Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/85 E. 2022/541 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/85 Esas
KARAR NO:2022/541
DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:04/02/2022
KARAR TARİHİ:04/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sırasında davacı vekili tarafından verilen —– tarihli feragat dilekçesi üzerine dosya resen incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—— tarihinde, davalı … nezdinde —– numaralı —- ile sigortalı — plakalı ——sürücüsünün kusurlu park etmesinden dolayı müvekkilin sevk ve idaresindeki —– ile park halindeki kamyonete çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında ——-basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ölçüde yaralandığını ve kazadan dolayı daimi surette malul kaldığı belirlendiğini, dava konusu kaza akabinde ——-tedavi gören müvekkil gördüğü tüm tedavilere rağmen tamamen iyileşemeyerek daimi sakat kaldığını, —- Soruşturma numaralı dosyasında aldırılan ——- tarihli — kusur raporunda ve —–numaralı dosyasından aldırılan —–tarihli —— davalı nezdinde sigortalı aracın sürücüsü—–ana yolun çok işlek olan iki şeridininden birini kapatacak şekilde sağ şeritte duraklama yaparken gerekli dikkat ve özeni göstermemiş olmasından ve trafiği tehlikeye düşürdüğünden dolayı tali kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, söz konusu kusur raporları kabulümüzde olmayıp yerel mahkeme tarafından aldırılacak kusur raporu ile gerçek kusur oranları tespit edilebileceğini, söz konusu kaza sonrasında müvekkilinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek derecede yaralandığını ve bu yaralanma neticesinde uzun süreler boyunca acı çektiğini ve bu süre içerisinde hastaneye sürekli gidip geldiğini ve çeşitli tedaviler kendisine uygulandığını, fakat ne var ki söz konusu kaza, birçok tedavi denenmiş olsa da , aynı kaza nedeniyle manevi tazminat talepli olarak sürücü ve işleten şahıslara karşı açılan ——-maluliyet raporunda da sabit olduğu üzere müvekkilin kalıcı sakatlığına engel olamadığını, davalı—– daimi malul kalan —–göremezlik zararı için yapılan müracaat üzerine açılan —— hasar dosyasından — olarak fazlaya ilişkin haklarımız saklı tutulmak kaydı ile tarafına bir miktar ödendiğini, ancak yapılan ödeme müvekkilinin gerçek zararını karşılamaktan çok uzak olduğunu beyan etmiş müvekkilinin maddi zararının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda (—- madde 107) arttırılmak üzere şimdilik —- sürekli iş göremezlik tazminatının davalı şirketinin sorumluluğu, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan azami poliçe teminatı limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu olaya karışan—- teminat altına alındığını, müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, söz konusu poliçeden dolayı sorumluluğu, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda azami —- ile sınırlı olduğunu,—bir meblağ sigortası olmayıp bir zarar sigortası olduğunu, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesi söz konusu olmayıp, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusuru oranında bu gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, müvekkili sigorta şirketi tarafından davacı tarafa ödeme yapılmış olup, müvekkili sigorta şirketinin herhangi bir sorumluluğu kalmadığını, davacı tarafından müvekkili sigorta şirketine dava konusu kaza nedeniyle yapılan başvuru üzerine —-numaralı hasar dosyası açıldığını, işbu hasar dosyası kapsamında davacı tarafa —– tarihinde —- ödeme yapıldığını, müvekkili şirket doğru şekilde ödeme yapmış olup, davacının müvekkili şirketten talep edebileceği fark tazminat tutarı bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı tazminat hesabı yapılmasına karar verilmesi halinde, başvuru sahibinin maluliyetinin tespiti ardından, öncelikle ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak hesaplama yapılmalı ve ödenmesi gereken miktarla ödenen miktar arasında fark olup olmadığı, başvuru sahibinin zararının karşılanıp karşılanmadığı değerlendirilmesi gerektiğini, yapılan ödemenin zararı karşılamadığının anlaşılması halinde, yapılan ödeme güncellenerek tazminat miktarından indirilmesi gerektiğini, müvekkili sigorta şirketi tarafından davacı tarafa —- tarihinde yapılan ödemelerin güncellenerek indirilmesi halinde