Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/850 E. 2023/361 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/850 Esas
KARAR NO:2023/361
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:08/11/2022
KARAR TARİHİ:18/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP ;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket nezdinde—— ile sigortalı bulunan sigortalı——— gönderici—–Şirketine satılan —–tarihli fatura itibariyle, ——- taşınması için ——– anlaştığını, dava dışı ——–değerindeki ———no.lu —– itibariyle konu emtia —– nakledilmek üzere ———- plakalı —- yüklenerek akabinde —–tarihinde teslim adresi—–nakledilmek üzere ———– konteynere yüklendiğini, sigortalı tarafından, denizyolu taşıma hizmeti için anlaşılan———-aldığı bilgi itibariyle ilgili konteynerde bir önceki nakliyesinde alçı kalıp emtiası nakledildiği deklare edildiğini, konu emtianın nihai alıcı sahasına ulaşmasına müteakip mührün sağlam olduğu fakat kapakların açılmasından sonra konteyner zemininde ve karton kutular üzerinde ———- servisi tarafından düzenlenen analiz raporu itibariyle; alıcı tarafından temin edilen numune üzerinde gerçekleşen incelemeler sonucunda —— edildiği anlaşıldığını, sonuç itibariyle emtianın içeriğinde sağlığa zararlı maddeler tespit edilmesinden dolayı emtia satın alan firma tarafından iade edildiğini, bu hasarın oluşumundan ilgili nakliye işlemini gerçekleştiren ———- hizmeti alınan —— doldurma organizasyonunu üstlenen——-işlemini gerçekleştiren ———– hasarın oluşumunda kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin sigorta şirketi TTK m. 1481 “Sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalı yerine geçer. Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur.” hükmü uyarınca zarar gören sigortalının haklarına halef olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davalı tarafın itirazının iptali ile 8.611,24 Euro tutarındaki asıl alacağın dava tarihinden tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte aynen tahsiline, aynen tahsilin mümkün olmadığı kanaatine ulaşılması durumunda 8.611,24 Euro tutarındaki asıl alacak ile dava tarihinden tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte fiilen ödeneceği tarihteki kur üzerinden Türk Lirası karşılığı değerindeki tutar üzerinden takibin devamına, alacak tutarının %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, dosyanın tensibi ile birlikte İhtiyati Haciz Talebimizin kabulü ile davalıların menkul, gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczi için ihtiyati haciz kararı verilmesine, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP /TALEP:Davalı ———cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle işbu itirazın iptali davasına konu olan ve müvekkili şirketin borçlusu olduğu icra takibi ———– sayılı takibi olduğunu, yetkili Mahkemenin ———- Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin diğer davalılarla müteselsil sorumluluğunun da olmadığını, davanın diğer davalılarla birlikte müvekkiline açılması isabetsiz olduğunu, işbu davanın öncelikle husumet ve yetki yönünden reddi gerektiğini, davanın öncelikle usul yönünden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davaya konu olayın oluş biçimini, olayın varlığını, davacının dosyaya sunduğu belgeleri kabul etmediklerini, davacının öncelikle bu hususları net bir biçimde ispatlaması gerektiğini, davaya konu ——- iç dolum işlemi yapılırken, yani dava konusu yükler konteynere yerleştirilirken, yük sahibi firma yetkilisinin de orada bulunduğunu, firma yetkilisi ordino belgesi üzerinde yazan; “Bu bilgilerin beyanname ile uygun olduğunu, konteynerlerin içlerine yüklenen yüklerin sağlam olduğunu ve bu yükleme ile ilgili tüm sorumluluğun firma ve yetkilisine ait olduğu beyan ve taahhüt edilir.” şeklindeki taahhüdün altına imzasını atığını, yani konteyner firma yetkilisi tarafından görüldüğünü ve yüklemenin yapılması onun kabul ve talimatıyla olduğunu, firma yetkilisinin kabul ve talimatı sonrasında müvekkili şirketin başka bir konteyner kullanılması gibi bir ısrarda bulunma yükümlülüğü olmadığı gibi, bunun da ötesinde böyle bir hakkı da olmadığını, yükün firma yetkilisinin tercih ettiği konteynere yüklenmesini sağlamak müvekkili şirketin görevi olduğunu, kusurun tamamen firma yetkilisine ait olduğunu savunarak haksız ve mesnetsiz davanın müvekkili şirket yönünden reddi ile dava masrafları ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.Davalı ——- vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkili şirkete ve diğer davalılara karşı yöneltilen talep ve davanın,—— dava dışı yabancı taşıyan —–numaralı konişmentosu tahtında ———- deniz yoluyla yapılan bir konteyner taşıması için navlun sözleşmesinin ademi ifade edilmesi ve denizyolu taşıması esnasında yükün hasarlandığı iddiasına ilişkin olduğunu, 6102 s. TTK m. 5/2 delaleti ile ——- Asliye Ticaret Mahkemelerinin birinin veya birkaçının——- ihtilaflarını bakmakla münhasıran görevlendirilebileceği, buna istinaden de ——- kaynaklanan tüm uyuşmazlıklara bakmaya ——görevlendirildiğini, buna göre ——– dışında başkaca mahkemelerin deniz ticari hukuku davalarını görebilmesi mümkün olmadığını, diğer bir ifade ile, —–olduğunu,—— içerisindeki tüm deniz ticareti ihtilaflarının ——– görüldüğünü, nitekim bizatihi sayın mahkemenin —— sınırları içinde —————-görevlendirildiğine karar verdiğini, keza benzeri şekilde,—— Hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar ile ilgili ——– Ticaret Mahkemelerinde ikame edilen davalarda, bu davaları esasa kaydettiren ——- Asliye Ticaret Mahkemeleri tensip ile birlikte (veya ön inceleme duruşmalarında) “görevsizlik” kararı verdiğini ve dosyaları——– gönderdiğini, anılan nedenler ile işbu davada da görevsizlik kararı verilmesini ve dosyanın——– kaynaklanan uyuşmazlıklara——bakmaya münhasıran görevli———-gönderilmesini talep ettiklerini, dava konusu —– tarihinde ——- gemiden tahliye edilerek alıcısına teslim edildiğini, müvekkilinin —– yapmakta olduğu dava dışı—— dava konusu konteynerin sadece —— taşınması işini üstlendiğini, konteynerin——– tahliye limanında gemiden tahliye edilmesi ile dava dışı yabancı taşıyan yükü alıcısına teslim ettiğini ve yüke ilişkin tüm sorumluluğu sona erdiğini, nitekim davacı tarafından dosyaya sunulan delillerden; yükün, alıcının —– tesislerine —- tarihinde ulaştığı yükün teslimini müteakip yük alıcısı tarafından yük üzerinde ——— tarihinde inceleme yaptırıldığı anlaşıldığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile yükte bir hasar varsa dahi, TTK m.1188 uyarınca eşyanın alıcısına teslim tarihi olan —–başlamak üzere 1 yıl içinde taşıyana karşı yargı yoluna başvurulması zorunlu olduğunu, davacı sigorta şirketinin iddia ettiği hasar sebebiyle ancak —– dosyası ile icra takibine girişildiğini, hal böyle olunca, icra takibi tarihi olan ——— davacının iddia edilen hasar için tüm talep ve dava hakları hakdüşümüne uğradığını savunarak ————sınırları içinde TTK ‘nın 5. kitabından kaynaklanan deniz ticareti hukuku ve deniz sigortaları hukuku davalarına bakmaya TTK m.5/2 delaleti ile ———— münhasıran yetkilendirildiğinden davanın görev yönünden reddine, davanın hak düşümü nedeniyle usul yönünden reddine, davacının konu davada husumet ehliyetinin bulunmaması karşısında aktif husumet yokluğu nedeniyle usul yönünden reddine, taşımaya konu konişmento araclılık hizmeti gösterek acentenin TTK 105. Kapsamında pasif husumet yokluğu nedeniyle uyarınca davanın usul yönünden reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı ——- vekili cevap dilekçesinde özetle;Davalı müvekkili şirketin ünvanının ————-tarihinde TTK. nun ticaret şirketlerinin birleşmesine ilişkin 136. maddesinin 1/a fıkrasına göre ——– devredildiğini, devralma yolu ile yapılan külli birleşmenin———- tescil ve ilan edildiğini, TTK. 136/4, 153/1. maddelere göre devrolunan davalı şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğini, ————- faaliyete geçirilmesine, 6102 sayılı TTK. nun 5. maddesinin 2. bendi gereğince———- TTK. dan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmak üzere münhasıran görevlendirilmesine” karar verildiğini, bilahare ———— Ticaret Mahkemelerine ait tüm dava ve işler ile arşiv dosyalarının ———Asliye Ticaret Mahkemesine devrine” karar verildiğini, bu nedenle, —— kaynaklanan ihtilafların halline —- olarak görev yapan———–görevli ve yetkili olduğunu, ulusal yetki ve görev açısından Sayın Mahkeme ihtilafın halline görevli ve yetkili olmayıp görev ve yetki itirazında bulunduklarını savunarak davacının haksız ihtiyati haciz talebinin reddine, delillerininin toplanmasına, görev ve yetki, uluslararası yetki, zamanaşımı ve hak düşürücü süre, aktif dava ehliyeti ve esası bakımından tümüyle haksız davanın reddine, davacının asgari %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkumiyetine, masraflar ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı ———— cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu hasarın oluşumunda müvekkili şirketin———–işlemini gerçekleştirdiği iddiası ile kusuru doğduğu iddia edilmiş olup söz konusu iddianın haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirketin sigortalanan ————– işlemi için —— işlemi için anlaştığını, taraflar arasında ———- işleminin yapıldığına ilişkin taraflar arasında sertifika imzalandığını, taraflar arasında gerçekleştirilen anlaşmaya binaen müvekkilinin ———- ve bu minvalde oluşan hasardan kaynaklı olarak kusuru bulunmadığını, davanın hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılmış olması sebebiyle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, müvekkili yönünden ayrı icra takibi açılmış olması ve müvekkik hakkındaki icra takinin, diğer davalılardan farklı olarak —– açılmış olması sebebiyle yetkili mahkemenin ——- Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin haksız ve usul ve yasaya aykırı olduğunu savunarak davacının gerek usule ilişkin gerekse de esasa ilişkin sunmuş oldukları gerekçeler ile haksız ve mesnetsiz davasının ve söz konusu davası ile birlikte bulunmuş olduğu tüm taleplerinin davalı müvekkili açısından reddine ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.

