 1/3’ü alınacağından- alınması gereken 59,96 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 80,70 TL harçtan mahsubuyla bakiye 20,74 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.