Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/881 E. 2023/405 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/881 Esas
KARAR NO: 2023/405
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/11/2022
KARAR TARİHİ: 01/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu şirket hakkında —–.sayılı dosyası ile Fatura Alacağı için ilamsız icra takibi yapıldığını, borçlu tarafından takibe itiraz edildiğinden takibin durduğunu, dava şartı arabuluculuk talebinde bulunulduğunu davalı borçlunun arabuluculuk görüşmelerine katılmadığını, anlaşma sağlanamadığını, davalı borçlu tarafın davacı müvekkili şirkete aynı alışverişten doğan borcun bir kısmını nakit bir kısmını çek olarak ödediğini, bakiye alacağı ödemediği içinde hakkında icra takibi başlatmak durumunda kaldıklarını, davalı borçlu hiçbir sebep göstermeden aradaki ticari ilişkiyi inkar ederek takip konusu borca itiraz ettiğini, itirazın iptali ve takibin devamına, alacağın —– faiziyle birlikte tahsiline, haksız yere borca itiraz eden borçlu hakkında % 20 ‘dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, masraf yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletinde karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP /TALEP :Davalı şirket tarafından 6100 Sayılı HMK’nin 322/1 maddesi atfıyla aynı yasanın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı vekili vekaletname ve sulh protokolü ibraz etmiştir.

DELİLLER: —— Dosyası, Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Son Tutanağı, Ticaret Sicil Kayıtları, Sulh Protokolü, Vekaletnameler, Fatura, Tahsilat Makbuzu, Vergi Dairesi Kayıtları ve 2022 yılına Ait —- Formları, Dosyadaki diğer tüm bilgi ve belgeler.

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:Dava, 2004 Sayılı İİK’nin 67/1 maddesi gereğince açılmış itirazın iptali ve tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi gereğince dava değerine göre 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322. maddeleri gereğince basit yargılama usulüne tabi işbu davada dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda basit yargılama usulüne göre duruşma açılarak öncelikle arabuluculuk başta olmak üzere tüm dava şartları incelenmek suretiyle ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen duruşmaya katılan davacı vekilinin sulh olmak istemediklerine yönelik beyanları üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlem ve incelemelerine başlanmıştır. Bu sırada ikinci celse öncesi dosyaya taraf şirketler vekilleri tarafından hazırlanan —– tarihli sulh protokolü sunulmuştur. Davacı vekili tarafından —— tarihli dilekçe ile sulh protokolü aynen doğrulanmış ve davanın protokole göre sonuçlandırılması talep edilmiştir. Bu bağlamda yargılama bitirilerek davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. 6100 Sayılı HMK’nin 74.maddesi kapsamında dosyaya mübrez vekaletnameler üzerinde yapılan incelemede taraf vekillerinin SULH yetkilerinin bulunduğu görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nin 313.maddesinde:”(1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.(2) Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.(3) Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir.
(4) Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.”6100 sayılı HMK’nin 314.maddesinde:”1) Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.”6100 sayılı HMK’nin 315.maddesinde:”(1) Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.(2) İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir.” düzenlemeleri bulunmaktadır. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler, yargılama süreci ve sulh protokolü nazarında tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde öncelikle tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri anlaşılan dava konusu uyuşmazlığı sulh yoluyla sona erdirdikleri sabittir. 6100 sayılı HMK’nin 313 vd. maddeleri gereğince sulhun hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, mevcut sulhun işbu davayı sona erdirdiği ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu açıktır. Ayrıca mahkemenin taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse sulh sözleşmesine göre istemezlerse davanın esasın hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vereceği düzenlemesi gözetilmiştir. Somut olayda taraf vekillerinin beyan ve iradesinin sulh nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine yönelik olduğu görülmekle işbu şekilde karar verilmesi gerekmiştir. Yargılama giderleri açısından yapılan değerlendirmede ise, öncelikle sulh protokolü içeriğindeki genel düzenlemeler ve özelde yargılama giderlerine ilişkin madde ve yargılama süreci de gözetilerek 6100 sayılı HMK’nin 331/1, 332/1 maddeleri gereğince aynı yasanın 323.maddesinde sayılan yargılama giderleri karşılıklı olarak tarafların üzerinde bırakılmıştır. Ancak Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gözetilerek dava öncesi —– bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretine ilişkin yargılama giderinin ise; taraflar arasında düzenlenen protokolde bu yönde bir hüküm bulunmadığından uyuşmazlığın sulh gereğince kısmen de olsa davalı şirket sorumluluğunda sonuçlandırıldığı ve özellikle Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı içeriğine göre davalı şirket toplantıya katılmadığından özel yasa niteliğindeki Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-11 maddesi ve buna göre genel yasa niteliğindeki HMK’nin 326/1. maddeleri gereğince davalı şirketinden alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)6100 Sayılı HMK’nin 315/1 maddesi gereğince sulh nedeniyle; DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-)492 Sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (I) sayılı tarifenin (III) kısmınin 2-a fıkrası gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının, Harçlar Kanununun 22.maddesi gereğince davanın ilk duruşmadan sonra sulhle sonuçlanmış olması nedeniyle 2/3’ü alınacağından alınması gereken 119,93 TL karar ve ilam harcının başlangıçta alınan (388,88 TL) peşin harçtan mahsubuyla bakiye 268,94 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider/delil avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle —— Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2023