davacıya ödenmesi gereken fark tazminat miktarı kalmayacağını, davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın dava konusu kaza nedeniyle maluliyeti bulunup bulunmadığı hususu—-ihtisas kurulu tarafından erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik doğrultusunda incelenmesi gerektiğini, mevzuat hükümleri gereğince dava konusu kazaya ilişkin olarak davacının maluliyetinin var olup olmadığının Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş bir raporla ispatı gerektiğini, dava konusu kazanın hangi sebeple meydana geldiği her durumda araştırılması gerektiğini,—– dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunup bulunmadığı da ayrıca belirlenmesi gerektiğini, sigortalı araçta meydana gelen teknik bir arızanın kazanın oluşmasına sebebiyet verip vermediği hususu da ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini beyan etmiş, müvekkili sigorta şirketi tarafından ödeme yapılması nedeniyle herhangi bir sorumluluğu kalmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı —- Hastane Kayıtları, Nüfus Kayıtları, Kaza Tespit Tutanağı, —- dosyası,—- dosyası, —Makbuz, İbraname ve feraganame başlıklı belge, dosya kapsamındaki sair bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) istemine ilişkindir.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılmış uyuşmazlık belirlenmiş ve tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikat işlemlerine geçilmiştir. Mahkememizce tahkikat işlemi olarak ara kararlar oluşturup deliller toplanarak kusura ilişkin — raporu istenmiş ve sair delillerin toplanması yönünde ara kararlar oluşturularak duruşma tehir edilmiştir.Ne var ki yargılama sırasında davacılar vekili tarafından —- sistemi üzerinden verilen —— havale tarihli dilekçe ile eldeki davadan feragat edildiği beyan edilmiştir. Davalı vekili tarafından da—- sistemi üzerinden gönderilen —- tarihli dilekçe ile davanın sulh yoluyla çözüldüğü beyan edilmiştir.—74.maddesi kapsamında dosyaya mübrez vekaletnameler üzerinde yapılan incelemede davacılar vekilinin davadan feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.—-309/1.maddesi gereğince; feragat dilekçe ile veya sözlü olarak yapılır. —- 310/1 maddesi gereğince; Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. — 309/2.maddesine göre ise; feragat karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatına bağlı değildir.—- 309/4 maddesine göre de; Feragat kayıtsız ve şartsız olmalıdır—-311.maddesinde; “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” hükmü bulunmaktadır.—–312/1.maddesine göre ise “Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir. Feragat veya kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerini mahkumiyet, ona göre belirlenir.” hükmü bulunmaktadır.Yukarıda yapılan açıklamalar ve anılan yasal düzenlemeler ışığında davanın usulüne uygun olarak yapılan bir davayı sona erdiren taraf işlemi olan vaki feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama giderleri ise taraf vekillerinin beyanlarına ve dosya kapsamına göre karşılıklı olarak üzerlerinde bırakılmıştır. Ancak davanın niteliği, ödeme için yasalı başvuru süreci, taraf vekillerinin beyanları ve özellikle sunulan sulh protokolü gözetildiğinde davadan feragatin aslında sulh sözleşmesine bağlı olarak davalıca yapılan ödeme nedeniyle olduğu anlaşılmakla, davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiği düşüncesiyle—sayılı— 18/A-(13)maddesi ile —26/2. maddeleri gereğince —- AÜT uyarınca ödenen arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak —- kaydına da karar verilmek suretiyle —- 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin, davalı üzerinde bırakılmasına;
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken —– karar ve ilam harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesine göre AÜT uyarınca—bütçesinden ödenen —- arabuluculuk ücretinin davalı şirketten alınarak— kaydına,
6-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansınin yatırana iadesine, — Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına )
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ;—-341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren —- hafta içinde—ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle;—-olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.