DELİLLER:Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı, ——Esas sayılı dosyasının — içeriği, —– sayılı dosyasının —- içeriği, —- Kayıtları, ——-Poliçesi , Hasar Dosyası, Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler.

İDDİA VE SAVUNMA KAPSAMINDA UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİ VE VAKIALARA GÖRE DELİLLERİN TARTIŞILIP DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE SONUÇLARI:
Dava , 6102 sayılı TTK’nin 1472. maddesi uyarınca davacı sigorta şirketinin sigortalısının haklarına halef olması sebebiyle dava dışı sigortalısına ödediği tazminatın hasarın taşıma sırasında meydana geldiği ileri sürülerek sorumlu olan davalılardan rücuen tahsili için başlattığı icra takibine yapılan itirazların iptali, takibin devamı ve tazminat istemine ilişkindir.
———- maddesine göre “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz”. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/(1)-c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. 115. maddesine göre, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” Bu yasal çerçevede mahkemelerce görev konusu her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda basit yargılama usulüne tabi işbu dosyanın görev dava şartı yönünden usul ekonomisi ilkesi de gözetilerek incelenmesi ve sonuçlandırılması gerekmiştir.
6102 Sayılı TTK’nin “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
6102 sayılı TTK ‘nin 4/1-(a) maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
———— sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu sebeple, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra, hukuken sigortalının yerine geçerek, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilecektir. Bu durumda da, görevli mahkeme, dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki içeriğine göre belirlenecektir.6102 sayılı TTK’nin 5/2. maddesi “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4. madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde ——–, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir” şeklinde düzenlenme bulunmaktadır.—– sayılı kararının ——-maddesi ile —— kurulup faaliyete geçirilen —– —–yargı alanı,—– olarak belirlenmiştir.———içerisinde bulunan—– mahkemeleri bakımından da —— kaynaklanan uyuşmazlıklarda —— tarafından görevlendirilen Ticaret Mahkemeleri ihtisas mahkemesi olarak görevlidir. —– tarafından —–mahkemesi olarak ilimizde ——- görevlendirilmiştir. Somut olayda uyuşmazlık temeli deniz ticaretinden ve taşımasından kaynaklanmakta olup, 6102 sayılı TTK’nin “Deniz Ticareti” başlıklı beşinci kitabı kapsamında kalmaktadır. Yukarıdan beri açıklanan hususlara göre 6100 sayılı HMK’nin 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle ———–; davanın 6100 sayılı HMK’nın 115/1-2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-) Davanın, 6100 sayılı HMK’nin 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle;6100 sayılı HMK’nin 115/1-2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-)6100 sayılı HMK’nın 1, 114/1-c ve 6102 Sayılı TTK’nin 5/2 maddeleri uyarınca görevli mahkemenin ——— ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ (————-Mahkemesi Sıfatıyla) OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-)6100 Sayılı HMK’nin 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin, süresi içinde Kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; veya Kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak talepte bulunması halinde dava dosyasının GÖREVLİ—————— ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-)Yargılama giderlerinin 6100 Sayılı HMK’nin 331/2 maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmezse talep halinde dosya üzerinden davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
5-)6100 Sayılı HMK’nin 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin,süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde mahkememiz tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nin 331/3 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı ———-dışındaki diğer davalılar vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle ———Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/05/2023