Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/836
KARAR NO : 2023/843
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2022
KARAR TARİHİ : 28/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06.07.2022 tarihinde, müvekkiline ait —- plakalı araç ile —– plakalı araç arasında, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkile ait aracın %0, —— plakalı aracın %100 kusurlu olduğunu, müvekkilinin aracında huzurdaki davaya konu kaza sebebiyle reel değer kaybı oluştuğunu, sigorta şirketine reel değer kaybı talebi için başvuru yapılmış olup herhangi bir dönüş olmadığını beyan ederek HMK 107. maddesi uyarınca fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkiline ait araçta meydana gelen 100,00 TL reel değer kaybı bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek olan faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, müvekkili şirketin azami teminat ve sigortalısının kusuru oranında zarardan sorumlu olabileceğini, zararın değer kaybı genel şartlarına göre hesaplanması gerektiğini, davacının avans faiz isteminin kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili 22.08.2023 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; 100,00 TL değer kaybı bedeli talepli olarak açılan davasının ıslah edilerek toplam 3.306,00 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ederek davasını ıslah etmiştir.
Deliller
Tarafların ticaret sicil sorguları dosya arasına alınmıştır.
—– Noterler Birliğine yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Davalı sigorta şirketine yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.Trafik kusuru konusunda uzman makine mühendisi bilirkişi ile sigorta hukuku alanında uzman aktüer bilirkişi heyet raporu dosyaya sunulmuştur.Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, 06.07.2022 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan —– plakalı araç ile davacının malik olduğu—- plakalı aracın çarpışması sonucu, kusurun irdelenmesi, —–plakalı araçta değer kaybı oluşup oluşmadığı, değer kaybı alacağı varsa miktarının ne olduğu hususlarında HMK 107.maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak açılmış 100,00 TL maddi tazminat davasıdır.
Davacıya ait araçta meydana gelen gerçek zararın belirlenmesi için mahkemece yapılacak iş, aracın kaza tarihindeki hasarsız piyasa değeri ve hasarlı haldeki piyasa değeri arasındaki farkı belirlemek için konusunda uzman bilirkişiden ayrıntılı denetime açık ve gerekçeli rapor alınarak, davalı sürücünün kusur oranı nispetinde tazminata hükmedilmesi olmalıdır.
Dosya, trafik kusuru konusunda uzman makine mühendisi bilirkişi ile sigorta hukuku alanında uzman aktüer bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; 04/06/2023 tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge, sigorta poliçesi, hasar dosyası ve ibraz edilen deliller ışığında, —– plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde trafik poliçesi ile sigortalandığı, —- plakalı araç sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca %100 oranında kusurlu olduğu, poliçe tarihi itibarıyla, 01.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına dair Genel Şartlar yönetmeliği kapsamında formülsel yöntemle yapılan değerlendirmeye göre —– plaka sayılı aracın km’si ve değeri birlikte değerlendirildiğinde, araçtaki total değer kaybının 3.306,00 TL olduğu kanaatine varıldığı rapor edilmiştir.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı herhangi bir beyan ve itiraz dilekçesi sunulmamıştır.
Davacı vekili, 22.08.2023 tarihli talep artırım dilekçesi ile değer kaybına ilişkin taleplerini 3.3006,00 TL’ye çıkarmıştır.
Mahkememizce aldırılan, AYM’nin 09.10.2020 tarihli —– yayımlanan — esas —— karar sayılı kararına göre hesaplama yapılan bilirkişi heyet raporunun bu yönleriyle hükme esas alınmaya uygun, gerekçeli ve denetlenebilir bulunduğu, davalı tarafça rapora ve ıslah dilekçesine karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmadığı, değer kaybına yönelik yapılan hesaplamanın hükme esas alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.Yargıtay —–. Hukuk Dairesinin 28/05/2013 tarih—– esas —— karar sayılı ilamında:”Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne, davalının icra takibine itirazının 65.000,00 TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, 6762 sayılı TTK.’nin 1301. maddesinden (6102 sayılı TTK’nin 1472. maddesi) kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Trafik kazaları, nitelikleri itibariyle haksız fiillerdendir. Haksız fiillerde temerrüt tarihi, haksız fiilin meydana geldiği tarih olup, zarar sorumlusunun ayrıca ihbar ve ihtar edilmesine gerek yoktur. Sigorta ettirenin dava hakkı, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Ödeme tarihi aynı zamanda 3. şahsa rücu edebilme tarihidir. Bu nedenle işleten ve sürücünün faizden sorumluluğunun başlangıcının halefiyet başlangıcı olan ödeme tarihi olarak kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, hükmedilen tazminata ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Davacı tarafça temerrüt faizi olarak avans faiz istenilmiştir. Davalının işleteni olduğu araç minibüs olup ticari araçtır. O halde, davada temerrüt faizi olarak ticari faiz niteliğindeki avans faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesi de doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” belirtilmiştir.
Yukarıda anılan içtihat uyarınca her ne kadar davacı tarafça avans faizi talebinde bulunulmuş ise de, kazaya neden olan araç ticari araç olmayıp hususi araç olduğundan yasal faize hükmetmek gerekmiş, yine her ne kadar davacı tarafça, dava dilekçesinde kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiş ise de, ıslah dilekçesinde dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edildiğinden, taleple bağlılık ilkesi uyarınca dava tarihi itibariyle temerrüdün gerçekleştiği kabul edilmiş ve davacının davasının kabulüne, toplam 3.306,00 TL değer kaybı tazminatının 03.11.2022 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, toplam 3.306,00 TL değer kaybı tazminatının 03.11.2022 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 80,70 TL, tamamlama harcı olarak alınan 55,00 TL harcın toplamı olan 135,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 134,15 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan peşin alınan 80,70 TL, tamamlama harcı olarak alınan 55,00 TL harcın toplamı olan 135,70 TL harç gideri, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 201,25 TL posta masrafı olmak üzere toplam 3.336,95 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.306,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibarıyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.